Sonunda… Avrupa enerji güvenliğini kabul etti

Avrupa bugün kendi elleriyle yarattığı bir çıkmazın içinde. Avrupa'nın üç faktörü dengelemesi gerekiyor: maliyet, sürdürülebilirlik ve enerji güvenliğ

Fotoğraf: Reuters

Avrupa, karbon emisyonlarını azaltmak ve 2050 yılına kadar karbon emisyonunu sıfırlamak için fosil yakıtlardan uzak durma planlarını sunduğunda, bu planların en önemli ayağını gaz oluşturuyordu.

Bu yüzden Avrupa, şu anda başta kömür olmak üzere kullandığı enerji kaynakları arasında daha az çevreyi kirlettiği için gaza güvenmeye niyetlenmişti.

Ancak Avrupa'nın gazı yok. Tükettiği gazın yaklaşık yüzde 90'ını yurt dışından ithal ediyor. Bunun üçte birinden fazlası Rusya'dan geliyor.

Avrupa, geçtiğimiz aylarda gaz fiyatlarının yükselmesiyle sıkıntıya girmişti. Ancak şimdi Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasıyla durum farklılaştı.

Mesele artık sadece fiyatlarla değil, aynı zamanda enerji güvenliği ile de ilgili!

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Avrupa her zaman kolay ulaşım ve düşük maliyet ile enerji elde etme politikası izlemiştir.

Bu yüzden gazın düşük maliyetli olmasından ve yerleşmiş gaz boru hatları altyapısı ile Avrupa'ya kolay taşınmasından ötürü Rusya, Avrupa için en uygun enerji kaynağıydı.

Ancak, uzmanların bir enerji kaynağı olarak tamamen Rusya'ya bağımlı olunmasının tehlikeli olduğuna ilişkin uyarılarına rağmen, Avrupa enerji seçeneklerini çeşitlendirmede ihmalkar davrandı ve çok gecikti.


Avrupa son yıllarda iklim değişikliği konusuna o kadar çok odaklandı ki, fosil yakıtların kullanımını -herhangi bir şekilde- desteklemek, Avrupalı ​​karar mercileri için siyasi intihar olarak görülmeye başlandı.

Bu yüzden Avrupa, enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye yatırım yapmadı ve geniş çapta kullanabilmesi için on yıllar gereken yenilenebilir enerji yatırımlarının yanı sıra, Rusya'dan gelen gaz ile yetindi.

Avrupa'nın temiz enerjiye geçişinin bir ayağı olan gaz altyapısına yatırım yapmak bile, yenilenemez enerji altyapısına yatırım yapmayı affedilemez bir suç olarak gören Avrupa'daki çevre örgütlerinin muhalefetiyle karşılaştı.


Şu anda Avrupa, Rus-Ukrayna savaşına tosladı, ki bu da Rus gazının tamamen kesilmesi olasılığını masaya koyuyor.

Bu olasılığı ihtimal dışı görenler, Rusya'nın Ukrayna'ya girmesinin imkansız olduğunu söyleyenlere rağmen Ukrayna'ya girerek dünyayı nasıl şaşırttığını hatırlaması gerekiyor.

Rusya Avrupa'ya gönderdiği gazı keserse, Avrupa içinden çıkılması zor bir girdaba girecek.

Hatta yapılan analizlere göre Rus gazının oranında yüzde 10 bile bir düşüş olması, Avrupa ekonomisini bir durgunluk dönemine sokabilir.

Gaz tamamen kesilirse, varın gerisini siz düşünün!


Avrupa, her şekilde desteklediği iklimi koruma gündemi ile enerji güvenliğini dengelemiş görünüyor.

Bu, bazı ülkeler tarafından alınan önlemlerde rahatça görülebiliyor. Zira Almanya, uluslararası gaz tankerlerinden sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) yüklemek ve depolamak için iki tesisin inşasına hükümet tarafından destek sağlanacağını açıkladı.

Almanya'nın Yeşiller Partisi mensubu Ekonomi Bakanı, hükümetin son nükleer reaktörün kapatılmasını gelecek yılın sonuna kadar erteleyebileceğini ima etti ve bu kriz devam ederse, hükümetin 2030'da kapatılması planlanan son kömür santralini kapatma planını erteleyebileceğini söyledi.

Yüzde 45 oranında Rus gazına bağlı olan İtalya ise, en büyük iki kömür santralini gaz santraline dönüştürme planlarını iptal etti ve İtalya Başbakanı, Rus gazının eksikliğini kapatmak için bazı kömür santrallerinin yeniden açılabileceğini belirtti.


Avrupa tarafından gelen bu hamleler, Avrupa'nın enerji politikasında köklü bir değişikliğe gittiğini gösteriyor.

Nitekim Avrupa fosil yakıt kullanımına hiç tolerans göstermiyordu.

Avrupa'nın genel olarak fosil yakıtlar ve özellikle kömür konusundaki tutumunu anlamak için, yaklaşık beş ay önce İskoçya'nın Glasgow kentinde gerçekleştirilen 26. BM İklim Değişikliği Konferansı'ndan (COP26) sonra Avrupa Birliği'nin (AB) tutumuna bakmamız yeterli olacaktır.

Nitekim o zaman AB fosil yakıtlarını tamamen kullanmayı bırakma taahhüdüne itiraz edip sadece kullanımlarını kısıtlama sözü verdikleri için Çin ve Hindistan'a öfke kusmuştu.

Avrupa Komisyonu, enerji fiyatlarının artışıyla başa çıkmayı öngören enerji planını geçen hafta açıklayacaktı.

Ancak bu raporun yayınlanması savaş yüzünden ertelendi. Sızıntılar, raporun Avrupa ülkelerini başka gaz kaynakları aramaya teşvik edeceğini gösteriyor.
 


Avrupa bugün kendi elleriyle yarattığı bir çıkmazın içinde. Avrupa'nın üç faktörü dengelemesi gerekiyor: maliyet, sürdürülebilirlik ve enerji güvenliği.

Geçmişte Rusya'dan gelen gaz akışıyla enerji güvenliğini ciddiye almıyor, hatta enerji güvenliğini göz ardı ederek tamamen yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya odaklanıyordu.

Ancak bugün, enerji bağımsızlığının vazgeçilmez olduğunu ve enerji güvenliğinin ulusal güvenlikle ilgili olduğunu açıkça söylüyor.

Bu üç faktörü dengeleme konusunda, bir Avrupa düşünce kuruluşunda danışman olan Maria Pastukhova, güvenliğin en azından kısa vadede maliyetten ve hatta iklimden önce geldiğini söyledi!

Avrupa'nın şu anda kabul ettiği bu gerçek, Suudi Arabistan liderliğindeki Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) grubunun geçtiğimiz yıl defalarca tekrarladığı görüşüyle ​​aynı: Enerji piyasalarında enerji güvenliği en önemli faktördür.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU