Çiğdem Toker: Elektrikteki rekor zammın perde arkası

"Uzmanlar katlanması güç bu zamların ardında, neoliberal politikaların yol açtığı ve iç içe geçmiş yapısal ve güncel sorunlara işaret ediyor"

Fotoğraf: AA

Türkiye yeni yıla elektrik ücretlerine tüm tüketici gruplarında vergi ve fonlar dahil olmak üzere yüzde 52 ile yüzde 130 arasında değişen zamlarla girdi.

Sözcü gazetesi yazarlarından Çiğdem Toker, yapılan zammın perde arkasını yazdı.

Bugünkü yazısında “Enerji fiyatlarında yüklü artış bekleniyordu ama bu kadar yüksek oranda değil. Sektördeki deneyimli uzmanlarla konuştum. Anlattıkları – ki, çoğuna muhabir olarak tanıklık edip haberlerini yazdık- katlanması güç bu zamların ardında, neoliberal politikaların yol açtığı ve iç içe geçmiş yapısal ve güncel sorunlara işaret ediyor” diyen Toker, ilk olarak ekim ayında yapılması gereken zammın gerçekleşmediğini, bunun birikiminin yılsonuna eklendiğini söyledi.

Toker şöyle devam etti:

TEK parçalandı: Yaşı yeten okurlar anımsayacaktır. 20 yıl öncesine kadar meskenlerde elektrik sayaçları ortalama 60 günlük okunuyordu. Elektrik faturaları da iki ayda bir geliyordu. 2003'ten itibaren elektrik faturalarında aylık okumaya geçildi. Bu, kısa adı Türkiye Elektrik Kurumu olan TEK'in bölünmesinin sonuçlarından yalnızca biriydi. 90'ların ikinci yarısında başlayan özelleştirme süreci, 2001 krizinin ardından IMF ve Dünya Bankası politikaları doğrultusunda hızlandı. TEK; üretim, iletim, dağıtım ve ticaret şirketlerine bölündü: TEAŞ, EÜAŞ, TEİAŞ, TEDAŞ, TETAŞ… Bölünen piyasayı düzenlesin diye de Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) kuruldu. Elektrik dağıtımı, Türkiye'yi 21 bölgeye ayırarak 21 şirkete devredildi. Kamunun elindeki kömüre dayalı termik santraller işletme hakkı devri yöntemiyle özel şirketlere satıldı. Oysa bu santrallerin bazıları, kamunun fiyatı kontrol etme olanağı verecek kadar büyüktü.

Parçalanma borç üretti: Elektrik üretim ve dağıtımını özelleştirme operasyonları büyük borçluluklara yol açtı. Devletin elindeki faturalama yetkisi özel sektöre geçti. Özel sektör, özelleştirme ihalelerine girerken dövizle borçlandığı için faturalar dövize bağlı hale geldi.

Üretim dövize bağlandı: YEKDEM diye bilinen Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması, temiz enerjiyi teşvik diye sunulmuştu. Ancak bu mekanizma, ülkenin doğal kaynaklarına (ormanlar, meralar) kimi yerlerde “yağma” denebilecek bir faaliyetin teşvikine dönüştü. Mevzuata göre 2015'te bitecekti. Ancak önce beş yıl, sonra altı ay daha uzatıldı. TL dolar karşısında değer kaybettikçe YEKDEM sürdürülebilir olmaktan çıktı. Öte yandan dağıtım şirketleri de yüksek döviz borçluluğu içine girdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Zamda Rusya'nın gölgesi mi var?” sorusunu da gündeme getiren Sözcü yazarı, şunları yazdı:

 EPDK açıklamasında, zamların gerekçesi izah edilirken doğalgaz fiyatlarında 10 katlık artışlardan bahsediliyor. Sektörde zamlar konusunda ilgili olarak ilgi çekici kulis haberleri dinledim. BOTAŞ dışında doğalgaz ithalat lisansı bulunan enerji şirketlerinin Rusya ile geçmiş yıllardaki tahkim uyuşmazlığı anımsatılıyor. İthalatçı şirketlerin Gazprom karşısında tahkimi kaybettiğini vurgulayan kaynaklar, şirketlere tahkim öncesi düşük fiyattan gaz satışının sürmesiyle ilgili talep ve tartışmaların sürdüğünü belirtiyor. İddia o ki, Rusya ile yeni bir doğalgaz anlaşması yolunda mesafe kat edilmiş. Tarife, eskiye göre yüksekmiş. Doğalgaz satış fiyatının ticari sır gerekçesiyle açıklanmadığını biliyoruz elbette. Ama kamu zararı oluşturabilecek kadar yüksek olup olmadığı sorusuna not düşelim. (BOTAŞ, Türkiye Varlık Fonu kapsamında olsa bile.)

 

Sözcü, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU