Bilim insanları tartışmaya son noktayı koydu: İklim değişikliğini inkar edenler yanılıyor

Yeni çalışma “gezegenimizin iklimindeki hızlı değişimlere insan faaliyetinin yol açtığını gösteren bol miktarda kanıtı” destekliyor

20. yüzyılda dünyanın en az yüzde 98’inde gözlenen ısınma, daha önceki ısınma dönemleriyle “keskin bir karşıtlık” içeriyor (Reuters) 

Yeni bir araştırma gezegenimizdeki hızlı sıcaklık artışının doğal döngünün bir parçası olduğunu iddia eden iklim değişikliği “inkarcılarının” yanıldığını kanıtlıyor. Uzmanlara göre çalışma, küresel ısınmanın son iki bin yılda doğal dalgalanmaların sınırlarını aştığını ve “benzerine rastlanmamış” ölçekte gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Nature adlı akademik yayında yer alan bulgularda, 20. yüzyılda dünyanın yüzde 98’inden fazlasında gözlemlenen ısınmanın, soğuk ya da sıcak periyotlarla “keskin bir karşıtlık” gösterdiği anlaşılıyor. Donmuş Thames Nehri üzerindeki ünlü buz festivallerinin düzenlendiği “Küçük Buzul Çağı” soğuk periyotların en bilinen örneklerinden.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ayrıca dalgalanmalar bölgesel bazda meydana gelirken, 20. yüzyılda başlayan ısınma dünyanın farklı kısımlarında da gözlemlendi.

Araştırmacılar son iki bin yılda gerçekleşen ve doğası gereği küresel olduğu varsayılan MS 800’le 1200 arasındaki Orta Çağ Sıcak Dönemi ve 1300’le 1850 arasındaki Küçük Buzul Çağı gibi iklim değişikliklerini inceledi.

Sıcak ve soğuk dönemler, insan faaliyetinin fosil yakıt kaynaklı büyük miktarda sera gazı salımına başladığı Sanayi Devrimi öncesinde “küresel eşevreliliğe” sahip değildi.

Örneğin Küçük Buzul Çağı boyunca en düşük sıcaklığın 15. yüzyılda Büyük Okyanus’un orta ve doğu bölgelerinde, 17. yüzyılda Avrupa'nın kuzeybatısı ve Kuzey Amerika’nın güneydoğusunda, 19. yüzyılın ortalarındaysa farklı bölgelerde bulunduğu görülüyor.

 

 

Araştırmacılar önceki dönemlerin, iklimin doğal değişkenliğiyle aynı eksende oluştuğunu da belirtti.

Öte yandan son 150 yıldaki hızlı ısınma çok daha farklı. Bu, dünyanın yüzde 98’inden fazlası için son iki bin yılın en sıcak dönemi olan 20. yüzyılda kendini gösterdi.

Çalışmanın yazarlarından ve New York’taki Columbia Üniversitesi'nden Dr. Nathan Steiger şunları söyledi:

Bu küresel eşevreliliğe sahip ısınma dönemi geçmişte gördüklerimizden çok farklı ve bu eşevrelilik iklimin doğal değişkenliğiyle açıklanamaz. (…) Geçmişte gözlemlediğimiz geniş örüntüler doğal değişkenlikle uyumlu ancak mevcut dönemde durum bu değil. Geçmişe dönüp baktığınızda bunlar aslında bölgesel fenomenlerdir. Avrupa’da ya da Orta Pasifik’te soğuk dönemler var. Ancak bunlar küresel değiller, günümüzdeki sıcak dönem aslında bu noktada (diğer dönemlerden) ayrılıyor. Sanayi Devrimi sonrası mevcut ısınma dönemi boyunca dünyanın yüzde 98’ininde bu eşevreli ısınmanın yaşandığını ortaya çıkardık. Bu, son iki bin yıl içinde daha önce gerçekleşmiş iklim değişkenliğinden tamamen ayrılıyor ve zıtlıklar içeriyor.   

Geçen aylarda YouGov-Cambridge Globalism Project’in bir anketinde ABD’lilerin yüzde 13’ünün insan faaliyetinin iklim değişikline “hiç bir etkisinin bulunmadığı” ifadesine katıldığı ortaya çıkmıştı.

Bu çalışmada yer almayan, Londra Üniversitesi Akademisi’nden (Uni̇versi̇ty College London, UCL) Profesör Mark Malin şunları söyledi:

Son iki bin yıl boyunca küresel iklim sadece son 150 yılda eş zamanlı değişti; gezegen yüzeyinin yüzde 98’inden fazlası ısınmaya devam ediyor. Bu makale, gözlenen bu mevcut eşevreli küresel ısınmanın doğal iklim döngüsünün bir parçası olduğunu iddia eden iklim değişimi inkarcılarını artık durdurmalı. Bu makale iklimdeki geçmiş bölgesel ve yerel değişimlerle insan kaynaklı sera gazı salımının küresel etkileri arasındaki çok keskin farkı gösteriyor.

UCL’den meslektaşı Profesör Simon Lewis, çalışmanın “gezegenimizin iklimindeki hızlı değişimlere insan faaliyetinin yol açtığını gösteren bol miktarda kanıtı” desteklediğini söyledi. 

Lewis sözlerini şöyle sürdürdü:

Yeni güçlü analizler ve büyük uğraşlarla derlenmiş son veriler, son birkaç on yılın tekrar ön plana çıktığını gösteriyor: Her yerde sıcaklık artıyor. Londra’nın bunaltıcı sıcak hava dalgası içinde otururken, geriye şu önemli soru kalıyor: Halklar iklimi dengede tutmak adına sera gazı salımını sıfıra düşürmeleri için hükümetleri ve iş dünyasını acil önlemler almaya zorlayacaklar mı?

Press Association’dan da yararlanılmıştır

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/environment

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU