Cumhurbaşkanı Erdoğan: S-400 konusunda ABD temsilcisi gibi konuşanlar var, Türkiye yaptırım kapsamında değil

Medya yöneticileriyle bir araya gelen Erdoğan: İnanıyorum ki Trump bu oyuna gelmeyecektir

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazete ve televizyon kanallarının genel yayın yönetmenleri, bazı yazar ve akademisyenlerle Vahdettin Köşkü'nde bir araya geldi.

Erdoğan, bir gazetecinin "S-400 ve F-35'in bir ülkede aynı anda savunmaya katılması muazzam bir şey. O hedef için, biz de o stratejiye yönelik kime ne görev düşer onu öğrenebilir miyiz?" sorusuna karşılık Erdoğan, şunları kaydetti:

S-400 bir hava savunma sistemidir. O ayrı bir konu. Ama F-35'e geldiğimiz zaman o bir taarruz silahıdır. Fakat biz tabii buradaki 9 ortak ülkeden bir tanesiyiz. Hatta hatta biz burada, ortak olmanın ötesinde üretimine katılan ülkeyiz. Fakat bütün bunlara rağmen, bu yapılan hem dostluğa, hem böyle ortaklığa da yakışmıyor. S-400 farklı bir şey F-35 farklı bir şey. Ve biz burada ödeme planında da, ödemelerini en sağlıklı şekilde yapan bir ülkeyiz. 1 milyar 400 milyon dolar şu ana kadar biz F-35 ile ilgili ödeme yaptık. Bir diğer taraftan da parçaların üretimine yönelik, bunları da yapıyoruz. Şu anda ben tabii Başkan Sayın Trump'ın altındakilerle aynı düşüncede olduğuna inanmıyorum ve bunu da en son Osaka’da beraber yaptığımız toplantıda tüm dünya basınının önünde kendi arkadaşlarına falan çok açık, net söyledi. Sayın Trump’ın duruşu bu olduğuna göre, bunun dışında da herhangi bir şeyi biz şu ana kadar ilgili birimlerimizle tespit etmiş değiliz. Ve temenni ederim ki F-35 konusunda farklı bir istikamette gelişme olmaz. Şimdi ikide bir bazı yaptırımlardan bahsediliyor. Ben bu konuda da, yani Sayın Trump'tan aldığım izlenimlerden de hareketle söylüyorum. Böyle bir durumun, mesela CAATSA,  bunu ikide bir söylüyorlar. Tamam da şimdi CAATSA ile ilgili, bu konuda imzayı Sayın Trump 2017'de attı. Bizim CAATSA ile ilgili şu projemiz bizim onun da öncesine gidiyor. CAATSA'nın kapsamı içinde Türkiye yok, böyle bir şey söz konusu değil. Dolayısıyla daha da ileri gidecek olursak, bunun içinde F35 ile ilgili de herhangi bir şey söz konusu değil. Onun için bu oyunlara gelmeden, biz devletler arası bu ciddiyetten hareketle adımımızı attık, atıyoruz ve buralarda ben herhangi bir sıkıntı doğacağına inanmıyorum. Yolumuza kararlı bir şekilde devam ediyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'li Cumhuriyetçi Kuzey Carolina Senatörü Lindsey Graham'ı "Türkiye düşmanı" olarak niteledi, "Böyle bir zatın, senatoya getirmiş olduğu bu tehdit, Türkiye ile ABD ilişkilerini adeta bozmaya yönelik hesapsız bir tehdittir. Ben inanıyorum ki Sayın Trump bu oyuna gelmeyecektir" dedi.

"Trump ile görüşebiliriz"

Türkiye'nin F-35 programından çıkarılmasının müttefiklik ruhuna aykırı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı son dönemde Amerikan yönetimiyle temas olup olmadığıyla ilgili olarak önümüzdeki günlerde bir heyet geleceğini söyledi:

Şimdi konuyla ilgili olarak savunma bakanımız, Amerikan savunma bakan vekiliyle görüşmeleri oldu. Görüşmenin sonunda da savunma bakanı Türkiye’ye bir heyet, önümüzdeki hafta içerisinde gönderecekler ve muhataplarıyla görüşmeleri burada yapacaklar. Bu arada gerek, Sayın Bolton’la İbrahim Bey, gerekse bu arada gelişmeyle ilgili de Sayın Trump’la da bir görüşme yapmamız söz konusu olabilir. Bunu da yapılan görüşmelerle tespit edeceğiz.

"S-500'ü Rusya ile birlikte yapacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "S-400 füzeleriyle beraber 24 batarya geldi bildiğimiz kadarıyla. Bunların füzeleri Rusya'dan mı gelecek? Burada mı üretilecek? Bunların devamlı bir akışı olacak mı? Bunlar aktive edildiğinde sadece Türkiye'nin kontrolünde mi yoksa Ruslar da bunu görecek mi?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

Rusya ile bağlantılı olan konularda bütün hassasiyetlerimizi kendileriyle konuştuk. Bu hassasiyetler içinde bu anlaşmayı yapmış bulunuyoruz. Adımları buna göre atmış bulunuyoruz. Bu süreklilik tabii ki devam edecek. Burada ortak üretim dediğimiz olayın altında ne yatıyor? Bu yatıyor. Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de ortak üretim üzerinde hassasiyetle durduk. Hatta hatta belki biz bu sürecin arkasından S-500 olayını da yine Rusya ile yapmak durumu söz konusu. Bunları da görüştük, konuştuk. Bugünü şu anda düşünmüyoruz çok daha ileri süreci düşünmek durumundayız. Zira etrafımızda bizler için tehdit oluşturan bazı ülkeler varsa, bunlara karşı bizler de tedbirimizi almak durumundayız. Bunların hepsi bu tedbirin birer ön ayaklarıdır. Bu adımları da buna göre attık, atmaya da devam ediyoruz.

Rusya ile ilgili muhtemel bir sorunda S-400'ün savunma sisteminin Rusya'ya karşı da kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin sorusuna "Bunun kontrolü tamamen bize aittir. Burada silahlı kuvvetlerimiz kontrolü tamamen elinde tutacaktır. Yazılım konusu, ortak üretimle ilgili süreçtir. Ortak üretimle ilgili süreçte bu adımlar atılacaktır" şeklinde yanıtladı.

S-400 anlaşmasını Türkiye tarihinin en önemli anlaşması olarak niteleyen Cumhurbaşkanı; Rusya'ya gönderdikleri 100 kişinin bu konudaki eğitimlerini aldığını anlattı. 

Erdoğan, "Onlar eğitimlerini alırken, adeta bir öğretmen edasıyla bu eğitimi aldılar. Çünkü onlar da döndükten sonra burada yetiştirecekler. Bu sayılar yeterli sayılar değil. Bu 100, belki çarpanı 10 olacaktır. Yetiştirecekleri arkadaşlarımızla birlikte geleceğimize daha emin adımlarla yürümüş olacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "S-400 hakkında olumsuz yorumlar yapılması, böyle bir güvenlik meselesinin iç siyaset konusu haline getirilmeye çalışılması hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık, milli ve yerli kavramlarının kendisi için özel olduğunu ifade etti:

Bunlar adeta ülke içinde, Gazi'nin geçmişte söylediği gibi ihanet şebekeleri. Bu ihanet şebekeleri, bugün olduğu gibi yarın da olacak. Bunların ismi Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin'dir ama haindir. Şu anda bu terör örgütünün içinde kod isimlerini açtığınız zaman bakıyorsunuz Muhammed de var. İşte en son öldürülen... Hatta arkadaşlarıma dedim ki bu ismi kullanmayın. Bu Peygamberimize hakaret olur. Böyle bir şeyin olmadığı yerde ecdadımız kullanmamış bu ismi. Mehmet'e biz nereden gelmişiz? Muhammed'ten gelmişiz. Hatta bunu ecdat Mehemmed diye yumuşatmış daha sonra da Mehmet'e gelmiştir. Durum böyle olduğuna göre bizim buradaki duruşumuz çok çok önemlidir.

"Alternatif getirmesi gerekenler onlar"

"G20'de ılımlı mesajlar veren Donald Trump ile ABD yönetimi arasında bir yaklaşım farkı olduğu görülüyor. Yaşanan S-400 sürecinin ardından yine orta yol bulunabilir mi? Bundan sonrası için ABD ile savunma anlaşmalarının kapısını kapatmadan acaba nasıl alternatifler üretilebilir?" sorusuna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

Burada aslında bu orta yolun en önemlisi F-35. 9 ülke var, bir tanesi biziz. 1 milyar 400 milyon dolar şu ana kadar ödeme yaptık. Taksitlerimizde hiç aksama yok. Diyoruz ki 'siz illaki bizim S-400 almamamızı istiyorsanız, biz alternatif çalışmak istiyoruz. Verin bize patriotları, sizden de patriot alalım. O da olsun, o da olsun elimizde.' Çünkü elimizde alternatiflerimizin olması lazım ki bu noktada geleceğe emin adımlarla yürüyelim. Bunun karşısında bize daha farklı alternatif getirmiyorlar. Alternatif getirmesi gerekenler onlar. Türkiye malum ABD ve İngiltere'den sonra 100+16 uçakla tedarikte 3. sırada yer alıyor. Şimdi böyle olduğuna göre bizim özellikle F-35'te ortaya koyduğumuz bu plana sadık kaldığımıza göre bizim gösterdiğimiz sadakate karşımızdakilerin de göstermesi gerekir diye düşünüyorum. Özellikle bu CAATSA'yı önümüze sürüyorlar. Başkan Trump'ın CAATSA yaptırımlarından feragat etme ya da erteleme yetkisi var. Tablo böyle olduğuna göre zaten orta yolu bulması gereken sayın Trump'ın kendisidir. Biz beraber dostça oturduğumuz zaman o sözlerinde açık ve net, ben de açık ve netim. Açık açık kendisiyle konuştuk. Biz kapsamlı bir savunma işbirliğini de yapabiliriz. Buna da Trump bugüne kadar hep olumlu baktı, hatta hatta 75 milyar dolarlı ticaret hacminin, son görüşmede hatta 100 ifadesini de kullandı. Biz 75 milyar dolar, 100 milyar dolarlık ticaret hacmini konuştuğumuz dönemde bu tür dedikodularla mı uğraşacağız? Bunlarla niye uğraşalım? Üstelik biz, stratejik ortağız. Stratejik ortaklığımızın da gereğini yapalım.

"NATO'nun bundan mutlu olması lazım"

"S-400'ü almamız NATO'nun geleceğini nasıl etkileyecek? AB'nin yaptırımları gündeme gelirse, AB üyesi ülkelerle savunma işbirliklerimiz etkilenir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

NATO'yu nasıl etkiler noktasında, NATO'yu güçlü etkiler. NATO'nun bundan mutlu olması lazım. NATO'nun en güçlü ayağı 3-5 ülke varsa, bunun bir tanesi Türkiye'dir. Hele hele bu bölgede Türkiye NATO'nun en güçlü ayağıdır. Ödeme planlarına baktığımız zaman ABD'den sonra 2. ve ya 3. sırada ödemelerini en sağlıklı şekilde yapan ülke de Türkiye'dir. Avrupa'nın meşhur zenginleri var ya onların hiç birisi bizim gibi ödeme yapmıyor. Bu tür vecibelerini yerine getiren Türkiye'ye karşı aldığımız bu S-400'ler malzeme noktasında da güvenlik noktasında da savunma sistemleri noktasında da güçlü olmamız kime güç katacaktır? Aynı zamanda NATO'ya güç katacaktır. Şu anda bizim en sıkıntılı anımızda savunma sistemlerini istediğimizde 4 ülke bize patriotlar noktasında destek verdi. Bunlar da ne denli sağlıklı olacak o da ayrı düşündürücü bir konumda. Süreler yakın her an çekilebilir durumdalar. 

AB üyesi ülkelerin ellerindeki en büyük silahlarının ekonomik yaptırımlar olduğunu ifade eden Erdoğan, "Yeter ki benim milletim notumuzu düşürmesin. Onların not düşürmesi bizi o kadar ilgilendirmiyor. Şu anda bizim enflasyonumuz 15,7'ye düşmüş vaziyette. Bu yıl sonuna kadar hedefimiz tek haneli rakama enflasyonumuzu düşürmek. Tek haneli rakama enflasyonumuzu yıl sonuna kadar düşürdüğümüz anda, faiz oranlarında yıl sonuna kadar belli bir hedefimiz var. Bunu da başaracağız. Ciddi manada bunu düşüreceğiz. Bu düştüğü anda enflasyonun ciddi manada düştüğünü göreceksiniz. Şu andaki hedeflerimizi belirledik. Adımlarımızı buna göre atacağız" diye konuştu.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU