15 Temmuz girişimi, halktaki darbe karşıtlığını katladı

KONDA raporu açıklandı. 10 Yılda Ne Değişti? En büyük sosyal değişim sosyal medyada; kullanım oranı yüzde 100 artmış, gazete okumada yüzde 120'lik şok düşüş var 


KONDA, Türkiye’de yaşam biçimine müdahale tartışmalarının yaşandığı son 10 yıl için hayat tarzları araştırması gerçekleştirdi. Ortaya çıkan tablo çarpıcı. En büyük sosyal değişim sosyal medyada yaşanırken, barınmadan, sofrada oturma düzenine, mutluluktan, apartmanlaşmaya ve ev sahipliğine, dindarlık oranından örtünmeye, müzik tercihinden, tatil alışkanlığına ve otoriterliğe; bir düzine başlık altında Türk insanının yaşadığı büyük değişime dair veriler var. Soru şu: “10 yılda ne değişti?”.

Hayat Tarzları Araştırması’nda, 5-6 Nisan 2008 tarihlerinde 41 il 328 ilçe, bin 116 mahalle ve köyde, 15 yaş ve üzerine 6 bin 482 kişiyle görüşmeden, 2015’te tekrarla 31 Mart-1 Nisan 2018 tarih aralığında, 36 il, 291 ilçe, 951 mahalle ve köyde 15 yaş ve üzerinde 5 bin 793 kişiyle yapılan görüşme sonucu elde edilen veriler raporlaştırılmış.

 

Büyük şehirlere göç devam ediyor

Yerleşim yeri/oturulan ev/ev sahipliği/hanedeki kişi sayısı bölümünde, Türkiye toplumu artık çok daha fazla büyük şehirlerde yaşıyor. 2008 itibariyle Metropollerdeki nüfus artışı yüzde 42, kentlerde yüzde 24 iken, 2018 yılı itibariyle Metropollerde yüzde 48’e, kentlerde yüzde 35’e yükselmiş. Kır nüfusunda ise azalma var; 2008’de yüzde 34 iken, 2018’de yüzde 16’ya düşmüş.

Yer sofraları kalkıyor

Akşam yemeğini yer sofrasında yiyenler (kent ve Metropolde) 2008’de yüzde 45 iken, 2018’de yüzde 38’e düşmüş.
Oturulan ev başlıklı bölümde Türkiye’nin hızla apartmanlaştığı anlaşılıyor. 2008’de yüzde 33 iken, 2018’de yüzde 59’a yükselmiş apartmanlaşma oranı.

 

 

Apartman sayısı ikiye katlanırken, ev sahipliğinde düşüş var

Doğal gaz kullanımında 2012-2018 arası yüzde 32’den yüzde 52’ye çıkılarak büyük sıçrama yaşanırken, müstakil ve geleneksel ev oranında da düşüş var; 2008’de yüzde 60’tan 2018’de yüzde 30’a düşme var. Sitede oturan oranı ise yüzde 3’ten, yüzde 6’ya çıkmış.
Ev sahipliği apartman sayısı neredeyse iki katına yaklaşmışken, ev sahipliği artmamış, hatta azalmış bu araştırmaya göre. Ev sahibi 2008’de yüzde 74 iken, yüzde 66’ya düşmüş, kiracı oranında artış var, 10 yılda yüzde 21’den yüzde 29’a çıkmış.

Apartmanlarla beraber az nüfuslu haneler de artıyor. Hane başı 1-2 kişi yüzde 17’den 21’e yükselirken, 3-4 kişi yüzde 64’ten 63’e, 6-8 kişi 15’ten 14’e, 9 ve fazlası yüzde 4’ten yüzde 2’ye düşmüş.

 

 

Okullu sayısı artıyor, okuryazar değil

Araştırmanın eğitim başlığı altında, lise altı eğitim oranı yüzde 68’den 55’e düşerken, lise eğitimi oranı yüzde 23’ten 29’a çıkmış. Üniversiteli sayısı yüzde 9’dan 16’ya çıkarken, okuryazar oranı sabit; yüzde 6.
Babalar annelere göre daha eğitimli ama hala altıda birinin okuma yazması yok. Lise altı oranları 2008-2018 arası yüzde 89-83, lise yüzde 7-12, üniversite yüzde 3-5, okuryazar olmayan oranı sabit, yüzde 17.

Hala annelerin üçte birinin okuma yazması yok. Lise altı yüzde 95-92, lise yüzde 4-6, üniversite yüzde 1-2, okuryazar olmayan oranı yüzde 38’den 36’ya düşmüş.

Mutluyum diyenlerde azalma var

Genel hayat şartları bakımından kendini mutlu hissedenler, araştırmaya göre azalmış. Mutluyum diyenler yüzde 57’den 52’ye düşmüş. Türkiye yaşlanıyor, insanlar artık daha geç evleniyor. Ortalama evlilik yaşı 38’den 40’a çıkmış durumda. Erkeklerin evlenme yaşı ortalaması 45’ten 48’e çıkarken, evli kadınların ortalama yaşı 40’tan 43’e çıkmış durumda.

Medeni durum ortalaması, evlilik oranı yüzde 71’den yüzde 65’e düşmüş. Toplum yaşlansa da bekarların oranı artmış; 2008’de yüzde 24 iken, 10 yıl sonra yüzde 27’ye yükselmiş.

 

 

Görücü usulü azalıyor, anlaşmalı evlilikler artıyor

Karşılıklı anlaşarak evlenme gençlerde artıyor fakat görücü usulüyle evlenenler hala çoğunlukta. Görücü usulü yüzde 52’den 51’e, karşılıklı anlaşarak yüzde 41’den 43’e çıkmış. 32 yaş altı, karşılıklı anlaşarak yüzde 52’den 64’e yükselirken, görücü usulü 42’den 32’ye düşmüş.

Dindar-muhafazakar sayısında düşüş var

Araştırmanın hayat tarzları başlıklı bölümde kendine modern veya dindar-muhafazakar diyenler azalmış, ortada duran geleneksel muhafazakarlar artmış durumda. Geleneksel-muhafazakar yüzde 37’den yüzde 45’e düşerken, modernler yüzde 31’den 29’a, dindar-muhafazakarlar yüzde 32’den 25’e düşmüş. 

Dindarlık yapısı değişmiyor, inançsızlar daha görünür olmaya başlamış. Dindar yüzde 55’ten 51’e düşerken, inançlı 31’den 34’e çıkmış, sofu yüzde 13’ten 10’a düşerken, ateist oranında artış var; yüzde 1’den 3’e yükselmiş.
İbadette ve oruç tutmada düşüş, namaz kılanda artış var

Dindarlık pek değişmese de ibadet azalmış araştırmaya göre. Düzenli oruç tutarım diyen yüzde 77’den 65’e gerilerken, düzenli namaz kılarım diyenin oranı yüzde 41’den 43’e çıkmış.

 

 

Örtünme oranında ve türbanda düşüş var

Örtünen kadınların oranı çok değişmiyor, ancak, örtüye türban deme oranı düşüyor araştırmaya göre. Başörtüsü takanların oranı yüzde 52’den 53’e çıkarken, türban takanın oranı 13’ten 9’a düşmüş 10 yılda. Örtünmeyen oranı yüzde 34’ten 37’ye çıkarken, çarşaf-peçe takan yüzde 1’de sabitlenmiş.

Kadınların dış görünüşü değişiyor, estetik oranı yüzde 150 artmış

Dış görünüş başlıklı bölüme göre kadınların dış görünüşü değişiyor. Estetik müdahale de son 3 yılda çok daha kabul görür olmuş. Sık sık-her zaman diyenlerin oranı yüzde 19’dan 30’a yükselirken, makyaj yapan kadın oranı 17’den 30’a çıkmış.
Kolsuz bluz giyip dışarı çıka yüzden 19’dan 25’e yükselirken, mayo giyenlerin oranı yüzde 2 artmış; 15’e 17. İnsanların estetik ameliyat yaptırmaları normal görenlerin oranı ise 2015-2018 aralığı verilerine göre rekor düzeyde artmış; yüzde 20’ye yüzde 48.

 

 

Evde yemek yapan erkek sayısı artıyor

Evde erkeğin rolü bölümünde her zaman evin alışverişini yaparım diyen erkek oranı yüzde 53 ile sabit kalırken, evde yemek yaparım diyenin oranı yüzde 10’dan 17’ye çıkmış. Raporda bu sonuç, evde yemek yapmada görev paylaşımının daha dengeli hale gelme yolunda olduğu kaydı var.

Kadına bakış değişiyor; çalışma için kocadan izin şartı düşmüş

Toplumun kadınlara bakışında gelişme var. Bir erkekle kadının beraber yaşamaları için dini nikah şarttır diyenlerin oranı yüzde 79’dan 74’e düşerken, kadın çalışmak için eşinden izin almalıdır diyenlerin oranı 69’dan 55’e düşmüş.

Çiftçilik yok oluyor

Eğitim artarken daha nitelikli çalışan sayısı da artmış araştırmaya göre. Diğer yandan çiftçiler de giderek yok oluyor. Çalışanlarda işçi oranı yüzde 10’dan 8’e düşerken, esnaf sayısı 9’dan 10’a çıkmış. Çiftçi oranında ise rekor düşüş var; yüzde 10’dan 3’e düşmüş. Özel sektör çalışanı 5’ten 6’ya, devlet memuru 5’ten 6’ya çıkmış.

Ev kadınları azalmış ama halen toplumun dörtte birinden fazlalar. Ev kadını oranı yüzde 33’ten 26’ya düşmüş. Öğrenci oranı yüzde 8’den 12’ye, emekli oranı yine 8’den 12’ye çıkmış. Çalışmayanların oranında değişme yok; çalışan 43-43, çalışmayan 57-57.

Kimsenin çalışmadığı hane sayısı artıyor

Emeklilerin ve öğrencilerin artışıyla birlikte kimsenin çalışmadığı haneler artıyor. Evde 1 kişi çalışan oranı 52-52, 2 kişi çalışan 26-25 iken, hiç kimsenin çalışmadı hane oranı yüzde 11’den 16’ya çıkmış. 3 kişi çalışan 7-6, 4 veya daha fazla çalışan 3-2 oranında.
Gelirler sayısal olarak artmış ancak enflasyona karşı çok kazanamamış görünüyor araştırmaya göre. Ortalama hane geliri Bin 125’ten 3 bin 143 TL’ye yükselirken, ortalama kişi başı gelir 327-970 TL oranında. Gelirler sayısal olarak artmış ancak enflasyona karşı çok kazanamamış.

 

 

Toplum daha ümitli

Bir arada yaşama talebi artıyor fakat hala toplumun yarıdan fazlası ayrımcılık yapacağını söylüyor. Öte yandan toplum 10 yıl öncesine göre daha ümitli. Beklentiler bölümünde, hayat şartlarım son 5 yılda daha iyiye gitti diyen oranı yüzde 35’ten 41’e çıkarken, 5 yıl sonra daha iyi olacak diyenler 27’den 40’a çıkmış. Genel hayat şartları 5 yıl sonra daha iyi olacak diyenlerin oranı ise yüzde 25’ten 38’a yükselmiş.

Farklılıklara saygı yükseliyor

Damadım/gelinim farklı etnik kökenden olabilir diyenlerin oranı sadece yüzde 54’ten 57’ye çıkarken, farklı mezhepten olabilir diyenlerin oranı 44’ten 56’ya yükselmiş. Farklı dinden olabilir diyenlerin sayısında ise yüzde 25’lik artış var; 30’a 40. Oğlumun/kızımın farklı cinsel yönelimleri olabilir diyenlerde de artış var; yüzde 10 iken 14’e çıkmış bu oran.

Otoriterlik; darbe karşıtlığı katlandı

15 Temmuz darbe girişimi Türk halkında darbeye bakışı ciddi şekilde değiştirmiş görünüyor. Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır diyenlerin oranı yüzde 50’den 37’ye düşerken, gerektiğinde asker, yönetimi ele almalıdır diyenlerin oranı dip yapmış vaziyette; yüzde 48 iken yüzde 19.

 

 

Semt pazarları hala gözde

Rapora göre hızlı kentleşmeye rağmen semt pazarlarından vazgeçmemiş Türk halkı. Gıdayı internetten almaya alışmamışız araştırmaya göre. Gıda alışverişini semt pazarından yapıyoruz; oran yüzde 56-57. Gıda alışverişini büyük marketlerden yaparız gıda alışverişini internetten yaparız diyenlerin oranı ise yüzde 3’e 2.

Bankacılık şubelerden internete kayıyor. Bankacılık işlemlerini bankaya giderek yapanlar yüzde 63’ten 41’e düşmüş, kredi kartı sahipliği 41’den 40’a. İnternetten bankacılık işlemi yapanların oranı ise yüzde 6’dan yüzde 18’e yükselmiş. 

Bulaşık yıkamak tarih oldu, internetten alışveriş tavan yaptı

Artık hanelerin dörtte üçünde bulaşık makinesi var; son 10 yılda yüzde 36’dan 72’ye çıkmış. Cep telefonu oranı da yüzde 83’ten 94’e çıkmış durumda rapora göre. Bir diğer ciddi artış bilgisayarda, yüzde 37 iken 55’e yükselmiş. 
İnternetten alışveriş yapanların oranı son 6 yılda (2012-2018) yüzde 16’dan yüzde 52’ya yükselmiş.

Dışarıda daha az yemek yiyoruz artık

Yeme-içme başlığına göre dışarıda yemek yeme pratiği kentleşmeye rağmen azalmış durumda. Arkadaşlarımla, tanıdıklarımla lokanta kafe gibi yerlerde yemek yerim diyenlerin oranı yüzde 20’den 17’ye düşmüş. Ailemle lokanta, kafe gibi yerlerde yemek yerim diyenlerin oranı ise 14’ten 11’e.

 

 

Yüksek vergilere rağmen alkol-sigara tüketimi düşmüyor

Alkol-sigara kullanımı başlığı, kampanyalar, vergiler, değişen yönetmeliklere rağmen alışkanlıkların değişmediğini gösteriyor. Sigara içenlerin oranı yüzde 38’den 40’a yükselirken, içki içenlerin oranı sadece iki puan azalmış; 23-21.
Gerçek anlamda tatil yapan nüfusun üçte biri bile değil. Tatilde memlekete, ailemin yanına giderim diyenin oranı 32-34, yurtiçinde deniz kıyısına, dağa, yaylaya giderim diyen 26-27, yurt dışına giderim diyenler ise yüzde 3-2 oranında.

Gazete okuyucusu yüzde 120 azaldı, Haberleri TV’den izleme oranı düşüyor

Araştırmanın haber takibi başlıklı bölümünde ise internetle birlikte haber takibinin, insanları kitle iletişim araçlarından uzaklaştırdığı anlaşılıyor. Haberleri TV’den izleyenlerin oranı 98’den 84’e düşerken, Gazete okuyanların oranı yüzde 61’den 26’ya rekor gerileme yaşamış durumda.

 

 

Sosyal değişim, sosyal medyada

Türkiye’deki en büyük sosyal değişim sosyal medyada yaşanıyor rapora göre. (Ocak 2011 Barometre araştırması, 2 bin 715 kişi, Mayıs 2013 Barometre araştırması, Türkiye, 2 bin 592 kişi)

Sosyal medyayı kullanma oranı yüzde yüz artmış 10 yılda; 38’e 72. Facebook kullanımı da ciddi artmış durumda 31’e 46. Youtube bir başka rekor artışın yaşandığı sosyal medya aracı; yüzde 10’dan 27’ye yükselmiş.

Twitter kullanımındaysa, neredeyse yüzde 300’lük bir artış var; 10-27. Instagram kullanımı sadece son 5 yılda yüzde 1000 artmış; 4’e 40.

Türkü azalıyor, pop yükselişte, arabesk stabil

Kentleşmenin de etkisiyle türkü azalıyor, pop artıyor, ancak fantezi müziği dinleyenlerin oranı değişmiyor bu araştırmaya göre. Türkü/halk müziği dinleyenlerin oranı yüzde 52’den 44’e düşerken, Türkçe pop yüzde 29’dan 38’e yükselmiş. Fantezi-Arabesk  dinleyenler sabit; 18-18. Yabancı pop da yükselişte; 8-5

DAHA FAZLA HABER OKU