ABD'de gerçek demokrasi yok: Kürtaj davasının görüş taslağı da bunu kanıtlıyor

Kamuoyu yoklamaları uzun zamandır halkın kürtaj haklarını desteklediğini kesin bir şekilde gösteriyor ancak Cumhuriyetçiler halkın isteklerini yansıtmayan bir sistemimizin olmasını garantiye aldı

ABD Yüksek Mahkemesi'nin önündeki protestoculardan biri elinde "Geriye gitmeyeceğiz" yazan pankartı tutuyor (AP)

Politico'ya sızdırılan görüş taslağına göre ABD Yüksek Mahkemesi, Roe-Wade davasının kararını ve bununla birlikte de anayasal mahremiyet hakkının tamamını değilse bile büyük bir kısmını altüst etmeyi planlıyor. Cumhuriyetçi yargıçlar, kurucuların asıl niyetini benimsediklerini öne sürüyor. Ama bu karara demokratik denemez.

Alito'nun görüş taslağı, eyaletlere insanların bedenleri ve özel hayatları üzerinde kapsamlı bir kontrol sağlamayı amaçlıyor. Ancak kamuoyu anketleri uzun zamandır halkın kürtaj haklarını desteklediğini kesin bir şekilde gösteriyor. 2019'da Pew'in yaptığı anket, Amerikalıların yüzde 70'inin Roe kararını korumak istediğini bir kez daha ortaya koymuştu; katılımcıların sadece yüzde 28'i bunun tamamen bozulmasını istediğini söylemişti. Bu bulguya paralel olarak Amerikalıların yüzde 59'u eyaletlerin kürtaj yaptırmayı çok zorlaştırdığından endişe duyduğunu dile getirirken, yüzde 39'uysa eyaletlerin bunu çok kolaylaştırdığını belirtmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Oy kullanma örüntüleri herhangi bir konu için referandumla bir değildir. Ama kürtaj haklarını destekleyen partinin mütemadiyen daha fazla oy alması önemli. Cumhuriyetçiler, son 30 yılın başkanlık seçimlerinde yalnızca bir kez halk oylamasının çoğunluğunu kazandı.

Yüksek Mahkeme'deki yargıçları da başkanların seçtiğini göz önünde bulundurarak, başkanlık seçimlerindeki 30 yıldan uzun zamandır devam eden istikrarlı hakimiyetin sağlam bir şekilde Demokrat ve kürtaj yanlısı bir Yüksek Mahkeme'yle sonuçlanacağını sanıyorsunuzdur. Ama bildiğimiz gibi böyle bir şey olmadı.

Aksine Cumhuriyetçiler rekabete devam etti, hatta Amerikan kurumlarının azınlık egemenliğine korkunç boyutlarda eğilimli olmasıyla rekabetin de ötesine geçti. Taşralı beyaz seçmenlerin çoğunlukta olduğu büyük ve boş eyaletler, başkanı seçen Seçiciler Kurulu'nda orantısız güce sahip. Yüksek Mahkeme yargıçlarını oylayan Senato'da daha da güçlüler.

Veri gazetecisi G. Elliot Morris, Senato'yu kazanmak için Demokratların halk oylamasını 6 puan farkla kazanması gerektiğini söylüyor. Demokratlar ezici bir seçim zaferi almadıkça meclisi Cumhuriyetçiler kontrol ediyor. Başka bir deyişle Cumhuriyetçi Parti, Amerikan halkının gerçek isteklerini yansıtmayan, hiç rağbet görmeyen tavırlar takınıp yine de iktidarı elinde tutabilir.

Cumhuriyetçiler orantısız güçlerini demokratik kurumları paramparça etmek ve azınlık egemenliğine daha da sağlamlaştırmak için kullanıyor. Cumhuriyetçi Parti'ye yönelik sistemik temayülle güç kazanan muhafazakar Yüksek Mahkeme, 2013'te Oy Hakları Yasası'nı yürürlükten kaldırmıştı. Bu da eyaletlerin, ezici çoğunlukla Demokratlara oy veren siyahi seçmenleri sandıktan uzak tutmayı amaçlayan oy kullanma vergileri ve seçmeni baskılama yasaları gibi Jim Crow dönemi kısıtlamalarının yeni versiyonlarını tekrar uygulamaya koymasına olanak sağladı.
 


Wisconsin gibi eyaletlerde Cumhuriyetçilerin siyasi amaçlarla seçim bölgelerinin sınırlarını saldırganca değiştirmesi, eyalet çapındaki halk oylamasını kaybetse bile Cumhuriyetçi Parti'nin yasama organında nitelikli çoğunlukları elinde tutmasını sağlıyor. Eski başkan Donald Trump'ın liderliğindeyken Cumhuriyetçi Parti, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki eyaletlerde seçim idaresine müdahaleye imkan tanıyan ve Demokratların zaferlerini boşa çıkarma potansiyeline sahip yasaları kabul etmişti. Cumhuriyetçi Parti'nin rüyası, sadece Cumhuriyetçilere verilen oyların sayıldığı bir tek parti yönetimi.

Şaşırtıcı olmayan şekilde otoriter bir sistemin benimsenmesi, açık açık otoriter sonuçlar adına yapılıyor. Cumhuriyetçiler, kişisel özgürlüğe ve özerk yaşama baskıcı kısıtlamalar getirmek için halka dayanmayan azınlık egemenliğinden faydalanmak istiyor. Hamile bireyleri, fetüsleri doğurana kadar taşımaya zorlamakta kararlılar. Devletin, insanların bedenlerinin hem içini hem dışını kontrol etme hakkı olduğuna inanıyorlar. Teokratik ve otoriter bu yönetimin uzanmadığı bir alan yok. Özgürlük ya da hürriyet böyle bir şey değil.

Cumhuriyetçi Parti'nin mutlak gücünün insani istisnaları da yok. Eskiden genelde tecavüz ve ensest vakaları için kürtaj kısıtlamalarında istisna olurdu. Ancak son eyalet oy kullanma yasaları, cinsel saldırı mağdurlarını da doğurana kadar hamileliklerini devam ettirmek zorunda bırakıyor.

Annenin hayatını korumaya yönelik istisnalar da ortadan kaldırıldı. Eyaletlerin kürtaj karşıtı dili genellikle belirsiz ve tıbbi olarak karışık oluyor. Doktorlar ve sağlık uzmanları da hangi prosedürlere izin verildiğinden emin olamayıp hamilelerin hayatını kurtarmak ve baskıcı cezalarla yüzleşmek arasında seçim yapmak zorunda kalacak.

Ayrıca, mahkemenin otoriter hırslarının burada duracağını düşünmek için de hiçbir neden yok. Alito'nun görüş taslağı, eşcinsellik karşıtı yasaları kaldıran Lawrence-Teksas ve evlilik eşitliğini koruyan Obergefell, Hodges'a karşı davasının da yerinde olup olmadığını sorguluyor. Alito, ırklar arası evliliği ve doğum kontrolü koruyan davaları hedef almadığı konusunda ısrar etse de bu davaların peşine düşmeyeceğini özellikle belirtmesi, özerk yaşam ve mahremiyet hakkının bu mahkeme hüküm sürerken ne kadar kırılgan olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Demokratlar, kürtaj yasağının rağbet görmemesinin (ve kadınların keyfi, şiddet kullanan bir eyalet tarafından işkence görerek öldürüldüğü kaçınılmaz korku hikayelerinin) seçmenin tepkisiyle karşılaşacağını umuyor. Ancak Cumhuriyetçiler, seçmenlerin tepkisi karşısındaki bağışıklıklarını garanti altına almak için onlarca yıldır çalışıyor.

Şu anki demokratik sistemlerimiz demokratik sonuçlara yol açmıyor. Bunun yerine, giderek daha da tutarlı bir şekilde otoriterleşmeye götürüyorlar. Yüksek Mahkeme, halkın oyları ya da bedenleri üzerinde hiçbir kontrole sahip olmadığı ancak sadece Sam Alito ve zorba kafadarlarının kaprisine itaat etmek ve bu kaprisler yüzünden acı çekmek için varlığını sürdürdüğü bir Amerika'ya doğru merhametsiz bir adım daha atıyor.

 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Sevgi Aydoğan

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU