Pembe taciz, kraliçe arı sendromu nedir?

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

İillustrasyon: pinklegal

İş dünyasında kadınların birbirlerine erkeklerden daha kötü davranması göz ardı edilen sorunlardan biridir. Özellikle kadın yöneticilerin alt kadrolardaki kadın çalışanlara yönelik mobbingi söz konusudur.

Kadın çalışanların başka kadın çalışan ya da yöneticilerden gördükleri mobbing davranışları, "pembe taciz" olarak kavramlaştırılmıştır.


İş dünyasında kadınlar arasında dayanışma yok mu?

İş ortamında erkeklerin gölgesinde mücadele eden kadın çalışanlar, değişen şartlar ve talepkâr yapıları sonucu üst kademelere çıkma şansını elde etmeye başladılar.

Beklenti, erkek egemen iş ortamlarının kadınlar üzerinde yarattığı olumsuz etkinin kadın çalışanlar arasında bir dayanışma ortamı yaratması ve birbirlerine karşı daha destekleyici tavırlar sergilemesi yönündeydi.

Ancak bu beklenti her zaman karşılık bulmadı. Çünkü, kimi kadınlar yükseldikçe konumlarını korumak için şaşırtıcı savunma mekanizmaları geliştirmeye başladılar.

Beklenenin aksine kadın yöneticiler, diğer kadın çalışanları desteklemek yerine onları engellemeyi, mutsuz etmeyi ve yıldıracak rahatsız edici tutum sergilemeyi tercih ettiler.

"Ben dişimle tırnağımla buralara geldim, o da aynısını yaşasın" demeye başladılar. Kendilerine bağlı çalışan kadın çalışanları dışladılar, desteklemediler ve hatta ilerlemelerini engellediler.


Pembe taciz ya da kraliçe arı sendromu nedir? 

Kraliçe arı, mesleğinin zirvesine çıkan, ancak diğer kadınların aynı yüksekliklere ulaşmasına yardım etmeyi reddeden bir kadındır. Kraliçe arı, diğer dişileri hedef alan dişi bir zorbadır.

Kraliçe arı, diğer hırslı prenseslerin işyerinde başarılı olmasına izin vermeyen başarılı, kıdemli kadındır. İngiltere'nin ilk kadın başbakanı Margaret Thatcher, kabinesindeki kadınların kariyerlerini ilerletmediği için kraliçe arı olarak tanımlanır.  

Dünyanın üçüncü kadın başbakanı İsrailli Golda Meir, Başbakan Levi Eshkol aniden öldüğünde iki erkek arasındaki güç mücadelesini önlemek için seçildi.

Kadınlarla da özdeşleşmedi ve onların gelişimine yardımcı olmadı. Tepeye çıktıktan sonra merdiveni yukarı çektiği için kraliçe arı olarak anıldı.

Türkiye'de konuşulması zor konulardan biri, kadının kadına uyguladığı mobbing, pembe taciz, bir diğer adıyla "kraliçe arı sendromu"dur.

Bu sendrom kişisel ve profesyonel başarıya sahip kadınların diğer kadınların kariyer yolunda ilerlemelerine engel olmasını, kendi cinsiyetlerinden gelen rekabete tahammülsüz olma eğilimini ifade eder. Hemcinslerine erkeklerden daha kötü davranan otorite veya güç sahibi kadınları kapsar. 

Yıllardır erkeklerle eşit olmayan haklardan şikâyet eden kadınların aynı problemlerin çoğunu kendi hemcinslerine yönelttiklerini ortaya koyar.

İlgilenenler için kraliçe arının ilk olarak Michigan Üniversitesi psikologlar (Graham Staines, Toby Epstein Jayaratne ve Carol Tavris) tarafından 1973'te tanımlandığını belirtmek istiyorum. O gün bugündür sendrom kitlesel olarak yükseliyor ve hala gelişiyor. 


Kraliçe arı sayısında bir artış var mı?

Kraliçe arı sendromu yeni bir fenomen değil. Daha fazla kadının birbirini etkinleştirdiğini ve güçlendirdiğini görmemiz gereken bir zamanda, birçok şirkette kraliçe arı sayısında bir artış olduğunu söyleyebiliriz.

Bu, geçmişe kıyasla daha fazla kadının yönetici pozisyonlarını üstlenmesiyle de eşzamanlı bir durum.


Kadınlar neden kraliçe arıya dönüşürler? 

Bunun nedeni, doğası gereği erkeklerden daha sert liderler olmaları değil, cinsiyetçiliğe sıklıkla kendilerini diğer kadınlardan uzaklaştırmaya çalışarak tepki vermeleridir. İşyerindeki ana arılar bütün balı kendileri için saklamak isterler.

Araştırmalar, kadınların birbirlerine erkeklerinden daha kötü davrandıklarını, daha acımasız olduklarını gösteriyor. 

Kadınların ana arıya dönüşmesinin nedenleri arasında; üst düzey pozisyonlara ulaşmak için mücadele ettikleri ve acı çektikleri için genç kadınların da mücadele etmesini ve acı çekmesini istemeleri ile aynı cinse karşı empati gösterememeleri var. Psikolojik nedenler, kişilik tipleri ve büyüdükleri ortam da etkili. 


Bu tür kişiler işyerlerindeki çalışma arkadaşlarınca nasıl nitelendirilir?

Erkek çalışanlar bu tarz kadın mesai arkadaşlarını itici, aşırı hırslı ve agresif gibi sıfatlarla niteleyebiliyor. Söz konusu kadınlar tarafından deneyimlenen kraliçe arı sendromunu, bu kadınların aşırı ve rahatsız edici para ve mevki hırslarına ya da hemcinslerine karşı duydukları kıskançlık ve çekememezliklere bağlayabiliyor. 

Kraliçe arı fenomeni birkaç çalışma ile belgelenmiş durumda. Toronto Üniversitesi'nden bilim insanları, kadınların kadın yöneticiler için çalışmayı daha stresli bulmasının nedeninin kraliçe arı sendromu olabileceğini öne sürüyor.

Araştırmalar bize kadınların erkek patronla çalışmayı daha çok tercih ettiğini söylüyor. Erkeklerin kadın bir patrona bağlı çalışma konusunda da benzer bir durumun oluşup oluşmadığına bakmak gerekiyor. 


Çözüm ne?

Bir örnekle açıklayayım; hamile kalma ve çocuk sahibi olma deneyimini yaşadığınızda ekibinizdeki başka annelerin sizi desteklemesinin ne kadar değerli olduğunun farkına varırsınız. Kendinizi iyi hissetmediğinizde iş arkadaşınızın sizin yerinize bir toplantıya katılmasını takdir edersiniz.

Kendi çocuğu olan bir yönetici, başarılarının ekibin bir arada iyi bir şekilde çalışmalarına bağlı olduğundan yola çıkarak bu durumu sorun etmez. Rekabet etmemeyi, iş birliğini desteklemeyi seçer.

Kadınların birbirlerini rakip veya tehdit olarak görmekten vazgeçmesini sağlayabildiğiniz zaman işler değişir.  

Kraliçe arı sendromu örtük bir önyargıdır ve bu tür pozisyonlardaki birçok kadın bu önyargıya sahip olduklarının farkında bile değildir, bu nedenle bu sendrom hakkında açıkça konuşmak önemlidir.

Yöneticiler, özellikle de kadın yöneticiler uzun önyargılar listesine kraliçe arı sendromunu eklemeli ve bu önyargının üzerine gitmelidir. 


Kadınlar bu sorunun çözümü için başka ne yapabilir? 

Bazen tek başına, bazen de örgütlü bir şekilde yapılan bu tacizden mağdur olan çok sayıda hemcinsim var. Gerçi hiçbir ayrımcı yaklaşım iş hayatında sürdürülebilir değil.

Kadınları güçlendirmek ve kariyerlerinde ilerlemelerini sağlamak için kraliçe arılara değil genç kadınlara akıl hocalığı yapabilecek ve destek olabilecek dürüst kadınlara ihtiyacımız var.

Kendi yaşantılarından ders alan, arkadan gelenlerin önünü açan kadınlara… "Kadınlar kendilerinden sonra gelen diğer kadınların ilerlemesini engeller" efsanesini yıkmak gerekiyor.

Genç kadınlar, kendilerine yapılanlar karşısında hedeflerinden vazgeçmemeli. 


Şirketler hangi çözümleri uygulamalı? 

Bu sorunun herkes farkında, herkes biliyor ancak yüksek sesle dillendiremiyor. Kraliçe arı sendromu, bir bütün olarak şirketler üzerinde olumsuz bir etkiye sahip oluyor. Üretkenliğin, karlılığın ve çalışan memnuniyetinin azalmasına, iş bırakma eğiliminin artmasına neden olabiliyor.

Kadın yöneticilerin ekipleriyle beklentiler, görevler, roller, hedefler ve iyileştirilmesi gereken alanlar hakkında doğrudan, açık ve yapıcı iletişimin gücünü öğrenmesi gerekiyor. 

Kraliçe arı sorununu sadece kadınları düzelterek çözemeyiz. Organizasyonları da düzeltmemiz gerekiyor. Kraliçe arı sendromuna yönelik alınabilecek en önemli tedbir, şirket genelinde kadın-erkek eşitsizliğini engelleyecek şekilde adaletli bir örgüt yapısı kurmak ve çalışanların zihinlerinde cinsiyetten dolayı ayrımcılığa uğradıklarına dair şüphe oluşturmamak.

Üst düzey rollerdeki kadın sayısını artırırken kraliçe arı sorununu hesaba katmak. 


Kadının kadına şiddetine hayır diyerek feminist yaklaşıma karşı mı gelmiş oluruz? 

"Kraliçe arı sedromu"nu feministikle birlikte değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü bu tüm dünyada var olan ve bilimin içine aldığı bir sendrom.

Erkeğin kadına şiddeti kadar kadının kadına şiddeti de bir gerçek. Bu sorunun konuşulmaması varlığını ortadan kaldırmıyor.

Kadının kadına şiddeti, erkeğin kadına şiddeti diyerek şiddeti cinsiyetçi bir algıdan çıkarmak, insana ve tüm canlılara şiddete hayır diyebilmek gerekiyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU