Süresiz nafakanın kaldırılması gündemde... Gülbahar: Kadın hakları umursamadan çıkarılacak; Hortoğlu: Bir yoksulun sorununu başka bir yoksul çözemez

Adalet Bakanlığı bünyesinde sürdürülen ve 2022'de TBMM'ye gönderilmesi beklenen 6. Yargı Paketi'nde yer alan süresiz nafaka düzenlemesini kadın hakları savunucusu avukat Hülya Gülbahar eleştirirken, avukat Cengiz Hortoğlu olumlu buldu

Süresiz nafaka düzenlemesinin 2022'de meclis gündemine gelmesi bekleniyor / Fotoğraf: AA

Süresiz nafaka konusu uzun süreden beri polemik konusu oluyor.

Kimi çevreler özellikle boşandıktan sonra ikinci kez evlenen erkeklerin önceki eşlerine ödedikleri nafaka nedeniyle çok zorlandıklarını öne sürüyor.

Çok kısa süreler evli kaldıkları halde uzun yıllardan beri nafaka ödemek zorunda kaldıklarını iddia edenler de var.

Buna itiraz edenler ise mahkemelerin erkeğin maddi durumunu göz önüne alarak zaten çok düşük miktarlarda nafaka bağladığını, bunların bile çoğu zaman tahsilinde sorun yaşandığını, kadınların birçoğunun boşanmaların ardından çocuklarıyla birlikte yoksulluk içerisinde yaşadığını savunuyor.

Yıllardır süren ve sosyal medyada önemli bir alıcısı olan süresiz nafaka polemiğinde yeni bir gelişme kapıda.

Yeni yılda gündeme gelmesi beklenen yargı paketinde, süresiz nafaka ve uzun süren boşanmaların kolaylaştırılması ile ilgili yeni modeller üzerinde çalışıldığı belirtiliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Adalet Bakanlığı ve AK Parti bünyesinde yürütüldüğü iddia edilen düzenlemeye dair medyaya yansıyan bilgilere göre boşanmadan sonra kadına süresiz nafaka uygulaması kaldırılacak.

Bunun yerine kademeli bir ödeme üzerinde duruluyor. Erkeğin boşandığı eşe nafaka ödemesi evli kalınan süreyle sınırlı olacak. Sonrasında, kadının gelir durumu, çocuklarının olup olmadığı ve varsa çocukların ihtiyacına göre ödemeyi devlet üstlenebilecek.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'yla da üzerinde prensipte anlaşıldığı iddia edilen düzenlemeye dair en büyük çekince ise nafaka miktarını devletin üstlenmesinin bütçeye getireceği maliyet.

Medyaya yansıyan bilgilerin ardından kadın hakları savunucularından planlanan düzenlemeye dair eleştiriler yükselmeye başladı. Bu kişilerden biri de avukat Hülya Gülbahar.

Konuyu Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü de olan Gülbahar ve Avukat Cengiz Hortoğlu ile konuştuk. Gülbahar, planlamaya karşı çıkıyor. Hortoğlu ise yasal bir düzenlemenin şart olduğu görüşünde.

hülyagülbahar.jpg
Hülya Gülbahar / Fotoğraf: Twitter

 

"Yeni düzenlemede kadınların haklarını umursamadan çıkacak"

Düzenlemenin çıkacağını düşünüyor musunuz?

Yargı paketiyle düzenlemeyi çıkaracaklar gibi görünüyor. Maalesef muhalefetten de bu konuda yeteri kadar ses görmüyoruz. Yansıyan bilgilere bakılınca ana çerçeve olarak nafakayı evlilik süresiyle ya da iki veya 10 yılla sınırlanması düşünülüyor. Yine kadının sağlığı ya da başka bir şey engel vermiyorsa bitince nafaka ödemesinin bir fona devredilmesi devlet destekli nafaka gibi bir formül üzerinde konuşuluyor. Her seçenek kadınlar aleyhine olacak. Milyonlarca ev kadının hayatı söz konusu burada. Zaten çalışan kadınlar için nafaka yok, vermiyorlar. Aldatan kadın, ağır kusurluysa zaten nafaka yok. Geriye kusursuz bir şekilde boşanan kadınlara yoksulluk nafakası kalıyor. Yeni düzenlemede kadınların hakları umursanmadan çıkacak.

"Süreli nafaka buna ihtiyacı mahkeme kararıyla saptanmış boşanmış kadınları açlığa mahkum edecek"

Peki söz konusu düzenlemenin size göre sakıncaları nedir?

Devlet erken evlilik propagandası yapıyor. Şimdi eğitimi tamamlamadan, bir meslek ve bir iş sahibi olmadan evlendirilen kadınların aynı zamanda çocuk doğurmaları isteniyor. Üç yıllık evlilikten sonra iki çocukla boşanan kadınların işin olmadığı, çocukları bırakabileceği bir kreş imkanının olmadığı ortamda iki yıllık nafaka ile nasıl geçineceği, çocuklara kimin bakacağı sorusu ortada. Nafakayı evlilik süresiyle bağlı saymak milyonlarca kadının şiddet dolu evliliklere mahkum edilmesi anlamına geliyor. 2-3 yıl sürecek süreli nafaka buna ihtiyacı mahkeme kararıyla saptanmış boşanmış kadınları açlığa yokluğa mahkum etmek olacak. 2 yıl sonra bu kadının durumunda bir değişim olmasa bu kadın ve çocukları ne yapacak? Sorunlardan birisi nafakanın evlilik süresine bağlı kılınması.

"Devlet şu ana kadar boşanan kadınlara hiçbir sosyal yardım sağlamadı"

Nafakayı devletin ödeyeceği, bunun için fon oluşturulacağı iddia ediliyor. Bu sorunu çözer mi?

İkinci mesele de fon oluşturulması nafakayı devletin üstlenmesi. Devlet şu ana kadar geçen zamanda boşanan kadınlara hiçbir sosyal yardım sağlamadı bu da kadınların boşanmalarını engelleme politikasının bir parçasıydı. Kocası ölen kadınlara 200-300 lira arası dul parası bağlantı boşanan kadınlara bağlanmadı. Şimdi yoksulluk nafakasını devlet ödesin diye formül aramak yeni fon uygulamalarıyla bu ekonomik krizde vatandaştan yeni vergiler alınması ve bütün vatandaşların üzerine yeni yükler getirilmesi demek. Şu ana kadar uygulanan zorunlu tasarruf fonu, konut edindirme fonu hatta işsizlik fonu gibi fonların vatandaştan para toplamak ama ihtiyacı olana bu toplanan paraları yansıtmamak üzerine kurulduğunu gösteriyor. Emeklilik yaşının yıllar içinde nasıl yükseltildiği ve emekli maaşının enflasyon karşısında nasıl eridiği düşünülürse devlet vatandaşa yaptığı bu tür sosyal ödemeleri yok etmek ve etkisiz miktarlara indirmek için çok çeşitli politik araçlara sahip ve bunları kullanmaktan çekinmiyor.

"Kadınlar boşandığında devleti yanlarında göremeyecek"

Yani bir fon oluşturulsa bile bunun zaman içinde etkisizleşeceğini düşünüyorsunuz?

2-3 çocukla boşanmış ve işsiz bir kadının çocukları bırakacağı kreş olmadığı için işe giremediği bir ortamda söz konusu düzenleme kadınların bir ortamda kadınların devlet eliyle yoksullaştırılması anlamına geliyor. Devletin nafakayı üstleneceği iddiasıyla 'Bir an önce evlenin çok çocuk doğurun boşanınca devlet yanınızda' mesajı verilecek ancak bu kadınlar boşanınca devleti ya yanlarında hiç görmeyecek ya da ihtiyacı karşılayacak oranda görmeyecekler. Sadaka gibi parayla oyalanmaya çalışılacak kadınlar. Milyonlarca ev kadınının hayatını ilgilendiren geleceğini ilgilendiren bir toplumsal sorundan bahsediyoruz.

nafaka1.jpg
Gülbahar, nafakaların ortalama 300 lira civarında olduğunu öne sürdü / Fotoğraf: AA

 

"Kadınlar bir kere nafaka aldıysa ömür boyu alacağı algısı yaratılıyor"

Kamuoyuna bazı ünlü kişilerle ilgili fahiş miktarlarda nafaka miktarları yansıyor. Ortalama nafaka miktarları nedir?

Hem Konda'nın hem İstanbul Barosu'nun hem Kadın Dayanışma Vakfı'nın yaptığı araştırmalar ortalama nafakanın 300 lirayı bulmadığını gösteriyor. Yüksek miktarlı nafakalar anlaşarak, erkeğin rızasıyla ödenen boşanmalara ilişkin davalar. Mahkemeler tarafından hükmedilen nafakalar değil. Türk hukuk sisteminde boşanan her kadına da nafaka bağlanmıyor. Türkiye hak ettiği halde ağır şartlar olduğu için yoksulluk nafakası alamayan kadınlar ülkesi. Yeniden evlenme ve ölüm halinde otomatikman kesiliyor. Herhangi bir işe girilmesi halinde hemen kesiliyor. Evlenmeden birlikte yaşama halinde kesiliyor. Buna rağmen kamuoyunda kadınlar bir kere nafaka aldıysa ömür boyu alacağı gibi algı yaratılmaya çalışıyor.

"Boşanan kadınlara iş, çocuklarına kreş bulmada öncelik tanınmalı"

Peki çözüm ne?

Bu işin çözümü boşanan kadınlara çocuklarına kreş ve bakıcı bulma konusunda yardım sağlanması ve İŞKUR'un bu kadınlara iş bulmada öncelik sağlaması lazım. Şiddetten dolayı sığınmaevlerinde kalan kadınlara bile işte öncelik sağlanmıyor. Şiddet mağduru kadınların hayatını kurması için iş bulması öncelikli hale getirilmesi lazım. Kadınların sorunlarını çözmek için kadınlara kendi ayakları üstünde kalacakları iş imkanı sağlamak lazım. O zaman hiçbir erkek nafaka konusunda mağdur olduğunu iddia edemeyecek. Çünkü kadın çalışıp kendi ayakları üzerinde durunca zaten nafaka kesilecek.

"Medyaya yansıyan süresiz nafaka iddialarının çoğu kadına değil çocuğa ödeniyor"

Medyaya yansıyan haberler var. İşte 3 ay evli kaldı 10 yıldır nafaka ödüyor gibi. Bu tür vakalar çok mu?

Böyle olaylar çok değil. Böyle olaylara ilişkin dava dosyaları ortaya konmadan konuşuluyor. Bunların bir bölümü zaten çocuklara ödenen iştirak nafakaları. Bir kere kamuoyunda algı operasyonu yapılıyor. İştirak nafakaları olduğu söylenmiyor. Nafakaların bir kısmı tedbir nafakası. Boşanma davası sırasında kadınların çocuklarla yaşadıkları koşullarda hukukun öngördüğü nafaka. Nafaka türleri birbirlerine karıştırılıyor. Nafaka karşıtlarının yoksulluk nafakası diye anlattığı örneklerin çoğu iştirak nafakası. Milyonda bir olabilecek örneği sanki milyonları temsil ediyormuş gibi anlatıyorlar.

"Maddi durumu iyi olan kadına zaten nafaka ödenmiyor"

Nafaka ile erkeklerin de maddi olarak zor duruma düşürüldüğü öne sürülüyor?

Dava dosyaları çarpıtılarak kamuoyu yansıtılıyor. Kaldı ki nafaka erkeğin de maddi gücüne göre ödenen bir para. Her iki tarafın da gelir durumu araştırılıyor. Boşanma halinde kadının yoksulluğa düşecek olması şartı var. Boşanma ile yoksulluğa düşmeyecek işi, parası mülkü olan kadına zaten nafaka bağlanmıyor. Kadının yoksulluk şartı var. Erkeğin ise o nafakayı ödeyecek gücü olması şartı var. Tabii ki her dosyada 200-300 lira nafakaya hükmedilmiyor. Ama 10 bin lira aylık geliri olan birinin boşandıktan sonra çocuklarıyla yaşamaya devam eden kadına iki bin lira nafaka ödemesinden de daha doğal bir şey yok.

cengizhortoğlu.jpg
Cengiz Hortoğlu / Fotoğraf: Twitter

 

"Önemli olan kadınların da erkeklerin de mağdur olmayacağı bir çözüm bulmak"

Gülbahar'ın ardından bu sefer de sorularımızı avukat Cengiz Hortoğlu'na yönelttik.

Gündemde olan nafaka düzenlemesi konuya çözüm olur mu?

Takip ettiğim kadarıyla bu konu henüz netleşmiş değil. Ancak nafaka süresi sona erdikten sonra devlet desteği önerisini çok önemli buluyorum. Çünkü önemli olan kadınların da erkeklerin de mağdur olmayacağı bir çözüm bulmak. Bunun için de en önemli çözüm, belirlenen nafaka süresi sonunda kadın halen ekonomik bağımsızlığını sağlayamadıysa devlet desteğidir.

"Süresiz nafakanın çok mağduru var"

Süresiz nafaka toplumda mağduriyet yaratan bir sorun mu?

Süresiz nafakanın çok mağduru var; 500 TL için hapis yatanlar, eski eşinin nafakasını ödemek için kağıt toplayanlar, huzur evinde kalanlar, sofaya zeytini sayıyla koyanlar. Hatta eşinin eski eşine nafakasını ödemek için merdiven silen ikinci eşler... Bu önemli sorunun bir an önce çözümlenmesini diliyorum.

"Bir kadın her ay eski eşinden gelecek 300 - 400 lirayı beklemek zorunda kalmamalı"

Önerilen sistemin artıları ve eski yönleri ne olabilir? Eksi yönlerin düzeltilmesi için ne yapılması lazım?

Eşler arasındaki yoksulluk nafakasının tamamen yeniden düzenlenmesi gerektiği kanısındayım. Bir insanın, boşandığı için ömür boyu hem de her yıl artan bir ödemeye mecbur bırakılmasını doğru bulmuyorum. Bu insanda ne motivasyon ne de yaşam sevinci bırakır. Mevcut durum, sadece erkekler için değil, kadınlar için de çözüm değil. Bir kadının kendi başarı öyküsünü yazmasına olanak tanınmalı. Bir kadın her ay eski eşinden gelecek 300 - 400 lirayı beklemek zorunda kalmamalı.  

"Devlet desteği devam ederse hiçbir sorun kalmaz"

Nafaka almanın zorlaşması özellikle şiddet gören kadınların ayrılmasını zorlaştırabilir iddialarına ne diyorsunuz?

Bir evliliği alınacak nafaka değil, sevgi ve aşk ayakta tutmalı. Kadın olsun erkek olsun mutlu bir evlilikleri yoksa o evliliğin devamının kimseye yararı yoktur. Nafaka süreli olduğunda ve o süre dolduğunda kadın halen başarı öyküsünü yazamadıysa bu durumda devlet desteği devam ederse hiçbir sorun kalmaz. Tam tersine kadın kendini çok daha güçlü hisseder.

Peki devlet nafaka ödemesini nasıl yapacak?

Benim önerim; yasayla birlikte bir nafaka fonunun kurulmasıdır. Bu mümkün olursa nafaka fondan karşılanacaktır.

"Bir yoksulun sorununu başka bir yoksul çözemez"

Yüksek meblağlar ödenen medyatik boşanmalar geneli yansıtıyor mu? Yoksulluk nafakası hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu konuda elimde bir çalışma yok. İşte tüm bu sorunların değerlendirilmesi gerekir. Ancak, bir yoksulun sorununu başka bir yoksul çözemez. Ben kadınların da mevcut durumdan memnun olduğunu zannetmiyorum. Çünkü nafakasını az bulan veya alamayan kadın sayısı da az değil. Önemli olan kadının ekonomik yönden bir başkasına bağımlılıktan kurtulması. Bunun da yolu, mikro kredilerle kadının iş kurmasını desteklemek, meslek edinme kurslarından da yararlanarak iş bulmalarına yardımcı olmak. Yani kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak.

karar.jpg
Nafaka miktarları çekişmeli boşanmalarda mahkemelerde karara bağlanıyor / Fotoğraf: AA

 

"Evlilik bir gün dahi sürse şartları varsa nafaka sorumluluğu doğuyor"

Kadın hakları savunucuları '3 ay evli kaldı 5 senedir nafaka ödüyor' gibi örneklerin istisnai olduğunu pek çok dosyanın içeriğinin yansıtılmadığını, çocuk için ödenen paranın sanki kadına ödeniyormuş gibi yansıtıldığını öne sürüyor. Siz ne diyorsunuz bu konuda?

Gördüğüm kadarıyla çocuğa ödenen iştirak nafakası tartışılmıyor. Bunun ödenmesi gerektiği konusunda herkes hemfikir. Tartışma konusu ölünceye kadar ödenen yoksulluk nafakası. Şunu da belirteyim, mevcut yasaya göre evlilik bir gün dahi sürse şartları varsa nafaka sorumluluğu doğuyor.

"Yoksulluk nafakasında evlilik süresi dikkate alınmalı"

Sizin öneriniz nedir? Nasıl bir çözüm bulunursa herkes daha az mağdur olur?

Yoksulluk nafakası, evlilik süresi de dikkate alınarak süreli olmalı. Bu süre içinde kadının ekonomik bağımsızlığını kazanabilmesi ve kendi başarı öyküsünü yazabilmesi için kurumlar tarafından kadına her tür destek verilmeli! Nafaka süresinin sonunda kadın halen bir meslek edinemediyse ve çalışmıyorsa devlet tarafından nafaka ödemesi sürdürülmeli. Çözüm olarak da nafaka fonu kurulmalı. Örneğin boşanma davalarındaki harçlar arttırılarak fona destek sağlanabilir. Hapis cezası kalkmalı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU