Erdoğan kabine revizyonu sorusunu yanıtladı: Gerekiyorsa biz yaparız, siparişle bu işler olmaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında 23 Haziran seçimlerini değerlendirdi, "Milletin verdiği mesajı görmezden gelemeyiz" dedi

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin kabine revizyonu ile ilgili sorularını yanıtladı. Erdoğan "Böyle bir şey yapılması gerekiyorsa biz yaparız, siparişle bu işler olmaz. Hele hele bu vatanı sevenler olarak bunları sürekli gündemde tutmak şık olmaz, şık da değil. Böyle dışarıdan dayatmayla kabine değişikliği, şu bu, anlatabiliyor muyum" diye konuştu.

"Türkiye ittifakı hep vurgulanıyor ama bu kapsamda liderlerle bir görüşme olabilir mi?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Bu verdiğimiz sinyal onlara değil mi? Onlara. Bunların detaylarına, teferruatına ayrıca gireriz" ifadesini kullandı.

"Böyle bir liderler buluşması bekleyelim mi?" sorusuna karşılık Erdoğan, "Şu anda bir şey diyemiyorum, gelişmelere göre bu tür adımlar da atılabilir ama bunların tabii biliyorsunuz bizde belli sınırları var. Ona göre adımlar... Bizim birinci derecedeki şeyimiz halkımızla bu işi başarmaktır, sağlamaktır ama yine bir araya gelme durumu da olabilir" diye konuştu.

Erdoğan'ın grup toplantısındaki konuşmasından satır başları ise şu şekilde:

"Pazar günü yapılan İBB Başkanlığı yenileme seçimin şehrimize ve ülklemize hayırlar getirmesini diliyorum. Gayriresmi sonuçlara göre İBB görevine seçilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu'nu bir kez daha tebrik ediyorum. İstanbul halkının kararının başımızın üzerinde yeri vardır.

Bilindiği gibi 31 Mart seçimlerinde İstanbul BB seçimiyle ilgili olarak hem birleştirme tutanaklarında hem de sandık kurullarında sonucu etkileyecek şekilde sorunlar tespit edilmiştir.

Bunun üzerine YSK seçimin yenilenmesine karar vermiştir. Tabi bu seçimlerde gerek belediye meclisinde büyükşehrin kahir ekseriyetle partimiz seçimi kazanmıştı.

Cumhur ittifakı adayı Binali Bey’in seçimi kazanmasını arzu ettik. Kendisine gayreti ve mücadelesi için buradan teşekkür ediyorum.

Milletvekilliği, bakan, başbakan, meclis başkanı olarak bugüne kadar sürdürmüştür. Kendisi tecrübelerini hayata geçirmek için İBB aday olmuştur. Ancak İstanbul halkının tercihi olmamıştır.

Son seçim kimin kazandığının ötesinde, milli iradenin tecellisiyle ilgili tereddütleri ortadan kaldırmış olması bakımından değerlidir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

'Asıl seçim olan 31 Mart'ın galibi cumhur ittifakıdır'

Türkiye genelindeki asıl seçim olan 31 Mart’ın galibi ise şüphesiz ki cumhur ittifakıdır. AK Parti ve MHP’dir.

İlk genel meclislerinde yüzde 60’lık, il belediye başkanlıklarında yüzde 55’lik bir oranla destek vermiştir.

İstanbul’da 39 ilçenin 25’ini, 312 belediye meclis üyelerinin de 180’ini kazanarak başarıya imza atmıştır.

2014’ten itibaren yerel seçimlerde nereden nereye geldiğimiz bakımından, 2004'te yüzde 44,3, 2014’te yüzde 47,9 oranında oy almıştık. Geçtiğimiz pazar günü oy oranımız yüzde 45 olarak gerçekleşti fakat kazanmamıza yetmedi.

'Kulağımızın üstüne yatma lüksüne sahip değiliz'

Bizim siyaset anlayışımızda, millete darılmak, milleti suçlamak asla ve asla yoktur. Her alanda nerelerde eksiklik, kopukluk, yanlışlık olduğunu tespit ederek bunları gidermenin yollarını arayacağız.

Bu değerlendirmenin sonucuna göre de atmamız gereken adımları kararlılıkla hayata geçireceğiz ama dışarıdan birilerinin yaptığı tanımlara göre değil biz tanımlamamızı kendi içimizde hep birlikte yapma kudretine sahibiz.

Milletimizin verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üzerine yatma lüksüne sahip değiliz.  Hem cumhur ittifakına hem partimize, hem de şahsımıza gönül veren tüm kardeşlerimizin müsterih olmasını istiyorum.

Milletimizin sevgisine ve itimadına layık olmak için Allah ömür ve güç verdiği müddetçe çalışmayı sürdüreceğiz.

AK Parti kurulduğu günden beri milli iradenin üstünlüğünü, ortak hedeflerimiz için çalışmayı esas almıştır.

Vesayet güçleri üzerimize geldiğinde, çareyi milletimize sığınmakta aradık. Uluslararası alanda bizi tecrit etmek için üzerimize saldırdıklarında milletimizle birlikte “one minute” dedik.

Gezi olaylarında sokakları karıştırarak birliğimize ve beraberliğimize göz diktiklerinde milelimizle birlikte bu oyunu bozdu.

FETÖ darbe girişimi bulunduğunda, alçakların karşısına yine milletimizle birlikte dikildik.

Ekonomide tüm bu hadiselere paralel şekilde süren, ancak geçtiğimiz ağustos ayında açık bir saldırı halini alan tuzakları da yine milletimizle birlikte göğüslüyoruz.

Kim ne yaparsa yapsın biz milletimizle birlikte kendi hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla ilerlemeyi sürdüreceğiz. Bunun için gece gündüz çalışıyoruz.

'S-400'leri önümüzdeki ay teslim almaya başlıyoruz'

Mesele şu anda çarşamba günü yarın G20 toplantısı ve resmi ziyaret için 1 haftalık bir Japonya, Çin seyahatimiz var. Japonya ziyaretini müteakip de Çin’e gidiyoruz. G20’de en gelişmiş ülkelerin liderleri ve küresel kurumların temsilcileriyle ikili ilişkilerimizi, dünya ekonomi gündemini konuşacağız.

Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları komsundaki çok yönlü arayışlarımızı sürdürüyoruz.

Sipariş ettiğimiz S-400 hava savunma sistemlerini inşallah önümüzdeki ay teslim almaya başlıyoruz.

Güvenlik ihtiyaçlarımız konusundaki farklı tedarik seçeneklerine de kapılarımız daima açık olmuştur.

Türkiye bu konuda baskılara boyun eğmek durumunda değildir.

S-400 doğrudan egemenlik haklarımızla ilgili bir konudur ve bundan geri adım atmayacağız.

Körfez’deki gerilim sadece bölgede değil tüm dünya için çok büyük bir tehdit kaynağıdır.

Her alanda gelişen ve kalkınan Türkiye tabii olarak sürekli yeni sınamalarla karşı karşıya gelmektedir. Biz bu sınamalara karşı pısırık davranmak yerine hep meydan okumayı tercih etti.

'Örgüt içinde ciddi görüş ayrılıkları var'

Bölücü terör örgütünü yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirecek adımları kararlılıkla atıyoruz.

Suriye’de terör örgütünün kazanımlarımıza yönelik saldırıların tamamını da boşa çıkardık.

İmralı’daki teröristbaşının son günlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalar örgüt içinde hem iç politikada hem de bölge politikalarında ciddi görüş ayrılıklarının ortaya çıktığının işaretidir.

Doğu Akdeniz'de sondaj gerilimi

Geçmişte bizim böyle sondaj veya arama-tarama gemilerimiz yoktu. Ancak kiralama sistemleriyle dünyadan bulabilirsen kiralayacaksın gelip bu çalışmayı yürüteceksin. Ama şimdi hem arama, hem de sondaj olmak üzere 4 tane gemiye sahip olduk.

Bu gemilerle Doğu Akdeniz’de bu çalışmalarımızı sürdürmeye başladık ve sürdürme süreci artarak devam ediyor. Bunlarla beraber bunların korumasını güvenliğini aynı şekilde silahlı kuvvetlerimizin ilgili birimleri sağlıyor.

Yunan Başbakanı kendine göre bir şey söyleyip duruyor. Bizim bir defa haklarımız var. Bu haklarımızı koruma adına hem arama tarama yapacak gemilerimiz bu faaliyetlerini sürdürecek bunun yanında da silahlı kuvvetlerimiz gerekli tedbiri aldı alıyor ve alacaktır.

Tabii şimdi ülkemizde siyaset yapanlar, bizim bu noktada adımlarımızı eleştiriyor. Bunların böyle bir derdi yok. Bunlar benim Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımın hakkı nedir, bu haklar kendilerine veriliyor mu, böyle bir dertleri yok ama bizim derdimiz var.

Burayla ilgili Fransa’nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur garantördür, Yunanistan konuşur garantördür, İngiltere garantördür, ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok.

Suriye'deki gelişmeler

Suriye’deki krizin çözüme kavuşturulmasını sağlayacak siyasi, diplomatik ve askeri seçenekleri sonuna kadar zorlayacağız. Burada terör koridoru olayı var. Bu koridoru yaptığımız müdahalelerle ortadan kaldırdık. Biz bu terör koridorunu bir güvenlik koridoru haline getirelim istiyoruz. Bu güvenlik koridorlarında Türkiye’deki mültecilere oralarda yerleşim imkanı sağlayalım.

Hani konuşanlar var ya biz koalisyon güçleriyiz. Tamam, gelin o zaman verin desteklerimiz. Onlara yerleşim yerlerini kuralım. Bu konuda ABD gelsin, lojistik desteğiyle, hava noktasındaki korumalarıyla desteğini versin.

Biz burada deneyimimizin tecrübemimizin çok ileri olduğu TİKA ile yoğun bir şekilde çalışmaları yaparız.

Geçmişte Obama, şimdi Trump’a söyledim. Mali desteğe gelince hiçbirisi bu konuda bu desteği vermedi.

Sayın Merkel’le de konuştum. Destek verebileceğini söyledi ama bir gelişme olmadı. Suud’la da görüştüm. O da söyledik. Çin’deki G20 toplantısından sonra kendisiyle konuştum ama gelişme yok. Hep söylüyorlar laf ola beri gele.

Şu anda ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşü noktasında sınır ötesindeki güvenli bölgeleri yapmaya çalışıyoruz. Şu ana kadar 330 bin kişi geri dönüyor. Fırat ve Afrin bölgesindeki çalışmalarımızdan sonra inanıyorum ki bu rakam milyonları bulacaktır.

'Yolları yapmaya devam edeceğiz'

Türkiye’de sözde siyaset yapan birileri, eğitimde, sağlıkta, adalet, emniyette, ulaşımda attığımız adımları küçümsemeyle pirim yapmaya çalışıyor.

Bugün bir tanesi, 'şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız' şunu da söyle be, YHT getirdik diye mi size bu millet oy verecek. 26 tane havalimanını 56’ya çıkardık diye mi bu millet size oy verecek de.

Ya ne kaldı o olmayacak, bu olmayacak sen niye varsın o zaman.

Bir de teşekkür etmesini bilin ya. Yok görevindir. Tamam da siz de geçmişte bakanlık falan da yaptınız, niye sizler bunları yapamadınız. İşte kıskançlık çok kötü bir illet. Fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz.

'Yakında ekonomimiz yükselişe geçmeye başlayacak'

Ekonomide istikrarı sağlamadan üretimi, yatırımı, ticareti istihdamı istediğimiz seviyeye getiremeyeceğimiz açıktır.

Geçtiğimiz yıldan itibaren şoklara karşı dirençli, uluslararası rekabete daha güçlü, sağlıklı sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi hedef alan bir program sürdürüyoruz.

Yakında ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz.

Dolar kuru bir süredir 6 liranın altında seyrediyor. Merkez Bankası döviz rezervlerimiz yeniden 100 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Tahvil faizleri yüzde 19’un altına indi. Ekonominin nabzını tutan güven endekslerinin hepsinde yükseliş gözleniyor.

Uluslararası yatırımcıların ülkemize olan ilgisi artarak sürüyor. Türkiye’yi bölgesel krizden ve iç politik gelişmeler üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalışanlara fırsat vermiyoruz.

G20 ve Çin seyahatinden sonra bazı müjdeleri yine sizlerle paylaşacağımıza inanıyorum. Ekonomideki yapısal reformları kesintisiz sürdürüyoruz.

Yeni askerlik sistemi başta olmak üzere TBMM gündeminde pek çok reform düzenlemesi var. Savunma Bakanımız bildiğiniz gibi dün MHP Genel Başkanı’nı, İYİ Parti Genel Başkanı’nı, CHP Genel Başkanı’nı ziyaret ederek kendilerini etraflıca bilgilendirmiştir. Artık kendileri de bilmiyorduk demesin.

'Lafla kucaklama olmaz, icraatla olur'

Türkiye’nin istikrarını bozmayı amaçlayanlara en güzel cevabı icraatlarımızla, başarılarımızla vermeye devam edeceğiz. Lafla kucaklama olmaz, icraatla olur.

Birileri tweetler atıyor. İşte Kürtlere yönelik farklı imkanlar getirmek. Ya biz neyi getirmedik ki. Bunlar da göz var ama görmüyor. Gidin Güneydoğu’yu gezin, Diyarbakır’ı gezin, Siirt’i gezin, Mardin’i gezin. Buraların 10 yıl önceki durumuyla şu anki durumu nedir gidin yerinde görün.

Birileri orada camilerimiz, okullarımızı yakarken yıkarken, bütün oraları bu terör saldırılarından kurtaran kim oldu, biz olduk.

Eğer biz Kürt kardeşlerimizi bir kenara koymuş olsaydık bizden öncekiler gibi hiç oralara uğramazdık ama biz uğradık, niye, çünkü bu vatan bizim.

Medyanın manşetlerine göre değil, milletimizin manşetlerine göre hareket edeceğiz.

Mesaimizi milletimizi bezdiren faydasız siyasi çatışmalarla harcamak yerine, enerjimizi 2023 hedefleri doğrultusunda kullanacağız.

Türkiye bu seçimlerle birlikte tarihinin en büyük yönetim reformu olan cumhurbaşkanlığı seçimi sistemine geçiş yapmıştır. Böylesine bir uygulamanın yerleşmesi zaman alacaktır."

 

Independent Türkçe

 

DAHA FAZLA HABER OKU