Kuruluş… Suudiler kadim tarihlerini dünyaya anlatıyor

Yeni Suudi Arabistan, gelişimi ile ve geleceğe doğru bir füze fırlatarak dünyayı kendine hayran bıraksa da aynı zamanda uzun bir tarihe, istikrarlı bir kimliğe ve derin bir siyasi, kültürel ve medeniyet derinliğine dayanmaktadır

Fotoğraf: AA

Bugün Suudi Arabistan Krallığı, Kral'ın emriyle bu tarihi ülke için ulusal bir hatıra olan 'Kuruluş Günü'nün ilk kutlamasını düzenliyor.

Kral, Riyad Emiri olduğundan beri tarihe büyük ilgisi ve ulusal mirası korumaya yönelik projelere verdiği destekle tanınıyor.

Bu durum, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ülkenin büyük kimliğini temsil eden 'Krallığın 2030 Vizyonu'nun en önemli ayaklarından biri olarak 'ülkenin tarihi mirasını köklendirme ve onu nesilden nesle aktarma' konusundaki bu kararlı yaklaşımı sürdürdüğünü gösteriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Şunu belirtmek gerekiyor ki Kuruluş Günü'nün ilan edilmesi, devletin kuruluşuna ilişkin kesin bir siyasi tarihi ima eder niteliktedir. Bu ima ise içtihattan, müzayededen ve tarihi tahrif etmekten uzak şekilde İmam Muhammed bin Suud'un Diriye'deki hakimiyetine atıf yapmaktadır.

Ancak durum, ne yazık ki doğru bağlamına oturtulmamış bir gerçeğin teyididir. Ki bu gerçek de ülkenin 300 yaşında, modern tarihte dünyanın en eski ülkelerinden biri olduğu, çevresindeki ülkelerin ve krallıkların çöktüğü ve böylece Suudi devletinin siyasi sisteminin gücü ve halkının kararlılığıyla dayanıklı kaldığıdır.

Başlamamız gereken ve her zaman gurur duyduğumuz nokta, İmam Muhammed bin Suud'un 1727 yılının Şubat ayında Diriye'de hükümetin dizginlerini üstlenerek devletin kuruluşunu ilan etmesinden bu yana, 3 asırdır kökleri tarihin derinliklerine uzanan Suudi Arabistan Devleti'nin yüce ve aziz olduğudur.

1727 yılı, devletin sembolü, gerçek gücünün ve güvenli yerinin başlangıcı olarak sayılmaktadır. Bu güç ve sembol, 1824 yılında İmam Turki bin Abdullah tarafından ikinci Suudi devletinde ve daha sonra 1902'de Kral Abdulaziz bin Abdurrahman'ın ellerinde üçüncü Suudi devletinde yenilendi.

Bu siyasi varlığın oluşumundaki bu ardışıklık ve tarihi miras, Suudi Arabistan'ın benzersiz bir başarıya ve olağanüstü bir cesarete sahip bir ülke olduğunu kanıtlamaktadır.

Zira imamları ve kralları, Allah'ın kanununa bağlı, adalet ve eşitlik uygulayan, benzeri olmayan bir devlet kurmuştur. Bu durumsa Suudi halkını çeşitli koşullarda, zorluklarda ve dönemeçlerde devletin liderlerinin yanında olmaya hazır hale getirmiştir.


Tarihsel olarak belgeler, krallığın eşsiz doğasının anlamını, inatçılığını ve her türlü yabancı egemenliğine karşı direncini kaydetmiştir. Stratejik coğrafi konumuna rağmen hiçbir işgal bayrağı kendi bayrağının yanında dalgalandırılmamıştır.

Ülkeler hiçbir zaman kurtuluş talep etmemişlerdir. Bölgedeki çoğu ülkede olduğu gibi halk hiçbir zaman bölünmemiş ve sömürgeciliğin ağırlığı altında yaşamamıştır.

Devlet, sömürge politikasının genellikle geride bıraktığı çifte kimlikten etkilenmemiştir. Çünkü hiçbir zaman sömürgeleştirilmemiş, liderleri ve halkı işgalin açgözlülüğüne sarsılmaz bir kararlılıkla karşı çıkmıştır.


O dönemde Avrupalı ​​güçlerin karadaki hırslarına, Osmanlının nüfuz girişimlerine ve savaşlara rağmen Suudi Arabistan, işgale ve sömürgeciliğe karşı dirençliydi.

Sömürge etkisinin Arap Yarımadası'na yayılmasını engelledikten sonra, tek endişeleri 'Suudi devletinin kurulması ve sürdürülmesi' olan liderlere sahip oldu. Bu liderler, egemenliğini ve bağımsızlığını koruyarak, dışarıdan gelenlerin ülkeyi yönetmesine izin vermediler.

Tüm bu noktalar, herhangi bir dış kontrolü veya yabancı dikteyi reddederek, toprakla ve halkla olan güçlü bağın en önemli göstergeleridir.
 


Kuruluş Günü'nün yıldönümü, uygarlık mirasımızı güçlendirerek, yerel ve uluslararası düzeyde geleceğe yönelik vizyonunda bilge liderliğin anlayışını ortaya koymaktadır.

Bu durum, 'Suudi halkını koruyan, onu dengeli bir şimdi yaratmaya motive eden, gelecek nesillerin bugünlerini sürdürmelerine ve geleceğin kimliğinin yönünü ve özelliklerini tanımlamalarına yardımcı olan' bir güç faktörü olarak, bu topraklarda elde edilen her türlü başarıda tarihsel hakkımızın olduğunu kanıtlamanın anahtarıdır.

Yeni Suudi Arabistan, gelişimi ile ve geleceğe doğru bir füze fırlatarak dünyayı kendine hayran bıraksa da aynı zamanda uzun bir tarihe, istikrarlı bir kimliğe ve derin bir siyasi, kültürel ve medeniyet derinliğine dayanmaktadır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU