Hava kirliliği kadınların doğurganlığına zarar veriyor

“Kadınlara nerede yaşayacaklarını iki kere düşünmelerini öneriyorum”

Egzoz dumanı ve sanayiden kaynaklanan azot dioksit, is ve ağır metal parçacıkları doğurganlığı olumsuz etkiliyor / Fotoğraf: The Independent

Trafik sıkışıklığı yaşanan caddelerdeki kirli havaya maruz kalmanın kadınların doğurganlık süresini azaltabileceğini ortaya koyan yeni bir araştırma yayımlandı.

Egzoz dumanı ve isin doğurganlık üzerindeki etkisini araştıran İtalyan araştırmacılar havası en kirli bölgelerde yaşayan kadınların, temiz bölgelerde yaşayanlara göre doğurganlıklarının olumsuz etkilendiğine dair belirti gösterme olasılığının üç kat daha fazla olduğunu keşfetti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu durum bir kadının 20’lerinde ya da 30’larının başlarında bebek sahibi olma şansını engellemiyor ancak erken menopozu tetikleyerek doğurganlık sürelerinde azalmaya neden olabiliyor.  

Menopoz kadınların yumurtalıkları yumurta üretmeyi durdurduğunda, genellikle 45-55 yaşlarında gerçekleşiyor. Bazı kadınlar menopoza daha erken de girebiliyor.  

Yumurtalıklar yumurta rezervini barındıran sabit sayıda folikül hücresi içeriyor.

Doktorlar Anti-Müllerian Hormon (AMH) olarak bilinen ve canlı foliküllerin sayısı azaldıkça düşen kandaki bir kimyasalın seviyesini ölçerek kaç yumurta kaldığını tahmin edebiliyor.

Sigara içmenin bu hassas foliküllere zarar verdiği halihazırda biliniyor. Yeni araştırma egzoz dumanı ve sanayiden kaynaklanan azot dioksit (NO2), is ve ağır metal parçacıklarının da benzer bir etki yaratabileceğini ortaya koydu.

İtalya’nın kuzeyindeki Modena bölgesinden bin 318 kadının kan örneğini inceleyen araştırmacılar bu kişilerin AMH seviyelerini ölçerek klinik açıdan düşük yumurtalık rezervine sahip olup olmadıklarına baktı. 
 


Ardından kadınların yaşadıkları çevredeki NO2 ve PM2,5 ve PM10 diye bilinen mikroskobik kirlilik partiküllerinin seviyeleri ölçüldü.

AMH seviyesi düşük yumurta rezervine işaret eden kadınların çoğunun en yüksek seviyelerde NO2’ya rastlanan bölgelerde yaşadığı ortaya çıktı. Kadınların üçte ikisininse en yüksek seviyelerde partiküllere rastlanan bölgelerde yaşadığı belirlendi.

Ortalama olarak bu “yüksek kirlilik” yaşanan bölgelerdeki kadınların düşük yumurtalık rezervine sahip olma olasılığı 3,2 kat daha fazla. Üstelik çalışmada ele alınan bölgelerdeki kirlilik mevcut Avrupa Birliği standartları uyarınca güvenli olduğuna karar verilen seviyeleri aşmıyor.

Gelir seviyesi yüksek pek çok ülkede kadınların ilk kez anne olma yaşı yükseliyor. Yeni araştırma kirliliğe maruz kalmayı azaltmak için gerekli adımlar atılmasının önemine dikkat çekiyor.

Modena Üniversitesi’nden Profesör Antonio La Marca, “Kadınlara nerede yaşayacaklarını iki kere düşünmelerini öneriyorum. Muhtemelen şehirden kaçamayız ama şehrin neresinde yaşayacağımızı düşünmek için zaman ayırabiliriz” dedi.

Araştırma Viyana düzenlenecek Avrupa Üreme ve Embriyoloji Derneği konferansında sunulacak.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/health

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU