Neo-Yehovacılığın temelleri: Süleyman

Umut Ataseven Independent Türkçe için yazdı

Görsel: İrkilata

Süleyman'ın elinde bulundurduğu güç, onu her ne kadar monarşist bir görüntüye kavuşturmuş olsa da pek çok devlet gibi o da totaliter bir rejim benimsemişti.

Yıllardır baskısı altında kaldığı klasik rejim modellerinden dolayı kurduğu yeni devlet modeliyle diğer tek adam rejimlerinden keskin bir biçimde ayrılır.  

Antik İsrail milleti monarşiyi inşa ederken dayanabileceği yahut güvenebileceği sağlam bir temelleri ne yazık ki bulunmamaktaydı.

Gelenekselcilikten öteye gitmeleri de pek mümkün görünmeyen, buna rağmen ısrarla monarşi rejimini benimsemeleri ilerleyen dönemlerde mabet çevresi aydınlarını da rahatsız edecekti. 
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kim ne derse desin Süleyman'ın monarşiyi ilan etme girişimi tam bir hüsranla karşılanmış, halk bu girişimin başarısız olacağında en başından beri hemfikir idi.

Süleyman'ın dayatmacı iktidarına karşın gelenekselci İsrailliler, krallarının karizmatik bir lider olabileceğine olan inancı da yitirmişlerdi.

Çok daha eski devirlerde arkaik devirlerin İsrail'e olan etkisi Süleyman devrinde henüz etkisini yitirmemişti ki; buna karşın bu etkinin Süleyman için ne anlam ifade ettiği de son derece mühim bir hadise olarak gündemi sık sık meşgul ediyordu.

Monarşiden imtina eden; ancak bu sebeple ata kültlerine de göz kırpan Süleyman'ın merkez teşkilatını kurması için mutlak surette bir tapınağa ihtiyaç duymaktaydı.

Fenikeli Mimarların gazabından çekinen Süleyman hiç tereddüt etmeden bu fikrini Fenike kralına iletmiş ve şüphesiz kabul almıştır. 
 

1.jpg
Görsel: People of Ar

 

İktidarının ilk devirlerinde Kitab-ı Mukaddes'te yer alan bazı ahlaki davranışları şiddetle reddetme girişiminde bulunmuş ve şüphesiz bu girişimi pek çok kesim tarafından topa tutulmuştur.

Sahip olduğu ahlaki yapısı kutsal kitaba aykırı olduğu da yine Kitab-ı Mukkades tarafından doğrulanır.

Davud döneminde sadece Kudüs ve çevresini etkisi altına alan anti-Yehovacı davranışların benimsenmesi Süleyman devrine gelindiğinde çok daha uzak memleketlere kadar taşınmıştı bile.

Davud'un etkisinde yeşeren antik Yakındoğu gelenekleri Süleyman devrine gelindiğinde etkisini arttırarak anti-İsrailistler olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır.

Süleyman'ın bu tavırları ve tutumları dönemin bilge yazarlarından Sirak'ın dikkatinden kaçmamış ve onu İsrail kralları listesi dışında tutmuştur.

Sirak'ın bu davranışı Süleyman için pek de bir anlam ifade etmediği gibi Sirak'ın Yahudiler aleyhinde yazıp çizdikleri nedeniyle saygı görmesi epeyce uzak bir konudur.

Özetle ifade etmek gerekir ki, Davud ve Süleyman tanrının sözlerine karşı çıkan ve onun ahlaki kurallarını reddeden iki despot olarak anılırlar…
 

2.jpg
"Alle Weissheit ist bey Gott dem Herrn..." Sirak Kitabı'nın 1654'teki Alman çevirisinin başlangıç bölümü: "Bütün bilgelik Tanrı' dandır, Sonsuza dek O'nundur."

 

Geç tunç çağını hatırlarsak eğer o devirlerde çizilen devlet modelleri daha çok paganist özellikleri ihtiva ederken bu ekseriyette kabul gören antik Yakındoğu tanrı ve tanrıçaları tapınmaya değer bulunur.

Süleyman'ın iktidarı de tıpkı tunç çağı devri gibi paganist yapısıyla siyaseti epeyce bir ısındırmıştır. Yehova her nasıl ki tapınmaya layık bulunsa da anti-İsrailistler bu konun tartışmaya açılmasında hem fikirlerdi.

Süleyman'ın kurmak istediği devlet modeli tam manasıyla ne anlam ifade ettiği konusunda endişelerimizi arttırsa da onun çizmek istediği liderlik portresi çok daha başka bir hal almış ve merkezi idareyi elde tutmak maksadıyla toplumda söz sahibi olan epeyce hahamı sürgüne göndermekten çekinmemiştir.

Onun bu girişimi mevcut sisteme bir başkaldırış yahut ortadan kaldırmaya yönelik olmamış bu hahamların yerine kendisiyle koordineli çalışacak din adamlarını atamıştır. 


Kendisinin sıkı bir takipçisi olan Süleyman ona bıraktığı mirasa sahip çıkmak maksadıyla Davud'u yüceltmek adına Ahid Sandığının korunmak için onun üzerine bir tapınak inşa ettirmek istemiştir.

Onun bu isteğini karşılamak maksadıyla Fenike kralının kapısını çalar ve ondan mimarlar ithal etmek istediğini beyan eder ve olumlu karşılık alır.

Antik Yakındoğu coğrafyasında aynı amaca hizmet eden onlarca tapınağa rastlamak mümkünken İsrail'de ilk kez bir tapınağın yaptırılacak olması oldukça heyecan uyandırmıştı.

Süleyman, iktidarını buradan idare edecek;  siyasal bir dinin de temellerini yine buradan atacaktı.

Tüm antik zamanların aynı mimari özellikleriyle dikkate değer bulunan bir pagan tapınağı inşa ettirmek oldukça cesaret isteyen bir durum olurken sarayın içerisine tapınmak maksadıyla bir Yehova heykeli diktirme cesaretini elbette gösteremedi.

Her ne kadar Yehova'nın tahtı olarak anılsa da ona bu tahta layık gören bir İsrail halkı bulmak oldukça zahmetli bir işti. 
 

3.jpg
Fenike Kralı Hiram

 

Sözde Yehova'nın tahtından Antik İsrail devletini idare edecek olan Süleyman'ın saray içerisindeki birçok geleneklerin ve sunumların Kenanilerden alıntılandığını söylemekte fayda var.

Öze dönüş mü yoksa özden dönüş mü bilinmez ama arkaik dönemde Kudüs topraklarındaki tüm pagan kültürleri bu saray içerisinde baş göstermeye yeltenmiş ve Süleyman bu durumdan oldukça hoşnuttu.

Bu pagan geleneklerinin saray içerisinde zuhur ettiğini Fenike-Kenani kaynaklarında da rastlamak mümkündür.

Paganist model ile inşa edilen bununla da yetinmeyip sarayın dört bir yanına bu kültürü dayatan birçok objeyi görmek mümkündür.

Süleyman'ın mutlak surette böyle bir amacı mı vardı yoksa çağın gerektirdiği şekilde mi inşa ettirdiği bu iktarında Yehova'nın yeri neresiydi elbette teyide muhtaçtır.

Yehovacılık diye anılan bu inanç sistemi yerini Neo-Yehovacılığa bırakmış ve bu anlayış çok geç dönemlere kadar etkisini sürdürmüştür. 

 

Devam edecek…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU