Yemenliler tarihi mekanların yıkımı için yas tutuyor: Tüm bir neslin tarihimizi ve mirasımızı yitirişini seyrediyorum

"Notre Dame için bir günde bir milyar dolar toplandı, sanırım bizim bu miktarı toplayabilmemiz için en az 10 yıla ihtiyaç var”

San’a'nın UNESCO listesindeki yaklaşık 2 bin 500 yıllık Eski Şehri'nin savaş öncesi döneme, 2015 yılına ait bir fotoğrafı / Fotoğraf: Charlene Rodrigues

Charlene Rodriguez - The Independent

Dr. Abdülkadir Cüneyd Kanada'daki geçici evinden, Yemen'deki antik Taiz kalesinde Sabir Dağı boyunca yaptığı yürüyüşleri hatırlatarak "Tüm bir neslin tarihimizi ve mirasımızı yitirişini seyrediyorum" diyor.

70'li yaşların başındaki emekli hekim ve aktivist, Yemen'e ve bir zamanlar manzarası kadim kaleler ve camilerle bezeli eski evine dönmeyi çok isterdi.

Ancak şu an, uzun süren savaştan sonra evinden geriye kalan tek şey enkaz; rengarenk cam pencerelerse paramparça oldu.

Boğazında bir yumruyla, “Zararın çoğu kurşunlar ve Husilerin umursamazlığı nedeniyle oluştu" diyor:

Yalnızken acı içindeyim, kendimi çaresiz ve ağır üzüntü altında hissediyorum ama karşılık veremiyorum.

Taiz'in eski belediye başkanı olan Cüneyd, tutukluluğunun ardından serbest bırakıldığı 2016 yazında ükesini terk etti.

Bir Husi hapishanesinde 300 gün boyunca gözaltında tutuldu.

İran destekli Husi isyancılar 2014 yılında başkent Sana'nın kontrolünü ele geçirirken, uluslararası camia tarafından tanınan Cumhurbaşkanı Mansur Hadi'yi iktidardan uzaklaştırdı.

Suudi Arabistan, BAE ve Körfez müttefiklerinin, Hadi'yi tekrardan iktidara taşıma maksadıyla baharda başlattığı bombardıman, BM'nin dünyanın en kötü insani krizi olarak nitelendirdiği yıkıcı bir iç savaşı ateşledi.

Notre Dame Avrupa için veya St. Paul Katedrali İngilizler için neyi temsil ediyorsa, Taiz şehri de Cüneyd ve Yemen için aynı şeyi temsil ediyor.

Churchill için St. Paul "İngiliz özgürlüğünün kalesi” ve Alman bombardımanları sırasında bir moral sembolüydü. Korunması savaş çabaları için çok önemliydi.

Benzer biçimde, Taiz de Yemen'in olağanüstü zengin mirasının merkezini teşkil ediyor ve Yemen'in yorgun, savaştan bitap düşmüş insanlarına bir kimlik ve süreklilik duygusu veriyor.

Arap dünyasının Marco Polo'su olarak bilinen İslam alimi kaşif İbni Battuta, Taiz için "Yemen'in en güzel ve en geniş şehirlerinden biri" tanımlamasını yapar.

 

view-of-old-sanaa-from-window-before-war-2015-2.jpg
Savaştan önce San'a'nın Eski Şehri / Fotoğraf: Charlene Rodrigues

 

Notre Dame yangınında, Fransa Avrupa kimliğinin bir sembolü olan bu kadim ve ikonik hazinenin kaybına ağladı.

Milyarderler Avrupa’nın özgüveni, kültürel değerleri ve sosyal bütünlüğünün sembolü olmasından hareketle Orta Çağ binasının restorasyonunu hızlıca finanse etmeye koyuldu.

Ancak sürekli bomba tehdidi altında yaşayan Yemenliler'in en önemli odağı hayatı korumak.

Cüneyd, "Yemen'deki insanlar çok fazla güvenlik ve açlık kaygısı çekiyor. Miras, kaygılar arasında en alt sıralarda yer alıyor” diyor.

Öte yandan, Yemen'in karmaşık topografyasına uyarlanmış eşsiz bina gelenekleri, bu ülkeyi özel kılıyor.

Doğal güzelliği, Hint Okyanusu'nun Galapagos'u olarak da bilinen olağanüstü Sokotra adasını da içeriyor.

“Yemen'de çok çeşitli mimari örneklerine rastlayabilirsiniz" diyor başkentteki Eski Şehir'de büyüyen Muhammed Halisi. "Hadramut'a giderseniz, San’a'dan çok farklı şeyler görürsünüz."

Ancak, ülkenin zengin mirasının dünyanın geri kalanından yeterince ilgi göremediğini düşünüyor:

Yemen'de 100 kişi öldürüldüğünde kimse tepki vermiyor. Peki neden mirasımız için harekete geçeceklerini düşünüyorsunuz?

UNESCO listesindeki Eski Şehir, Ulu Camii, kerpiç evleri, vitray pencereleri, çarşıları ve hamamlarıyla yaklaşık iki bin 500 yıllık.

Yani dünyanın sürekli yerleşime sahip en eski şehirlerinden biri.

 

military-museum-in-aden-2015-2.jpg

Aden Askeri Müzesi, 2015 / Fotoğraf: Charlene Rodrigues

 

Şu an Kahire İngiliz Üniversitesi öğrencisi olan Halisi Eski Şehir'de büyümenin müzede yaşamak gibi olduğunu söylüyor:

İnsanlar aynı elbiseleri giyer, eski gelenekleri sürdürür ve klasik dil konuşurdu.

Ancak çatışma şehirdeki birçok mahalleyi etkiledi. Bir zamanların fırınlanmış tuğladan yapılan kadim kulelerinin yerinde şimdi yalnızca moloz yığınları bulunuyor.

Ülke genelindeki tarihi alanlar ve müzeler savaşın taraflarınca tahrip veya yok edildi.

Suudi liderliğindeki hava saldırıları, Husiler'in çıkış yeri olan Sa’dah'ın tarihi kerpiç evlerini büyük ölçüde yok etti.

UNESCO'ya göre, iki bin 800 yıllık Büyük Mağrip Barajı, 2015 yılında koalisyon bombalarıyla tahrip oldu.

Taiz'de, Sabır Dağı'nın zirvesine kurulu Kahire Kalesi de, Husiler tarafından stratejik bir askeri üs haline getirilmesinin ardından ana hedeflerden biri haline geldi.

Kale 2018'de yeniden açıldı ancak çevreciler, üç yıl süren bombardımanın ardından çökme riski olabileceği uyarısında bulunuyor.

Babası Yemen'in son kralı İmam Ahmed bin Yahya'nın şahsi doktoru olan İtalyan mimar Marco Livadiotti "Bir sarayı, kaleyi, müzeyi veya bir grup evi baştan inşa edebilirsiniz ancak kültürel doğanın bütününü yeniden inşa edemezsiniz" diyor.

 

Yemen.jpg
Yemen'in başkentinde Suudi liderliğindeki hava saldırısında yıkılan bir binanın enkazını kontrol eden bir adam / Fotoğraf: AFP

 

Yeniden inşa sürecini dört gözle bekleyen UNESCO'nun Körfez Arap Ülkeleri ve Yemen temsilcilerinden Anna Paolini, çalışmaların ancak çatışmaların sona ermesiyle başlayabileceğine inanıyor:

Nasıl ve ne zaman gerçekleşeceği yerel toplulukların katılımına ve uluslararası toplumun yardım taahhüdüne bağlı olacak.

Öte yandan, restorasyon fonunun müzakeresi, savaşa destek verdiği için Batı’nın suçluluğuna dair rahatsız edici bir tartışmayı da beraberinde getirecek.

Yemen Veri Projesi'nin tahminlerine göre, Suudi koalisyonunun bombardımanlarında 2019 Mart ayı itibariyle 17 bin729 sivil öldü ve yaralandı.

Antik mekanlara verilen kesin zarar bilinmemekle birlikte, çevreciler sayının 60'tan fazla olduğunu tahmin ediyor.

Halisi, "Notre Dame için bir günde bir milyar dolar toplandı, sanırım bizim bu miktarı toplayabilmemiz için en az 10 yıla ihtiyaç var”' diyor. “Sadece Yemenliler Yemen'i yeniden inşa edebilir.”

 

taiz-yemen.jpg
Notre Dame Avrupalılar için neyi temsil ediyorsa, Taiz şehri de Cüneyd ve Yemen için aynı şeyi temsil ediyor / Fotoğraf: Reuters

 

Fon sağlansa bile, savaş sonrası restorasyonlar her zaman hassas şekilde yapılmıyor.

“Son 100 yıldaki restorasyonlar yıkıcıydı, geçmişi silmek ve yeniden inşa etmek için hızlıca gerçekleştirildi. Bütünüyle ticaretten ibaretler.”diyor Livadiotti.

Paolini de inşaatla ilgili katı kural ve düzenlemelerin bulunmaması sebebiyle, mal sahiplerinin restorasyonları ucuz ve uygunsuz malzemeler kullanarak gerçekleştirebileceği uyarısında bulunuyor.

Ancak yıkıcı çatışmanın sonu henüz görünmese de inşa tekniklerine dair uzman bilgisinin ülkeyi henüz terk etmediğine dair umut korunuyor.

Paolini “İnşaat ustalarının geleneksel inşaat bilgisi halen burada” diyor.

Cüneyd'inse Taiz'in güzelliğini düşünmediği tek bir gün dahi yok:

Evde olmak benim hayalim. Halkıma yardım etmenin bir yolunu bulmak istiyorum, hayatım pahasına bile olsa buna hazırım.

 

 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU