"Kur Korumalı TL Mevduatı" modelinin ardından ilk Merkez Bankası kararı: Yüzde 14’lük politika faizi değiştirilmedi

Merkez Bankası’nın aralık ayında yüzde 15'ten yüzde 14'e çektiği politika faizi ocak ayında sabit bırakıldı

Fotoğraf: www.tcmb.gov.tr

Dolar/TL'yi 18 lira seviyesinden 13-14 lira aralığına kadar çeken "Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı" politikasının ardından Merkez Bankası'nın ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplandı. 

20 Ocak'ta gerçekleşen yılın ilk toplantısında politika faizi yüzde 14 seviyesinde sabit bırakıldı.

Eylül ayına yüzde 19 seviyesinde başlayan politika faizi, eylül, ekim, kasım, aralık boyunca devam eden indirim patikasıyla yüzde 14'e kadar çekilmişti. 

Gün içerisinde en düşük 13 lira 39 kuruş, en yüksek 13 lira 55 kuruş seviyesini gören Dolar/TL kararın ardından 13 lira 38 kuruş seviyesine geriledi. 

16 Aralık'taki Para Politikası Kurulu toplantısı sonrası Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), internet sitesinde bir karar metni yayınlamış, indirim alanının tamamlandığını belirterek şu ifadelere yer vermişti: 
 

Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.

 


Merkez Bankası: Dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörüyoruz. 

Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplanan PPK’nın karar metni, TCMB’nin internet sitesinde de yayınlandı. 

Karar metninde cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesinin öngörüldüğünü belirten TCMB, “Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte, bu bağlamda ticari ve bireysel krediler yakından takip edilmektedir” ifadelerini kullandı. 

Son 19 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyon ile ilgili de değerlendirmede bulunan Merkez Bankası, enflasyondaki yükselişi şu nedenlere bağladı: 

- Döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları,

- Küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar,

- Tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri. 

“Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir” ifadesiyle enflasyonun tersine döneceğinin tahmin edildiği belirtildi. 

“Türk Lirasını öncelikleyeceklerini” söyleyen Merkez Bankası şu ifadelere yer verdi:
 

Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. 

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. 

Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.


Beklentiler ne yöndeydi?

Enflasyonun 19 yılın zirvesi olan yüzde 36'ya yükselmesi ve geçen aylardaki faiz indirimlerinin kur krizini tetiklemesi ardından Merkez Bankası'nın (TCMB) bu ay politika faizini sabit bırakması bekleniyordu. 

Reuters anketine katılan 16 kurumun 15'i faizlerin sabit tutulmasını, bir kişi ise 50 baz puanlık indirim yapılmasını bekliyordu. 

Reuters PPK anketinin düzenli katılımcılarından en az dört tanesi para politikası kararlarının yönünü tahmin etmenin zorluğu sebebiyle ankete katılmayacaklarını belirtti.

AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerin tamamı da politika faizinin yüzde 14'te sabit bırakılacağını öngörmüştü. 

Bloomberg HT’nin faiz anketine katılan 19 kurumun medyan beklentisi de politika faizinin yüzde 14 seviyesinde tutulacağı yönündeydi. 

Dolar, enflasyon ve faizler nasıl değişti?

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre aralıkta tüketici enflasyonu yüzde 36,08'e, üretici fiyat endeksi ise yüzde 79,89'a kadar çıktı. 

Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verilerine göre yüzde ise yıllık enflasyon yüzde 82'nin üzerinde. Son bir yılda enflasyon, Dolar/TL ve politika faizi değişimi ise şu şekilde: 
 

  Enflasyon (%) Politika faizi (%) Dolar/TL (Aylık ort.)
Ocak 14,97 17 7,40
Şubat 15,61 17 7,08
Mart 16,19 19 7,68
Nisan 17,14 19 8,16
Mayıs 16,59 19 8,37
Haziran 17,53 19 8,62
Temmuz 18,95 19 8,61
Ağustos 19,25 19 8,48
Eylül 19,58 18 8,55
Ekim 19,89 16 9,17
Kasım 21,31 15 10,69
Aralık 36,08 14 13,56


Yeni model: Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı.

Dolar/TL’nin 20 Aralık 2021’de 18,3 lira üzerine çıkmasının ardından Cumhurbaşkanı, aynı gün gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrası yeni bir model açıklamıştı: Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı.

Türk Lirası cinsinden mevduatların döviz karşısındaki değerini korumak amacıyla açıklanan bu yeni modelde insanlara, paralarını TL’de tutmalarına karşı devlet garantisi veriliyordu. 

Erdoğan, bu modeli şöyle açıklıyordu: İnsanlarımızın bankadaki Türk Lirası varlığının mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. 

Yani Türk Lirası cinsinden mevduatı olanlara “paranızı TL’de tutmaya devam edin. şayet dövizdeki artış faizin size vereceği getiriden fazla olursa, üzerini devlet tamamlayacak” deniliyordu. 
 

Nureddin Nebati
​​​​​​​Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati/ Fotoğraf: AA


Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 23 Aralık’ta katıldığı NTV yayınında “Yeni ekonomik model, 'faiz artırılmalı' diyenlere tokat gibi bir cevap oldu” diyerek “Düşük cari açıkla yüksek büyüme gerçekleştirebiliriz. Üç günde finansal istikrarı sağladık. Bu, sıcak paraya karşı doğrudan yatırımı çekecek özel bir model. Sıcak paradan ziyade doğrudan yatırım için gelinmesini istiyoruz” ifadelerini kullanmıştı. 

Nebati, 14 Ocak’ta Bloomberg’e verdiği röportajda enflasyonun ocak ayında pik noktaya ulaşacağını mayıstan itibaren düşüşün gözlemleneceğini söylemiştir. 

“Ben seçime tek haneli enflasyonla gideceğim 2023 Haziran ayında” diyen Nebati, Merkez Bankası’nın ne karar alacağını bilmediğini belirterek “ Benim görüşüm, Ocak, Şubat ve Mart ayını şöyle bir görmemiz lazım” değerlendirmesini yapmıştı.

Erdoğan: Kur da düşecek, faiz de

Arnavutluk ziyareti sonrasında medya mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kur ve faizin kademeli olarak düşeceği mesajını vermişti.

Faizlerde düşüşün başladığını söyleyen Erdoğan, "Bir ara biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Fakat bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da ekonomideki şartlara göre şekillenecek. Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek" diye konuşmuştu.

Merkez Bankası'ndan beş müdahale, rezervlerde 20,7 milyar dolarlık gerileme

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 1 Aralık'ta "Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları"nı gerekçe göstererek yedi yıl sonra ilk kez doğrudan satış yoluyla dövize müdahale etmişti. Bu müdahaleler, 3, 10, 13 ve 17 Aralık'ta da devam etti. 

TCMB'den yapılan açıklamaya göre 1 Aralık tarihinde yaptığı ilk müdahalede 844 milyon dolar, 3 Aralık'taki ikinci müdahalede 504 milyon dolar, 10 Aralık tarihli üçüncü müdahalede 687 milyon dolar ve 13 Aralık'ta yaptığı dördüncü müdahalede 3,12 milyar dolar sattığını açıklamıştı. 

Beşinci müdahale ile birlikte aralıkta yapılan döviz satışı toplam 7 milyar 278 milyon dolara ulaşmıştı. 

Bu durum, Merkez Bankası'nın döviz rezervlerine de yansıdı. 

26 Kasım haftasında swap hariç net rezerv eksi 36,2 milyar dolarda olan Merkez Bankası için bu değer, 7 Ocak haftası itibariyle eksi 56,9 milyar dolar oldu. 

 

DAHA FAZLA HABER OKU