Uluslararası Afrika Çalışmaları Konferansı: Bilginin sömürgesizleştirilmesi (2)

Ahmet Sait Akçay Independent Türkçe için yazdı

ASAA Konferansı'ndan, Baxter Theatre, Cape Town / Fotoğraf: Independent Türkçe

Geçtiğimiz hafta Cape Town'da gerçekleştirilen Uluslararası Afrika Çalışmaları Konferansı üzerine düşünürken Afrika üzerine üretilen akademik ya da popüler bilginin sömürgesizleştirilmesinin elzem olduğundan bahsetmiştim. 

Konferansın neredeyse genelini kapsayan akademik tartışmaların odak noktasında "Afrika ve insan" ve "sömürgesizleştirmenin devamlılığı" vardı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Afrika üzerine düşünen akademisyenlerin farkından olduğu bir gerçek de bu sömürgesizleştirmenin çift yönlü olması gerekliliğidir. Afrika bilgisini sömürgeden azat kıldığımızda hegemonik öznenin ürettiği bilgi sistemini de bir yanıyla ihlal etmiş olursunuz. 

Bunun içindir ki, bu sömürgesizleştirme hareketinin devamlılığı için en azından Küresel Güney merkezli akademisyenlerin topyekûn bu uğraşın, diyalogun içerisinde olmaları gerekmektedir. 

Afrika ve Afrika Diasporası'ndan gittikçe çoğalan bilgiyi sömürgesizleştirme faaliyetleri gerek tarih gerekse diğer toplum bilimleri, hatta fen bilimlerinde bile azımsanmayacak bir çabayı işaret ediyor. 

Konferansın en başında Senegalli Karşılaştırmalı Edebiyatçı ve Negritude şairlerinden Sedar Senghor uzmanı Cheikh Thiam bir Afrika ontolojisinin imkânını konuşurken Afrika coğrafyasında ontolojik kıta gerçekliğini sunacak epistemik potansiyellere işaret ediyordu.

Bu bağlamda kıtadaki yaşam felsefelerini öneren yapılar mevcut. Bunlardan teranga, ujamaa, ubuntu örnek olarak verilebilir. 
 

 

Afrika'daki Afrika Çalışmaları Derneği [ASAA] tarafından gerçekleştirilen konferansa katılanlardan görüleceği üzere, son zamanlarda Afrika bilgi üretimine en büyük katkının kadınlardan olması da ayrıca vurgulanması gereken bir nokta.

Batı, erkek ve egemen dilinin daha çok kadınlar tarafından sömürgesizleştilmesi hem kıta hem dünya için önemlidir. 

Cape Town Üniversitesi'nden Shose Kessi'nin de ifade ettiği gibi, global bilgi sistemi ve altyapısının kıtayı hem içerden hem dışardan dışlamasına karşın, ASAA [Afrika'daki Afrika Çalışmaları Derneği] Konferansı ve benzerleri sayesinde Afrika'ya dair bilgi üretiminin potansiyelini görme imkânımız var.
 

 

Kessi'ye göre, bilgi üretimi sadece küresel sorulara cevap değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik bağlamda sığ görüşlülükten uzak, bilinçli olarak doğru sorularla acilen cevaplara ulaşmanın da bir yoludur.

Bu bağlamda Afrika'nın kendi toplumsal değerlerini hesaba katan bir bilgi üretiminden bahsedebiliriz.  
 

ASAA Afrika Çalışmaları Konferansı, Açılış'tan..jpg
ASAA Afrika Çalışmaları Konferansı, açılıştan / Fotoğraf: Independent Türkçe

  

Cape Town Üniversitesi Afrika Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Tarihçi Thuto Thipe, dominant bilgiyi tersyüz eden, merkezini kaydıran tarihsel, etnografik ve arşiv çalışmalarının son zamanlarda yoğunlaştığına dikkat çekerek, şunları ifade ediyor:

Bu tarz çalışmalar kendi yerel konumundan Afrika ve kıtanın dünyayla ilişkisi bağlamında bilgi üretiyorlar. Ben insanların Afrika'ya tarihsel olarak bakarken çağdaş anlamda ürettikleri imkanların çeşitliğini görmeyi tercih ediyorum.
 

Cape Town Üniversitesi Afrika Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Tarihçi Thuto Thipe.jpg
Cape Town Üniversitesi Afrika Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Tarihçi Thuto Thipe / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Thipe, Batı'nın göremediği ve ötekileştirdiği Afrika'daki kozmolojik yapıların yüzyıllar öncesinde var olduğunu söyleyerek, şunları ekliyor:  

Hatta küresel olarak bakarsak, üç yüz yıl önce dünyanın öte tarafı kıta insanlarını insandışı olarak tanımlarken, kıtadaki insanlar çeşitliliği, zenginliği ve karmaşıklığı barındıran ontolojik imkânları, anlayışları ileri sürebiliyorlardı. Şimdi post-humanist bağlamda konuşurken bile, ben insanların kıta içerisinde anlamaya çalıştıkları meselelere daha fazla ilgi duyuyorum, zira insanların kıta üzerinde ürettikleri bilginin yerel bağlamda dolaşıma girdikten sonra buradan dünyaya seyahat etmesini önemsiyorum.


Konferansa katılan Afrika Çalışmaları araştırmacısı ve Sangoma Litsoanelo Zwane, hem kendi tecrübelerinden hem de araştırmalarından bahsederek bilginin yerlileşmesini önemsediğini söylüyor.

Zwane'ya göre, bilginin sömürgesizleştirilmesinin ancak biyomedikal alanların dışında sömürgecilik öncesinde kullandığımız metodolojiler ve araçları kapsayan yöntemlerle olduğunu ifade ediyor.
 

Litsoanelo Zwane .jpg
Litsoanelo Zwane / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Afrika kozmolojileri ve kavramsal çözümlerin gerekliliğine inanan Zwane Sangoma, yani geleneksel şifacı olarak Afrika kozmolojisini şöyle ifade eder:

Afrika düşünme biçimine göre, ölüm ile hayat arasında bir fark yoktur, insanlar ölmezler, topraktayken bile ruhları dünyadaki değişimlere müdahil olabilir. Sangoma kendisine atalarından miras bırakılan ruhani ilhama sahiptir. Yaşayanların dünyasıyla ölülerin diyarı arasında şefaatçi gibidir. Bu yüzden yerli bilgiye atalarının vasıtasıyla ulaşıyorsun. Atalardan gelen antik şifa yöntemlerine ve ilhamlara böylelikle ulaşırsın.


Zwane'nin önerdiği yöntem, sistematik bilgi yöntemini çökertecek bir kapasiteye sahip görünüyor.

Ancak bu kapasitenin günümüz toplumsal pratiklere uyarlanması mümkün görünse de global ve evrensel olarak ifadesini bulan paradigmalardan kurtulmanın imkânı neredeyse yoktur. 

Bugün kıtada Sangoma, Diviner ya da geleneksel şifacı diye anılan kanaat önderleri geleneksel bilgiyi atalarından devralarak topluma önderlik yapıyorlar. Bir şekilde tarihten silinen geçmiş toplumsal yapıyı sömürgecilikten koruyan en önemli sistem olarak "atalara bağlılık inancını" görebiliriz. 

Animist geleneğin çok farklı biçimlerde tezahür ettiği kıtada evrensel gramerler üreten dinler ve sömürgeciliğin tahribatından ancak fiziksel olarak yıkılmayan araçlarla sağ kalmak mümkündü. Bu da çok kısmi olarak başarıldı.

Antropolog, romancı ve akademisyen Francis Nyamjoh'nun bilginin sömürgesizleştirilmesinde önerdiği kavramlardan ikisi "şenlik" (conviviality) ve "eksiklik" (incompletness).

Şenlik kavramını toplumsal ilişkilerde hiyerarşi unsurunu yok eden daha eşitlikçi bir prensibe dayandırarak kullanır Nyamjoh. 
 

Francis Nyamjoh.jpg
Francis Nyamjoh / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Nyamjoh, "Akademiyi Sömürgesizleştirmek" adlı makalesinde şu noktalara dikkat çeker:

Düşünürler olarak, din, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ulus, etnisite gibi alanlarda akademik çalışmalarımızı değerlendiren farklılıkların hiyerarşisini oluşturan engeller ve zorlamalardan bağımsız olmaya ihtiyacımız var.


Şen bir bilimsel ve akademik ortamın sağlanması bilginin sömürgesizleştirilmesinin ön koşulu olabilir. Ancak bilginin referanslarını kim belirleyecek?

Afrika bağlamında konuştuğumuzda Afrikalı akademisyenler ya da kıtayı ötekileştirmeyen kuramsal yaklaşımlar yol açıcı olabilir. 

Bilginin hükümranlığını elinde tutan Küresel Kuzey paradigmasını sorunsallaştırmadan Afrika'yı konuşmak imkânsızdır. Nyamjoh'nun dediğiyle bitireyim yazımı: 

Küresel Kuzey, disiplinlerin yeniden oluşturulması ve çok yönlü akışına cidden intibak ederek kendi eksikliğinin yanı sıra borçlarını ve Küresel Güney'e olan borçluluğunu kabul etmek zorundadır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU