Boris Johnson şu an yeterince kötü, bir de devlet başkanı olsaydı ne olurdu, düşünün

Son zamanlarda politikacılarımızın parti liderlerini bulma konusunda ortaya koydukları iş, gayet iç karartıcı ama daha kötüsü de olabilirdi

Tüm bunlar başkanlık sistemi altında çok daha zor olurdu (Reuters)

Boris Johnson, Başbakan'a Sorular'da yüksek sesle "Kesinlikle hiçbir şey ve hiç kimse, özellikle de o, bizi durduramayacak" diye ilanda bulundu. Ayrıca siyasi kariyerinin "daha yeni başladığını" da söyledi.

Bu bir şaka olabilir. Eğer değilse o zaman kendinizi politik distopyaya hazırlayın, tabii halihazırda daha o noktaya varmamışsak.

Bu ifadeler, güven oylaması ve geçen haftaki jübile beni soğuk terler içinde uyandırdı. Çünkü rahatsız edici bir soruyu gündeme getirmişlerdi: Ya bu hödük gerçekten bir devlet başkanı olsaydı? Eski bakan yardımcısı Jesse Norman'ın başbakana yönelik müthiş eleştirisinde belirttiği gibi; sanki o konumdaymış gibi hareket etmeye çalışan birini değil, gerçek bir başkanı kastediyorum.

Muhafazakarlar anketlerdeki iç karartıcı oranlarla, bir çift muhtemel ara seçim yenilgisiyle, hayat pahalılığı krizinin devamıyla karşı karşıya ve neredeyse ölü doğan, başbakanlığın "resetlenmesi" konusuyla ilgili tüm boş laflara rağmen, liderlerinin çözüm üretemediği hissiyatına yaygın olarak sahip.

Sallantıdaki disiplinsizlik ve bozulma programı halihazırda tartışılırken, yeni ve kesin bir güven oyuna göz yummayı içeren kıyamet günü ihtimali de halen masada beklerken; uzun, soğuk ve mutsuz bir kışa giren ve kendini korumak konusunda hassasiyetle bilenmiş Muhafazakar içgüdü, partinin milletvekillerinin muhtemelen bıçaklarını yeniden keskinleştirmesine yol açacak.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sorun şu ki aradaki sürede, periyodik boş laf patlamalarına sahne olan ve aylarca süren bir sürüklenmeyle karşı karşıyayız. Bu ülke, Britanya'daki yaşamı geliştirmek yerine mızmızlanan "Büyük Köpek"i desteklemeye kendini adayan hükümetin çabalarından daha fazlasına ihtiyaç duyuyor ve bunu hak ediyor.

Ancak biz cumhuriyetçiler için rahatsız edici gerçek, bunun bir başkanlık sistemi altında çok daha zor olacağıdır. Örneğin ABD'ye bakın. Görevdeki başkomutanı makamından almak için mekanizmalar var ama pratikte bu neredeyse imkansız.

Azil soruşturması gerçekte sadece muhalefetin Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğa sahip olmasını gerektiriyor ki bu da ABD'de gayet yaygın rastlanan bir durum. Ama mahkumiyet için Senato'nun üçte ikisine ihtiyaç duyuluyor.

Donald Trump, kendisinin seçilmesine destek için yabancıların müdahalesini isteme girişimi ve bunun soruşturulmasını engellemeye yönelik müteakip çabaları sebebiyle iktidarı kötüye kullanmaktan ve Kongre'yi engellemekten azledilmişti. Komedyen John Oliver bunu ve diğer günahları "aptal Watergate" olarak tanımlamıştı. Doğrusu gördüğüm en iyi özet.

Ancak Trump, ayaklanmayı kışkırtmak gibi daha ciddi bir suçlama önüne konduğunda da mahkumiyet kararı vermeyi reddeden Senato tarafından kolayca aklandı. Evet doğru, o dönem görevde sadece bir haftası kalmıştı. Ama ne önemi var?

Richard Nixon, Demokratik Ulusal Komite'nin Watergate binasındaki merkezini dinleme girişimi halen gayet mankafaca bir şey olsa da, aptallıktan daha uzak Watergate'i atlatamadı çünkü istifa etmişti.

Boris Johnson'ın da aynısını yapacağı herhangi bir durum olup olmadığını kendinize sorun.

Jesse Norman gibi eleştirmenlerin düzenli biçimde Britanya başbakanlarını bu konuda öncülük etmeye çalışmakla suçladığı güçlü başkanlık sisteminin dezavantajı işte bu (Hem Margaret Thatcher hem de Tony Blair'e de bu eleştiriler savrulmuştu).

Norman ve meslektaşları harekete geçebilir çünkü Britanya'da seçmen doğrudan liderine oy vermiyor. Bu hesaplama başkanlık sistemi altında farklı olacaktır, ABD'dekinden daha iyi kontrol ve dengeler içerse bile (ve o cephede hiçbir güvence yok).

Birçok kişi muhtemel bir alternatif olarak İrlanda sistemine işaret ediyor ve söz konusu sistem, önerilmesini sağlayacak çok özelliğe sahip. Orada, sınırlı (olsa da önemli) yetkileri olan devlet başkanının rolü büyük ölçüde sembolik.

35 yaş ve üzerinde olmaları ve en az 20 İrlandalı milletvekili veya 4 yerel makam tarafından aday gösterilmeleri gerekiyor. Saygıdeğer ve kıdemli bir devlet insanına uygun.

Neredeyse tüm hayatım boyunca Britanya siyasetinin ne kadar kötü bir seviyeye geldiğini duyduğum için buna hiç dikkatimi vermemiştim. Ama şimdi? Şimdi, mantıklı bir noktayı işaret ettiklerini düşünüyorum. Son zamanlarda siyasetçilerimiz parti liderlerini ve/veya başbakanları bulma konusunda oldukça iç karartıcı bir iş çıkardı. Birbirini izleyen sıkıntılı başbakanlıklar, mevcut tarihi rezaleti getirdi.

Başkanlık sistemi daha demokratik olurdu ve ırsi intikal sistemini ait olduğu yere, tarihin çöplüğüne göndermenin zamanı gerçekten geldi de geçiyor. İşin aslı, kraliyet ailesi altın kafesinden kurtulmayı hoş karşılayabilir.

Ancak Britanya'da durum böyleyken, Prens Charles bile neredeyse alternatiflerin çoğundan daha iyi bir seçenek gibi görünmeye başlıyor. Neredeyse. İşte bu yazacağımı asla düşünmediğim bir şeydi.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU