İklim Konferansı'nda açıklanan "Kömürü tarihe gömeceğiz" vaadi, Rusya-Ukrayna savaşının ardından tarihe gömülür mü?

Ekim başında düzenlenen COP26'da 40'tan fazla ülke termik santrallerini kademeli olarak kapatacaklarını duyurmuşlardı. Ancak Ukrayna-Rusya savaşı sonrası endişeler, tüm tahminleri alt üst etti. Buradan dönüş kömüre mi yenilenebilir enerjiye mi olur?

Fotoğraf: Unsplash.com/@wolfgang_hasselmann

Çok değil, tam 5 ay önce Birleşmiş Milletler'in 26'ncı İklim Değişikliği Konferansı'ndan (COP26), "kömür tarihe gömülecek" kararı çıkmıştı. 

COP26'ya başkanlık eden Alok Sharma, "COP26'nın kömürü tarihe gömen iklim konferansı olması konusunda netiz. Bugün verilen taahhütlerle görüyoruz ki, kömür enerjisinin sonu ufukta görünüyor" demişti. 

Sharma'nın açıklamasından sonra bir ay içinde kömür talebinde ve fiyatlarında rekor kırıldı. 24 Şubat 2022'de başlayan Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili enerjiye dair bilinen her şey alt üst oldu. 

UEA: Kömür kaynaklı elektrik üretiminin bugüne kadar ki en yüksek seviyede

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (UEA) 18 Aralık'taki açıklaması ise "COP26 hedefi rafa mı kalkıyor?" endişelerini artırdı. 

Zira ajans, 2021'de kömür kaynaklı elektrik üretiminin bugüne kadar ki en yüksek seviyeye çıktığını söylüyordu. 

"Elektrik üretimi dışındaki, çelik ve çimento gibi ürünlerin üretimi için bile kömür kullanımı 2021'de yüzde 6 arttı" diyen UEA, 2022'de yeni rekorlar öngördüklerini açıklıyordu. 

Ne yazık ki UEA'ya göre, 2024'te kömür kaynaklı karbon emisyonu, "2050'de sıfır emisyon hedefi" kapsamında çizilen 2024 hedefinden 3 gigaton daha fazla olacak. 
 


UEA Başkanı Fatih Birol, yaptığı yazılı açıklamada "Kömür, küresel karbon emisyonunun tek başına en büyük nedeni. Bu senenin tarihi seviyedeki kömür enerjisi üretimi ise dünyanın sıfır emisyon hedefine ne kadar uzak olduğunu gösteren, endişe verici bir işaret" diyordu. 

Çin ve Hindistan'ın yerli kömür madenciliği kapasitesini artırmak için planlar yaptığını hatırlatan UEA, başta doğalgaz olmak üzere dünyanın en büyük fosil yakıt ihracatçısı Rusya'nın, 2020'de yıllık 398 milyon ton kömür ürettiği, bunu 2024'te 448-530 milyon ton, 2035'de 485-668 milyon ton aralığına yükseltmeyi hedeflediği bilgisini paylaştı. 

Avrupa'nın kömür ithalatının yüzde 66'sı Rusya'dan

Rusya bugün yüzde 18'lik payla dünyanın en büyük üçüncü kömür ihracatçısı. Birinci sırada Endonezya (yüzde 41), ikinci sırada ise Avustralya'dan (yüzde 20) geliyor. 

Rusya tek başına, Avrupa'nın kömür ithalatının yüzde 66'sını karşılıyor. 

2020'de yıllık 398 milyon ton kömür üreten Rusya, bunu 2024'te 448-530 milyon ton, 2035'de 485-668 milyon ton aralığına yükseltmeyi hedefliyor.

Petrolde de kömür de de doğalgazda da rekor fiyatlar görüldü

İki aydır devam eden savaş, peşi sıra gelen yaptırım açıklamalarıyla, gıdadan sanayi sektörünün hemen her ürününe kadar fiyatlar tarihi rekor seviyelere ulaşmış durumda. 

Bunun da en büyük tetikleyicisi, enerji fiyatları. 

Petrolün varil fiyatı 2014'ten sonra ilk kez 100 dolar üzerine çıkarken, doğalgaz fiyatları 2008'den bu yana en yüksek seviyeleri gördü. 

Benzer durum kömür fiyatlarında da var. 
 

Ekran Resmi 2022-04-22 18.28.39.png
Trading Economics'e ait kömür fiyatları grafiği


2020'nin başında 50 dolar seviyelerinde olan kömürün ton fiyatı, 7 Mart'ta 423 dolar seviyesine kadar çıkmıştı. 22 Nisan itibarıyla fiyatlar, 320 dolar seviyelerine geriledi. 

Dünyada elektrik üretiminin en büyük kaynağı hâlâ kömür

UEA'nın raporuna göre kömürden elektrik üretimi, küresel karbondioksit emisyonunun yüzde 30'unu oluşturuyor. 

Londra merkezli, bağımsız iklim ve enerji düşünce kuruluşu EMBER'in verilerine göre elektrik üretiminde hâlâ en fazla kömür kullanılıyor. İkinci ve üçüncü sırayı gaz ve nükleer alıyor. 

2000 yılında kömürden elektrik üretimi 5 bin 712 teravatsaat iken, bu değer 2021 yılında ikiye katlanarak 10 bin 38 teravatsaat oldu. Çin'in tek başına üretimi ise 5 bin 372 teravatsaat. 

Son aylara baktığımızda ise COP26'nın başladığı ekim ayında kömür kaynaklı küresel üretim 775 teravatsaatti. Bu miktar, kasımda 788 aralıkta 894 ve ocakta 877 oldu. 

Kömür fiyatlarındaki artışın nedenleri

EMBER'in iklim analisti Ufuk Alparslan'a göre elektrik üretiminde kaynaklar arasında kısa vadeli değişimler birkaç nedenden kaynaklanabiliyor. 

Bunlardan ilki maliyet temelli nedenler. 

Independent Türkçe'ye konuşan Alparslan, "Özellikle fosil kaynakların değişkenlik gösteren maliyetleri birbiri arasında geçişlere neden olabilir. Örneğin kömürden elektrik üretmenin maliyeti gazdan elektrik üretmekten yüksek hale gelirse, elektrik üretiminde kömürden gaza geçiş olur (ya da tam tersi). Bu geçişte kömür ile gaz fiyatları esas belirleyici olsa da eğer uygulanıyorsa, karbon fiyatı da bunu tetikleyebilir" diyor. 
 

Ekran Resmi 2022-04-23 17.30.19.png
EMBER'in iklim ve enerji analisti Ufuk Alparslan


Alparslan'ın açıklamasına göre karbon fiyatı, birim üretim başına emisyonu daha yüksek olduğu için kömürün üretim maliyetini gaza kıyasla daha fazla artırıyor. 

Yani karbon fiyatı, kömürden gaza geçişe neden olacak maliyet seviyesi anlamına geliyor. 

Gaz fiyatlarının 2021'in ikinci yarısında hızla yükseldiğini hatırlatan Ufuk Alparslan, "Karbon fiyatı bile kömürden gaza geçiş için düşük kalmaya başladı. Böylece kömürden elektrik üretimi gazdan elektrik üretimine kıyasla daha az maliyetli hale geldi. 2021'in üçüncü çeyreğinde Avrupa'da kömürden elektrik üretimindeki artış buna dayanıyor" diyor. 

Elektrik üretimini etkileyen diğer bir konu da mevsimsel değişimler. 

Örneğin, elektrik talebindeki artış ya da bir başka kaynağın üretimdeki düşüş karşılanamadı. Bu durumda tam kapasite kullanılmayan kaynaklar devreye alınıyor. Kömür gibi… 

"Avrupa'da kasım ve aralıktaki talep artışını kömürün karşıladığı görülüyor" diyen Alparslan, şöyle devam ediyor: 
 

Burada ilk akla gelen konu Ukrayna'nın işgali olsa da gerçek neden Avrupa'da kuraklık nedeniyle hidroelektrik üretiminin düşmesi ve özellikle Fransa'da son yılların en düşük kapasitesine düşen nükleer elektrik üretiminin azalmasıdır. 

Eğer gaz fiyatları bu kadar artmasaydı, bu farkları kapatacak kaynak kömür yerine gaz da olabilirdi.

 
Avrupa'nın en büyük kömür tüketicileri: Polonya ve Almanya

Ufuk Alparslan'ın açıklamaları doğrultusunda EMBER'in Avrupa verilerine bakalım. 

Kıta Avrupa'sında elektrik üretimi en fazla doğalgaz ve nükleer enerjiden sağlanıyor. 

2021 itibarıyla kömürden 670, nükleerden bin 105 ve doğalgazdan bin 216 teravatsaat elektrik üretildi. Sadece Fransa'nın nükleer kaynaklı elektrik üretimi, 379 teravatsaat. 

Ancak Fransa için bu değer 2008'de 439, 2018'de 412 teravatsaatti. 2018'den bu yana sürekli düşüş kaydedildi. 

Dünya Nükleer Endüstri Durum Raporu'na (WNISR) göre, 2021 yılında Çin, ilk kez Fransa'dan daha fazla nükleer elektrik üretti. 

Kömüre bakıldığında, Avrupa'da en fazla kömür tüketimi Polonya ve Almanya'da. 

Eurostat'ın verilerine göre Polonya (yüzde 43) ve Almanya (yüzde 22), 2020'de Avrupa Birliği'nde en fazla taş kömürü tüketimi gerçekleştiren iki ülke oldu. Bunu tüketimleri yüzde 3 ile yüzde 6 arasında değişen İtalya, Fransa ve Hollanda takip etti. 

1990 yılında Avrupa Birliği'nin 13 üyesi taş kömürü üretirken, 2020'de iki ülke kaldı: Polonya ve Çekya. Diğer AB ülkeleri, kömürü dışarıdan ithal ediyor. 

EMBER'in verilerine göre ise kömür kaynaklı elektrik üretimi Mart 2022'de Avrupa Birliği'nde 43,1 teravatsaat oldu. 

Mayıs 2021'de ciddi oranda gerilemiş olan aylık üretim, Mart 2022'de Polonya ve Almanya'da diğer AB ülkelerine göre daha hızlı artış gösterdi. 
 

EmberChart (1).png
Grafik: EMBER


Avrupa, LNG için kısa vadede ABD ve Katar'a yönelebilir

Tüm dünyanın enerji konusunda Rusya'ya bu denli bağımlı olması, savaşın başlamasının ardından bir anda gündemin birinci maddesi oldu. 

Apple, Nike, IKEA, H&M, Google gibi pek çok büyük isim Rusya'daki operasyonları durdurma kararını açıklarken, Avrupa ülkelerinden de Rusya gazı ve petrolüne alternatif arayışları başladı. 

Avrupa Birliği, savaş ilanının ardından yaklaşık 15 gün içerisinde Rusya'ya bağımlılıktan kurtulma planı hazırladı. 

"REPowerEU" başlıklı plan, Rusya'dan ithal edilen doğal gaz miktarının bir yıl içinde 3'te 2 oranında azaltılmasını öngörüyor. 

Yenilenebilir enerji projelerinin izin süreçlerinin hızlandırılacağını açıklayan plan, kısa vadede, ABD ve Katar gibi diğer ülkelerden LNG ithalatının artırılacağını söylüyor. 
 

95185920-d679-480e-a3fd-ca3366cbf8ca.jpeg
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin video konferans konuşmasını ayakta alkışlamıştı/ Fotoğraf: Reuters

 

AB, 2021'de Rusya'dan doğal gazının yüzde 40'ını almıştı. Rusya'dan alınan gaz miktarı 155 milyar metreküp olarak gerçekleşmişti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, 29 Mart'ta yaptığı açıklamada Rusya'nın petrol ve gazına olan bağımlılığı "tamamıyla sona erdirmeyi" hedeflediklerini söyledi. 

Rusya'dan petrol ve kömür alımlarına bu yıl, doğal gaz alımlarına da 2024'ün ortasında son vermeyi amaçladıklarını belirten Baerbock, "Bunu ulusal, adım adım, fiilen bir petrol ambargosu olarak nitelendirebilirsiniz" ifadelerini kullanmıştı. 

Ağustos 2022'den itibaren Rusya'dan kömür ithal edilmeyecek

Petrolü yeniden 100 dolar üzerine çıkaran açıklama ise ABD Başkanı Joe Biden'dan gelmişti. 

Rusya'dan doğal gaz ve petrol ithalatını yasakladıklarını belirten Biden, 8 Mart'ta yaptığı açıklamada, "Başkaları için mümkün olmasa da biz bu adımı atabiliriz. Ancak Avrupa ve ortaklarımızla, Rus enerjisine olan bağımlılığı azaltacak uzun vadeli bir strateji geliştirmek için çalışıyoruz" demişti. 

İngiltere de 2022 sonuna kadar Rus petrol ve petrol ürünlerinin ithalatını aşamalı olarak durduracağını ilan ederken, Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire de 19 Nisan'da yaptığı açıklamada Rus petrolüne ambargo uygulanmasını istediklerini belirtti.
 

kömür.jpg
Fotoğraf: AA


Son olarak 22 Nisan'da bir yazılı açıklama yayınlayan Hollanda hükümeti, Rus gazı alımını durdurabilmek için enerji tasarrufu, sürdürülebilirlik ve diğer ülkelerden daha fazla enerji ithalatına odaklanılacağını duyurdu. 

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri gibi, Hollanda'nın da en geç 11 Ağustos 2022'den itibaren Rusya'dan kömür ithal etmeyeceği bilgisi paylaşıldı.

Tüm bu açıklamalara bir cevap da Moskova'dan geldi. 

Avrupa Birliği'nin (AB) Rus petrolüne yönelik yaptırım uygulaması durumunda Avrupa'ya giden gaz boru hattını kapatabileceklerini açıklayan Rus yönetimi, 'kıtanın enerji dengesinin bozulacağını' söyledi.

Dönüş, fosil yakıtlara mı yoksa yenilenebilir enerjiye mi olacak?

COP26 zirvesi sırasında 40'tan fazla ülke karbon hedefine ulaşmak için termik santrallerini kademeli olarak kapatacaklarını duyurmuştu. 

Ancak hem savaş öncesi hem savaş sonrası bu verilen sözün bazı çatlakları da oluştu. 

Örneğin Fransa daha önce ocak ve şubat aylarında kapatacağını söylediği termik santrallerini geçici olarak devam ettireceğini duyurdu. 

İtalya Başbakanı Mario Draghi, 25 Şubat'ta yaptığı açıklamada enerji güvenliğini sağlamak adına son yıllarda gerileyen yerli doğalgaz üretimini artırmaları gerektiğini söyleyerek "Termik santralleri yeniden açmak, yakın gelecekteki oluşması muhtemel enerji kıtlığına karşı kullanılabilir" demişti. 

Rus kömürüne yüzde 50 oranında bağımlı Almanya ise kömür ve gaz rezervlerini korumak adına bir strateji geliştirebileceklerini duyurmuştu. 
 


"Fosil yakıtlardan kaçış hiç bugünkü kadar zor olmamıştı" diyen Oxford Üniversitesi Enerji Politikaları Profesörü Dieter Helm, Financial Times'a yaptığı açıklamada, "Enerji dönüşümü zaten sorunluydu; dünyadaki enerjinin yüzde 80'i hâlâ fosil yakıtlardan geliyor" değerlendirmesini yaptı. 

AB'nin kömür sarfiyatının artabileceğini söyleyen Helm, "Kısa vadede ABD'nin petrol ve gaz üretimini artırmasını, Kuzey Denizi'nde bazı yeni yatırımlar olmasını bekliyorum" yorumunu yaptı. 

EMBER'in iklim analisti Ufuk Alparslan'a göre ise savaş sonrası alınması planlanan önlemler arasında kapatılan kömür santrallerinin yeniden devreye alınması kalıcı bir plan değil. 

"Avrupa'da halen uzun vadeli iklim hedefleri korunmakla birlikte Rusya'ya bağımlılığı azaltacak daha iddialı yenilenebilir hedefleri de gündemde" diyen Alparslan "Bu nedenle Avrupa'da kömür kullanımının daha da artmaya devam edeceğini söylemek şu aşamada çok kötümser bir bakış açısı olur" diye konuştu. 

Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner, 28 Şubat'ta yaptığı açıklamada temiz enerjiyi, "özgürlük enerjisi" olarak tanımlamıştı. 

Reuters'a konuşan Lindner, daha önce 2040 olarak belirlenen "enerjinin yüzde 100'ü yenilenebilir kaynaklardan sağlanacak" hedefini hızlandıracaklarını açıklamıştı. Alman Bakan, 2035'e kadar yüzde 100 temiz enerji hedefine ulaşacaklarını duyurmuştu. 

Türkiye'de durum nasıl?

2015'te 190'dan fazla ülke tarafından imzalanan, küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlamayı hedefleyen Paris Anlaşması'nı Türkiye'de imzalamış ancak bazı çekinceler nedeniyle Meclis'ten geçirmemişti. 

İmzadan 6 yıl sonra anlaşma, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda 6 Ekim 2021'de onaylandı. 

Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onaylamasının ardından emisyon azaltımına yönelik yeni hedefler belirlemesi ve eylem planları hazırlaması gerekiyor. 

Anlaşma kapsamında Türkiye'nin hedefi, karbondioksit emisyonu artışını 2030'a kadar yüzde 21 azaltma, 2053'te ise sıfır emisyona ulaşma. 

Elektrik üretiminde kömür kullanımı bir miktar düştü ancak hâlâ 20 yıl öncesinin iki katından fazla

EMBER'in verilerine göre Türkiye'nin kömür kaynaklı elektrik üretimi 2018'e kadar hızlı bir artış gösterdi. Ancak 2018'den bu yana her yıl sınırlı da olsa bir gerileme kaydedilmiş durumda. 

Kömür kaynaklı üretim, 2018 ve 2019'da 111 teravatsaat seviyesindeyken, 2021'de 101'e kadar geriledi. Bu değer, 2002'de 31,4 teravatsaatti. 

Kömürün elektrik üretimindeki payı 2018-2021 yılları arasında yüzde 37'den yüzde 31'e seviyelerine düştü ancak Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'nin (TEİAŞ) verilerine göre üretimde fosil yakıtların toplam payı hâlâ yüzde 64'ün üzerinde. Elektriğin yüzde 32,71'lik kısmı doğalgaz çevrim santrallarından sağlanıyor. 

Güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynaklı elektrik üretiminin ise bir yıl öncesine göre yaklaşık 10 milyar kilovatsaat artarak toplam üretimde yüzde 16,6'lık paya ulaşması da umut verici. 
 

EmberChart (2).png
Elektrik üretiminde kömür kullanımı karşılaştırması/ Açık mavi: Almanya, Koyu mavi: Polonya ve Yeşil: Türkiye/ Grafik: EMBER


Avrupa'nın en büyük kömür üreticileri ile kıyaslandığında ise Türkiye ile Polonya ve Almanya arasında büyük farklar yok. 

2021'de Polonya'nın kömür kaynaklı elektrik üretimi 124, Almanya'nınki ise 169 teravatsaatti. 

Taş kömürünün yüzde 90'ı ithal ediliyor

Pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de kömür, en fazla elektrik üretimi için tüketiliyor. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın verilerine göre kömürün en çok kullanıldığı ilk dört alan şu şekilde: Termik santraller, başta demir-çelik olmak üzere sanayi ve konut, hizmet sektörü, büro, lojman yerlerin ihtiyacı olan ısınma. 

Türkiye'de en fazla kullanılan kömür türleri, taşkömürü ve linyit.

Taş kömürünün de büyük kısmı ithal. 2020 yılında yaklaşık 40 milyon ton olan taşkömürünün 38,7 milyonu ithal edilmişti. 

Türkiye'nin çoğunlukla Kolombiya'dan ithal ettiği kömürün piyasada kullanım oranı yüzde 90. 

Taş kömüründen elde edilen enerji, linyite göre daha fazla. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın sayfasında yer alan bilgiye göre Türkiye'deki linyit kaynağının ısıl değeri 1000 ila 4200 kcal/kg. Taş kömürünün alt ısıl değeri kilogram başına 6 bin 200 ile 7 bin 250 kalori arasında değişiyor.

Konutlardaki kömür tüketimi 2018'den bu yana artıyor

Türkiye İstatistik Kurumu'nun son açıkladığı "Ocak 2021 Katı Yakıtlar" istatistiğine göre taşkömürü teslimatının yüzde 65,4'ü, linyitin ise yüzde 83,1'i termik santrallere yapıldı. 

Ocakta 10 milyon tonu aşan taş kömürü ve linyit teslimatının, 7,7 milyon tonu termik santrallere giderken, konut, hizmet sektörü, lojman, büro gibi meskenlerin ısınması için harcanan miktar yaklaşık 800 bin ton. 

Yıllara göre meskenlerin ısınması için ve termik santrallerde tüketilen taş kömürü ve linyit miktarı ise şöyle: 
 

  TERMİK SANTRALLER (Ton) KONUT vb. (Ton)
  Taş kömürü Linyit Taş kömürü Linyit
2012 10 milyon 770 bin 39 54 milyon 647 bin 713 8 milyon 432 bin 531 3 milyon 221 bin 23
2013 10 milyon 830 bin 957 45 milyon 140 bin 27 7 milyon 316 bin 648 2 milyon 806 bin 389
2014 11 milyon 797 bin 895 56 milyon 215 bin 357 7 milyon 446 bin 777 2 milyon 806 bin 389
2015 14 milyon 763 bin 752 37 milyon 504 bin 185 8 milyon 218 bin 579   853 bin 417 (*)
2016 16 milyon 928 bin 519 43 milyon 342 bin 119 8 milyon 140 bin 968 2 milyon 550 bin 622
2017 18 milyon 822 bin 711 61 milyon 168 bin 523 8 milyon 791 bin 528 2 milyon 716 bin 797
2018 22 milyon 437 bin 894 71 milyon 648 bin 233 5 milyon 554 bin 294 3 milyon 432 bin 7
2019 21 milyon 896 bin 498 69 milyon 486 bin 942 5 milyon 874 bin 356 3 milyon 370 bin 760
2020 21 milyon 854 bin 660 61 milyon 777 bin 499 6 milyon 234 bin 616 3 milyon 816 bin 111
2021 19 milyon 746 bin 438 60 milyon 189 bin 66 4 milyon 625 bin 615 5 milyon 484 bin 900


  (*) Biri haziran, biri kasımda olmak üzere iki genel seçimin gerçekleştiği 2015 yılının mart-ekim ayları arasındaki 8 aylık süreçte konut vb. meskenlere yapılan kömür teslimatları, "Gizli veri" olduğu gerekçesiyle TÜİK'in sayfasında yayınlanmamıştır. 853 bin 417 tonluk kömür teslimatında sekiz aylık veri eksiktir.

Tablodan da görüldüğü üzere 2018'e kadar kuvvetli bir artış gösteren, termik santrallerde taş kömürü ve linyit tüketimi bir süredir düşüş trendinde. 

Konutlar, restoranlar ve lojmanlar gibi meskenlerin taş kömürü tüketimi ise 2012'ye göre daha az olsa da kur krizinin yaşandığı, doğalgaza beş defa zam gelen 2018 ve 2019 yılları sonrası kömür tüketiminde yükseliş oldu. 

Taş kömürüne göre daha ucuz olan linyit tüketimi, 2018'de yıllık 3 milyon tonun, 2021'de 5 milyon tonun üzerine çıktı. 

Konutlarda taş kömürü kullanımında son bir yılda bir düşüş gözükse de buradaki gerileme, linyitteki tüketim artışı ile kapatıldı. 

Eylül ayında konut, hizmet sektörü, lojman, büro gibi meskenlere dağıtılan kömür 1 milyon 122 bin ton iken, bu değer ekimde 1 milyon 400 bin tona çıktı. 

Kasımda 902 bine gerileyen teslimat miktarı, aralık ayını 926 bin ton seviyesinde bitirdi. Son olarak ocak ayında yaklaşık 800 bin ton oldu. 

Türkiye ekonomik krizdeyken enerji bağımlılığından nasıl kurtulur?

EMBER iklim analisti Ufuk Alparslan'a göre yüksek elektrik fiyatlarının, yenilenebilir enerji yatırımlarını kolaylaştırması beklenen bir durum. Zira, yüksek fiyatlar, yatırımın geri dönüş süresini de kısaltıyor. 

"Rüzgar ve güneş enerjisi maliyetlerinin 5-10 yıl öncesine kıyasla çok daha düşük olması nedeniyle artık destekleme mekanizmasına dahi ihtiyaç duymadan yatırım yapılabilir bir konuma gelmişlerdi" diyen Alparslan, şu değerlendirmeyi yaptı: 
 

Bunun yanında özellikle güneş santrallerinin hızlı kurulum süreleri, enerji krizine hızlı çözüm bulmaya çalışan güneş potansiyeli yüksek bizim gibi ülkeler için önemli bir fırsat.

Dolayısıyla yapmamız gereken yenilenebilir enerji yatırımlarını zorlaştıracak engelleri ve sekteye uğratacak piyasa müdahalelerini ortadan kaldırmak olmalı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU