İsrail'de Filistinlilere yargıda da çifte standart uygulanıyor

Gösteriler sırasında Filistinlileri öldüren İsrail askerlerinin çoğu, mahkeme tarafından yargılansa da hüküm giymiyor

İsrail güçleri tarafından öldürülen 14 yaşındaki Eyüp için ağlayan kadın / Fotoğraf: Şarku'l Avsat

Hamidu Fahiri, mahallede bir kafede çalışan bir gencin öldürülmesini hala canlı bir şekilde hatırlıyor.

O gün İsrail güçleri bölgeyi devriye geziyordu ve Batı Şeria’nın Tulkarem şehrinde pek çok kişiyi gözaltına aldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu esnada sokakta zihinsel engelli olan Muhammed Habali koltuk değneğine dayanmış bir şekilde yürüyordu. Saniyeler içinde duyulan silah seslerinin ardından Habali yerde yatıyordu. Bu anla ilgili Fahiri, “Bu zavallı adamın nasıl öldüğünü unutamam ve unutmayacağım” dedi.

Olayla ilgili video görüntülerinin yayınlanması pek çok kınamaya neden oldu. İsrail soruşturma başlattı. Görgü tanıkların Habali’yi İsrail askerlerinin öldürdüğünü söyledi. İsrail bu iddiayı çürütmeye çalışmadı ve Habali’yi askerlerinin öldüğünü itiraf etti. Ancak olaydan yedi ay sonra olaya karışan askerler hakkındaki soruşturmada herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.

Associated Press (AP), İsrail ordusunun, Batı Şeria ve Gazze’de bir sene içinde 24 Filistinlinin cinayeti ile ilgili soruşturma açtığını ancak bu soruşturmaların hiçbirinin mahkumiyetle sonuçlanmadığını hatta suçlamalara yol açtığını belirtti. Habere göre çoğu durumda, ordu kilit tanıklarla görüşmedi veya olay yerinden kanıt toplamadı.

İsrail merkezli insan hakları örgütü B’Tselem, on yıllarca Tel Aviv yönetimiyle soruşturmalarda işbirliği yaptıktan sonra bunun sonuçsuz olduğunu görünce 2016 yılında bu işbirliğini bıraktı.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) Sözcüsü Amit Gleutz, "Bir insan hakları örgütü olarak, rejim ile işbirliği yaparak faydalı olmaktan daha fazla zarar verdiğimiz sonucuna vardık, çünkü bu gerçekten sadece bir kamuflaj mekanizması" dedi.

Bu sistemin başarısının “kurbanları koruma değil, failleri koruma kabiliyetiyle” ölçüldüğünü de ekledi.

B’Tselem’e göre 8 yılda, vurulan 200 Filistinliyle ilgili ceza soruşturması yapıldı. Ancak sadece iki olay hakkında ceza verildi. Bu olaylardan biri kamera ile kayıt altına alınan ve yerde yatan yaralı bir Filistinliyi yerde yattığı sırada öldürmesi kamuoyunda tartışılmış ve bunu yapan asker 9 ay hapis yatmıştı. Batı Şeria'daki eski kıdemli bir askeri analist olan ve şu anda İsrail karşıtı söylemleri izleyen bir örgüttün direktörlüğünü yürüten Morris Hersh, "Askerlerin hesap verebilirlikten kaçmalarına yardımcı olmak için en iyiler arasında olan güçlü bir hukuk sistemi kurmadık" dedi.

Öte yandan bu konudaki tartışmaların ciddi yankıları olabilir. Filistinliler İsrail aleyhinde işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) suç duyurusunda bulundu. İsrail mahkemenin yargı yetkisini tanımasa da davaları değerlendirebilir.

22 yaşındaki Habali’nin öldürülmesinden bir hafta sonra Batı Şeria’da bir kampın dışında arkadaşlarıyla oturan Muhammed Nahle adındaki bir genç, bir grup genç tarafından kendilerine taş atılarak kışkırtılmış İsrail askerlerinin  tepeden yukarıya doğru indiklerini gördü. Görgü tanıkları, Nahle ve arkadaşlarının kendilerine doğru gelen cipleri görünce paniğe kapıldıklarını ve gençlerin kampa doğru kovulup orada 18 yaşındaki Nahle’nin öldürüldüğünü söyledi.

21 yaşındaki Ömer Hamidat, balkondan gördüğü olayı şöyle anlattı:

Rastgele ateş açmaya başladılar. Hiçbir çatışma olmadı.” Habali ve Nahle’nin öldürülmesinden aylar sonra bile İsrail konuyla ilgili çekilmiş görüntüleri talep etmedi ve görgü tanıklarını dinlemedi.

Her iki olayda da benzer bir açıklama yapan İsrail ordusu, askerlerinin kendilerine taş atan onlarca Filistinliye karşı cevap verdiklerini söyledi. İsrail eski Askeri Başsavcı Yardımcısı Eli Baron, “bu gibi durumlara genellikle 'üzücü olay' nitelemesi yapıp suçlular hakkında herhangi bir cezai karar verilmiyor” dedi.

Şunu da ifade etmek gerekir ki, İsrail Gazze’de geri dönüş eylemlerinde çoğu silahsız 200 kişiyi öldürdü.

2005 yılında bölgeden kuvvetlerini çeken İsrail, Gazze sınırında yapılan eylemlerde Filistinlileri sınırdan geçerek İsrail’e girmeye çalışmakla suçluyor. Bu konuda İsrail askeri silahlı çatışma yasasını uygulayarak ateş açma konusunda askerlerine önemli yetkiler verdi. İsrail’in yasaları bu şekilde yorumlaması BM ve insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor.

Gazze’deki Cibaliye kampındaki karanlık odada İbrahim Eyüp İsrail askerleri tarafından başından vurulan 14 yaşındaki oğlunu hatırladı ve “bu çocuğu öldüren kişi suçunu itiraf etmeyecek ama biz sesimizi yükseltmek zorundayız” dedi.

Nitekim aile Filistin İnsan Hakları Merkezi aracılığıyla İsrail ordusunu şikayette bulundu. Olaydan bir yıl sonra mayıs ayında iki görgü tanığından olayın ayrıntılarının anlatılması istendi. Bundan sonra davayla ilgili herhangi bir bilgi gelmedi.

Öte yandan İnsan Hakları Merkezi el-Mizan, ordunun merkezi 50 davada görgü tanıklarından ifade ya da delil talep etmediğini söyledi. Cenevre Akademisinde hukuk uzmanı Anisa Bilal’e göre “İsrail bunu yapmadığında yargılama hakkını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne devredecektir. Mahkeme, 2015 yılında İsrail zulümlerine karşı "ilk soruşturma”yı  açtı, ancak soruşturma tarihini henüz açıklamadı.

Bu konudaki soruşturmalar karşısında İsrail Gazze’de 7, Batı Şeria’da 16 olayla ilgili soruşturma başlattığını açıkladı. Bunlardan üç dava kapandı, ikisi iç disiplin soruşturması olarak ele alındı. Elleri kelepçeli ve gözleri bağlı 16 yaşındaki bir çocuğun öldürülmesi davası dahil olmak üzere kapandı.

İsrail ordusu, Gazze ayrımcı duvara yakın mesafede bulunan ve üzerinde gazeteci ceketi bulunan AP fotoğrafçısı ile ilgili bir olayla ilgili soruşturma başlattı.

Şarku'l Avsat'ın haberine göre gazeteci iyileşene kadar bir İsrail hastanesinde tedavi gördü. Olayla ilgili bir görgü tanığı ifadesi alınmadı. Sonuçta İsrail ordusu, “gazeteciye ateş açılmadı zaten İsrail ordusu gazetecileri dikkatli olmaya çağırmıştı” açıklamasında bulundu.

Gazze ve Batı Şeria’daki açılan soruşturmalar ise henüz başlangıç aşamasında. Bu davaların içinde Habali ve Nahle davaları da var. Batı Şeria ile ilgili sonuca ulaşmaya yaklaşan sadece iki dava var. Bunlardan biri kampta bulunan ambulans görevlisinin öldürülmesi davası.

Hamas’ın yönetiminde bulunan Gazze genellikle İsrailli müfettişlerin girmesi zor bir yer. Batı Şeria’daki kanıtların toplanması ise geceleyin ve ciddi tehlike altında gerçekleşiyor ve arabulucular bazen işbirliğini reddediyor. Müfettişler, İslami ilkelere göre hızlı bir şekilde cenazenin gömülmesinden dolayı otopsi sonuçlarına da ulaşamıyor.

Ancak gözlemciler, bu sorunların teknolojik imkanların kullanılarak aşılabileceğini söylüyor. Onlar İsrail ordusunu neredeyse askerlerin ifadelerine dayanan bir sistem kurmakla suçluyor ve davaların kapanması için bu şahitlikleri yeterli bulmuyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'tan Independent Türkçe için çeviren: Hülya Şekerci

DAHA FAZLA HABER OKU