Medyanın eski defterleri: Erdoğan'ın fenalaştığı anı fotoğraflayan gazetecinin başına neler geldi?

Başbakan olduğu dönemde Erdoğan'ın basın müşavirliğini yapan Akif Beki özeleştiri yapınca gazeteci Ünsal Ünlü 13 yıl önce çekilen fotoğrafı hatırlattı

Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemde basın danışmanlığını yapan Karar yazarı Akif Beki 23 Haziran seçim akşamı FOX TV'nin konuğuydu. 

Beki, seçim sonuçlarını değerlendirirken gazeteci Ünsal Ünlü Twitter hesabında bir paylaşımda bulundu. Ünlü'nün yazdıkları şöyleydi: 

Akif Beki az önce "Yandaş medya iktidarın kamburu oldu" dedi. Sorumluluktan kaçmayacağım. Yandaş medyanın oluşumuna; gazeteci, Başbakanlık Basın Müşaviri vb. olarak benim (!) katkım oldu çünkü, herkesten özür dilerim. Allah kimseyi siyasal İslamcının yüzsüzü kadar yüzsüz etmesin!

Ünsal Ünlü'nün yazdıklarına yorum yapan gazetecilerden biri de Çiğdem Toker'di. Toker, “Gerçekten böyle mi dedi? 11 yıl önceki görevinde Başbakanlık muhabirlerinin akreditasyon iptalini, bunu hararetle savunduğunu unuttuk sandı belki” diye yazdı.
 

 

Ünsal Ünlü, Beki'nin sözlerini sosyal medyadaki görüntülü yorumlarına da taşıdı. 

Beki'nin basın müşaviri olduğu dönemde bir gazeteciyi gözaltına aldırdığını söyledi. 

Ünlü'nün sözünü ettiği gazeteci Milliyet muhabiri Serdar Özsoy.

17 Ekim 2006’da, o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan makam aracında rahatsızlanınca götürüldüğü hastanenin önünde araçta kilitli kalmış, korumaların balyozla aracın camını kırmasıyla dışarı çıkarılmıştı. 

Serdar Özsoy o anı fotoğraflayan gazeteciydi. 

Akif Beki: Özal'ın ölümüyle de ilgim olabilir

Odatv'nin haberine göre Ünlü'nün sözlerine yanıt ertesi gün Akif Beki'nin program yaptığı RS FM'de geldi. 

Aynı programda yorum yapan İsmail Saymaz, Akif Beki'ye “Biri senin hakkında ‘gazeteci tutuklattı’ falan diyor. Nedir, birini gözaltına mı aldırdın sen?” diye sordu.

Bunun üzerine Akif Beki de “Hayır. Vallahi bilmiyorum, araştırırsan, bakarsan Özal’ın ölümüyle de bir ilgim olabilir. Boşver, salla gitsin. Hiçbir zaman polislik yapmadım, polis bana bağlı olmadı. Emir verip gözaltına aldırmak gibi bir durumum olmadı. Bunlar deli saçması şeyler” dedi.

“Muhtemelen şeyi söylüyorlardır. Cumhurbaşkanının arabadan indirildiği, hastaneye kaldırıldığı bir olay olmuştu” diyen Beki o gün yaşananları şöyle anlattı:

O olayda, olay yerine gelip camından fotoğraf çeken bir arkadaş olmuştu. O arkadaşa olayı anlayana kadar beklemesini söylemiştim. Gözaltında falan değildi, bunu da kendisine izah ettim. Milliyet’in ama adını hatırlamıyorum. O dönemki yayın yönetmeniyle de konuştum, bilgi verdim. Ne olduğunu bilmiyoruz, ilk görüntüler onda. Başbakanın sağlığına kavuşup kavuşamayacağını bile bilmiyoruz. Dolayısıyla olayı anlaya kadar orada kalmasını rica ettim. Ve kendisine söyledim, ‘görüntülerin, fotoğraf makinen olduğu gibi sana iade edilecek” dedim. Yayın yönetmeniyle de patronajıyla da konuştum.

Fotoğrafı çeken gazeteci: Beni gözaltına aldırdın

Beki'nin sözleri üzerine tartışmaya fotoğrafı çeken gazeteci de katıldı. 

Twitter üzerinden Ünsal Ünlü'nün tweet'ini alıntılayan gazeteci Serdar Özsoy, Akif Beki'ye "Beni gözaltına aldırdığını da ben hiç unutmayacağım" diyerek yanıt verdi. 

Akif Beki’nin sözlerinin ardından Youtube sayfasına yeni bir video yükleyen Ünsan Ünlü, olayın Beki'nin anlattığından farklı geliştiğini söyledi: 

Ben olayın muhatabı olan, fotoğrafı çeken kişiyi, sevgili Serdar Özsoy’u aradım. Bundan sonra anlatacaklarımı herkes iyi dinlesin lütfen, bir yandaşın her zaman nasıl yandaş olduğu, bir siyasal İslamcının yüzsüzlüğünü dünyadaki bütün yüzsüzlüklerden neden büyük olduğunu duyacaksınız.

Türk Tabipleri Birliği eski Başkanı sevgili Füsun Sayek’in cenazesinin olduğu gün. Ankara’da herkes Füsun Sayek’in cenazesiyle ilgileniyor. Milliyet’in binası önünde Serdar beklerken, Ankara’daki tüm gazetecilerin Tayyip Erdoğan’a ait olduğunu bildiği bir araç süratle geçiyor. Serdar bir gazeteci refleksiyle, fotoğraf makinesini alıp hastaneye koşuyor. Ve hastanenin önünde Tayyip Erdoğan’ın o meşhur fotoğrafını çekiyor. İnsanlık hali fenalaşmış. Arkadan Akif Beki geliyor.

Akif Beki, Serdar’dan fotoğrafları istiyor. Serdar da vermiyor. Çok doğaldır zaten kimse alamaz o fotoğrafları. Ve Başbakanlık korumalarına ‘alın bu kamerayı’ diyor. Başbakanlık korumaları Serdar’ı Güven Hastanesi’nin camlı kapısı önde sıkıştırıyor. Bunları nereden biliyoruz, bunların hepsinin fotoğrafları var.

Akif Beki’nin “Yayın yönetmeniyle de patronajıyla da konuştum” sözünü eleştiren Ünlü, “Niye arar bir insan patronu. Bu usul iktidar tarafından başlatıldı ve Akif Beki Başbakanlık Basın Müşaviriydi, hiç kıvırmasın” dedi.

 

Independent Türkçe

 

DAHA FAZLA HABER OKU