ABD çöllerinde bir Osmanlı efsanesi: Hacı Ali diğer adıyla Hi Jolley

Hacı Ali daha hayatta iken hakkında sayısız hikâye anlatılır olmuştu. Bu hikâyeler onun 1902'deki ölümünden sonra efsanelere dönüştü

Çiçeği burnunda bir devlet olan ABD, sınırlarını Batı'ya ve Güney'e genişletmeye çalıştığı sıralarda zorlu arazi koşulları ortaya ciddi bir ikmal krizi çıkartmıştı.

1846 yılında meydana gelen Meksika Savaşı, ABD ordusunun çöl koşullarında son derece zayıf olduğu gerçeğini gözler önüne serdi.

Bir ordu ancak ikmal ile ayakta durabilirdi; ama taşlık ve engebeli arazide eşekler ve atlar ile taşımacılık son derece kifayetsiz bir metottu. 

Arizona, California, Nevada, Utah ve Colorado gibi yeni bölgeler henüz keşfedilememişti dahi.

'Altına Hücum' devresinde ise bu bölgenin arazisi binlerce ABD'linin telef olmasına neden olurken ekonomiye istenen katkıyı da sağlayamamıştı. 

Ulaşım sıkıntısı ortaya ciddi bir asayiş sorunu da çıkartmıştı. Çeteler yağmalar yaparken Kızılderililer de beyaz insanları topraklarından uzak tutmak için güçlü bir isyan içerisindeydi.

Kızılderili Reisi Seatlle'ın ketum mücadelesi, tüm ordusunu sınır hattına sevk eden ABD'liler için iç güvenliği kontrol edilemez bir hale getirmişti.

Bu sorunu çözecek ve merkezi otoriteyi yeniden tesis edecek yegâne şey develerdi:

"1854 yılında Amerikan ordusunun Güneybatı Eyaletlerindeki ulaşım, tedarik ve diğer hizmetler için özellikle, develerin kullanılması gerektiğini içeren bir rapor yazmıştı. Ayrıca bu isteğini başkana bir mektupla ulaştırmıştı.

Mektup şöylece sona eriyordu: 

Tekrar etmek isterim ki askeri ve diğer amaçlar için deve ve tek hörgüçlü deve kullanılmasından dolayı beklenen avantajlar ve başarılara dikkatinizi çekmek isterim.

Başkan Pierce mektubu okuyunca şaşkına döndü. Tekrar tekrar okudu, evet, koskoca savaş bakanı deve denilen acayip bir yaratıktan bahsediyordu. Hem de Amerika kıtasında hiç görülmemiş bir hayvan.

Koskoca Amerikan ordusu başarısı develere mi kalmıştı? Bulunan çare bu muydu? Derhal savaş bakanını Beyaz Saray'a çağırdı.

Davies, Başkanın kapısında beklerken konuyu nasıl anlatacağını düşünüyordu. Develer konusunda hayli bilgi edinmişti.

Özellikle ortadoğuda yapılan savaşlarda Develerin kullanılması her zaman başarı getirmişti. Büyük Amerika Çölü'nün, Sahra'dan ne farkı vardı ki? 

- Anlat bakalım Davies, nedir bu deve meselesi?

Davies yutkundu söze nereden başlayacağını düşündü. 

- Başkanım, tarih boyunca büyük savaşlar hep hayvanların yardımıyla kazanıldı. Örneğin Büyük komutan Hannibal, Romalılara karşı filleri kullandı. Eskinin savaş arabalarını atlar çekiyordu. Hem atalarımız, koskoca Amerika'yı, atlar sayesinde fethetmediler mi?

- Esas konuya gel, vaktim az.

- 'Kısacası, Güneybatı'da başarılı olmamız ve kazandığımız yerlerde başarıyı devam ettirmek için bu hayvanlara gereksinim var' diye cevapladı.

- Demek ki bu kadar savaşın ve paranın ardından asayişi sağlamak için iş develere kaldı.

- Gerçekten öyle başkanım. Hem de en kısa sürede.


Başkan sinsi sinsi gülüyordu. Çaresiz başını salladı. 

- Nereden bulacağız bu develeri?

- Başkanım bir planım var.'


Görelim bakalım, neler olacak?"

(Doç. Dr. Vural Yiğit - Hacı Ali Hi Jolly)


Bahsi geçen çözüm çok uzak diyarlara uzanıyordu. ABD'lilerin derdine çare; savaşlar ve siyasi krizler arasında ayakta durmaya çalışan bir imparatorluğun başkenti İstanbul'daydı.

Aslında ABD'liler Türklerden önce İngilizler ve Fransızlardan deve temini konusunda yardım istemişlerdi.

Ammavelakin ya muhatap alınmadılar ya da hediye edilen develer daha gemiye bindirilemeden ölüp gitmişlerdi.

Avrupalı muhataplar eski sömürgelerini pek ciddiye almıyor ve yardım etmekten kaçınıyordu.

Avrupa'da ve Afrika'da neredeyse gitmediği şehir kalmayan ABD heyetine kimse deve vermiyordu. 

Heyet nihayet 4 Ekim 1855'de İstanbul'a geldi. 

Heyetin talihsizliği ise Osmanlı'nın o sıralarda Kırım Savaşı'nda olmasıydı.

İstanbul'daki tüm develer bölgeye sevk edilmişti. 
 

Deve sevkiyatı.png
Deve sevkiyatı / Görsel: Petroleum Museum

 

ABD'liler nihayet taleplerini Sultan Abdülmecid'e ulaştırmayı başarınca talihleri döndü. Sultan gerekli develeri temin etti ve dört deveyi de kendilerine hediye etti:

Amerika Devletleri'nde deve kullanılmasına karar verilerek 30 re'es devenin celbi zımnında Devlet-i müsarünileyha tarafından Dersaadet'e bir sefir gönderilmiş olduğundan bir çift erkek ve bir çift dişi deve olmak üzere iki çift devenin itsı iltimasına dair sefaredin varit olan bir kıta tahriratı tercümesinin hulasası menzuru mekenın-nuşir-i cenab-ı şehinşahi buyrulmak için arz ve takdim olundu.

(ABD'ye Deve Tezkeresi)
 

Deve tezkeresi.png
Deve tezkeresi / Görsel: Başbakanlık Osmanlı Arşivi

 

ABD'liler İzmir limanında deve temini konusunda kendilerine yardımcı olacak bir dost edindiler.

İşte Hacı Ali'nin hikâyesi böylece başlamış oldu…
 

Hacı Ali.jpg
Hacı Ali

 

ABD yolunda bir Osmanlı vatandaşı

Cabbar'ın oğlu Ali, kervanla Mekke'ye gidip Hac farazisini yerine getirmesi nedeniyle Hacı Ali olarak tanınıyordu. 

Suriye doğumlu olduğu tahmin edilen Hacı Ali'nin tüm hayatı develerdi.

Hacı Ali, Osmanlı ordusunun deve ikmal işlerinde görev alıyordu ve başta Kırım cephesi olmak üzere birçok noktada önemli yararlılıklar göstermişti.

Hacı Ali'nin şimdiki vazifesi maceraperest ABD'lilere deve satın almaktı.

Bu ticarette Hacı Ali misafirlere hem kaliteli develer almış hem de dolandırılmalarını engellemişti.

Hacı Ali'nin ABD'ye gidiş öyküsünü ise Doç. Dr. Vural Yiğit şöyle anlatır:

Hazırlıkları çabucak ikmal edildikten sonra, Porter ve Harris söz verdikleri gibi Hacı Ali'yi de beraberlerinde götüreceklerdi. Çünkü gerçekten develerden iyi anlayan bakıcılara gereksinim vardı.

Ayrıca 4-5 bakıcı daha bulmasını istediler. Ali buna hazırlıklıydı, çünkü daha önceden gidenleri de o ayarlamıştı. Ancak bu sefer kendi de gideceği için birlikte olacağı adamları önceden özenle seçmiş ve onları Amerika'ya gelmeleri için ikna etmişti. Aslında altı deve bakıcısıydılar ve kimler yoktu ki aralarında; 

Yorgo Caralambo, Rum asıllı, İzmir'de doğmuş büyümüş bir deveciydi. Daha sonra Amerika'da 'Greek George' adıyla çok ünlenecekti. Daha önceden tanıdığımız, Mimico Tedora da bir Rum levantendi ve başından beri işin içindeydi. Ona kısaca 'Mico' derlerdi.

Hacı Yannico (Hadjiatis Yannaco) ona da kısaca, 'Hacı Yani' derlerdi. İnce ve uzun boylu olduğu için Amerika'da 'Long Tom' diye anılacaktı. Anastasio Coralli, 'Kısa Tom', Michelo Geogios, Yanni İllato ve Giorgis Costi, seçilen diğer bakıcılardı.

 

ABD Deve birlikleri 2.png
ABD Deve Birlikleri

 

ABD ordusunun bu şekilde kurduğu "Deve Birlikleri" hem zorlu savaş şartlarında hem de merkezi otoritenin tesisinde önemli görevler üstlendi.

Hacı Ali renkli kişiliği ile bu süreçte ABD'liler tarafından çok sevildi. Savaş bittiğinde Ali'nin tüm arkadaşları Osmanlı'ya dönmüştü; ama Ali kendisini Vahşi Batı'nın kızgın topraklarına ait hissediyordu. 

Amerikan rüyasına kendisini fazlasıyla vakfeden Hacı Ali, maden kömürü arama ve altın bulma işlerine de girişecekti.  

Ali develerini bu zorlu işlerde kullanarak önemli vazifeler yapmaya devam etti.
 

Hacı Ali deve birliği.png
Hacı Ali deve birliği

 

Hacı Ali bu devrede altın bulmaktan çok altın arayanlara ikmal sağlamasıyla ünlenecekti; çünkü haramilerin kol gezdiği böyle bir coğrafyada Ali dürüstlüğü ile dillere destan olmuştu.

Hi Jolly olarak tanınan Hacı Ali sonunda ABD vatandaşlığı da kazanarak Philip Tedro ismini aldı.

1880 yılında Getrudis isimli Meksikalı bir kıza âşık oldu ve yüklü bir başlık parasıyla kızla evlendi.
 

 

Hacı Ali köşesine çekilmiş huzurlu hayatının tadını çıkartırken ABD ordusu ondan son bir görev için ricacı oldu.

Hedef ünlü Kızılderili "Gerenimo"nun ta kendisiydi. Bir Osmanlı vatandaşı olan Hacı Ali, "Gerenimo"nun peşine düşecekti. 

Gerenimo şerefli bir Apaçiydi ve ABD ordusuna karşı destansı bir mücadele veriyordu. 
 

Gerenimo.jpg
Gerenimo

 

Hacı Ali bu görevdeki izcilik faaliyetini layıkıyla yerine getirdikten sonra muhtelif bölgelere dağılan ve vefa borcu duyduğu develerini aramaya koyuldu.

Ali, develerin peşinden diyar diyar dolaşınca karısı kendisinden ayrıldı.

Hacı Ali, devlerini günden güne bir saplantı haline getirdi. Köşe bucak develerini arıyor ve onları toplamaya çalışıyordu. Bu durum sağlığının bozulmasına da neden olmuştu. 

73 yaşında yaşlı bir adamın mecnun misali ABD çöllerinde deve araması halk arasında efsanelere konu oldu.

Hacı Ali daha hayatta iken hakkında sayısız hikâye anlatılır olmuştu. Bu hikâyeler onun 1902'deki ölümünden sonra efsanelere dönüştü.

Hacı Ali'nin bilinen son devesi 1946'da Arizona'da yakalandı. Arizonalılar bir halk kahramanına dönüşen Hacı Ali'nin mezarına 1934 senesinde bir anıt dikti.
 

Hacı Ali'nin mezarı.jpg
Hacı Ali'nin mezarı

 

Her sene Hi Jolly törenlerinde korkusuz deve bincisi Hacı Ali'nin ismi yâd edilmekte ve mezarı başında anılmaktadır.

 

 

*Daha ayrıntılı bir okuma için Doç. Dr. Vural Yiğit'in 'Hacı Ali Hi Jolly' çalışması ve Prof. Dr. İbrahim Kalın'ın 'Ben, Öteki ve Ötesi' kitabı incelenebilir.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU