CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu'nun 17 yıl hapsi istendi

İstanbul Cumhuriyet Savcısı, esas hakkındaki mütalaasında CHP'li Canan Kaftancıoğlu'nun 4 yıl 10 aydan 17 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi

Fotoğraf: AA

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na “Cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama, halkı kin ve düşmanlığı tahrik etmek ve terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından 17 yıl hapis istemiyle açılan davanın ikinci duruşması bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde görüldü. 

Mütalasını sunan savcı ise Kaftancıoğlu'nun tüm suçlamalardan cezalandırılmasını istedi.

Canan Kaftancıoğlu'nun avukatları delillerin değerlendirme aşamasına geçilmeden mütalaa verilmesine karşı çıktı.

 

kaftancıoglu.JPG
Fotoğraf: Twitter 

 

Kaftancıoğlu'nun avukatları ayrıca soruşturmanın sadece TV programı değil tweetler üzerinden de genişletilmesini talep etti.

Duruşma 6 Eylül'e ertelendi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bir kısmı sahte olduğu tespit edilen 7 yıl önceki sosyal medya paylaşımları nedeniyle 17 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, mahkemede yaptığı savunmada, "Neymiş suç aygıtım? Top, tüfek, silah değil. 7 yıl önce attığım tweet'ler yani sosyal medya paylaşımları. O anın sözünü hayatın sözü gibi algılar ve yıllar sonra yorumlamaya kalkarsanız eğer memlekette bu salonlarda sosyal medyada o anın duygusunu sözünü aktaran milyonlar haricinde başka bir davalı göremezsiniz" diye konuştu.

Kaftancıoğlu savunmasında CHP İstanbul İl Başkanlığı'na seçilmesinin ardından yaşanan süreci şu sözlerle özetledi:

Bakın ne ilginçtir:
13 Ocak’ta il başkanı seçiliyorum
15 Ocak’ta jet hızıyla soruşturma başlatılıyor
 Aynı gün ne tesadüf ki Sn Cumhurbaşkanı şikayetçi oluyor ve hızlıca soruşturma dosyasına dahil ediliyor.
24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen önce 22 Mayıs 2018’de soruşturma izni veriliyor
22 Mayıs 2019’da 31 Mart İstanbul seçimleri iptal edilmiş, 23 Haziran seçimlerine giderken iddianame oluşturuluyor ve 5 gün içinde kabul ediliyor
Mazbatadan bir gün sonra 28 Haziran’da da ilk duruşmamız vardı. Hatırlanacağı üzere.
Bu gün 18 Temmuz yine bir aradayız.
Sürecin işleyiş hızı, şekli, daha da önemlisi tarihleri alt alta sıraladığımızda söz konusu yargısal sürecin siyasi niteliğini göstermesi bakımından önemli. 

Kaftancıoğlu savunmasında sosyal medya aracılığıyla fikir beyan etmesinin temel hak olduğunun altını çizdi, ifade özgürlüğü vurgusu yaptı:

Tüm vatandaşların elinde tuttuğu telefonların canlı yayın araçlarına dönüştüğü, her bir bireyin açıkça yurttaş gazeteciliğini yaptığı bir dönemde, bir insan hakları savunucusu, bir siyasetçi, bir hekim, bir vatandaş olarak benim de toplumsal olaylar karşısında düşüncelerimi ifade etmem takdir edersiniz ki en temel hakkım ve görevimdir. (...) Tweet'lerimde bu ayrımı gözeterek siyasi bir kimlik, duyarlı bir vatandaş, başkalarının acılarını duyumsayabilen bir hekim, başkalarının acılarına ağlayabilen bir kadın olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı sıfatıyla yaptığı partisel, ideolojik ve kutuplaştırıcı siyasi anlayış ve yaklaşımlarına eleştiride bulunarak bu ideolojik ve kamplaştırıcı siyaset dil ve üslubuna yüksek sesle itiraz ederek düşünce ve ifade özgürlüğünde bulundum.

"Gülen'e meczup demem kimleri rahatsız etti?"

İktidar mensuplarının büyük çoğunluğunun “Hocaefendi” diyerek el etek öpmek için randevu sırasına girdikleri, devletin bütün kaynakları ve kadrolarını peşkeş çektikleri bir dönemde 1981 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakultesi Psikiyatri bölümünde psikotik bozukluk tanısı konulan ve ilkokul mezunu olduğu bilinen Fetullah Gülen’e meczup demiş olmam ve yukarıda söylediğim tespitleri yapmış olmam kimleri ve neden rahatsız etmiş olabilir? Bu twitin Cumhurbaşkanına hakaretle ne ilgisi var? 

Kaftancıoğlu duruşma sonrası Twitter hesabından yaptığı paylaşımda yargıyı eleştirdi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU