Sekiz örnekle seks kültleri: Kendi sınırlarını çizen "anormal" topluluklar

"Bizlerin inandıklarıyla sanrılar arasındaki sınır, düşündüğümüzden daha bulanık olabilir"

Children of God'ın toplantıları da pek çok kişinin vecde kapılmasını sağlıyordu (AP)

"Cinci hoca", "badeci şeyh", "kedicik" gibi ifadeleri art arda okuduğumuzda çoğumuzun aklında bir şeyler canlanıyor. Bazılarımızın yüzünde müstehzi bir gülümseme, bazılarımızın zihninde "Bu nasıl olur?" sorusuyla paralellik gösteren kafa karışıklığı peydahlanıyor. 

Kutsallık atfedilen kavramların cinsel menfaat için kullanılması pek çoğumuzu şaşırtsa da bu ne yeni bir durum, ne de sadece bu topraklarda var. Detaylar elbette değişebilir. Nasıl ki bazıları İslam'ı kullanıyorsa, bazıları da Hinduizmi ya da Maoizmi kullanabilir. Ancak bu, geçmişten bu yana çoğu toplulukta görülen, "insanca" bir toplum özelliği… 

Biz de bu yazıda geleneksel inanç topluluklarından ziyade, çoğunlukla New Age diye tabir edilen 20. yüzyıl öğretilerinden etkilenmiş ve "seks kültü" olarak adlandırılan örnekleri ele alacağız. Bu topluluklar, cinselliği disipline alma biçimlerinin ve inandıkları inanç sistemlerinin sıradışılığından dolayı bu ismi alsalar da onlara da haksızlık etmemek lazım. 

Sonuçta gazeteci ve romancı Zoë Heller'ın da "Kültleri kült yapan nedir?" yazısında dediği gibi: 

Bizlerin inandıklarıyla sanrılar arasındaki sınır, düşündüğümüzden daha bulanık olabilir.

Hepimiz ikna edici kanıtlara dayanmayan bazı inançlara sahibiz.

Genellikle seks kültlerinin başında olan kişinin erkek olduğu ve takipçilerinin cinselliğini istismar ettiği görülüyor. Takipçilerin dertleri, mevcut olsun ya da olmasın, seksle çözülüyor. Bu yaklaşım, kadınlara "Eskiden Nazi'ydiniz" denilen NXIVM örneğinde olduğu gibi, müritlerin suçluluk duymasının sağlanması ve acı çekerek suçlarından arınacakları iddiasıyla birlikte işleyebiliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kült liderinin ismini ya da resmini taşımak da müritler arasında yaygın rastlanan bir özellik. Sosyoekonomik durumlarsa değişiklik gösteriyor. 

Bütün yaşananları "beyin yıkama" olarak adlandırmak yeterli değil. Seks kültlerine katılanlar yalnızca belirli davranışlara zorlanmıyor, aynı zamanda bu "sıfırlamaya" gönüllü de oluyor veya bunu arzuluyor. 

NXIVM vakası üzerinden kendisiyle röportaj yapılan sosyolog Janja Lalich, seks kültlerinin çevre baskısını kullandığını belirtiyor. Yeni bir ortama giren kişinin, etrafta sıradışı davranışlar görse dahi, kabullenen birileri olması halinde bunları normalleştirdiğini vurguluyor:

Ne kadar daha uzun süre içindeyseniz, o kadar içine batarsınız ve çıkmak da o kadar zorlaşır. İnsanlar benim sınırlı gerçeklik olarak adlandırdığım durumun içinde kalıyor. Senden benden başka bir dünyadalar. Kötü şeylerin normalleştiği öteki gerçeklikteler. Kendilerine güven ve erdem anlayışlarının zaman içinde kırılması buna yol açtı.

Kült liderleri, müritlerinin topluluk dışındaki kişilerle kurduğu iletişimi keserek ya da sınırlayarak bu gerçekliği koyulaştırıyor.

Sosyolog Lalich, seks kültlerine katılanların herkes gibi arayış içinde olduğunu ve topluluk içinde olmayı sevdiklerini belirtirken, belirli bir kişilik tipinden bahsetmeyi pek de mümkün görmediğini vurguluyor. Kült liderleriniyse "kötü huylu narsisist" diye tanımlıyor:

Neredeyse her zaman kontrol hastası oluyorlar. Neredeyse hep geçmişini gizleyen sorunlu bireyler oluyorlar. Empati yoksunluğu, kaos yaratma isteği, abartma, yalan söyleme, övünme, ihtiyaçlarının her zaman karşılanmasını garanti altına alma gibi psikopati özellikleri gösterseler de çoğu psikolojik teste girmeyi reddettiği için net bir teşhis yapmak zor.

Şimdi 77 yaşında olan ünlü sosyolog, kültlerin hiçbir zaman bitmeyeceğini vurgulayarak sözlerini bitiriyor. 

1. NXIVM

NXIVM dağlaması
Sarah Edmonson gibi pek çok kadın NXIVM ve lideri için vücutlarını damgalattı (Ruth Fremson/The New York Times)


"Seks tarikatı" ifadesi son dönemde en çok NXIVM ile bir arada zikredildi. Halbuki 1998'de ABD'nin New York eyaletinde kurulduğunda piramit sistemine dayalı bir kişisel gelişim şirketi olarak görülüyordu. Bu pazarlama sistemi Türkiye'de 1990'lı yıllarda Titan'la, son dönemdeyse Çiftlik Bank'la gündem oldu ve "saadet zinciri" diye de biliniyor.

"Nexium" diye okunan şirketin lideri Keith Raniere, 20 yıl boyunca Hollywood yıldızlarından CEO'lara pek çok kişiyi etkisi altına almayı başardı.

Kişisel gelişim kursu satın alarak korku ve kaygılarının üstesinden gelebileceğini düşünen pek çok kişi, bir noktada kendilerini Raniere için "seks köleleri" devşirmeye çalışırken buldu. Zengin olma hayalleriyle girdikleri yolda binlerce dolar ödeseler de çoğu bu paraların karşılığını alamadı.

30 farklı ülkede, aralarında eski Meksika Cumhurbaşkanı Carlos Salinas de Gortari'nin oğlunun da olduğu 16 binden fazla kişiye ulaştığı tahmin edilen örgüt, içlerinden bir kişinin ABD'deki New York Times gazetesine konuşmasının ardından ifşa oldu. 

Smallville dizisinin yıldızlarından Allison Mack, yargı sürecinde en çok konuşulan isimlerdendi. Pek çok kadını çıplak fotoğraf çekmeye ve Raniere'yle cinsel ilişkiye girmeye teşvik etmekle suçlandı. "Şantaj" ve "şantaj için komplo kurma" suçlamalarını kabul eden Mack, 2021 haziranında üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kült içinde "öncü" olarak adlandırılan Raniere, 2018 ekiminde seks ticaretinin de aralarında bulunduğu suçlardan dolayı 120 yıl hapis cezası aldı. 1960'ta doğan kült liderinin kadınlara zayıflamalarını ve cinsel organlarındaki kılları almamalarını salık verdiği öne sürüldü. 

 Keith Raniere ve Allison Mack
Allison Mack gibi ünlü kadınlar dahi Keith Raniere'ye hizmet etti (Youtube/Keith Raniere Conversations)


NXIVM'in içinde DOS olarak bilinen Dominus Obsequium Sororum (Efendi, Bağlılık, Kız kardeşlik) isimli bir alt grubun olduğu yargı sürecinde ortaya çıktı. Şu an hala bu oluşumu savunan kadınlar dahi, ortaya çıkan fotoğraflardan sonra biraz da zorunlu bir şekilde, Keith Raniere'nin baş harflerinin vücutlarına damgalandığını kabul ediyor. Diğer yandan bu kadınların kendilerine zarar verecek bilgileri ve çıplak fotoğrafları örgüte teslim ederek bağımlı kaldığı iddiaları da kendilerini savundukları metinde çürütülmüyor. DOS'a sadık kalan kadınlar, her şeyi kendi iradeleriyle yaptıklarını ve medyanın olanları abartarak NXIVM elebaşı Raniere'yi hedef aldığını öne sürüyor.

Ancak liderlerinin aldığı cezalarla birlikte örgüt faaliyetlerini büyük ölçüde durdurmuş gibi gözüküyor. Diğer yandan 2020 yazında Raniere'nin tutulduğu cezaevinin önünde Battlestar Galactica dizisinin oyuncularından Nicki Clyne'ın da bulunduğu kişilerin kült lideri için dans ettiği haberleri çıktı


2. Larry Ray - Sarah Lawrence Koleji

NXIVM'den sonra ABD'de yakın zamanda daha bir seks kültü gündem oldu. Tüm ülkenin konuştuğu davanın 6 Nisan'daki duruşmasında seks ticareti, şantaj ve zorla çalıştırma gibi 15 suçlamayla karşı karşıya olan Lawrence Ray, bunların tamamından suçlu bulundu. 16 Eylül'de açıklanacak cezasının en az müebbet hapis olması bekleniyor.

"Larry" olarak bilinen 62 yaşındaki mahkûmun hikayesi oldukça şaşırtıcı. New York'taki Sarah Lawrence Koleji'ne giden kızı Talia'nın 12 yıl önce kampüse yerleşmesiyle birlikte burada bir tarikat başlatan Larry Ray, öğrencilerin beynini yıkadı. 

Ray, içine kapanık öğrencilere onların intihar arzusunu bildiğini ve bunun üstesinden gelmelerini sağlayabileceklerini söylüyordu. Her sabah The Who'dan Baba O'Riley şarkısını açarak parçada da dendiği gibi "gençlik çölünde" onlara önderlik etmek istediğini gösteriyordu.


Çeşitli manipülasyon yöntemleriyle hem onların paralarını aldı, hem de birbirinden garip isteklerine boyun eğdirdi.

Üç yıl önce yayımlanan bir haberin ardından açılan soruşturma, Ray'in kurduğu kültün sonunu getirdi. 2020 martında tutuklandığında yatakta kurbanlarından biriyleydi.

Kurbanlarından Santos Rosario, iki kız kardeşini de onun ağına düşürecek kadar Larry'e güvenmişti. Ülkenin en iyi okullarında eğitim alan kardeşlerden Felicia, Kaliforniya'daki bir hastanede sürdürdüğü uzmanlık eğitimini Ray için bıraktı.

Larry Ray

Mahkeme sürecinde ortaya çıkan görüntülerde Felicia Rosario'nun Ray'den şiddet görürken "Sana aşığım" dediği görüldü (SDNY)​​​


Ray bir yandan işlemedikleri suçları itiraf eden gençlerin videolarını kaydederken diğer yandan da ayak işlerini yaptırıyordu. Kültündeki gençlerin birbiriyle cinsel ilişkiye girmesini istediğinde bu gerçekleşiyordu.

Şimdi 39 yaşında olan Felicia Rosario, mahkemeye verdiği ifadede kendilerine bebek bezi bağlandığını, emzik kullanmaya ve yabancılarla cinsel ilişkiye girmeye zorlandıklarını anlattı

Mağdurlardan Claudia Drury, 19 yaşındayken külte katıldığını mahkemede belirtti. 4 yıl boyunca otellerde seks işçiliği yaparak kazandığı 2,5 milyon doları Ray'e verdiğini bildirdi. Ayrıca, Central Park'ta yabancılarla yatarak ve bir taksi şoförüne ödeme yapmak yerine onunla cinsel ilişkiye girerek Ray'in cinsel özgürleşme tavsiyelerine de kulak verdiğini söyledi.

Kampus

Columbia ve Harvard gibi ülkenin en üst düzeydeki üniversitelerinde eğitim gören gençler, kendilerini bu binadaki seks kültünde buldu (Güney New York Savcılığı)


Larry Ray polis ve askeriyede önemli isimleri tanıdığını iddia ediyordu. New York'un eski emniyet müdürü Bernard Kerik'i 2010'da kendisinin mahkum ettirdiğini öne sürerek önemli biri olduğu algısını yarattı. 

Düşmanlarının peşinde olduğunu inandırdığı müritlerine de "Beni zehirlemek istiyorsunuz" gibi suçlamalar yöneltti. Elindeki kanıtlarla onları tehdit etti. Bu sayede aralarında kendi kızının da olduğu takipçileri, suçlu hissetti ve mütemadiyen ona iyilik yapmak istedi.

Larry Ray'in avukatı Marne Lenox, paranoid kişilik bozukluğuna sahip olan müvekkilinin söylediklerine gerçekten inandığını söyledi. Lenox, Ray'i takip edenlerin varlıklı ve eğitimli olduğunu da vurguladı

3. Aravindan Balakrishnan

Aravindan Balakrishnan
Aravindan Balakrishnan ve aralarında kızının da olduğu kült üyeleri (Metropolitan Polis Teşkilatı)


8 Nisan'da İngiltere'deki bir hapishanede yaşamını yitiren 81 yaşındaki Aravindan Balakrishnan da uzun süre gündemde kalmıştı. 2016'da 23 yıl hapse mahkum edilmesi dünyanın dört yanında haber olmuştu.

Hindistan'da doğduktan sonra önce Singapur'a, sonrasındaysa Londra'ya yerleşen Balakrishnan, Birleşik Krallık'ın 1970'li yıllarında Maocu bir genç lider olarak ün salmıştı. 

Çevresinde "Yoldaş Bala" diye bilinen Balakrishnan, 1971'de Chandra ile evlendi, 1974'te de Britanya Komünist Partisi (Marksist-Leninist) tarafından kovuldu. Etrafındaki 10 kadınlık bir grupla Brixton'a geçip kendi örgütünü kurdu. Bu sırada "Doğa benim" gibi bir çıkış yaparak Güneş, Ay, doğal afetler ve ölümü kontrol edebileceğini iddia etmeye başladı.

"Yoldaş Bala"

Yahudilik, Müslümanlık, Hıristiyanlık ve Hinduizm'in tanrılarıyla "Ölümsüz Easwaran" olarak tanımladığı Hintli düşünür Eknath Easwaran'a referansla (Jehovah, Allah, Christ, Krishna, and Immortal Easwaran) JACKIE adını verdiği bir kısaltma kullanmaya başladı. 

Bu, tüm düşünceleri gözetleyip bütün zihinleri kontrol edebilen mistik bir yaratıktı. Kadınları ölüm ve işkenceyle tehdit etmek için JACKIE'yi kullandı.

Takipçilerini "burjuva değerlerinden arındırmak için" onların aileleriyle iletişimlerini kesti ve kazandıkları tüm parayı komüne bağışlamalarını zorunlu tuttu. 

1979'da kadınları fiziksel ve cinsel olarak istismar etmeye başladı. 1986-1992 arasında kadınlardan üçü kaçtı. Birlikte bir çocuk sahibi olduğu Sian Davies, 1997'de banyo penceresinden düşerek öldü. Bir diğer kadın 2001'de mutfak dolabına kafasını çarparak hayatını kaybetti. Aralarında eşi ve çocuğunun da olduğu 4 kadın geride kalmıştı. 2013'te biri polisi arayarak ihbarda bulundu. Eşi dışında herkes kült liderine sırt döndü.

Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, saldırı ve çocuğa kötü davranma gibi suçları işlediği kararlaştırılarak hapse atıldı. 

Hayatının ilk 30 yılını kült içinde geçiren kendi kızı Katy Morgan-Davies, ortamı "korkunç, insanlıktan çıkartıcı ve aşağılayıcı" olarak tanımladı. "Kafese konmuş ve kanatları kırpılmış bir kuş gibi hissediyordum" dedi.

Katy Morgan-Davies
Katy Morgan-Davies kimliğini gizlememeyi tercih etti (Suki Dhanda/The Observer)


Babasının "narsisist ve psikopat" olduğunu söyleyen Morgan-Davies, şu ifadeleri kullandı:

Stalin, Mao, Pol Pot ve Saddam Hüseyin gibilerini tanrı ve kahraman olarak görüyordu. Onları evde eleştiremezdik. 
‘Eğer tüm dünya böyleyse burada nasıl yaşanır ki?' derdim. En iyi kaçış yolunun ölmek olduğunu düşünürdüm.

Leeds Üniversitesi'nde felsefe ve sosyoloji eğitimi almaya başlayan kadına, babasının ölümünden sonra ne hissettiği soruldu. Morgan-Davies, "Açıkçası hislerim karışık, dünyanın en iyi babası değildi ama barışma fırsatına sahip olamadan öldüğü için üzgünüm" dedi

Morgan-Davies'in kaçmasına yardımcı olan Josephine Herivel ise daha sonra pişman oldu. Kült liderinin masum olduğuna inanan kadına Stockholm Sendromu teşhisi kondu. 

4. Rajneesh Hareketi - Uluslararası Osho Vakfı


Kendisini "zengin adamın gurusu" olarak tanımlayan Bhagwan Shree Rajneesh, 1931'den 1990'a kadar yaşasa da vakfı hâlâ faal, kitapları da tüm dünyada baskı üstüne baskı yapıyor. Yani kendi ölse de fikirleri dolaşımda.

Rajneesh tüm dünyada gösterişli saatleri ve 93 adet Rolls Royce marka lüks otomobile sahip olduğu iddialarıyla dikkat çekti. 

Kültündeki kişiler turuncu giyip Hintli isimleri almak ve kendi fotoğrafının yer aldığı bir kolye takmak zorundaydı. 

Seksin aydınlanmak için bir yol olduğunu ve cinsel enerjinin kutsallık barındırdığını öne sürdü. Geleneksel dinleri eleştiren Rajneesh, cinselliği günahla bir tutan anlayışın yanlış olduğunu savunarak "seks gurusu" olarak da adlandırıldı. "Dinamik meditasyon" diye bilinen tekniği, bazı çevreler tarafından "beyin yıkama yöntemi" olarak görüldü

Osho

Kendi ülkesi Hindistan'da hatırı sayılır sayıda takipçiye ulaştıktan sonra yasal sorunlar yaşadı ve 1981'de ABD'ye taşındı. 

Takipçilerinin yaptığı bağışlarla edinilen servet, Oregon'da büyük bir arazi alıp kendi şehrini oluşturmasını sağladı. Binlerce kişi kendi hayatlarını bir kenara atıp bu "özgür aşk" ortamına gitti.

Rajneeshpuram topluluğu kendi itfaiye ve polis departmanlarına, restoranlara ve hatta bir kumarhaneye sahipti. 

Bölgede yaşayan yerliler, Rajneesh'i siyasi kontrolü ele geçirmeye çalışmakla suçladı. Seçmen sayısını artırmak için bölgeye çağrılan binlerce evsiz, tepkiler üzerine bir noktada kendilerini Oregon sokaklarında buldu. 

Rajneesh'in takipçileri, 1984'teki Wasco County seçimlerinde kendi adaylarını seçtirmek için ABD'nin en büyük biyoterör saldırısını düzenledi. Süpermarketlerdeki ve restoranlardaki salata soslarını değiştirerek 751 kişiye salmonella bulaştırdılar. 

Rajneesh'in yardımcısı Ma Anand Sheela, 1985'te cinayet teşebbüsü, yasadışı telefon dinlemesi ve illegal olarak göçmenlerin ülkeye getirilmesi suçlamalarını kabul etti. Sahte evliliklerle en az 400 kişi ABD'de yaşamaya başlamıştı. 

Ma Anand Sheela ve Osho
Osho'nun daha sonra yasadışı eylemler yüzünden suçladığı sağ kolu Ma Anand Sheela, şu an İsviçre'de yaşıyor (Multnomah County Arşivleri)


1985'te ülkeden kaçan Rajneesh de bu göçmenlerin ülkeye getirilmesiyle ilgili suçlamaları kabul etti ve 400 bin dolar ceza ödedi. Ancak ABD'ye tekrar girmesi yasaklandı.

FBI daha sonra Rajneesh'in soruşturulmaması için federal savcılara yönelik suikast planları yapıldığını deşifre etti. 

Oregon'daki yerleşke zamanla yok olurken Rajneesh çalışmalarını ülkesinde sürdürdü. Osho adını kullanmaya başladıktan kısa süre sonra 1990'da hayatını kaybetti. Son sözleri "Hepiniz birer Buda olduğunuzu hatırlayın" oldu.

Şu an onlarca ülkede meditasyon merkezleriyle faal olan hareketin Mumbai'deki yerleşkesine yılda yaklaşık 200 bin kişi gidiyor. Türkiye'de de satılan Osho imzalı onlarca kitap, Hintli Rajneesh ve fikirlerini sürdürüyor.   


5. Children of God - the Family International

Başta "Tanrı'nın Çocukları" diye bilinen ve sonra kendisini "Aile" diye tanımlayan tarikat, bir vaizin oğlu olan David Berg tarafından 1968'de Kaliforniya'da kuruldu. 

Christian and Missionary Alliance isimli Protestan örgütünden cinsel mahiyette suçlamalarla kovulan Berg, ABD'de 1960'ların "özgür aşk" rüzgarını körükleyen bir yapılanmaya gitti. 

Takipçileri, onun dünyanın sonunu haber vermek için dünyaya gelen bir elçi olduğunu düşünüyordu. İncil'i ezberleyen tarikat üyeleri sokaklarda vaaz vererek dolaşırken komün hayatı içinde grup seks teşvik ediliyordu. 

1919 doğumlu Berg'in teşvikiyle kadınların yabancılarla cinsel ilişkiye girerek tarikata eleman toplaması bekleniyordu. Sonuçta çok fazla erkek ikna olmasa da, çoğu babasını tanımayan yüzlerce bebek doğdu.

Toronto
Bu kült, Kanada'nın Toronto kenti gibi pek çok merkezde etkili oldu (Boris Spremo/Toronto Star)


Sosyolog William Sims Bainbridge'in örgütten edindiği verilere göre 1974-1987 arasında 224 bine yakın kişiyle onları tarikata kazandırmak için seks yapıldı

David Berg

Geyliğe karşı çıkılırken lezbiyenliğe itiraz yoktu. Çocukların kendi ebeveynleri tarafından cinsel istismara uğraması, pek çok kült üyesi tarafından yanlış değil, tam aksine kutsal görülüyordu. Örgütün mağdurlarından Verity Carter, iki ya da üç yaşındaki çocuklara yönelik cinsel istismarın dahi teşvik edildiğini ifade ediyor.

1972 itibarıyla dünyada 130 topluluk oluşturan tarikat, zirvesinde 10 bine yakın üyeye sahipti. Hollywood yıldızları River ve Joaquin Phoenix kardeşlerle Rose McGowan da tarikat içinde doğdu. 

Pedofiliyle suçlanarak 1971'de saklanmaya başlayan Berg, Mo Letters adı verilen bir çizgi roman dergisiyle takipçilerine seslenmeyi sürdürdü. Kendisine Musa adını takan Berg, 1994'te Portekiz'de ölene kadar bu yöntemi sürdürdü. 

Flört ağı
Berg'in "flört balıkçılığı" (flirty fishing) olarak adlandırdığı uygulamayı "dini fuhuş" diye niteleyenler de var (Mo Letters)


Örgüt, 1986'da çocuklara yönelik cinsel istismarı yasakladığını duyurdu.

Artık The Family International adıyla faaliyetlerini sürdüren tarikatın sözcüsüne göre, 80 ülkede toplamda 2 bini bulmayan üye kaldı. İnternet siteleri dışında resmi bir yapının mevcut olmadığı bildirildi

6. İsa'nın Sabah Yıldızı 

"Providence" olarak da bilinen tarikat, 1980'de Güney Kore'de Jung Myung-seok tarafından kuruldu. 1945 doğumlu Jung, eskiden Moon tarikatı üyesiyken Hıristiyanlıktan etkilenen kendi kilisesini açmıştı.

İsa'nın reenkarnasyonu olarak görüldü. Havva'nın Şeytan'la cinsel ilişkiye girmesiyle ilk günahın işlendiğini ve kendisiyle seks yapılmasıyla birlikte bu günahtan kurtulabileceğini öğretti. Genç güzel kadınlar defalarca kendisine hediye gibi sunuldu. 

Tecavüz ve dolandırıcılık gibi suçlamalarla aranırken 1999'da ülkesinden kaçtı. Hong Kong, Çin ve Tayvan'da kaçak yaşarken 2003'te vizesinin süresini geçirdiği gerekçesiyle Hong Kong'da yakalanıp kefaletle serbest bırakıldı. 

Providence
Külte girip çıkanlar, kadınların liderlerinin fotoğrafını yaladığını söylüyor (ABC)


Çin'deyken kilisenin kadın üyelerinin istememelerine rağmen Güney Kore'den kendisine getirildiği bildirildi. Japonya'da da günde en az 10 kadına "sağlık kontrolü" yaptığı öne sürüldü. Tayvan'da da benzer suçlamalarla karşı karşıya kaldı.

2007'de Çin'de yakalanarak Güney Kore'ye iade edilen Jung Myung-seok, tecavüzden 10 yıl hapis cezası aldı. Cezasını çektikten sonra 2018 şubatında serbest bırakıldı.

Avustralya'dan Kanada'ya, Almanya'dan Güney Afrika'ya pek çok yerde faal olan tarikat, on binlerce kişi tarafından takip ediliyor. 

7. Goel Ratzon

Ratzon
Ratzon kadınların kendisiyle birlikte olmaya gönüllü olduğunu söylese de hapisten kurtulamadı (Reuters)


1950'de Tel Aviv'de doğan İsrailli Goel Ratzon, evliliğin kutsal olduğuna inanıyordu. 1991'de kültünü başlatarak 32 kadına "eşim" dedi. Bazılarıyla küçük yaşta ilişkiye girdiği 21 eşinden en az 49 çocuğa sahip olmuştu. Bütün çocuklara da "dini kurtuluş" anlamına gelen isimler vermişti. 

Doğaüstü güçleri olduğunu söyleyerek ikna ettiği kadınlar, ona cinsel ve maddi anlamda hizmet etmek zorundaydı. Başka erkeklerle ve kendi aileleriyle iletişime geçmeleri yasaktı. 

2010'a kadar "ruhani lider" düzenini sürdüren Ratzon'un hayatı televizyonda yayımlanan bir haberle değişti. Tel Aviv'de harem kuran birisinin olduğu haberi, polisin de ilgisini çekince tutuklandı. Kadınlar ve çocukların farklı evlerde "çok korkunç" koşullarda yaşadığı ortaya çıktı. Ratzon'un onların vücuduna zorla dövme yaptırdığı ve bu dövmelerde kendi ismi ya da portresinin yer aldığı soruşturmayla saptandı

Tutuklandıktan sonra kadınların kendi istekleriyle onunla birlikte olduğunu söyleyerek ve "Küçük kızları okşamak tecavüz sayılmaz" diyerek hafızalara kazındı.


2014'te tecavüz, çocuğun cinsel istismarı ve dolandırıcılık gibi suçlardan 30 yıl hapis cezası aldı. Zor durumda kalan kadınlar ve çocuklarsa devlet yardımına muhtaç kaldı.

Temyizden de eli boş dönen Ratzon hâlâ hapiste. Oğullarından Yigal, 2018'de babası gibi kendisinin de harem kuracağını ve 4 kadının bu konuyla ilgili olarak kendisiyle iletişime geçtiğini öne sürerek haber oldu. 

8. Church of the Most High Goddess

"En Yüce Tanrıça'nın Kilisesi" 1984'te ABD'nin Los Angeles kentinde Mary Ellen Tracy ve Wilbur Tracy tarafından kuruldu. 

Eskiden Mormon olan çift, 24 Nisan 1984'te göklerden vahiy aldığını iddia etti. Üniversitede kimya bölümünden onur derecesiyle mezun olan 1943 doğumlu Mary Ellen Tracy o anları şöyle anlattı:

Deneyimlediğim şey, düşüncelerimin ötesindeydi. Algım bana aydınlanma diye öğretilen şeyle tamamen bozulmuştu. İşte o zaman önyargılarımı, o güne kadar gerçek olarak gördüğüm ancak aslında yanlış olan şeyleri bir kenara atıp deneyimi anlamaya başladım.

Bundan sonra Antik Mısır inançlarını araştırdılar ve Neopaganizm'den de etkilenerek Mary'i "En Yüce Tanrıça" ilan ettiler.

Artık "Sabrina Aset" olarak da bilinen Mary'nin görevi, ruhsal temizlik için yapabildiği kadar çok kişiyle seks yapmaktı. Onları bu yolla ilahi yola soktuğuna inanıyordu.


Ancak 1989'da kendisine dava açıldığında mahkeme bunu bir inanç değil, düpedüz fuhuş organizasyonu olarak gördü. 46 yaşındaki kadın ve 51 yaşındaki eşine fuhuş dolayısıyla birkaç aylık hapis cezası verildi, kiliseleri de kapatıldı. 

2 bini aşkın müride ulaştığını söyleyen Mary, karardan sonra "Ben bir fahişe değilim, bu beni çok kırdı. Çok samimi ve dürüst bir insanım" dedi.

Mary, daha sonra 1992-1995 arasında "Sabrina On..." adlı bir televizyon programı sunarak cadılık, pornografi, kadın orgazmı, afrodizyaklar ve cinsellikle din ilişkisi gibi konular hakkındaki fikirlerini toplumla paylaştı

İnternetin gelişimiyle birlikte paylaşımlarını 1997'den sonra goddess.org sitesine taşıdı. Şu an 79 yaşına gelen Mary Ellen Tracy artık faal görünmese de hikayesi podcastlerle ve bu tarz haberlerle aktarılmaya devam ediyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU