Ekonomiyi makyajla kurtaramazsınız!

İsmail Çetin Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

2021 yılını geride bırakırken, pembe tabloların hâkim kılındığı, ekonominin makyajlandığı, siyasal ve sosyal çöküntülerin egemenleştiği, pekte iç açıcı olmayan bir yıl olduğu bellekler altına yerleşti.

2021 böyle bir tablo bırakırken, inşallah 2022 sağlık, mutluluk, başarı dolu, birlik, beraberlik ve kardeşliğin kartopu gibi büyüdüğü güzel bir yıl olması dileğimizle yazımıza başlayalım ki toplumun içini fazla karartmayalım.

Her daim ülkemizin menfaatlerini öne koyan, birlik ve beraberliğimizi sağlayacak uyarıcı niteliğinde gerçekleri orta koyan yazılar kaleme almaya çalışıyorum.

İncir çekirdeğini doldurmayacak kayıkçı kavgaları, ülke menfaatlerinin önüne konulan şahsi çıkarlar, gerçeklerle hareket etmek yerine siyasi felsefeyi öne çıkaran bir dil kullanmak, yanlışta boş yere ısrar etmeye devam etmek ve halı altına süpürmek; olayları daha kangren haline getirmekten öteye gitmediğini gördük.

Milletimizin birliği, ülkemizin bütünlüğü için tek yürek, tek bilek olmamız gerekir. Başka da çaremiz yoktur. Çünkü biz 85 milyon topyekûn aidiyet duygusu üst seviyede olan bir milletiz.

Gölgesinde yaşayacağımız başka bayrağımız, defnedileceğimiz başka da vatanımız yoktur.

Herkes özellikle de ülkeyi yöneten, kritik noktalarda topluma yön veren kişilerin elini vicdanına koyarak, adımlarını ölçerek biçerek atmaya gayret ederse toplumsal sorunların büyük ölçüde azalacağını, ekonomik refahı sağlanarak birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde acıyı, tatlıyı, varlığı, yokluğu paylaşan saygı ve sevgi ölçüleri içinde yaşacağımızdan hiç endişeniz olmasın.

Ülkemizde kardeşçe yaşamamızın formülü; şahsi emeller uğruna ötekileştirmeden, sevginin üst seviyelere taşınarak, birlik, beraberliğin tesis edildiği, terbiye edilmiş yapıcı olgun bir dille, saygı çerçevesinde bir yaşam sürdürmemizden geçer. Pratikte de çok zor değildir.

Bu tarihe kadar yapılan yanlışları ortaya koymaya gerek yok. Ulu orta görünüyor. Bu yanlışları cilalayarak doğruymuş gibi göstermek ülkemizi yukarılara taşımak yerine, aşağıya çekmektedir.

Durum böyle olunca, birileri koltuğunu ve şahsi menfaatlerini korumak adına attığı adımları halk için yaptığını söylemesi tarif edilemez bir durumdur. Çünkü bu filmin sonunda her daim ezilen, perişan olan halkımız olmaktadır.

Bir eli yağda, bir eli balda olan zihniyetlerin halkımızı bu duruma getirmeye, perme perişan etmeye de hakkı yoktur.

Gittikçe kangrenleşen bu sorunun bu yolla çözülmeyeceği aşikâr olmuştur. Ortada büyük bir sorun var. Zorlayarak, pembe tablolar çizerek çözmenin mümkün olmadığını gördük.

Şu anda yol yakınken, "Zararın neresinden dönersen kâr" misali sorunu ortaya, doğru koyup, çözümler aramak en mantıklı yapılan icraat olacaktır.

Bunun için bütün siyasi partilerden fikir alarak çözüm aramak, demokrasimizi güçlendirdiği gibi, toplumsal birlikteliği olgunlaştırarak, yarınlarımıza da umutla bakmamızı sağlayacaktır.

Diğer taraftan toplumda birlik beraberliği sağlamaktan bahsederken kucağımızda bulduğumuz başkanlık sistemi, toplumu ayrıştırmakta büyük marifetler sergilemiştir.

50+1 zorunluluğu parti erozyonuna sebep olurken, toplumun küçük küçük öbeklere ayrılmasına sebebiyet vermiştir. Toplumu otomatikman ötekileştirmiştir.

Buradan hareketle ülkemizin kuş bakışı 2021 karnesine bakacak olursak;
iz bırakan en önemli olayın elbette ekonomik kriz olduğu ve baş aktörünün de dolar olduğu görülmektedir.

Dolar tarihin en yüksek seviyesine çıkarak 18,35 bandını gördü. Mazot ise 11,51 seviyesini görerek 2021 yılında ülkemizdeki rekoru kırmayı başardı. Bu durum toplumu ekonomik felce sürükleyen ana sebeplerin baş aktörü oldu.

Bir yılda 3 defa Merkez Bankası başkanının değişmesi de tarih sayfalarında yerini aldı. Ekonomimizin yerlerde gezdiğine en büyük işaret oldu.

Daha önemlisi faiz gibi bir haramı, din cilası ile kapatmaya çalışarak halkın önüne haram değilmiş gibi koymak, ekonomik çürümüşlüğün yanında, dinimizin de çürütülmeye çalışıldığının açık ve seçik göstergesi oldu.

Orman yangınları ve sel felaketleri 2021 yılının en büyük olayları arasında yerini alıp, dekarlarca ormanlarımız yanarken "uçağımız yok" söylemi yıla damgasını vurdu.

Daha vahimi ise, uçağımız yok söyleminin ardından, komşu ülkemizdeki yangına uçaklarla destek vermemiz oldu.

En çok ses getiren olay ise; Ayasofya'nın açılışı olmuştu. Açılışına toplum olarak sevinmiştik. Gel gör ki Hüseyin Baş'ın 10 Kasım'da Ayasofya'da Atamızın ruhuna mevlit okutma talebi 2021'e pozitif yönlü damga vuracak, Dünya'ya yerinde bir mesaj olacak, toplumsal birlikteliğe büyük katkı sağlayacak derken talebin reddedilmesi 2021'e negatif yönlü damga vurdu.

Ülkeyi yöneten irade verdiği imtihanda sınıfta kaldı. Ardından Hüseyin Baş'ın, "Ayasofya ibadete değil, siyasete açılmış" söylemi bütün çıplaklığı ile Ayasofya denklemindeki gerçeği ortaya çıkardı.

Kısaca 2021 siyasi, sosyal ve ekonomik çöküntülerin bir kat daha arttığı bir yıl olarak geride kaldı.

1 Ocak 2022'de saatler 00.00'ı gösterirken yeni yıla mutlu, huzurlu bir şekilde güzel mesajlarla girmek isteyen halkımızın başına kamu zam yağmurları elektrik, su, doğalgaz, mazot, köprü, yol olarak yağmaya başlayınca bütün umutları yıkıldı.

Ülkemizde kısır döngülü bir siyaset, havanda su döven anlayış, değirmene yoğurt öğütmeye gitme politikası ile 2022 yılı 2021 yılını zifiri karanlıkta çıra ışığında aratacağından hiç şüpheniz olmasın. Bu anlayış ve bu sistemle ülkemizin düze çıkması, halkımızın rahata kavuşması çok net söylüyorum, imkânsızdır.

Ekonomide günü kurtarma politikası izlenmektedir. Bu ilaç yaraya merhem olamaz. Ağacın kökü kuruyor. Dalına su vermeye çalışsan ne olur. Zaten olumlu sonuç doğurmadığı için her hafta bir ekonomik model adı altında içi boş bir ekonomik söylem açıklamak zorunda kalıyorlar.

Ondan dolayı insanlığı rahata kavuşturacak, refah seviyesini yükseltip, eşit paylaşımı sağlayarak, 85 milyonu huzur içinde yaşatacak ekonomik model "Milli Ekonomi Modeli"dir. Bu model ülkemize uygulandığı vakit 783 b,n 562 kilometrekare içinde yaşayan toplumumuz kazanacaktır.

Her şeye rağmen, inşallah 2022 yılı ülkemizin birliği, halkımızın dirliğinin sağlandığı, sağlıklı ve huzur dolu, kardeşlik bağların güçlendiği bir yıl olur.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU