Koçgiri'de Kırım, Meclis ve Hasan Hayri Bey (8)

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Koçgiri Halk Hareketi'nin özerklik talebiyle ortaya çıktığı o zamanlarda Ankara'da Birinci Meclis kurulmuştu. Mustafa Kemal'in davetiyle Dersim'in muhtelif aşiretlerine mensup Abdulhaluk Tevfik (Gençtürk), Diyap Ağa (Yıldırım), Hasan Hayri (Kanyo), Mustafa Ağa (Öztürk), Mustafa Zeki (Saltuk) ve Ramiz (Tan) gibi şahsiyetler Meclis'te yer alıyordu.

Nuri Dersimi'ye göre bu grubun Ankara Hükümeti'ne karşı takınacağı tavır Koçgiri hareketinin akibetini belirleyebilirdi. Nitekim Nuri Dersimi; Mustafa Kemal'in isteği üzerine Ankara'ya milletvekili olarak giden ismi geçen Dersimli şahsiyetleri ağır bir dille eleştiriyor.

Nuri Dersimi bu eleştirilerini Hatıratım'da yapıyor. Yani 1937-38 sonrasında… Gelişmeleri ne kadar 1920'li yılların yaşanan somut koşulları ve ilişkileri içinde değerlendiriyor, ne kadar yenilgi psikolojisinin anlaşılır mağduriyet duygusu altında eleştiriyor, üzerinde düşünmeli.

Ancak ülkenin işgal altında olduğunu,

Birinci Meclis'te bütün Müslüman halklara yer verildiğini,

Mustafa Kemal'in o dönemde bölgesel özerklik değilse de Türkiye halkıyla bir şekilde iç içe geçmiş bir tür idari kültürel özerklik düşüncesi olduğunu,

Osmanlı İstanbul hükümeti ile Ankara Meclis Hükümeti arasındaki ilişkide Dersim'in aslında Ankara Meclis Hükümeti'nden yana tavır içinde olduğunu,

Söz konusu şahsiyetlerin de bu çerçevede Birinci Meclis'e katıldığı biçiminde bir gerçekliğin var olduğunu da hatırımızda tutarak düşünmeliyiz.

 
Yasal-hukuki statü; özerklik

Konu önyargısız bir şekilde ele alınınca Koçgiri Hareketi'nin bir isyan olmadığını, tenkil ve kırım olduğunu fark etmeme hali ancak resmi tarihe bağımlılıkla açıklanabilir.

Hareketin liderlerinin ve halkın başkaldırı diye bir programları veya tutumları yok.

Osmanlı Devleti çöküntüyü yaşıyor ama hala müesses nizam. Mustafa Kemal müesses nizamın bir görevlisi olarak Samsun'a çıkmış ama sonra isyan edince ikili bir idare durumu ortaya çıkıyor.

Harekete bir kısım Batı Dersim aşiret reisleri de destek veriyor. Koçgiri aşiret reisleri olmaları nedeni ile Alişan ve Haydar Bey hareketin toplumsal liderleri, Alişer ise fiili olarak askeri ve politik lideri olarak ortaya çıkıyorlar.

Kürtlere özerklik üzerinden yasal-hukuksal bir statü kazandırma amacında olan Koçgiri Halk Hareketi liderleri, Dersim'in Hozat ilçesinde bazı aşiret reisleriyle yapılan dayanışma toplantısında elde ettikleri desteğe dayanarak 15 Kasım 1920'de Ankara Hükümeti'ne taleplerini şu şekilde iletiyorlar:

  1. Kürdistan Muhtar Yönetimi'ni kabul eden İstanbul Egemenlik Hükümeti'nin bu baptaki kararını Mustafa Kemal Hükümeti'nin de resmen kabul edip etmeyeceğinin açıklanması.
  2. Kürdistan Muhtar Yönetimi hakkında Mustafa Kemal Hükümeti'nin görüş noktasının ne olduğu konusunda Dersimlilere acele cevap verilmesi.
  3. Elaziz, Malatya, Sivas ve Erzincan bölge hapishanelerindeki Kürt tutukluların hemen serbest bırakılması.
  4. Kürt çoğunluğu bulunan bölgelerden Türk Hükümeti'ne bağlı memurların çekilmesi.
  5. Koçgiri bölgesine gönderildiği haber alınan askeri birliklerin derhal geri alınması.

25 Kasım 1920 tarihinde Ankara Hükümeti'ne bir de telgraf gönderiyorlar:

"Elaziz Vilayeti vasıtasıyla,

Ankara Büyük Millet Meclisi Riyaseti'ne Sevr Muahedesi Mucibince Diyarbekir, Elaziz, Van ve Bitlis Vilayetlerinde müstakil bir Kürdistan teşekkül etmesi lazım geliyor. Binaenaleyh bu teşkil etmelidir. Aksi takdirde bu hakkı silah kuvvetiyle almaya mecbur kalacağımızı beyan eyleriz.

25 Teşrinisani 1336

Garbi Dersim Aşair Rüeasası"

Provokasyon

Böyle davranmaları doğal, yeni bir durum var çünkü.

Ankara ise buna karşı ordu güçleri üzerinden, Binbaşı Halis olayında görüldüğü gibi, provokasyonla erken başkaldırı koşulları yaratıyor.

Akabinde provokasyonun sonuçlarını isyan olarak değerlendiriyor, taleplerini karşılama yerine Koçgiri Kürt Alevi halkın üzerine Nurettin Paşa gibi paşaların başında olduğu ordu birliklerini ve yine Topal Osman gibi katliamcı unsurları gönderiyor.

Halk içi farklı inanca sahip topluluklar arasındaki çelişkileri kaşıyarak sert bir ayrışma da yaratıyor; bu temelde yerel milisler, gönüllü sivil birlikler vesaire oluşturarak Koçgiri'li Kürt Alevileri tenkil ve kırımdan geçirme yoluna gidiyor.

Olayların bu şekilde akışı hayatta kalmak, mal ve ailesinin can güvenliğini korumak için direniş koşullarını yaratıyor.


Son talebe yanıt; kanlı bastırma

Öte yandan bir nokta geliyor direniş tıkanıyor, "Koçgiri ve Dersim'de bir kısım aşiret reisleri, tıkanan sürecin önünü açmak için" olmalı, Alişer'in önerisiyle 8 Nisan 1921'de Büyük Millet Meclisi'ne bir telgraf gönderiyor.

Telgrafta "Nasiha Heyeti ile yaptıkları sözleşmenin ve iyi niyet çabalarının sonuç vermediği, Refahiye ve çevresine asker sevkiyatının sürmesinin aşiretlerin devlete olan itimadını sarstığı" belirtiliyor, meselenin tamamen halledilmesi için devlete birtakım önerilerde bulunuluyordu.

"Koçgiri, Zara, Divriği, Refahiye, Kuruçay ve Kemah ilçelerini kapsayan bir vilayet oluşturulması; başına bir Kürt vali, yardımcılığına da Türk bir vali muavininin atanması, bu şekilde yeni bir idari yapılanmaya gidilmesi, daha fazla kan dökülmeden sorunun çözülmesi" isteniyordu.

Ancak Koçgiri aşiret reislerinin aşağıya çektiği talepler zayıflık olarak değerlendiriliyor ve ciddiye alınmıyor.

Merkez Ordu Komutanı Nurettin Paşa (Sakallı Nurettin) ve Topal Osman bölgede büyük katliamlar gerçekleştiriyor. Direnişin sert yöntemlerle bastırılması üzerine Dersim'e geçmeyi başaran Alişer Efendi ve Nuri Dersimi, burada Seyit Rıza'ya sığınıyor ve bir süre Ovacık ve civarında faaliyetlerine devam ediyorlar.

1921'ın ilkbaharında askeri güç kullanımıyla Kürt-Alevi özerklik hareketi kanlı bir şekilde tamamen bastırılıyor.  

 
Koçgiri kırımı Meclis gizli oturumunda

Koçgiri'de halka yaşatılanlar o kadar ağır ve kabul edilmez ki kaçınılmaz olarak Büyük Millet Meclisi'ne taşınıyor.

Olayın kanlı ve kabul edilemez boyutunu geniş halk kesimleri, ama özellikle uluslararası camia öğrenmesin kaygısıyla 3 Ekim 1921'de üç gün Büyük Millet Meclisi'nde gizli oturumda tartışılıyor.

İlk tepki veren Dersim Mebusu Hasan Hayri Bey oluyor. Erzincan Mebusu Emin Bey ve Lazistan Mebusu Ziya Hurşit Koçgiri'de yaşananlar üzerine görüşlerini ifade ediyorlar.

Hasan Hayri Bey'in Mecliste yapmış olduğu konuşma aşağıdaki gibidir:

Hasan Hayri Bey (Dersim) — "Hakikaten bu fecayi (facia) Ermenilere bile yapılmamıştır. Ve onlar Erzincan'a, Kemah'a, Kuruçay'a vesaireye tasallut etmişlerdir. (Saldırmışlardır) Fakat ben çok teşekkür ederim ki bizim müftümüz ve memleketimizin eşrafı meseleyi Hükümet'e bırakmayarak, doğru karşılarına gitmişlerdir.

Demişlerdir ki, siz ne istiyorsunuz? Maksadınız şekaveti adiye (haydutluk) ise istediğiniz kadar mal verelim. Onlar da cevaben demişlerdir ki; Müftü Efendi ile anlaşalım. Müftü efendi hakikati tamamıyla anlatmış ve ekrat (göçebe Kürtler kastediliyor) hakikati tamarrüyle amlıyarak(anlayarak) geri dönüp gitmişlerdir.

İşte sözümü hulâsadan evvel şunu söyleyeyim ki ankete ben de taraftarım. Fakat bir an şart ki orada bir memur var, onunla Koçgiriliyi beraber asacak mısınız? Sonra üç, dört yüz kişi hapishanelerde yatıyor. Bunlardan masumlar çok vardır.

Asıl âsiler dağlarda Alişir denilen herifle beraberdirler. Binaenaleyh heyet buradan gidinceye kadar af kararının ilânını rica ederim. Bila kaydı şart (kayıtsız şartsız) olmak üzere (…)" 1


Büyük Millet Meclisi gizli oturumunda yapılan bu konuşmada, isyan edenlerle diyalogda 'Müftü efendi ve eşrafın' ağzından da olsa muktedir vari cümleler kuruyor ve Alişer'i denebilir ki 'asi' olarak gördüğü izlenimi veriyor.

Ancak konuşmasında 'tutuklu bulunan insanların masum olduğunu, bu insanlarla ilgili af kararının ilan edilmesini ve kayıtsız şartsız salıverilmelerini' de istiyor.  

Büyük Millet Meclisi'nde yer alan bir şahsiyet olarak isyan eden Kürtlerin asılmamaları, serbest bırakılmaları sonucunu yaratmak istiyor. Bu amacını politik denge diliyle ifade diyor. O koşulların güç dengeleri içinde bu tarzı tercih ediyor.

Erzincan Milletvekili Emin Bey, aynı oturumda, yani 3 Ekim 1921 Meclis'in gizli oturumunda, Koçgiri'deki olayların isyan değil, kırım olduğunu şöyle anlatıyor:

Şimdi rica ederim. Asi, diyoruz. Ve üzerlerine askeri kuvvet gönderiyoruz. Halbuki onlar, hükümetin teslim ol çağrısını kabul etmiş bulunuyorlar. Nurettin Paşa'nın tabirince, 'Ben bunları hükümetin tekliflerini daha teşdit ederim (şiddeti artırma) diyerek, çember içine aldım' diyor.

Tuttuğunu öldürmeye, ırzlara geçmeye, namuslara taarruz etmeye kalkıyor. Rica ederim, hanginiz bu facia karşısında sabredebilirsiniz? Buna üç yaşındaki çocuklar bile tahammül edemezler. Böyle bir şeye maruz kaldığınızda, rica ederim, nasıl karşınıza çıkanlara kurşun atmazsınız? Bu suretle 5 milyon, 18 milyon liralık servet mahvolmuştur." 2


Hasan Hayri Bey, Koçgiri'den dolayı cezaevinde tutulanların, heyet incelemelerini tamamlayıncaya kadar İstiklal Mahkemelerince ve Divan-ı Harp tarafından yargılanmamasına yönelik bir takrir sunuyor.

Sonuçta alıyor. Koçgiri'de yaşananlar üzerine bölgeye bir heyetin gönderilmesine karar veriliyor.

Hasan Hayri Bey'in takririnin içeriğine ve bu çerçevede gelişen tartışmalara gelince, şöyledir:

"— Dersim Mebusu Hasan Hayri Bey'in, Koçgiri hâdisesinin esbap(sebep) ve avamilini (halkın halini) tetkike gidecek olan heyetin izamına kadar Divanı Harp ve İstiklâl Mahkemeleri'nce hiçbir muameleye tevessül(başlama) olunmamasına dair takriri

REİS — Dersim Mebusu Hasan Hayri Bey'in, Koçgiri hâdisesi hakkındaki takriri okunacak.                                

Riyaseti Celile'ye (Kıymetli Başkan)


Koçgiri hâdisesini tetkik, esbab ve avamilini ahkika (soruşturma) Meclisi Âlice bir heyetin izamı (abartmadan) takarrür ettiğinden hâdisei müessifeden (üzüntü veren hadise) dolayı mevkuf (tutuklu) olan kasan haklarında heyetin izamına kadar Divanı Harp ve İstiklâl Mahkemesi'nce- hiçbir muameleye tevessül (başlama) edilmemesi hususunun acilen mahalline bildirilmesini teklif ederim.

Dersim/ Hayri


REİS — Mahalline tebligat (bildirim)t ifa edilir.

ŞÜKRÜ B. (Karahisarı Sahib) — Heyetin adedi taayyün (belli olsun) etsin.

REİS — Müsaade buyurun efendim. Bunu tensip (uygun) buyuruyor musunuz? Tensip buyuranlar lütfen el kaldırsın... (Anlaşılmadı, sadaları)
Efendim Hasan Hayri Bey'in takriri üzerine, heyeti teftişiyle vazifesini ifa edinceye kadar Divanı Harp ve İstiklâl Mahkemelerince mevkuf(tutuklu) bulunanlar hakkında hiçbir muameleye tevessül edilmemesi(başlamaması) için mahalline tebligat icrasını kabul edenler lütfen el kaldırsın... Kabul edilmiştir"


Hasan Hayri Bey, Koçgiri hadisesinin mecliste tartışıldığı günlerde, kendisine söz sırası geldiğinde Koçgiri'de Sakallı Nurettin'in ve Topal Osman'ın tutumunu ağır bir şekilde eleştiriyor.  

Yetinmiyor, gençlik yıllarından itibaren yakından tanıdığı Mustafa Kemal'i doğrudan hedef alarak Koçgiri'de yaşananları haksız bularak karşı çıkıyor, protesto ediyor.  

Hasan Hayri Bey'den sonra kürsüye gelen Bursa milletvekili 'Hasan Hayri Bey'in sözlerinden dolayı özür dilemesini' söylemesi üzerine Hasan Hayri Bey, tabancasını çekerek kürsüye doğru gelince Bursa milletvekili, Mustafa Kemal'in bulunduğu kısma sığınıyor ve Mustafa Kemal'in korumaları Hasan Hayri Bey'e müdahale ediyor.

 
Mustafa Kemal-Hasan Hayri Bey ilişkisine ne oluyor?

Hasan Hayri Bey Koçgiri tedipi sırasında Ankara'dan yola çıkarak Sivas üzerinden Dersim'e giderken, bu sırada Sivas'ta Koçgiri hadisesinden dolayı yüz yirmi iki kişinin cezaevinde olduğunu öğreniyor ve derhal bu insanların bırakılmasını istiyor.

Hasan Hayri Bey'in bu talebi, doğrudan Ankara'ya bildiriliyor ve Mustafa Kemal buna tepki gösteriyor. Hasan Hayri Bey'in yakın akrabası Abbas Tan, şu anda hayatta olmayan amcası Süleyman Bey'den 2013'de öğrendiklerini aktarırken, Mustafa Kemal ile Hasan Hayri Bey arasındaki iplerin bu noktada kopmaya başladığını belirtiyor.

Nuri Dersimi, Sivas'ta tutuklu olduğu döneme ilişkin Hasan Hayri Bey ile olan anısını şöyle anlatıyor:

Bir aralık Sivas Valisi vaziyetimden kuşkulanmıştı. Ve Sivas merkezinde bulunduğum bir günde idareten beni jandarma dairesinde nezarethaneye aldırarak tevkif etmişti. Beni ziyarete gelen kardeşim Hıdır, Dersim mebusu Hasan Hayri'nin aynı günde Dersim'e mezunen (izinli) gitmek üzere Sivas merkezine geldiğini bildirmiş ve vaziyetimi Hasan Hayri Bey'e bildirmişti. Hasan Hayri Bey, bizzat nezarethaneye gelerek kapıya bir ayak tekmesi vurmuş ve kolumdan tutarak çıkarmış, nöbetçi Jandarma neferine de bir kart vermişti.

 

(Devam edecek...)

 

Kaynaklar:

1." Koçgiri nedir, ne değildir? Alişer, Koçgiri-Batı Dersim ilişkisi, Koçgiri de sadece tenkil mi oldu? … Celalettin Can, Independent Türkçe
2.Dilek Soıleau, "Koçgiri ve Dersim Kürt hareketliliği: Herkesin Bildiği Bildiği Sır: Dersim, Şükrü Aslan (der.), İstanbul: İletişim Yayınları, 2010, 
3. Nuri Dersimi, Hatıratım, Dam Yayınları, 1. Basım, İstanbul-2014
4.Martin Van Bruinessen, İletişim yayınları, 1992-İstanbul
5. Altan.Tan, Kürt Sorunu, Timaş, 2009-istanbul.
6.Yalçın Çakmak, "Dersim'in Kemalizm ile Rövanşı", Tunceli'nin Sesi, 28 Kasım 2011.
8.  TBMM Gizli Celse Tutanakları, 04.10.2021 Cilt 2, Ankara 87. TBMM Gizli Celse Tutanakları 6.10.2021, C:2, Ankara
9. Dilan Konak, Kangozade Hasan Hayri Bey'in Yaşamı ve Siyasi Faaliyetleri, Yıldız Üniversitesi, İİBF 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU