Popülarite, Arda Güler'in kariyerini nasıl etkiler? "Düşünce devrimi mühim, ümitliyim ama daha fazla oynamalı"

Fenerbahçe'nin genç yıldız adayı Arda Güler, spor kamuoyunun gündeminde. Spor yazarı Sinan Vardar ile uzman spor psikoloğu Ömer Ateş, henüz 16 yaşındaki Güler'in popülizmden nasıl korunması gerektiğini Independent Türkçe'ye değerlendirdi

16 yaşındaki Arda Güler, Hatayspor karşısında sergilediği performansla tüm dikkatleri üzerine çekti / Fotoğraf: AA

Süper Lig ekiplerinden Fenerbahçe'nin 26. haftada oynadığı Hatayspor maçına Arda Güler damga vurdu.

Müsabakayı 2-0 kazanan sarı-lacivertli ekiple bu sezon ilk kez ilk 11'de çıkan ve performansıyla taraflı tarafsız hemen herkesin beğenisini kazanan Güler, Türkiye'nin gündeminde yer aldı.

Gazetelerde yazılıp çizilen, televizyon kanallarında performansına övgüler dizilen, spor yazarlarının beğenisini kazanan Güler, taraftarların da gönlünü bir kez daha kazandı.

 

 

Güler için eldeki veriler olumlu olsa da henüz 16 yaşındaki genç yıldız adayının popülist kültürden olumsuz etkileneceği ve bu durumun kariyeri açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği gerçeği de bir kenarda bekliyor. 

Zira Türkiye, genç yaşta ismini duyuran ancak gelen şöhret karşısında bu durumu yönetemeyip, daha geriye giden birçok futbolcuya ev sahipliği yaptı.

Beşiktaş altyapısından yetişen ve bir dönem Barcelona'nın transfer etmek istediği ve günümüzde TFF 2. Lig ekibi 24 Erzincanspor'da form giyen Muhammed Demirci, bunun en bilinen örneği.

Keza Batuhan Karadeniz'in 3. Lig 2. Grup ekibi Iğdır FK'da oynaması da genç yaşta şöhret kazanan ancak bu yeteneği değerlendiremeyen futbolcuların yakın geçmişteki örneklerinin başında gelmesi bu tehlikeyi bugün gözler önüne seriyor. 

 

Sinan Vardar - AA.jpg
Sinan Vardar / Fotoğraf: AA

 

Vardar: Burada düşünce devrimi mühim, Arda'dan ümitliyim ama daha fazla oynaması lazım

Beşiktaş'ın eski yöneticisi aynı zamanda Beşiktaş Futbol Araştırmaları Merkezi'nin kurucusu, spor yazarı Sinan Vardar ile uzman spor psikoloğu Ömer Ateş, popülizmin genç oyuncular üzerindeki etkisini ve bundan korunma yollarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi?

Fenerbahçe'de bu sezon yıldızı parlayan Arda Güler'i değerlendiren Vardar, düşünce devrimi vurgusu yaptı:

Çok erken ama buradaki düşünce devrimi mühim. Çünkü bakın 30 seneye yakın Fenerbahçe altyapısından 1 futbolcu daha A takıma çıkmadı. Ama öyle futbolcular da elden kaçtı ki Merih Demiral bunların başındadır. Altyapıda hiç mi görmediler Merih gibi bir futbolcuyu. Adam bedavaya gitti. Şimdi Arda da yeni nesil yetenekli futbolculardan biri. İnşallah harcanmaz. Çünkü böyle futbolculara, gençlere önem veren kulüpler, ekonomik krizden daha rahat çıkarlar. Başka bir çözüm yok ama tabii bir futbolcu yetmez, daha fazla olmalı. Bu yalnızca Fenerbahçe için de geçerli değil birçok kulüp için geçerli. Ben Arda'dan ümitliyim ama daha fazla oynaması lazım.

 

 

"Bu yürek işi ama maalesef bu sistem hala Türkiye'de kabul edilmiş değil"

Türkiye'de daha genç yaşlarında ünlenerek şöhrete kavuşan birçok yeteneğin yeterli desteği alamadıkları için arzulanan yerlere erişemediğine değinen Vardar, Batuhan Karadeniz ve Muhammet Demirci örneklerini vererek şu yorumu yaptı:

Her şey abartılıyor bu ülkede. Biz bunu Muhammetlerle Batuhanlarla yaşadık. Muhammet'i 12 yaşında aldılar Barcelona'ya götürdüler, ondan sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi. Hiç verim alınamadı. Bu sene iyi oynuyor Erzican'da. Mesela bu konu hiç gündemde var mıydı? Beşiktaş, Uşak'a kiralık verdiği sağ beki Önder Hoca gelince geri aldı. 2 maçtır da mükemmel oynuyor. İşte bu cesaret, yürek işi ama maalesef bu sistem hala Türkiye'de kabul edilmiş değil. 

"Hem sosyal gelişimine hem eğitimine ve tabii ki de futbol eğitimine önem vermeleri şart"

Genç futbolcuların popülizmden olumsuz etkilenmemesi için oyunculara, kulüplere ve ailelere büyük iş düştüğüne değinen Vardar, şu öneriyi yaptı:

Burada en büyük handikap bu futbolcuların eğitimlerini ve sosyal gelişimlerini  tamamlayamamalarıdır. Bunun için böyle yetenekli futbolculara hemen tecrübeli bir yaşam koçu vermek lazım. Yaşam koçu bir öğretmen gibi her dakika yanında olmalı. Çünkü örnek Uğurcan. Şimdi 30 milyon eurolardan bahsediliyor değil mi? Türkiye'deki genç futbolcular inanın Brezilyalılardan daha yeteneklidir ama bunu yıllardır hiç gören olmadı. Çok üzücü. Bu futbolcuya şimdi bir yaşam koçu verilecek. Eğitimini tamamlanması için desteklenecek. İşte onun için diyoruz ya spor kolejleri, spor liseleri gerekiyor. Maalesef ülkemizde bu da yok. Onun için Fenerbahçe Kulübü Arda'ya çok yakından ilgi gösterip, psikiyatristlerle desteklemeli. Çünkü bu çocuk şimdi birdenbire Fenerbahçe gibi bir kulüpte A takımda ilk 11'de yer aldı. Düşüncelerinde yanlış yollara sapma olabilir. Kötü arkadaşlar, kötü ortam... Bunların çoğu böyle oldu. Fenerbahçe bunlara dikkat ederse iyi bir değer kazanacak. Hem sosyal gelişmesine, hem eğitimine ve tabii ki de futbol eğitimine önem vermeleri şart. 

 

Ömer Ateş-Independent Türkçe.jpg
Uzman spor psikoloğu Ömer Ateş / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Ateş: Sporcu mental olarak hazır değilse abartıldığı için egosu yükselebilir bu da olumsuz davranışlar göstermesini sağlar

Uzman spor psikoloğu Ömer Ateş, Arda Güler'in medyada bu denli öne çıkarılmasının sporcuyu olumsuz etkileyebilecek yanlarıyla ilgili, "Aslında bu bakış açısı oyuncunun yapısına bağlıdır. Yani nasıl bir psikolojik yapıya sahip olduğu ile ilgilidir. Genç sporcular eğer iyi bir mental destek almadıysa bu tür şeylerde olumsuz etkilenebiliyorlar. Az tanınan bir kişisiniz ve bir anda büyük takımda oynuyorsunuz ve Türkiye sizi konuşuyor. İşte burada egosal anlamda bir kontrol mekanizması oluşmayabilir. Biz şöhret yönetimi deriz. Sporcu mental olarak hazır değilse ve henüz ufak olan bir başarı çok abartıldığı için aşırı bir doyum oluşturur, egosunu yükseltebilir bu da sporcunun olumsuz tutum ve davranışlar göstermesini sağlayabilir" yorumunda bulundu.

 

 

"Arda altyapılarda mental destek aldı, süreci olumlu yönetecektir"

Mental destek alınmasının genç oyuncuların medyada sıkça yer almasında olumlu yönleri olabileceğine de vurgu yapan Ateş, kendisinin bir dönem Beşiktaş altyapısında görev aldığını belirtti ve yaşadıklarından örnekler verdi.

"Olumlu taraftan bakarsak iyi mental destek almış sporcu bu süreci çok iyi yönetebilir" diyen Ateş, "Ben Beşiktaş altyapısında 3 buçuk yıl çalıştım. O dönemde altyapıdaki 8-9 oyuncu şu anda Beşiktaş A takımında. Kimisi direkt oynuyor kimisi de yedek olarak süre alıyor. Dikkat edildiğinde medyada hepsinin çok özgüvenli ve takıma çok çabuk adapte olduğu söyleniyor. Emirhan çıktı, direkt çok rahat oynadı. Kerem şimdi sağ bekte oynuyor. Berkay Şampiyonlar Ligi'nde Amsterdam Arena'da sahaya çıktı. Serdar Saatçi de aynı şekilde. Dikkat ettiyseniz hem soğukkanlılar hem de centilmenler. Arda olayında da ben olumlu düşünüyorum. Arda, altyapılardan geldiği için mental destek aldı ve bu süreci olumlu yöneteceğine inanıyorum. Zaten tutum, davranışları öyle. Direkt oyuna odaklanan, çok hakemle uğraşmayan bir yapıda. Mesela penaltı atışında taraftar onun adını seslendi ama Serdar gole çevirdiğinde ilk kutlayan o oldu. Bu durumda medya baskısı, bu kadar konuşulması sporcunun algısına bağlıdır. Bunu yönetebilirse müthiş derecede bir fırsat olur. Yönetemezse de kariyerine olumsuz bir başlangıç yapmış olur" şeklinde konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sporcu yaşamadığı başarıyı yaşadığı hissiyatı oluşunca doyuma ulaşıyor, şöhreti yönetemiyor"

Genç oyuncuların gelişimlerinde çalışmanın en önemli etken olduğunu ve ekip çalışmasının önemine vurgu yapan Ateş, geleceğin yıldız adaylarının menajer oyunlarına düşmemeleri gerektiğinden bahsetti:

En önemli şey 'ben oldum' havasına girilmemesi gerekiyor. Bugün baktığımızda dünyanın en büyük starlarından Ronaldo bile özel çalışma yapıyor. Neymar'ın imajı, kariyeri, yatırımları her şeyiyle ilgilenen 280 kişilik ekibi var. Sporculara her zaman şunu söylerim: Çok çalışmaya devam, daha çok çalışmaya devam... Devamlı kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Menajer tuzaklarına düşmemeleri gerekiyor. Çünkü menajerler bu tür oyuncuları çok çabuk şişirip aileye ve sporcuya olduğundan daha fazla değerli gösterip, onların motivasyonunu 'ben artık oldum' havasına getirdiği zaman, yaşadıkları mutlulukları, yaşamadıkları başarıları yaşamış gibi hissettiriyor. O zaman sporcu daha yaşamadığı mutlulukları yaşadığı hissiyatı oluşunca doyuma ulaşıyor, şöhreti yönetemiyorlar. Geçmişte bu yaşandı. Burada ciddi menajer, yönetici hataları oldu. Sporcular ve ebeveynler kötü yönlendirildiği ve o dönemde de mental destek olmadığı için bu sporcular kaybedildi. Maalesef burada yönetici yaklaşımı ebeveynin yaklaşıma, antrenör yaklaşımı çok çok önemli. Doğal olarak ufak yaştaki çocukların bu kadar kötü ortamda hataları olabiliyor. Siz o sporcunun karakterini o şekilde yaratırsanız, davranışlarını da ona göre sergilerler.

"Sporculara bu anlamda yardımcı olacak en doğru kişiler spor psikologlarıdır"

Genç futbolcuların mutlaka uzman spor psikologlarından destek almaları gerektiğini söyleyen Ateş, sözlerini şu öneriyle noktaladı:

Bu işin uzmanları spor psikologlarıdır. Tıpta ve psikolojide alt branşlar vardır. Doktor dahiliye bölümünü bitirdi, dahiliyecidir değil mi? Doktor diye cildiyeci alanında hizmet verebilir mi? Hayır! Burada Türkiye'de çok ciddi anlam karmaşası var. Sporcuların bu alanda master eğitimi almış spor psikologları ile çalışması lazım. Elbette ülkemizde yeterli sayıda spor psikoloğu olmadığından psikolog, klinik psikologlarla da çalışabiliyorlar. Bunun zararı olmaz ama mutlaka daha fazla fayda almak istiyorlarsa ilk tercih spor psikologları olmalı. Yaşam koçlarını tavsiye etmiyorum. Neden? Yeterliliği olup ismine 'yaşam koçu' diyorsa ayrı ona karşı değilim. Bende kendime yaşam koçu diyorum ama o unvanı kullanmıyorum. Şimdi bir tarafta bu işin eğitimini almış, yıllarını bu eğitime vermiş kişilerle mi çalışmak yoksa kendi 40-50 saat veya 100 saat eğitim almış biriyle mi çalışmak önemli. Çünkü spor psikolojisinde hem spor tarafına hem de psikolojiye hakim olmamız lazım. Bu anlamda sporculara yardımcı olacak en doğru kişiler spor psikologlarıdır. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU