Merkez Bankası para mı basıyor?

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Merkez Bankaları önceleri altın karşılığında para yaratırken (ki özellikle savaş yıllarında ne karşılığı para basıldığı da çok net değildir) 1970’li yılların başından itibaren farklı biçimlerde para yaratma mekanizmaların sahipler. Örneğin TCMB piyasadan 100 TL’lik altın veya döviz alarak 100 TL’lik banknotu ihraç ediyor, yani para basıyor. Tabii ki sadece bu değil. TCMB, Devlet Borçlanma Senetleri (DİBS) alarak, Reeskont kredisi vererek (aslında bu şekilde ihracatçıdan vadeli döviz alıyor) de para yaratabiliyor.

Yine TCMB bankalara DİBS, döviz tevdiatı karşılığında da kredi açabiliyor (APİ). Burada öncelikle bir açıklama yapalım; TCMB’nin bastığı para yani banknot TCMB’nin vadesiz borçlanma senedidir ve pasifte yer alır. Örneğin TCMB bir bankadan 100TL değerindeki bir DİBS’i alıp karşılığını da nakit olarak öderse; aktifine DİBS (+ 100) pasifine de Banknot (+ 100) yazar. Bu durumda TCMB 100 TL para basmıştır, karşılığı da DİBS’tir.

Bir banka TCMB’ye verdiği DİBS karşılığının yarısını nakit; yarısını da TCMB’de mevduat olarak tutmak isteyebilir. Bu durumda TCMB 50 TL para basmış ve pasifteki banknot hesabına (+ 50) yazmıştır. Kalan 50 TL de yine pasifte bankanın TCMB’deki mevduat hesabına girmiştir. Bu durumda da aktif ve pasif eşittir. Ancak durum biraz değişmiştir. TCMB 50 TL para basmış ama ekonomiye toplamda 100 TL likidite aktarmıştır. TCMB’nin toplam borcu nakit artı banka mevduatı 100 TL’dir. Bilindiği gibi bankalar TCMB’de zorunlu karşılık ve EFT yükümlülüklerini yerine getirmek için mevduat tutmak zorundadır. 

Bu kısa teknik açıklamadan sonra gelelim TCMB’nin karına ve bundan ayrılan yedek akçesine…

Piyasa yaklaşık 10 yıldır likiditeye sıkışmış durumda. TCMB bu likidite eksiğini gidermek için APİ ile piyasaya kredi açıyor. APİ zaman zaman 140 milyar TL’lere yükselmiş olsa da bu günlerde 75 milyar TL civarında. Yani bankalar likiditeye sıkışınca TCMB, örneğin yüzde 24 faiz ile bankalara kredi açıyor. Biz APİ’nin 100 TL olduğunu kabul edelim. Demek ki TCMB her yıl kullandırdığı bu kredi karşılığında kabaca 24 TL yıllık bazda piyasadan faiz kadar likidite çekiyor. Peki, bu durum TCMB bilançosunda nasıl muhasebeleştiriyor? Aktifte 100 TL DİBS; pasifte ise bankalar 24 TL faizi kendi hesaplarından TCMB'ye ödemişlerse, Banknot + 50, Bankalar mevduatı + 26 olarak yazılıyor. Bu durumda 24 TL pasife kar olarak ekleniyor, eşitlik değişmiyor. Eğer banka faizi hesaptan değil nakit ödeseydi; Banknot + 26, Bankalar mevduatı + 50, kar da + 24 olarak kaydediliyor.

Geldik yedek akçe konusuna… 

TCMB 24 TL’lik karından 14 TL yedek akçe ayırdığını varsayarsak, pasifte kar + 10 TL, Yedek Akçe de + 14 TL olarak ‘öz kaynaklar’ kaleminin altına kaydediliyor.

Şimdi bu yedek akçe Hazineye aktarılıyor. Bu bilançoyu nasıl değiştirecek; pasifte yedek akçe sıfırlanacak yine pasifte Hazine mevduatına + 14 yazılacak. Bu TCMB’nin yükümlülüğü olacak ve Hazine istediği anda bu mevduatını çekerse Hazine mevduatı sıfırlanacak, pasifte banknot tutarı 14 TL artacak yani sonuçta para basılacak ve/veya ekonomiye likidite aktarılacak. Dolayısıyla bu ‘”para basma değildir” demek yanıltıcıdır.

Diğer taraftan, "Zaten TCMB piyasadan faiz olarak aldığı likiditeyi; kar ve yedek akçesini Hazine’ye aktararak piyasaya geri veriyor" önermesi doğru mudur? 

Evet…

Çünkü piyasada bankaların likidite sıkışıklığından dolayı ortaya çıkan faiz geliri olarak piyasadan çekilen likidite, piyasaya yeniden farklı kanaldan girmiş oluyor. 

İşin tekniği bu şimdi sonuçları tartışılabilir…

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU