"Şimdi değilse ne zaman?" Amerika'daki Yahudiler, göçmenlerin tutulduğu gözaltı merkezlerinde Nazi soykırımının yankılarını görüyor

“Ben Yahudiyim ve iyi bir Alman olmayı reddediyorum”

(The Independent)

Rhode Adası'nda yer alan Donald W. Wyatt gözaltı merkezindeki mahkumların duvarlara vurarak çıkardığı sesler sokaktan işitilebiliyor.

Halk, göçmenlerin bu gibi tesislerde gözaltına alınmasına dair derin ve şiddetli tartışmalar sürdürürken, duvarlara atılan yumruklar içindeki insanlığın küçük bir işareti:

Pat. Pat. Pat.

Sokakta toplanan kalabalık; Yahudi duaları ve ilahileri arasında "Sizi duyuyoruz" diye sesleniyor. Göstericiler yaşananların, ABD’de tekrarlanabilecek Holokost’un ilk adımları olabileceğinden endişeli.

Yahudilerin Bir Daha Asla (Never Again is Now) grubunun mensubu protestocular, ellerinde megafonlar ve pankartlarla yürürken, ABD'de son iki yıldır gelişme gösteren ve özellikle ülkenin Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz haftasında sesini daha fazla duyuran sivil itaatsizlik kültürüne katılıyor. Sadece birkaç metre ötedeyse, özgürlük arayışındaki göçmenler kilit altında.

Göçmenlik üzerindeki baskıyla anılan son haftalarda göçmenler ve sığınmacılara karşı geniş çaplı ihmal ve suistimal haberlerinin doruğa ulaştığı düşünüldüğünde, Amerikan Holokostu için gereken her şeyin bir araya getirilmesine seyirci kalamayacaklarını söylüyorlar. Bu, Yahudiler'in Amerika çapında "Bir Daha Asla" dediği bir hareket ve endişe olarak ilgi topluyor.

30 yaşındaki Providence'lı şehir plancısı Liza Burkin, kendisiyle birlikte 18 kişinin, Göçmenlik ve Gümrük Uygulama ile diğer hükümet kurumlarının göçmenleri tuttuğu  özel hapishanelerin yer aldığı kapsamlı listedeki bu gözaltı merkezinin önünden ayrılmayı reddetmesi üzerine polis tarafından gözaltına alınmasından yarım saat önce, "Ben bir Yahudi'yim ve iyi bir Alman olmayı reddediyorum" dedi.

Holokost'un sonuna, başlangıcına olduğundan daha fazla odaklanıyoruz" diye ekledi, “halbuki bu durum doğrudan Holokost'la kıyaslanabilir.

Amerika'da özel olarak işletilen ilk gözaltı merkezleri arasında yer alan Wyatt gözaltı merkezi, 1990'larda -ülkenin en küçük eyaletinin en küçük kasabalarından birinde- Central Falls'ta inşa edildi.
Tesiste 730 erkek ve 40 kadın var. Bu rakam, teknik olarak Providence şehri banliyösünde yaşayan yaklaşık 20 bin kişinin yüzde 5'ine tekabül ediyor.

Tartışmalar son iki yılda ülke geneline yayılırken, Wyatt da bu karmaşadan payına düşeni aldı. Trump yönetiminin göçmen politikaları kapsamında gözaltı merkezinde 133 göçmenin tutulduğunun açığa çıkması üzerine şehir yetkilileri tesisin Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza'yla sözleşmesini iptal etme girişimleri için nisan ayında federal yargıç tarafından yetkisiz bulundu.

Göçmen çocukların büyük çadırlar ve başkan adayları arasından turuncu şapkalarla yürütüldüğü Florida Homestead'den; Kongre üyesi Alexandria Ocasio-Cortez'in geçen haftaki ziyaretinde göçmenlerin "psikolojik işkenceye" tabi tutulduğunu, tuvaletten su içmelerinin söylendiği ve temel ihtiyaçlarının temin edilmediğini söylediği Teksas'taki gözaltı merkezlerine kadar ülke genelinde benzer haberler duyuluyor.

Sonrasında Wyatt'ın dışında gözaltına alınan 18 kişiden biri olan Diana Fox da şöyle dedi:

Bugün ABD'de, sığınma arayan, şiddetten ve zulümden kaçarak buraya gelen çocuklar ve diğer insanların kendilerine bakma imkanı olmadan veya bakımları sağlanmadan gözaltı merkezlerinde tutulması kesinlikle akıl almaz bir durum.

Geçen hafta New Jersey'deki benzer bir protestoda gözaltına alınan yaklaşık 36 göstericinin yanı sıra, Salı günü Central Falls'ta toplananların çoğu gibi, Fox da ailesinin Holokost'tan doğrudan etkilendiğini söylüyor. Bu yüzden gözaltına alınmaya “gönüllü.” Fox sözlerine şöyle devam ediyor:

Bu olanlar, bu ülkede gördüğümüz en korkunç durumları hatırlatıyor.

Tesisin dış kesimindeki keskin jiletli kabloyla çevrili tel örgüler, çevreyle sert bir tezat oluşturuyor: Salı günü, sokağın hemen karşısında uzanan sahada insanlar beyzbol ve Amerikan futbolu oynuyor, küçük kız çocukları futbol antrenmanı yapıyordu.

Bazı açılardan bir mesele de bu tezatın kendisi. Anlaşılır biçimde medyanın ilgisi daha çok Teksas veya Florida'daki tesislere yönelirken, Wyatt'ın bile normal zamanda onlarca göçmen tutması gerçeği Donald Trump'ın göçmen politikalarının sınırın çok ötesine ulaştığını gösteriyor.

 

 

Aktivistler, sorunun sadece gözaltılarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Central Falls gibi sınırdan çok uzak yerlere kadar ülke genelindeki topluluklara sessizce sızdığını dile getiriyor.

Rhode Adası, yemyeşil yaprak döken ağaçları ve kavisli New England yollarıyla, tozlu Teksas'a çok az benzer. Ancak her ikisi de kasıtsızca, vardıklarında sığınma talep etseler bile tüm uygunsuz sınır geçişlerini kriminalize eden Trump yönetiminin sıfır toleranslı göçmen politikaları tarafından tutuklanan göçmenlerin evi haline geldi.

Son haftalarda, bu politikaların etkisi daha da belirginleşti. Ülkede genelindeki tesislerde, göçmenlerin sert ve insanlık dışı muameleye maruz kaldığı belirtiliyor. Çocuklara sabun ve diş fırçası verilmiyor. Göçmenler, üçte birine yetecek şekilde inşa edilmiş tesislere dolduruluyor. Dışarıda yerde uyuyorlar ve iddiaya göre tuvalet suyu içmeleri söyleniyor.

ABD'deki gözaltı tesislerinin Nazi toplama kamplarını yansıttığını söyleyen 57 yaşındaki zihinsel sağlık çalışanı Wendy Grossman, "Bu kamplarda ne olup bittiğini, acınası şartları bilirken burada öylece oturup bekleyemeyiz. Olur öyle şeyler, diyerek hiçbir şey yapmadan duramayız" diyor: “Böyle devam ederse her şey gerçekten yanlış gidebilir.”

Grossman, göçmenlerin insanlık dışı muamele gördüğü her anın alarma geçmek için bir neden olduğuna inandığını ekliyor: “Durum çok acil görünüyor. Yani, şimdi değilse ne zaman?"

Yüzlerce gösterici akşam 6'dan alacakaranlığa kadar Wyatt tesisi civarında toplandı ve emniyet birimlerinin intikaline rağmen dağılmadı.

Birçok protestocu, Holokost'un hala hayatlarında olduğunu söyleyerek aile hikayelerini paylaştı.

“Bunlar toplama kampları. Oldukları şey bu" diyor 29 yaşındaki Providence Şehri çalışanı ve eski eyalet temsilcisi Aaron Regunberg:

Her zamanki gibi günlük hayatımıza ve işlerimize devam etmeyi göze alamayacağımız bir an. Hükümetimiz komşularımıza karşı artan bir şiddet uyguluyor. Çocukları ebeveynlerinden ayırmak için bizim vergilerimizi kullanıyorlar. Bayrağımız altında korkunç, dehşet verici, inanılmaz koşulların olduğu toplama kampları işletiyorlar.

Gösteride 18 kişi gözaltına alırken tezahüratlar ve konuşmalar sürdü, hahamlar On Emir'den, Eski Ahit'te Tanrı'nın yaptığı gibi, göçmenleri sevmeyi, beslemeyi ve giydirmeyi zorunlu kılan teolojik alıntılar yaptı.

Megafondan bağıran bir gösterici "Bu bizim kavgamız, bizim sorumluluğumuz" dedi.

Mahkumlarsa dikenli tellerin ardındaki dar pencerelerden bakmaya devam etti. Duvarlara vurmayı sürdürdü.

Protestocular bağırdı: “Sizi duyuyoruz”

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU