Son dönemeçte açılan "Öcalan kartı" sonucu etkiledi mi?

23 Haziran'ın hemen öncesinde Öcalan'ın yaptığı "tarafsızlık" çağrısının hedeflenenin aksine AK Parti'ye oy kaybettirdiği görüşü öne çıkıyor. Independent Türkçe Ali Çarkoğlu, Mesut Yeğen, İbrahim Uslu, Abdurrahman Kurt, Özer Sencar ve Murat Sarı'ya sordu

23 Haziran sonuçlarının açıklanmasıyla, çok sayıda HDP'li sokağa çıkıp kutlama yaptı / Fotoğraf: AFP

İstanbul’un "yeniden seçimi” için sandıkların kurulmasına tam da 3 gün kala geldi mesaj. Munzur Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kemal Özcan İmralı’ya gitmiş, PKK Lideri Öcalan ile görüşmüş, onun HDP tabanına yönelik mesajını getirmiş ve bunu da Anadolu Ajansı duyurmuştu. O mesaja göre Öcalan HDP tabanına "tarafsız kalın” diyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu hamle, seçimin son dönemecinde büyük tartışma yarattı. HDP, mesajın iddia edilen anlama gelmediğini ve “Demokrasi güçlerinin yanında olmaya” yani İmamoğlu’nu desteklemeye devam edeceklerini açıkladı. Aynı tarihte Kandil’den de benzer açıklamalar geldi.

Öcalan’ın mesajını Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözlerle değerlendirdi:

Bu süreç içerisinde Öcalan kendi iktidarını bunlara kaçırmak istemiyor. Demirtaş'a hesap sormaktan tutun da dağa hesap sormaya varıncaya kadar. Onların kendisine ihanet ettiği yönünde. Buna yönelik kesin tavırları var. Bu süreç içerisinde yaptığı açıklamada 'eğer siz beni destekliyorsanız, benim arkamda olan bir partiyseniz ne oraya ne şuraya değil siz kendi gücünüzü ortaya koymalısınız, herhangi bir yere değil kendi tarafsızlığınızı ortaya koymalısınız' diye bir şey. O anlaşılıyor.

Edirne’de tutuklu bulunan HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Öcalan’ın mesajından önce yaptığı “İmamoğlu'na destek" açıklamasının ardından son mesajını seçime 1 gün kala verdi. O mesaj da, hem seçim yasakları, hem de zaman darlığı nedeniyle yeterince tartışılamadı.

Demirtaş mesajında “İktidar savaşı ve benzeri şeyler bize yabancı ve yadırgatıcı söylemlerdir. Kimse bu türden gayrı ciddi söylemlere prim vermemelidir. Böyle bir polemiğin ve oyunun tarafı olmayacağımızı da belirtmekte fayda görüyorum” dedi. Bu mesajdan saatler önce ise Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan TRT’ye çıkıp İmamoğlu’nu eleştirmişti.

Cumhur ittifakının diğer ortağı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan mesajına tepkisi merak ediliyordu, o da şu açıklamayı yaptı:

İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çeken teröristbaşı anlaşılan odur ki, HDP’nin istismarına müdahale etmek, hatta önüne geçmek maksadıyla tarafsızlık çağrısı yapmıştır. Teröristbaşının mektubu HDP’nin vahim sapmasına, zillet ittifakına verdiği rezil desteğine itirazın, tepkinin ve bundan duyduğu rahatsızlığın eseri ve sonucudur.

23 Haziran’da sandıklar bu tartışmanın gölgesinde kuruldu. Sonuçta Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasında 800 binden fazla oy farkı oluştu.

Seçime 3 gün kala Öcalan’ın mesajının devletin ajansından yayınlanması, Erdoğan ve Bahçeli’nin bu mesaja yönelik açıklamaları Kürt seçmenin tercihini değiştirdi mi? Son dakika stratejisi, beklendiği gibi AK Parti-MHP bloğuna oy kazandırdı mı? Henüz oylara ilişkin ayrıntılı analiz ortaya konmamış olsa da, siyaset bilimciler ve stratejistler bu soruların yanıtlarının verildiği görüşünde.

"Hem iktidar, hem Öcalan itibar kaybı yaşadı"

MetroPOLL Araştırma’nın Genel Müdürü Özer Sencar, seçime 3 gün kala İmralı’dan getirilen mesajın hedeflenenin aksine hem iktidar kanadı hem Öcalan için itibar kaybına yol açtığı görüşünde.

3 gün kala gelen İmralı mesajının seçim sonuçlarına hiçbir etkisi olmadı. Daha doğru ifadeyle, iktidar lehine bir etkisi olmadı. Kürt seçmen son derece bilinçli bir seçmendir. Cezaevindeki bir insanın göndereceği mesajı doğru şekilde anlayacaklarını düşünüyorum. Bu mesaj, bu hamle Kürtlerin oylarının kaymasında bir faktör olmadı, olamazdı ama hem iktidarın hem de Öcalan’ın bu olaydan itibar kaybına uğradıklarını düşünüyorum. Çünkü amaç neydi, İmamoğlu’na giden oyların bir kısmını geri çekmekti. Böyle bir şey olmadı.

"'Kürt de olsa insandır'a varan tavır"

Eski Ak Parti Diyarbakır milletvekili Abdurrahman Kurt, AK Parti’nin 'son yıllarda kullandığı çelişkili, incitici dilin' hem HDP tabanı hem de muhafazakar Kürtlerde büyük öfke ve kırgınlık yarattığı tahlilini yapıyor. AK Parti'nin "MHP dili kullanarak" kaybettiğini söylüyor.

Sadece HDP tabanı değil, Kürtlerin büyük bölümünde yıllardır büyük bir kırgınlık, küskünlük var. HDP bunu görüp tavrını almıştı zaten. Öcalan’ın son anda ‘getirilen’ açıklaması, hatta Demirtaş’ın son açıklamasındaki biatı bile HDP tabanında ve Kürtlerin genelindeki kırgınlığı almaya yetmedi. Seçimden önce görüştüğüm pek çok HDP’li “Parti emretse bile gidip AK Parti’ye oy vermeyiz” diyorlardı. Bu büyük tepkinin altında Irak referandumundan bu yana devam eden incitici dil var. Muhafazakar Kürtlerin bile kırgınlığa itildiği, MHP dilinin kullanıldığı bir süreç var. 23 Haziran sonucu elbette sadece MHP ittifakıyla açıklanamaz ama yüzde 50’yi yüzde 10 diliyle yönetmeye çalışmak bir nedendir çünkü bu kırılma yarattı. Ben eminim ki, Öcalan'ın mesajından sonra HDP ‘Tarafsız kalacağız’ dese bile Kürt seçmen sandığa gidecek ve İmamoğlu’na oy verecekti. Çünkü AK Parti’ye ders verme duygusu vardı ve bunu HDP de engelleyemezdi, Öcalan da engelleyemedi.

Abdurrahman Kurt’a göre Öcalan hamlesi oy kazandırmaya yaramadığı gibi, AK Parti’de oy kaybına yol açtı.

MHP tabanı, daha ittifakın ilk yıllarından bu yana AK Parti’ye yeterince oy vermedi. Çünkü MHP tabanı Kürt siyaseti konusunda AK Parti’ye asla güvenmez. Bir tarafta bu var, diğer tarafta da AK Parti’de “Kürt de olsa insandır”a kadar varan ve duygudaşlığı yaralayıcı tavır var. AK Parti artık Kürtler için iyi olacak ne yaparsa yapsın, Kürtlerdeki bu kırgınlık kopuşa kadar gidecek derinliğe sahip çünkü “Her an kötü bir şey yapabilir” algısı yerleşmiş durumda.

"Son dakika hatası"

Siyaset bilimci Prof. Ali Çarkoğlu, Öcalan’ın mesajının hedeflenen sonucu vermediğinde hemfikir ancak bunun nedeni olarak zamanlamayı görüyor. “Seçmende bunları yorumlayacak zaman yoktu” diyor. Mesajı AK Parti-MHP bloğu açısından “Son dakika hatası” olarak yorumluyor.

Önce Öcalan arkasından Demirtaş’ın açıklaması… Bunlar yorumlamaya, uzun uzun tartışılmaya çok muhtaçtı ancak bunları yapabilmek için vakit yoktu. O zaman da en kolaycı yorumlar doğrudan seslendirildi. O da nedir? Bunun son çare olarak Kürt seçmeni elde tutmak, ya da İmamoğlu’na oy vermesini engellemeyi hedeflediği konuşuldu. Bu yorumlar da hem AK Parti hem MHP seçmeni açısından kolay yutulur bir şey değil. Dolayısıyla bir çaba var ama bu çaba istenen sonuca erdi mi? Hayır. Madem böyle bir çabaya girişilecekti, daha erken adım atılabilirdi denebilir ama bu da bence mümkün değildi, öyle bir arayış son anda ortaya çıkmış ve bu bir son dakika hatasıymış gibi duruyor. Nisan başından itibaren gelişen olaydı deniyor ama bence son dakikada yapılan bir hataydı.

Çarkoğlu, Öcalan mesajının 23 Haziran’a bir etkisi olmamakla beraber, önümüzdeki dönemde Türkiye siyaseti açısından önemli olacağı görüşünde. “Seçime etkisi olsa da olmasa da Türkiye seçim siyasetine Öcalan doğrudan müdahil olmuş oldu sonuçta” diyor.

"AK Parti'ye son dakikada pek de iyi bir akıl verilmediği ortada"

Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Mesut Yeğen ise, “Öcalan’ın mesajının bir etkisi olduysa bile bu milliyetçi AK Parti ve MHP seçmenini sandıktan uzak tutma yönünde olmuştur” yorumunu yapıyor.

Seçimler açıklanmadan önce yapılan kamuoyu yoklamaları zaten seçimlerin büyük farkla İmamoğlu lehine sonuçlanacağını gösteriyordu. Dolayısıyla oluşan fark Öcalan’ın mesajıyla izah edilemez ama ‘Bu açıklama seçim sonuçlarına etki etmedi’ de diyemeyiz. Öcalan’ın çağrısından HDP seçmeninin etkilenip kararını değiştirdiğini söylemek mümkün görünmüyor. Olmuşsa bile milliyetçi AK Parti ya da MHP’li seçmeni sandığa gitmekten alıkoymuş olabilir. İmamoğlu-Yıldırım ortak yayınından sonra bir çaresizlik hissedilmiş ve o sırada da AK Parti’nin bazı akıl verenlerinin bu ‘orijinal’ fikri ortaya atmış olmaları muhtemel. Ama pek de iyi bir akıl verilmediği ortada. Her durumda, Öcalan hamlesinin seçime etkisi olmuşsa da niyet edilenden farklı, aksine bir etkisi olmuştur ve bu da küçük bir orandır. 

"AK Parti'nin projesi çöktü"

Kamuoyu araştırma şirketi ANAR’ın Genel Müdürü İbrahim Uslu, analizini Kürt nüfusun yoğun olduğu ilçelerdeki verileri baz alarak yapıyor. Esenyurt, Esenler, Bağcılar gibi ilçelerde hem sandığa gitme oranının, hem de İmamoğlu’nun oylarının arttığını hatırlatıyor. 

Bu etkinin tamamının Kürt seçmenden kaynaklandığını varsayamayız ama AK Parti’nin muradı olan, haftalarca hazırlandığı projenin hiçbir işe yaramadığını hatta çöktüğünü söyleyebiliriz. Çünkü, Öcalan ile ilgili süreç son üç gün başlamadı, birkaç ay önce başladı. Öcalan’a çözüm sürecinde bile sağlanmayan bir hak sağlandı ve avukatla görüşme olanağı verildi. Amaç bu görüşmelerle mesafe almaktı. Bu olmayınca devreye kimsenin tanımadığı bir akademisyen sokuldu. Burada hem HDP’ye oy veren Kürt seçmen hem de muhafazakar Kürt seçmen açısından farklı etkiler yaratmak amaçlanmıştı ama ikisi de olmadı.

"Siyasi sürece terörist dahil edildi"

Konsensus Araştırma’nın Başkanı Murat Sarı ise Öcalan hamlesinin Ekrem İmamoğlu lehine gelişen bir sürece dönüştüğü görüşünde. “AK Parti’nin kaybetmesinin nedenlerinden biri de budur işte, beka ile başlayıp Öcalan’a giden yoldur” diyor.

İmamoğlu’nun kazanacağı 31 Mart’ta belliydi zaten ama aranın bu kadar açılmasının nedenlerinden biri de işte bu politika. Bu çelişkili politika kaybettirdi. AK Parti ve MHP açısından korkunç bir paradoks oluşturdu. Sonuç hem cumhur ittifakı hem Türkiye açısından yanlış oldu. Bir terörist siyasi sürece dahil edildi.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU