Caddebostan sahillerine vuran kırmızı yosunlar

Prof. Dr. Mustafa Öztürk Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Algler, okyanusta önemli bir yaşam formudur. Kırmızı deniz yosunları, kıyı ekosistemlerinin temel bileşenleridir.

Kırmızı algler, dünyanın tüm denizlerinde dipte ve sert yüzeylere bağlı olarak bulunur.

Kırmızı yosunlar, Rhodophyta filumundaki protistler veya mikroskobik organizmalardır ve basit tek hücreli organizmalardan karmaşık, çok hücreli organizmalara kadar uzanır.  

7 binden fazla kırmızı yosun türünün çoğu (tür bakımından en zengin deniz makrofitleri grubunu temsil eder), şaşırtıcı olmayan bir şekilde kırmızı, kırmızımsı veya morumsu renktedir. 

Genellikle kırmızı algler yeşil alglere kıyasla daha yavaş büyür ve hem aseksüel hem de cinsel olarak çoğalırlar.

Çoğu kırmızı algler, karbonlarını glikojen olarak depolar. Glikojen, çok sayıda yan dalı olan uzun bir glikoz molekülleri zinciridir.

Koralin algleri gibi bazı kırmızı algler, hücre duvarlarında kalsiyum karbonat biriktirir. Bu onların yenmesini engeller ve onlara güç ve destek verir. Bu algler, mercan resiflerinin büyümesine önemli bir katkı sağlar.

Bazı kırmızı alg türleri, kayaların ve diğer sert yapıların üzerinde ince bir hasırda büyüyebilir ve bu formda büyüdüklerinde kabuklu olarak adlandırılır.

Kırmızı alglerin dik koralin ve kabuksu formları, dalga hareketine ve erozyona direnecek kadar güçlü büyük tortul yapılar oluşturmak için mercan iskeletlerini bağlar ve doldurur.

Marmara Denizi'nde sahillere vuran kırmızı yosunun türü, etkileri ve zararlı olup olmadığı incelenmeli ve tespit edilmeli.

Tüm algler enerjilerini güneşten fotosentez yoluyla alırlar, ancak kırmızı algleri diğer alglerden ayıran bir şey, hücrelerinde hareket için kullanılan ve bazen duyusal bir işleve hizmet eden hücrelerden gelen uzun, kırbaç benzeri çıkıntılardan yoksun olmalarıdır.

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde, bitkiler gibi fotosentez için klorofil kullanmalarına ve bitki benzeri hücre duvarlarına sahip olmalarına rağmen teknik olarak bitki değildirler.

Arıtılmamış atıksular, vahşi tarım uygulaması ve hayvan çiftlikleri atıksuları sonucu kirletilen Marmara Denizi'nde istenmeyen biyolojik faaliyetler (müsilaj, alg patlaması, oksijensizlik), iklim değişikliğinin etkisiyle daha sık ve şiddetli olmakta.  


Kırmızı yosun rengini nasıl alır?

Alglerin çoğu yeşil veya kahverengidir. Ancak kırmızı algler, klorofil, kırmızı fikoeritrin, mavi fikosiyanin, karotenler, lutein ve zeaksantin dahil olmak üzere çeşitli pigmentler içerir.

En önemli pigment, kırmızı ışığı yansıtarak ve mavi ışığı emerek bu alglere kırmızı pigmentasyonlarını sağlayan fikoeritrindir.

Phycoerythrin, mavi ışığı emer ve enerjiyi toplar ve kırmızıyı yansıtır, bu da alglere daha derin suda yaşama avantajı verir.

Bununla birlikte, daha az fikoeritrin içerenler, diğer pigmentlerin bolluğu nedeniyle kırmızıdan daha yeşil veya mavi görünebileceğinden, bu alglerin tümü kırmızımsı bir renk değildir.


Habitat ve dağılım

Kırmızı algler, kutup sularından tropiklere kadar dünyanın her yerinde bulunur ve genellikle gelgit havuzlarında ve mercan resiflerinde bulunur.

Ayrıca, diğer bazı alglerden daha derinlerde okyanusta hayatta kalabilirler. Çünkü fikoeritrinin diğer ışık dalgalarından daha derine nüfuz eden mavi ışık dalgalarını emmesi, kırmızı alglerin daha derinlerde fotosentez yapmasına izin verir.

Kırmızı Alglerin Sınıflandırılması

  • Krallık: Protista
  • Filum: Rhodophyta

Kırmızı alg türlerinin bazı yaygın örnekleri arasında İrlanda yosunu, dulse, laver (nori) ve mercan algleri bulunur.


Kırmızı yosun davranışları

Coralline algler, tropikal mercan resifleri oluşturmaya yardımcı olur. Bu algler, hücre duvarlarının etrafında sert kabuklar oluşturmak için kalsiyum karbonat salgılar.

Mercana çok benzeyen dik koralin algleri olduğu gibi, kayalar gibi sert yapılar ve deniz tarağı ve salyangoz gibi organizmaların kabukları üzerinde bir örtü gibi büyüyen kabuklu formlar da vardır.

Koralin algleri genellikle okyanusun derinliklerinde, ışığın suya nüfuz edebileceği maksimum derinlikte bulunur.


Kırmızı alglerin doğal kullanım alanları

Kırmızı yosunlar tekniğine uygun olarak hasat edilirse çevreye zarar vermez.

Kırmızı algler, balıklar, kabuklular, solucanlar ve karındanbacaklılar tarafından yenildikleri için dünya ekosisteminin önemli bir parçasıdır.

Örneğin yüksek vitamin ve protein içeren ve önemli besin kaynağı olan Nori, suşide ve atıştırmalıklarda kullanılır.

Japonya'da nori ekimi, 300 binden fazla kişiye istihdam sağlayan büyük bir endüstridir. Rengi kırmızı veya koyu kırmızı olan nori, kurutulduğunda koyu veya siyahımsı, pişirildiğinde ise yeşil olur. Nori suşi yapımında kullanılır ve çorbalara, salatalara, çorbalara, mezelere ve ekmeklere eklenir.

Kırmızı algler, özellikle nori (Pyropia ve Porphyra türleri) doğrudan insan tüketimi için kullanılmakta ve piyasa değeri yılda 1,3 milyar ABD Doları'dır.

İzlanda denizlerinde en yaygın olarak hasat edilen yenilebilir kırmızı alglerdir. İrlanda yosunu veya karagenan, puding dahil gıdalarda ve fındık sütü ve bira gibi bazı içeceklerin üretiminde kullanılan bir katkı maddesidir.

Kırmızı algler, vitamin, mineral, zengin bir kalsiyum, magnezyum ve antioksidan kaynağı oldukları için binlerce yıldır besin kaynağı olarak kullanılmakta.

Sağlıklı dolaşımı sistemini teşvik etme, kötü kolesterolü düşürme ve kan şekeri seviyelerini düzenleme yeteneklerine sahip oldukları için diyet lifi kaynaklarıdır.


Agar üretimi 

Kırmızı algler doğru hasat edilirse gıda katkı maddesi olarak kullanılan jelatinimsi maddeler olan agarları üretmek için bilim laboratuvarlarında kültür ortamı olarak kullanılır. Kırmızı algler laboratuvarlarda yoğun olarak kullanılan agar üretiminde kullanılır. 

Kırmızı yosun kozmetik sanayinde kullanılabilir. 

Kırmızı algler kalsiyum açısından zengindir ve bazen vitamin takviyelerinde kullanılır.

Marmara Denizi'nde neresinde kırmızı yosunun ne kadar oluştuğu verileri çerçevesinde hasat edilecek miktar ortaya çıkartılır. Böylece kırmızı yosunun hasadı yapılabilir ve ekonomiye kazandırabilir. 


Fırtınalı havalar ve kırmızı yosunların sahillere vurması 

Marmara Denizinde fırtınalı havalarda kırmızı yosun karaya vurmakta. 

Birçok alg, hem suyu kirleten hem de yüzeye çıktıklarında havaya karışan toksinler üretir. Bu toksinler deniz memelileri, kuşlar ve kaplumbağalar için zararlıdır. 

Özellikle Marmara Denizi'nde kasım-şubat ayları arasında fırtınalı havalarda kırmızı yosunlar karaya vurmakta. Bir kısmı ise denizde kalmakta.

Denizde ölü olarak kalan kırmızı yosun bozulduğunda ortamın çözünmüş oksijenini tüketir. Yosunlar öldüğünde, bakteriler gibi mikroplar için bir gıda haline gelirler.

Bu mikroplar, hayvanlar gibi oksijene ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle mikroplar ölü alglerle beslendikçe çoğalırlar ve deniz ortamındaki oksijenin çoğunu tüketirler.

Bu da, su altında nefes alan balıklar, deniz memelileri, deniz kuşları ve diğer canlılar için çok az şey bırakır. Denizde oksijen tükendiğinde, balıklar toplu halde ölebilir.

Diğer yandan denizlerde kırmızı yosunlar öldüğü ve zamanında temizlik yapılmadığı zaman kırmızı yosunların çürümesi sonucu ciddi koku kirliliği oluşur.

Gerekli önlemler zamanında alınmaz ve ölü kırmızı yosunlar zamanında süpürülmezse çürümüş yosunların koku kirliliği 1,6 km mesafeye kadar etkili olabilir. 
 

 

1-.jpg
Resim 1. Caddebostan sahillerinde kırmızı yosun 

 

Her yıl kasım-şubat ayları arasında, fırtınalı havalarda, Marmara Denizi'nde karaya vuran kırmızı yosunlar, Kadıköy-Kartal sahilleri arasında görülmekte.

Ağırlıklı Caddebostan sahillerinde fırtına sonucu sahillere vurmakta.

İklim değişikliğinin ve kirlenmenin etkisiyle fırtınalı havalarda Marmara Denizinde karaya vuran kırmızı alg daha sık aralıklarla görülmekte. 
 

2.jpg
Resim 2. Caddebostan sahillerine vuran kırmızı yosunlar

 

Marmara havzasında atıksular ileri kademe arıtılmadığı ve Marmara Denizi iklime dirençli hale getirilmediği sürece deniz suyunda kötüleşmeler ve afetler artarak devam edecektir.

Şiddetli rüzgarlı havalarda kırmızı yosunların sahillere vurduğu yerlerden derhal toplanmalı, uzaklaştırılmalı ve kompost üretiminde hammadde olarak kullanılmalı.

Denizdekiler ise deniz süpürge araçları ile süpürülmeli. Aksi halde sahillerde koku kirliliği oluşabilir ve balıklar ölebilir.

Sahillere vurduğu yerlerden toplanan ve deniz süpürge araçları ile süpürülen kırmızı yosunlar önemli oranda karbonhidratlar, fosfor ve protein içerdiği için önemli kompost üretim hammaddesi olarak kullanılabilir.

Karaya vuran kırmızı yosunlardan numuneler alınarak türü ve tehlikelilik durumu tespit edilmeli. 

Kıyıya vuran kırmızı yosunlardan salımlanan aerosoller öksürme, hapşırma veya yırtılma gibi solunum rahatsızlıklarına neden olabilir.

Fırtınalı havalarda kırmızı yosunların karaya vurduğu yerlerde yürüyüş yapılmamalı. Yapılıyorsa maske takılmalı.

Kırmızı yosun çürüdüğü zaman oluşan koku kirliliği gözleri, burnu ve boğazı tahriş edebilir. Astım gibi kronik solunum problemlerine neden olabilir. 

Kırmızı yosunların vurduğu sahillerde amfizem veya astım gibi ciddi solunum rahatsızlıkları olan kişilerin özellikle dikkatli olması gerekir. 

Karaya vuran bazı toksin olan kırmızı algler, deniz kuşlarının tüylerindeki su geçirmezliği kaybetmelerine ve ölümlerine neden olan bir köpük bile üretebilir.
 

 

3-.jpg
Resim 3. Karaya vuran kırmızı yosunlar ve yürüyüş yapanlar

 

Kırmızı yosunlar kıyıya ulaşmadan önce tespit etmek ve tahmin etmek için uydulardan gelen gözlemler kullanılmakta.

Bu şekilde, yönetimler kırmızı yosunların sağlık ve çevresel etkilerini planlamaya daha iyi hazırlanmakta.


Kıyılara kırmızı yosunların vurduğu yerlerde deniz ürünleri yenebilir mi?

Kırmızı yosunların vurduğu sahillerde ticari olarak yakalanan deniz ürünlerinde (yerel restoranlarda ve marketlerde bulunan deniz ürünleri dahil), bir tür toksin olan Karenia (K.) Brevis algler, yakından izlenmeli ve güvenli olanlar yenebilir.

K. brevis alg toksinleri ile kontamine olmuş kabuklu deniz hayvanlarının tüketimi Nörotoksik Kabuklu Deniz Zehirlenmesine (NSP) neden olabilir.

Düşük seviyelerde bile, toksin K. brevis diğer alg türleri ile etkileşime girerek genel olarak kıyılara vuran kırmızı algleri kötüleştirebilir.

NSP semptomları, genellikle kontamine kabuklu deniz hayvanlarını yedikten birkaç saat sonra ortaya çıkar ve birkaç gün sürer.

Semptomlar şunları içerebilir: mide-bağırsak rahatsızlığı, sıcak ve soğuk duyumlarının tersine çevrilmesi, baş ağrısı, titreme ve genel kas güçsüzlüğü.

Kırmızı alglerin vurduğu kıyılarda ölü balıklar kesinlikle yenilmez. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU