Can Yayınları “Kürdistan” ifadesinin farklı çevrildiği Coelho kitabını toplatıyor

Yazar Paulo Coelho’nun "On Bir Dakika" adlı romanında “Kürdistan” ifadesinin geçtiği cümlenin farklı çevrilmesi sansür tartışmalarına neden oldu, yayın evi sahibi Can Öz, kitabın toplatılacağını ve ifadenin düzeltileceğini açıkladı

Kolaj: Independent Türkçe

Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun, Saadet Özen’in çevirisiyle, Can Yayınları tarafından Türkiye’de “On Bir Dakika” ismiyle yayınlanan romanındaki “Kürdistan” ifadesi yerine farklı bir cümle kullanıldığı farkedildi.

 

Sosyal medyada yer alan paylaşımlarda, kitabın orijinal metninde "She went into an Internet cafe and discovered that the Kurds came from Kurdistan, a non-existent country, now divided between Turkey and Iraq" cümlesinin yer aldığı görüldü.

Ancak bu cümle, “O (Maria) bir internet kafeye girdi ve Kürtlerin, Kürdistan’dan -şu an Türkiye ile Irak arasında bölünmüş, var olmayan bir ülkeden- geldiklerini öğrendi” yerine, “Maria internet kafeye girdi; internette, Kürtlerin Ortadoğu’da yaşadığı yazıyordu” şeklinde çerilmişti.

Öz: Okurlar haklı, ilk baskıda düzelteceğiz

Sosyal medyadaki paylaşımlar üzerine Can Yayınları'nın sahibi Can Öz, resmi Twitter hesabından açıklama yaptı.

Öz, "Paulo Coelho'nun romanındaki çeviri ile aslı arasındaki farkların sorumlusunu, editörünü bilmediğini, baskının çok eski olduğunu" söyledi. 

"Yayıncının böyle kafasına göre metne müdahale hakkı yoktur" diyen Öz, tepki gösteren okurları haklı bulduğunu kaydederek, "İlk baskıda düzelteceğiz” ifadelerini kullandı. 

Kitabın yarından (pazartesi) itibaren toplatılacağını söyleyen Can Öz, çevirmen Saadet Özen'e de destek verdi.

 

 

Can Öz Twitter @ccanozz.jpeg
Can Öz / Fotoğraf: Twitter @ccanozz

Özen: Coelho'nun bütün çevirileri en son kendi ajansına gider, hiçbir kelimeyi bilerek sansürleme hakkını kendimde görmedim

Kitabın çevirmeni Saadet Özen ise resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "çevirinin en son noktada, yazarın ajansına gittiğini" vurgulayarak, şu ifadelerde bulundu:

Ben ne gördüysem onu çevirdim. Coelho’nun bütün çevirileri en son kendi ajansına gider. Sadece çeviriler değil çıkacak röportajlara kadar her şeye ajans karar verir. En azından eskiden öyleydi, şimdi nasıldır bilmiyorum. Şahsen, hiçbir kelimeyi bilerek sansürleme hakkını bugüne kadar kendimde görmedim. Anlatılanı, söyleneni doğru bulup bulmamaktan bağımsız olarak yazar yazmışsa yazmış. Can Yayınları’nın yaptığına da şahit olmadım. Mahkemeden sansür durumunda satırların üzerinin siyaha boyanarak basıldığı (sansürün belli edecek şekilde) bir-iki durum hatırlıyorum. Bu çevirinin de üzerinden yıllar geçti. Ancak yayıneviyle bu konuda konuştuğumuzu hiç hatırlamıyorum. Büyük ihtimalle konusu geçmiştir, fakat bana kimsenin “şöyle yapma, böyle yap” dediğini hatırlamıyorum. Kitap zaten tamamen başka bir hikayeyi anlatıyordu. Mahkemeden sansür durumunda satırların üzerinin siyaha boyanarak basıldığı (sansürün belli edecek şekilde) bir-iki durum hatırlıyorum. Bu çevirinin de üzerinden yıllar geçti. Ancak yayıneviyle bu konuda konuştuğumuzu hiç hatırlamıyorum. Coelho politik bir tartışmanın içinde olmak istemiş midir, olmamayı mı tercih etmiştir, kitabın genelinden çıkarılabilir bence.

 

 

Saadet Özen Twitter @zen_saadet. jpg
Saadet Özen / Fotoğraf: Twitter @zen_saadet

 

Independent Türkçe

 

DAHA FAZLA HABER OKU