Türkiye ekonomisi ve tarihilik

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Türk ekonomisi 1946'dan bugüne -1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008- pek çok kriz yaşamıştır. Cumhuriyet hükümetlerinin söz konusu krizlerin aşılması için çeşitli reçeteler uyguladıklarını biliyoruz.

Anılan krizler içinde en yıkıcı olanlarından biri şüphesiz Şubat 2001 Krizi'dir. 2001 krizinin ardından ekonomi-siyaset ilişkileri yeniden biçimlendirilmiş, yapısal nitelikli reformlar, "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı"nın temel unsurlarını oluşturmuştur.

Merkez bankasının bağımsızlaştırılması ve bağımsız düzenleyici kurumların oluşturulması işte bu yapısal reformlar çerçevesinde yaşama geçirildi. Bu dönemde merkez bankasının, "araç bağımsızlığı"na vurgu yapılırken para politikasının yürütülmesinde hükümetten bağımsız karar alma kabiliyeti yasal güvence altına alındı.

Özetle Türkiye ekonomik krizler konusunda oldukça deneyimli bir ülke. Geçmişte ülkemizde yaşanan ekonomik krizlerin aşılması için izlenen doğru politikalar olduğu gibi yanlış politikalar da oldu.

O halde geçmiş deneyimlerimizden ders çıkararak doğru politikaları korumalı, yanlış politikaları da terk etmeliyiz. Dahası geçmişin doğru politikaları üzerine yeni "doğru politikalar" eklemeliyiz.

Tam da yakın tarihimizin özgün düşünürlerinden biri olan Takiyettin Mengüşoğlu'nun işaret ettiği gibi insan tarihi bir varlıktır. Tarihilik, insanın geçmişi, geçmişteki başarılarını bilmesi, şimdiyi geçmişin başarılarını dikkate alarak ve geleceği hesaba katarak yaşaması demektir.

Oysa kimi toplumlar pozitif bir gelenek, bir devamlılık kurmazlar. Böylesi toplumlarda kurumlar değil, şahıslar ön plandadır. Şahısların ön planda olduğu toplumlarda kurumların devamlılığından söz edilemez.

Oysa kurumlar bağlamında "tarihilik" olgusu bütün ağırlığı ile kendini gösterir. Her kurumun kökü geçmişte, yani dündedir. Dün tabii ki de bir tabu değildir; dünden gelenle her an hesaplaşmak gerekir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yapılan edilen inkâr edilmez, yok sayılmaz çünkü dünün hem olumlu hem de olumsuz yanlarından faydalanılabilir. Olumsuz olan, gelişmeye engel olan bir kenara atılır; olumlu olanla yola devam edinilir.

Mengüşoğlu'nun dikkat çektiği gibi hiçbir kurum, hiçbir insan kendisiyle başlayamaz. Kendisinden önceki insanların olumlu ve olumsuz eylemlerini göz önünde bulundurmak, onlarla hesaplaşmak durumundadır.

Hiçbir insan, bu insan ne kadar yetenekli olursa olsun, kendisinden önce yapılan-edilenlere karşı ilgisiz kalamaz; kalmamalıdır da. İnsan yalnızca anda yaşayan bir varlık değildir. Aksine insan tarihi bir varlıktır.

Tarihi bir varlık olmak, ne geçmişi bir daha diriltmemek üzere ölmüş kabul etmek, ne de geçmişte olan biten her şeyi donuklaştırarak devralmak anlamına gelir.

Aksine tarihilik demek, geçmişte olup-bitenleri, bütün insan başarılarını gözden geçirmek demektir. Sonuçta dünden faydalanmak demek, günümüzün yaşam koşullarına canlılık veren, canlılık kazandıran, onları ilerleten kurumlardan, politikalardan faydalanmayı ifade eder.

Bazı politikalar vardır ki günümüzde geçerliliğini yitirmiştir. Böylesi politikalar şüphesiz terk edilmelidir. Yazının başında da belirtiğim gibi geçmişte yaşadığımız ekonomik krizlerde belirlediğimiz kimi politikalar -üstelik de test edildi- bugün için de doğrudur.

Merkez bankasının bağımsızlaştırılması ve bağımsız düzenleyici kurumların oluşturulması gibi. İşte bu doğru politikalar korunmalı, bunların yanına yeni "doğru" politikalar eklenmelidir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU