İran’ın ensesindeki ABD tehdidi ve istihbarat savaşı

İran, geçtiğimiz ay İran Devrim Muhafızları’na bağlı istihbarat teşkilatıyla ilgili yeni bir karar aldı. Teşkilatın yurt dışında ABD’ye odaklanan faaliyet alanının genişletilmesine ilişkin karar, kapsamlı bir istihbarat savaşına girildiği anlamını taşıyor

Bir İranlı, dün Tahran’da bir camideki Cuma namazı sırasında ‘Amerika’ya Ölüm’ yazılı bir bayrak taşırken / Fotoğraf: Reuters

İran Devrim Muhafızları (DMO), Stratejik İstihbarat Müdürlüğü’nün, teşkilatın genişletilmiş misyonunun bileşenlerinden biri olarak DMO İstihbarat Teşkilatı şemsiyesi altına girdiğini duyurdu. 

Resmi İran kanalları, 18 Mayıs’ta, DMO İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hüseyin Tayyib’in görevine devam ettiğini, daha önce DMO Stratejik İstihbarat Müdürlüğü’nün başında olan Hasan Mahacgi’nin ise başkan yardımcısı olarak atandığını duyurdu. Karara göre önceki yardımcı Hasan Necat ise, DMO Sosyal ve Kültürel İşler Başkanlığı yardımcılığına getirildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İran’da devrimin yapıldığı 1979 yılından bu yana DMO İstihbarat Topluluğu, bir dizi değişikliğe uğrayarak Resmi İstihbarat Bakanlığı aleyhine daha fazla güç kazandı. İran İslam Devrimi'nin siyasi, hukuki ve ruhani lideri Ayetullah Humeyni’nin ülkenin yönetimini ele almasından sonra DMO İstihbarat ve Soruşturma Birimi, istihbarat faaliyetlerinin baş sorumlusu oldu.

1980 yılında DMO, Irak-İran Savaşı nedeniyle askeri istihbaratta faaliyet alanını genişletti. Daha sonra, 1983 yılında DMO’ya bağlı iç güvenlik birimlerinden İstihbarat Bakanlığı oluşturuldu. Bu bakanlık dış operasyon görevlerini de üstlendi. Bir süre sonra DMO’ya bağlı istihbarat biriminin adı İstihbarat Müdürlüğü olarak değiştirildi.

İran suikastları

İstihbarat Bakanlığı, Hizbullah ve Devrim Muhafızları ile işbirliği içinde, bir dizi suikastın gerçekleştirilmesinde kilit bir rol oynadı ve 80’li ve 90’lı yıllar arasındaki dönemde yurtdışında yaklaşık 60 operasyon gerçekleştirdi.

Savaşın ardından 1990 yılında İran, DMO’ya bağlı dış operasyon birimi olarak Kudüs Gücü’nü kurdu. Yeni kurulan bu yapı, olağanüstü askeri operasyonlar gerçekleştirmek, yurtdışındaki radikal ve silahlı gruplarla olan ilişkileri güçlendirmekten sorumlu. Bu yeni gücün üyeleri arasında İstihbarat Müdürlüğü ve Ramazan Üssü’nün kıdemli subayları da bulunuyordu. Sözü edilen Ramazan Üssü, Irak-İran Savaşı sırasında düşman hatları ardında özel operasyonlar planlama ve yönetmenin yanı sıra Irak rejimine muhalif isyancıları destekleme faaliyeti de yürüten bir merkezdir.

Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin seçilmesi ve 1999 yılında düşünürler, entelektüeller ve rejim muhaliflerine uygulanan yoğun suikast eylemlerinin ortaya çıkmasından sonra “Yüce Rehber” Ali Hamaney, İstihbarat Bakanlığı’na güvensizlik duyarak Devrim Muhafızları İstihbarat Müdürlüğü'nü paralel bir istihbarat bakanlığı seviyesine çıkardı. 2005-2006 yılları arasında ise DMO Strateji Merkezi’nden Stratejik İstihbarat Müdürlüğü doğdu. 2009 seçimlerinden sonra patlak veren protestoların ardından İranlı yetkililer, protestoları önleme konusundaki başarısızlığından dolayı İstihbarat Bakanlığı’nı eleştirerek bakanlık içerisindeki belirgin bölünmeleri gündeme getirdi. Bunun sonucunda istihbarat subaylarına yönelik bir temizlik operasyonu gerçekleşti. İslam Cumhuriyeti, DMO İstihbarat Müdürlüğü’nü bir teşkilat düzeyine yükseltme kararı alarak bütçesini ve faaliyet alanını genişletti. Devrim Muhafızları İstihbarat Teşkilatının faaliyetleri temelde karşı istihbarata ve iç güvenliğe odaklandı.

Bu cümleden olarak Kudüs Gücü, İstihbarat Bakanlığı aleyhinde daha fazla önem kazandı. 2010 yılı başlarında nükleer programına yönelik ABD ve İsrail saldırılarına karşılık olarak İran Kudüs Gücü, 400 Birliği adı ile bilinen kendisine özgü dış operasyon ekibi kurdu. Bu birlik, Lübnanlı Hizbullah ve Filistinli İslami Cihat örgütleri ile 2010 yılı başlarında ABD ve İsrail hedeflerine yönelik gerçekleştirdikleri bir dizi saldırıda oldukça düşük başarı oranları elde etti.

İran’ın istihbarat hedefinde ABD var

Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, DMO’nun özellikle ABD’ye odaklanarak görev alanının genişletildiğine işaret etti. DMO Komutanı ve Yardımcısına görev takdimi töreninde konuşma yapan Selami, DMO İstihbarat Teşkilatının yurtdışı istihbaratına yönelik faaliyet alanını genişleteceğini, teşkilatın çalışma alanının tüm rejim, İslam Devrimi ve İran’a yönelik tehdit coğrafyası olacağını ifade etti. Konuşmasının devamında, “Biz bugün Amerika’ya karşı kapsamlı bir istihbarat savaşı içerisindeyiz. Bu ortam, psikolojik ve elektronik operasyonların, askeri harekatların, kamu diplomasisinin ve korku yayma eylemlerinin birleşimini kapsar” ifadeleri kullanan Selami’ye göre Devrim Muhafızlarının, istihbarat ve ABD’nin davranışlarını analiz etmekten bir an bile vazgeçmemesi gerekiyor. Selami, başarı ölçüsünü ise şu sözlerle belirledi: “İstihbarat savaşında düşmanı yenebiliriz. Düşmanın güç kullanma isteğinin önünü alırsak bu, onun gücünün yönünü değiştirme konusunda başarılı olduğumuz anlamına gelir.”

Stratejik İstihbarat Müdürlüğü’nün DMO İstihbarat Teşkilatına katılması, epey yankı uyandırdı. Devrim Muhafızları ile bağlantılı basın, bu birleştirme eyleminin, Hasan Mahacgi’nin DMO İstihbarat Teşkilatının yeni yardımcısı olarak atanması ile eş zamanlı uygulamalardan biri olduğunu belirtti. Muhtemeldir ki bu birleştirme adımı, mevcut rekabeti sınırlandırmak ve istihbarat birimlerini yeni görevleri yerine getirmek adına daha iyi bir şekilde düzenlemek için atıldı. Bununla beraber birtakım sürtüşmelerin baş göstermesi uzak bir ihtimal değil. Nitekim Hasan Mahacgi, alışkanlık üzere Muhafız subaylarını beraberinde İstihbarat Teşkilatına götürüyor. Stratejik İstihbarat Müdürlüğü hakkında kamuya açık pek fazla bilgi bulunmamakla birlikte DMO’ya bağlı raporlar, Müdürlüğün faaliyetlerini, General Selami’nin DMO’nun karşılaştığı karmaşık ve çok yönlü ortama dair açıklaması ile ilişkilendirdi. Bu durum, Müdürlüğün görevinin, stratejik istihbarat kavramının genel tarifini kapsadığına işaret ediyor. Yani operasyonel ve taktiksel tarzlarla ulusal düzeyde mevcut olan tehditleri belirlemek.

ABD’nin adımına İran’dan karşı hamle

DMO İstihbarat Teşkilatının izlenen yaklaşıma odaklanması ve yurtdışındaki faaliyet portföyünü genişletmekle birlikte daha önemli istihbarat görevlerini üstlenmesi söz konusu olabilir. Teşkilatın, DMO’da ABD’yi hedef alan böylesi faaliyetlerin düzenlenmesinde daha büyük bir rol oynaması mümkün. DMO’nun İslam Cumhuriyeti’nin güvenlik ve askeri kararlar ayağı üzerindeki egemenliğine bakılırsa DMO İstihbarat Teşkilatının, İran’ın yurtdışında izlediği politikaları desteklemek bakımından daha merkezi bir rol oynayacağı söylenebilir.

DMO İstihbarat yapısındaki son değişikliklere ABD’den gelen olası tehditler yol açtı. 2017 yılında Amerikan basını, Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA) İran’a dair kaynak ve bilgi toplamak adına İran misyon merkezi kurduğunu belirtti. General Selami, DMO’nun ABD’ye karşı açık bir istihbarat savaşı içerisinde olduğu düşüncesini dile getirirken oldukça netti. Bu durum, DMO’nun, kendisine uygulanan baskının miktarını hissettiğini gösterir. DMO İstihbarat Teşkilatının yeniden yapılanması ayrıca, DMO’nun ABD tarafından yabancı terör örgütleri listesine dahil edilmesinden sonra gerçekleşiyor. General Selami’nin General Muhammed Ali Caferi’nin yerine almasındaki sebep de buydu. Nitekim General Caferi, ABD’ye doğrudan tehditler savurdu. Bu tehditlerden biri de ABD’nin İran’a yaklaşık bin kilometre mesafedeki askeri üslerini boşaltması gerekeceği yönündeydi. Bu durum, tehdide arka çıkma ve destek çıkmaya yönelmesi halinde Tahran’ı, ABD’ye karşı doğrudan askeri çatışmaya girme tehlikeleri ile dolu bir duruma düşürdü.

DMO İstihbarat Teşkilatının görevlerinin, İran İstihbarat Bakanlığı görevleri ile iç içe geçmesi, bunun da yetki karışıklığı ve aralarında kayda değer bir rekabete yol açması mümkün. General Selami’nin geçtiğimiz Mayıs ayında İstihbarat Bakanlığı ile DMO İstihbarat Teşkilatı arasında bir toplantı düzenlemesinin sebebi de muhtemelen mevcut ve önceki rekabet haliydi. Selami, toplantı konuşmasında bu iki büyük teşkilatın, İran rejiminin gözlerini temsil ettiğini ve birbirinin mütemmim cüzü olduğunu söyledi. DMO İstihbarat Teşkilatının sahip olduğu üstünlük göz önünde bulundurulduğunda iki kurumun yurtdışındaki ortak eylemlerinin bir işbirliği içerisinde olması muhtemel.

Başarısızlıklar ve etkileri

İstihbarat Bakanlığı son zamanlarda birçok başarısız operasyonda yer aldı ki bu durumun, DMO İstihbarat Teşkilatının rolünü güçlendirme kararı üzerinde de bariz bir etkisi oldu. 2018 yılında Arnavutluk, Danimarka ve Fransa’daki yetkililer, komplo veya casusluk suçlamaları ile İran İstihbarat Bakanlığı’nda çalışan ajanları tutukladı veya sınır dışı etti. Söz konusu operasyonlardan en bilineni ise Paris yakınlarında rejime yönelik bir muhalefet topluluğunun hedef alınması idi. Aynı şekilde Hollandalı yetkililer de, 2015 yılında İran’ın birine suikast uygulamak için iki suçludan yardım istediği sonucuna vardıktan sonra İranlı iki diplomatı sınır dışı etti. Yetkililer, suçlulardan yardım isteyen kurumun adını zikretmedi. Daha sonraki tutuklama operasyonları, görevlerin yerine getirilmesinde dış kaynakların yardımına başvurulduğu konusuna daha fazla ışık tuttu. Bu durum, 80’li ve 90’lı yıllar arasındaki dönemde yurtdışında gerek yürütme gerekse de desteklemede çoğunlukla Hizbullah ajanları kullanılarak yapılan yaklaşık 60 suikast operasyonu ile karşılaştırıldığında Bakanlığın gücünde belirgin bir gerilemeyi gözler önüne serdi.

DMO İstihbarat Teşkilatı, her ne kadar rekabet ihtimalini artırsa da bilhassa ABD hedefleri konusunda görevlerin birbiri ile bağlantısı ölçüsünde Kudüs Gücü ile birlikte çalışabilir. Belirtmekte fayda var ki 2010 yılı başlarında birtakım başarısızlıklara imza atan Kudüs Gücü’nün Almanya’da şüpheli ajanları yetkililer tarafından tutuklanırken Orta Afrika Cumhuriyeti’nde de bir hücresi ortaya çıkarıldı. DMO İstihbarat Teşkilatı'nın operasyonlarda Kudüs Gücü’ne mi dayanacağı yoksa kendisine özgü dış operasyon birimi oluşturmaya mı başvuracağı henüz belli değil.

DMO İstihbarat Teşkilatının görev alanının genişletilmesi, İran Devrim Muhafızlarının İslam Cumhuriyeti’ndeki istihbarat topluluğuna egemen olduğunu gösterdi. Halihazırdaki çabalar, İran’ın ABD’ye karşı asimetrik istihbarat hamlesini genişletme konusundaki özenini ve açık hedefin ABD’yi İran’a karşı askeri güç kullanmaktan men etmek olduğunu yansıtıyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'tan Independent Türkçe için çeviren: Aybüke Gülbeyaz

 

 

DAHA FAZLA HABER OKU