Dinçer'den 17-25 Aralık açıklaması: O Yüce Divan nasıl olsa kurulacak, AK Parti kursaydı kendi içinde yanlış yapanlara hesap sormuş olacaktı

Öze Dönüş Platformu'nun toplantısına katılan Prof. Ömer Dinçer, 17-25 Aralık'ta devletin değil iktidarın tehlikede olduğunu ifade ederek, "Devlet, dış güçler silahlarıyla sınırlarınıza geldiğinde tehlikede olur" dedi

Prof. Ömer Dinçer (solda), Öze Dönüş Platformu Başkanı Emir Abi'yle (sağda) hatıra fotoğrafı çektirdi / Fotoğraf: Independent Türkçe 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu 2003 yılında Başbakanlık Müsteşarı olarak atamasını yaptığı Prof. Ömer Dinçer, Öze Dönüş Platformu'nun toplantısında gençlerle bir araya geldi. 

2009 ile 2011 yıllarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2011 ile 2013 arasında da Milli Eğitim Bakanlığı makamlarında da oturan Dinçer'in katıldığı kahvaltılı toplantıda ilk sözü, Öze Dönüş Platformu Başkanı Emir Abi aldı.

Abi, konuşmasında "Öze Dönüş Platformu, ülkemizin siyasi hayatının hassas konularını irdelemeye devam ediyor" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"17-25 Aralık'ta bakanların Yüce Divan'a gitmesi gerekiyordu"

Emir Abi'nin açılış konuşmasının ardından Ömer Dinçer sunumunu yaptı ve soruları yanıtladı.

17-25 Aralık 2013 tarihlerinde o dönem bakanlık yapan Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar'ın adının geçtiği operasyonlarla ilgili bir soruya yanıt veren Dinçer, şunları söyledi:

17 - 25 Aralık'ta olup bitenler, benim AK Parti'yle yaşadığım ve ilk gün yüzüne çıkan ihtilaflardandır. Daha önce birçok politikada ihtilaflarımız da olmuştu. Ben adı geçen bakanların Yüce Divan'a gitmesi, aklanacaklarsa da orada aklanmaları gerektiğini söyledim. Bunu yüksek sesle söyleyen iki kişiydik. Biri bendim, biri de Nihat Ergün'dü. Bizim gibi düşünen başkaları da vardı ama yüksek sesle söyleyemiyorlardı.

"O Yüce Divan nasıl olsa kurulacak"

17-25 Aralık döneminde parti tarafından uyarıldıklarını belirten Dinçer, "Ben uyarıya rağmen fikrimi söylemeye devam ettim. Yüce Divan'da yargılansınlar diye oy da kullandım. Sebebi de şuydu: O Yüce Divan nasıl olsa kurulacak. AK Parti iktidardayken kurulmuş olsaydı en azından AK Parti kendi içinde yanlış yapanlara hesap sormuş olacaktı" diye konuştu.

"FETÖ hadisesiyle karşılaşıyorsanız, devlet değil iktidar tehlikededir"

"O dönem atılan adımlar devletin menfaatleri için değil miydi?" sorusuna da yanıt veren Dinçer, "Türkler devleti çok kutsallaştırır. Ama devletin çıkarı diye bir şey yoktur. Geleneksel dönemde devletin çıkarından bahsediyorsanız hükümdarın çıkarını anlatmış olursunuz. Modern dönemde devletin çıkarından bahsediyorsanız iktidarın çıkarından bahsetmiş oluyorsunuz. FETÖ hadisesiyle karşı karşıya kalıyorsanız devlet tehlikede değildir, iktidar tehlikededir. Size 'Devlet tehlikede' diyorlarsa arkasına bir bakın, kim yarar sağlıyor diye" ifadelerini kullandı.

"Devlet ne zaman tehlikede olur biliyor musunuz?" diyen Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

Dış güçler sınırınızda silahıyla gelirler. O zaman devlet tehlikede olur. 

"Bizim iktidarımız Yüce Divan'da hesap verseydi..."

Dinçer, 17-25 Aralık dönemiyle ilgili sözlerini, "O dönem devlet tehlikede değildi. İktidarımız belki risk altına girmişti. Ama bana göre o dönem bizim iktidarımız Yüce Divan'da hesap verseydi, daha temiz, daha ak olacaktı. Bugün yaşanan pek çok sorun yaşanmayacaktı" ifadeleriyle noktaladı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU