Malezya'da potansiyel tecavüzcüleri korumaya yönelik yasa teklifi

Muhammed İmran Abdulhamid, “Kadınların davranışları ve kıyafetleri, bizi baştan çıkararak kanunları çiğnememize ve ceza almamıza yol açabilir” dedi

Malezya'da eşi tarafından tecavüze uğrayan bir insan hakları aktivisti (Reuters) 

Malezya parlamentosunda bir milletvekili, erkeklerin kadınlar tarafından “tahrik edilip” tecavüze yöneldiğini iddia ederek erkekleri koruma amaçlı bir yasa önerisinde bulundu.

İktidardaki Halkın Adalet Partisi’nden milletvekili Muhammed İmran Abdulhamid, diğer milletvekillerine hitaben konuşmasında, erkeklerin kadınların davranışları ve kıyafetleri yüzünden “tahrik oldukları” için cinsel içerikli suçlar işlediğini savundu.

İnternet üzerinden yayın yapan Malaysiakini adlı haber sitesine göre, parlamentonun üst kanadı Divan Negara’da söz alan Abdulhamid şunları söyledi:

Erkekleri korumak için “Cinsel Taciz Yasası” çıkarılmasını öneriyorum. Kadınların davranışları, konuşmaları ve kıyafetleri erkekleri baştan çıkarabilir ve erkekler ensest, tecavüz, cinsel taciz, porno (izleme) ve benzeri eylemlere yönelebilir (…) Bu önemli, (erkeklerin) korunması gerekiyor. Kadınların davranışları ve kıyafetleri, erkekleri tahrik ederek kanunları çiğnemelerine ve ceza almalarına yol açabilir (…) Bu ülkedeki erkeklerin güvende ve ülkemizin huzur içinde olması için bakanımızdan bu meseleyi dikkate almasını rica ediyorum.

Abdulhamid’in önerisi Senato Başkan Yardımcısı Datuk Seri Abdulhalim Abdussamed’den de destek buldu. Malezya’nın en büyük ve ana muhalefet partisi Birleşik Malay Milli Örgütü’nden Abdussamed, milletvekilinin önerisi için “iyi bir bakış açısı” yorumunu yaptı.

Öte yandan yasa teklifini kınayan Kadınlar Eylem Örgütü (AWAM) adlı sivil toplum örgütü, Abdulhamid’in cinsel şiddette sorumluluğu faillere değil kurbanlara yıktığını belirtti.

Örgütün açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

Senatörün tecavüz, cinsel taciz, ensest, porno ve benzeri vakalarda kurbanları suçlaması kabul edilemez (…) Sonuçta suç işleyen kişiler, davranışlarının sorumluluğunu taşımalı. Mağdurların adalete erişememesi ya da böylesi insanlıktan çıkarıcı bir tecrübenin ardından yaşadıkları zararın tazmin edilememesi düşüncesi, yalnızca korku ve şiddet kültürü yaratılmasına hizmet eder (…) Tüm bunların altında yatan faktörse, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin arzu ya da şehvetten kaynaklandığı şeklindeki varsayım. Ancak bu şiddetin arzu ya da şehvetle hiçbir ilgisi yok. Bu, güç ve nesneleştirmeyle ilgili.

Malezya’nın federal yönetim merkezi Putrajaya, bu yıl içinde bir cinsel taciz yasasını tartışmaya sunmaya hazırlanıyor. Bu çalışma, cinsel tacizden kurtulanların yanı sıra sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan istişarelerin ardından gündeme geldi.

AWAM, senatörün yaptığı açıklamanın söz konusu yasal düzenlemenin bir bölümüne cevaben geldiğini kaydetti.

 

 

Kadınların ve genç kızların haklarını geliştirmeyi amaçlayan Eşitlik Şimdi (Equality Now) adlı sivil toplum örgütünün Asya şubesinden Jennifer Wells-Qu ise konuyla ilgili şöyle konuştu:

Tecavüz, cinsel saldırı ya da diğer çeşit şiddet eylemlerinde kurbanların maruz kaldıkları suistimallerden dolayı cezalandırılması tek kelimeyle “tiksindirici” ve kurban suçlama dediğimiz şeyin ta kendisi. İstismarda bulunan kişi tam olarak bir faildir ve ona göre cezalandırılmalıdır (…) Bu tür yasal düzenlemeleri sunmak, kadınları ve genç kızları daha büyük bir tehlikenin içine sürüklemekle kalmaz, aynı zamanda cinsel şiddet faillerinin yaptıklarının cezasız kaldığı bir ortam da oluşturur. Bu durum ayrıca cinsel ilişkide rıza kavramına ve cinsiyet eşitliğine dair köklü uluslararası normlar ve değerlerle ters düşer.

Malezya hükümetinden cinsel şiddet ve istismara uğramış kadınları ve kızları seslerini yükseltmeye ve adalet aramaya teşvik eden yasaları ve uygulamaları çıkarmasını isteyen Wells-Qu sözlerine şöyle devam etti:

Bu, mağduru suçlayan kültürü irdeleyen ve senatör Muhammed İmran Abdulhamid’in yaydığı zararlı ve yalan yanlış cinsiyet rolleri biçimlerine karşı çıkan politikaları harekete geçirmeyi içeriyor.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre dünya genelinde her üç kadından biri, yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziki ya da cinsel şiddete maruz kalıyor ve bu şiddet çoğunlukla aile içinden geliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptığı hesaplamalar, 2017’de cinayete kurban giden kadınların (87 bin kişi) yüzde 58’inin ya partnerleri ya da aile üyeleri tarafından öldürüldüğünü gösteriyor. Bu veriler dünya genelinde her gün 137 kadının kendi aile fertleri tarafından öldürüldüğünü gösterirken, rakamların giderek yükseldiği de belirtiliyor.

Cinsiyet eşitliğinde zayıf bir sicile sahip Malezya’da geçen yıl eylül ayında yaşanan olayda, iki kadın birbirleriyle rızaya dayalı cinsel ilişki girişiminde bulunarak katı dini kuralları ihlal ettikleri gerekçesiyle kırbaçlanmıştı.

İsimleri saklı tutulan ancak 22 ve 32 yaşlarında oldukları belirtilen kadınların, Terengganu eyaletinde bir mahkemede ailelerinin ve hükümet yetkililerinin huzurunda 6 kez kırbaçlandığı ifade edilmişti.

Geçen yıl nisan ayında İslami ahlak polisi tarafından gözaltına alınan ve “kadınlar arasında cinsel ilişki” suçunu itiraf eden bu çift ayrıca 3 bin 300 Malezya Ringiti (yaklaşık 4 bin 500 TL) para cezasına çarptırılmıştı.

Eşcinsel ilişki, sömürgecilik dönemi ceza kanunu uyarınca Malezya genelinde yasa dışı sayılıyor ve böyle bir cinsel birlikteliğe, kırbaçlanmayla 20 yıla kadar hapis cezası arasında değişen cezalar veriliyor.

Aktivistler hakim Malay Müslüman kültürünün eşcinselliği hassas, hatta tehlikeli bir konu haline getirdiğini söylüyor. Bu durum da LGBT+ üyesi birçok Müslümanın cinsel kimliğini saklamak zorunda kaldığı anlamına geliyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU