Kılıçdaroğlu: Bu ülkeyi haramilere ve taşeronlarına teslim etmeyeceğiz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin haftalık olağan grup toplantısında milletvekillerine ve partililere hitap etti. Konuşmasında Canan Kaftancıoğlu'na verilen mahkumiyt kararı, Atatürk Havalimanı'nın yıkımı ve Aynur Doğan konserinin yasaklanması gibi konulara değinen CHP lideri, SADAT ziyareti hakkında da konuştu ve "Samimi müslümanlar bunların karşısında dimdik durmalılar" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Beni dikkatle dinlemenizi ve söylediklerimin Türkiye sathında dillendirilmesini istiyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Sloganın ötesine geçmek zorundayız. Halkın iktidarı halka güçlü olarak güven vermek zorundadır. Dolayısıyla hepimizin ayrı ayrı sorumluluğu var. Bu ülkeyi haramilere ve haramilerin taşeronlarına teslim etmeyeceğiz. Hedefimiz budur. Baskılar var biliyorum. Ama ne yaparlarsa yapsınlar kararlılıkla yürüyeceğiz" dedi.

"Mücadelemiz demokrasi mücadelesidir"

Gezi davasında tutuklananların ailelerin ziyaret ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Onlar demokrasi talebinde bulunanların, haksız yere hapse atılanların aileleri. Demokrasiye sahip çıkan, bu ülkede adaleti gerçekleştirmek için mücadele edenlerin aileleri ve onlar haksız bir şekilde hapse atıldılar. Onlarla berber olacağız, aileleriyle beraber olacağız. Onların düşünceleri ve idealleri ile birlikte olacağız. Mücadelemiz demokrasi ve yargı bağımsızlığı mücadelesidir. Mücadelemiz, hakkı, hukuku bu ülkede inşa etme mücadelesidir" diye konuştu.

"Yapılan her şeyi satıp yediler"

Verilere dayanarak konuşmak ve toplumu ikna etmek zorunda olduklarını kaydeden CHP lideri, "Şunu hafızanızdan hiç çıkarmayın. AK Parti iktidarlarına kadar ülkeye 57 hükümet hizmet etti. 57 hükümetin harcadığı para 713 milyar dolar. Osmanlı'nın borcunu ödediler, Keban Barajı'nı, Atatürk Barajı'nı, Sümerbankları, Etibankları yaptılar. Demir ağlarla döşediler, gübre fabrikaları, şeker fabrikaları… Her şeyi yaptılar. Onurlu durdular, kimseye gidip yalvarmadılar. El avuç açmadılar. ‘Her fabrika bizim için kaledir' diyorlardı. 713 milyar doları harcadılar ve Türkiye'yi 1990 yılında Türkiye'yi dünyanın en gelişmiş 29 ekonomisinden biri yaptılar. AK Parti iktidar oldu, harcadığı para 2 trilyon 631 milyar dolar. Ve Türkiye G-20 liginden düşüyor, 23'üncü ülkeye geriliyor. Gittiğiniz yerde şu soruyu sorun: AK Parti'nin yaptığı bir şeker fabrikası, bir gübre fabrikası gösterin. Bir PETKİM gösterin. Neyi yaptılar? Cumhuriyetin 57 yılda yapılan bütün fabrikalarını sattılar, o parayı da yediler" dedi.

"İnançları ve kimlikleri kullanarak insanları farklı yönlere dikkatini çekerek öbür taraftan milyarları götürdüler" diyen CHP lideri, açıkladığı verilerin Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri olduğunu söyledi.

"Tarihimizde eşi görülmedik şekilde bir soygun düzenini başlattılar"

Harcanan paraya göre yapılan yatırımların çekirdek kaldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Tarihimizde eşi görülmedik şekilde bir soygun düzenini başlattılar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni borç batağı ile karşı karşıya bıraktılar. Şu anda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın borcunun yüzde 60'i döviz ve altın. Milliyetçi olduğunu söyleyen Bahçeli de bunu kabul ediyor. Her kur arttığında hem borcun, hem faizin artıyor. 2022'nin başında merkezi yönetimin borç stoku 2 trilyon 747 milyar Türk Lirası idi.  2022'nin ilk 3 ayında döviz arttı, altın arttı, bu borç 3 trilyon 19 milyar liraya çıktı. Parayı verenler kimler? Bu salondakiler devlete altın ve dolarla borç para vermedi. Bir avuç insandan aldığınız borç 3 ay içinde 3 trilyon 19 milyar liraya çıkıyor. Hazine durduk yerde 272 milyar lira yük altına girdi" dedi.

"Milyonlar 5'li çeteye çalışıyor"

"Eğer ekonomi doğru yönetilseydi 272 milyar lirayla ne yapılırdı" diyen Kılıçdaroğlu, bu parayla yapılabilecekleri şu şekilde sıraladı:

13 milyon 650 bin emekliye net asgari ücret kadar bayram ikramiyesi verilirdi. Üstüne, çiftçiye her yıl verilen destek tam 3 kat artırılabilirdi. Maliyeti 64 milyar. Bunun üstüne ücretle çalışan yaklaşık 6,5 milyon ücretliden sosyal güvenlik primini siz ödemeyin devlet olarak ben ödeyeceğim diyerek asgari ücreti net 5 bin liraya çıkartabilirdi. Üstüne, geliri açlık sınırın altında olan yaklaşık 4 milyon hanenin her birine 5 bin lira tutarında gıda çeki ve 4 bin lira tutarında enerji çeki verebilirdiniz. Bütün bunların üstüne petrol ve doğalgazdan alınan ÖTV'yi sıfırlayabilirsiniz. Yine para artıyor. 5'li çeteye sağlanan mali imkanların büyüklüğünü görüyor musunuz?

"Milyonlar 5'li çeteye çalışıyor" diyen Kılıçdaroğlu, bu örneklerin her yerde verilmesini istedi.

"Ofis çiftçinin kara gün dostuydu, ithalatçıların dostu oldu"

Çiftçilerin ve besicilerin sıkıntılarını da bildiğini dile getiren CHP lideri, çiftçilerin iktidar mensuplarına "Neden Trakya büyüklüğündeki alan ekilmiyor?" diye sormalarını istedi. Çiftçinin zarar ettiği için ekim yapmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "5'li çeteye, tefecilere para var ama bizi besleyene gelince para yok" dedi.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) binalarında "Ofis çifçinin kara gün dostudur" yazdığını belirten Kılıçdaroğlu, "TMO şimdi ithalatçıların dostu oldu" diye konuştu.

Buğday üreticisi çiftçilerden 2 bin 250 liraya satın alan TMO'nun bir süre sonra tonunu 6 bin 700 liraya ithal ettiğini belirten CHP lideri, "Bizim çiftçiye ton başına 6 bin 700 lira verseydi bizim çiftçi hem bizi, hem Ortadoğu'yu beslerdi. AK Parti iktidarı kimsen yana? Bu soruyu soracaksın çiftçi kardeşim, sormazsan ağzındaki lokmayı da alırlar" dedi.

Aynur Doğan konserinin iptal edilmesine tepki: Türküden korkulur mu?

Aynur Doğan'ın konserinin Derince Belediyesi tarafından iptal edilmesine tepki gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, Doğan'ın "Dar Hejiroke (İncir Ağacı) şarkısının sözlerini okudu.

Kılıçdaroğlu, Şener Şen ve Meltem Cumbul'un başrolünde oynadıkları Gönül Yarası filminde çalınan o şarkı ve ilgili sahneyi hatırlatarak, "Şarkının ezgisi zaten başlı başına insanın yüreğinde burukluk yaratıyor. Siz bu şarkıyı yasaklıyorsunuz. Türkiye bu noktaya gelmemeli, getirilmemeli. Bu şarkıların, türkülerin tamamı bizim. Diyarbakır'da dengbejleri dinledim. Bunların hepsi bizim. Kürtçe şarkı söyledi diye nasıl yasaklarsınız? 21'inci yüzyılda yaşıyoruz. Her şarkı bizim şarkımız, her türkü bizim türkümüz" dedi.

Bunları söylediği için "Kılıçdaroğlu sus" diye sosyal medyadan kampanya başlatıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Feriştahınız gelse beni susturamazsınız. Rengarenk bir Türkiye'de yaşayacağız. Her şey güzel olacak. Her şey kucaklaşacak. Barışı, huzur getireceğiz bu ülkeye. Herkes türküsünü, şarkısını özgürce söyleyecek. Birbirimize farklı bakmayacağız artık. Bir şarkıdan, bir türküden korkan olur mu? Olmayacağız. Yürekli olacağız" dedi.

Türkiye'nin adım adım 12 Eylül karanlığına sürüklenmek istediğini savunan CHP Genel Başkanı, Türkiye'yi buradan çıkaracaklarını söyledi.

Kaftancıoğlu kararı

Partisinin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki mahkumiyet kararının onanmasının Erdoğan'ın bir siyasi intikamı olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu ,şöyle konuştu:

Yasaklarla özellikle siyasi tutuklularla Türkiye asla yol almamıştır. Parti kapatmakla, farklı düşündü diye hapse atmakla bir ülkeye demokrasi gelmez. Canan hanımın hapse atılmasını isteyenler, seçilmiş mahkemeler, hakimler... O hakimler şunu unutmasın bu ülkeye demokrasiyi, özgürlüğü size rağmen getireceğiz. Bu ülkeye kardeşliği saraya rağmen getireceğiz. Hak etmeyen bir kişiyi hapse atıyorsanız, çok kişiyi öldüren IŞİD militanlarını da serbest bırakıyorsanız bu ülkede bir şeyler oluyor demektir. Bir adaletsizlik, sorun var demektir. O sorunun üzerine kararlılıkla gitmek zorundayız

"Canan Kaftancıoğlu İstanbul il başkanımızdır"

Bir adaletsizlik kabul edildiğinde her yerde binlercesinin türeyeceğini, o nedenle adaletsizlik karşısında susmayacaklarını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Adaletsizlik kime yapılırsa mücadelemizi sürdüreceğiz. Siyasi yasaklar, adaletsiz düzen birimize yapıldığı an hepimize yapılmanın kapıları açılır. Adaletsizlik aynı Kovid gibidir süratle yayılır ve bütün alanı enfekte eder. O nedenle karşı durmak gerekiyor. Buradan genç muhafazakar seçmenlere de seslenmek isterim. Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız ve kararsız kalırsanız zalimin tarafını seçmiş olursunuz. O nedenle kendisini muhafazakar olarak tanımlayan genç seçmenlerin de aynı duruşu sergilemeleri gerekir" dedi.

Kılıçdaroğlu, "İl başkanımızın siyasi yasak kararını asla tanımıyorum. Mahkemeyi de tanımıyoruz, verdiği kararı da tanımıyoruz. Canan Kaftancıoğlu İstanbul il başkanımızdır" diye konuştu.

"Yolunu kaybeden bir MHP var"

SADAT'a yaptığı ziyaret hakkında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  SADAT'ın çatışmaların hüküm sürdüğü bölgelerde iş yaptığını ve aynı zamanda o bölgelerde müteahhitlik işleri de yaptığını belirterek, "Kâr amaçlı bu şirket. Kurucusu Erdoğan'ın eski danışmanı emekli bir general. Şirket ne iş yapıyor? 'Suikast, gayri nizami harp, bomba imalatı, istihbarat, gerilla, özel kuvvetler harekatı, psikolojik harp harekatı, sabotaj, pusu, tahrip' anlatılıyor. Bunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin danışmanlığında ne işi var? Bu SADAT'ın görevi nedir bilgi almak istiyoruz dedik. İki kişi geldi haber verelim dediler bir daha gelmediler. Bu kadar korkak bir yapı" dedi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

SADAT bir de ideolojik zırh tanımlamış kendisine. Bir devlet kuracak, o devletin içinde Türkiye'de olacak -herhalde bu bölümü Bahçeli dinliyordur- devletin adı Asrika devleti. Asrika Devleti başkan tarafından yönetilecek, İstanbul başkenti olacak resmi dili de Arapça olacak. Bahçeli ne diyor ben asıl onu merak ediyorum? Bunlara destek veriyorsun. Baş danışmanlık yaptığı zaman sen de onlarlaydın.  Ben o kapıya neden gidiyorum? Neden mücadele ediyorum, kimin mücadelesini veriyorum. Bayrağımın, vatanımın mücadelesini veriyorum. Açıkça ifade edeyim yolunu kaybeden bir MHP var. Bunlar Erdoğan'ın yanında hizalandılar. Soruyorum sana ne danışmanlığı verdiler? Çık anlat kardeşim. Sen bunları ne için kullandın? Bunlarla mı bizi korkutmaya çalışacaksın. Sen kim olursan ol CHP'yi, bireylerini asla korkutamazsın

"Mütedeyyin kesim de artık uyanmalıdır"

"Mütedeyyin kesim de artık uyanmalıdır. Karşımızda kendi uydurdukları din zırhına bürünmüş bir yapı vardır" diyen Kılıçdaroğlu, "Samimi müslümanlar bunların karşısında dimdik durmalılar. Samimi müslümanlar Asrika karşısında da dimdik durmalıdırlar. Mektupçu mafyalara, kendini derin devlet ilan etmiş müptezellere, milletimizin özgürlüklerini tehdit etme gafletinde bulunanlara da sesleniyorum. Haddinizi bilin. Karşınızda Türkiye'nin dindarları, sofuları, inançları ve inançsızları vardır. Hepsinden önemlisi karşınızda dimdik duran ahlaklıları vardır. Karşınızda CHP vardır. Bizler mafyaya karşı, mafyanın artıklarına, sarayın çömezlerine karşı, mafyadan medet uman siyasetçilere karşı mücadele etmek zorundayız" dedi.

 

Independent Türkçe

 

 

DAHA FAZLA HABER OKU