Üç cephede 'iyi savaş' arayışı

En güçlü termometre, yani istikrarlı finans piyasaları, beklenen savaş senaryolarından şimdiye kadar olumsuz etkilenmemiş olsa da dünya, olup bitecekleri ciddiyetle ve ilgiyle takip edecektir

Fotoğraf: Twitter

Siyaset ve ekonomi dünyasında bilinen bir kural vardır. Bu kural şöyle der; ne zaman ekonomik koşullar daralır ve zorlaşırsa, ekonomiyi canlandırmak, çabaları birleştirmek ve enerjileri yoğunlaştırmak için her zaman 'iyi bir savaş' arayın.

İyi bir savaş ani ekonomik büyüme sağlar, hem ekonomiyi hem de siyaseti kurtarır. Bilhassa küresel piyasaları felç edebilecek büyük ekonomik enflasyonun ışığında, bu senaryoyu oldukça mümkün kılabilecek savaş davullarının ritmindeki artışla birlikte bugünlerde bu yönde yükselen sesler var gibi görünüyor.

Bu, yıkıcı korona salgını krizlerinin zorluklarını ve kötü sonuçlarını daha da ağırlaştırıyor. Bugün, aşı dozlarında arzu edilen toplumsal bağışıklığın sağlanması için gereken yüzdeye ulaşılamaması nedeniyle sağlık alanında bocalayan bloklar olan ABD ve Batı'daki müttefiklerinin ekonomisi esas olarak bundan şikayetçi.

Toplumsal bağışıklığın sağlanamaması göz ardı edilemez biçimde açıkça ekonomik performansa yansıyor.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu bağlamda, şimdi karar alma koridorlarında, uzman araştırma merkezlerinde, saygın ve ciddi medya kuruluşlarında, bahsettikleri hızlı 'iyi savaşın' yeri olması muhtemel üç cephe hakkında konuşuluyor.

Bunların ilki, İran ile Batı kampı arasındaki nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmanın şartlarına uymaması nedeniyle İran'a karşı hızlı bir askeri saldırıdır. Açıklandığına göre, nükleer reaktörler sistemiyle ilgili endüstriyel sektörlere yönelik özel bir askeri saldırı olacaktır.

Tabii ki, Çin'in Tayvan ile yaşadığı kriz de konuşulanlar arasında. Çin'in Tayvan semalarına ve savunma sınırlarına yönelik artan ihlalleri, bir yanda Tayvan ile müttefikleri, diğer yanda Çin arasında olası bir askeri çatışmayla sonuçlanabilir.

Ancak son zamanlarda sürekli konuşulan en sıcak cephe, Rusya ile Ukrayna arasındaki olası yüzleşmedir. Pek çok Amerikalı ve Avrupalı ​​yetkilinin Ukrayna'ya herhangi bir Rus askeri saldırısı veya Rus askeri işgali durumunda açık ve sınırsız destek konusunda peş peşe yaptığı açıklamalar hiç kimse için bir sır ya da giz değildir.

Ukrayna sınırlarında, bazı bilgilere göre 100 bini aşan, tam teçhizatlı ve silahlarla donanmış, her an Ukrayna'ya doğru hareket geçmeye hazır devasa askeri yığınakların varlığı göz önüne alındığında, bu, haklı bir hipotezdir.
 

Güvenlik ve askeri uzmanlar ve analistler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali hipotezinin oldukça geçerli ve gerçekleşebilir bir konu olduğuna inanıyorlar.

Çünkü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kişiliğini, eski ABD Başkanı Barack Obama ile yaşadığı deneyimde olduğu gibi üzerine atılmak için rakibinin zayıflığından yararlanan Sovyet istihbarat geçmişinden gelen düşünce tarzını biliyorlar.

Obama, Rusya'nın müttefiki Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ı 'kırmızı çizgisi' olduğu ve halkına karşı kimyasal silah kullanması halinde güçlü bir askeri cezaya maruz kalacağı konusunda tehdit etmişti, ama bu tehdit gerçekleşmedi.

Putin, Obama'nın zayıf olduğunu ve hiçbir tehdidini yerine getiremeyeceğini gösteren bu sinyali aldı. Birkaç ay sonra, Ukrayna'nın bir bölgesine saldırdı ve işgal etti.

Bu işgal, ABD'nin gerçek ve ciddi bir cezası ile karşılaşmadan bugüne kadar devam ediyor. Bugün zayıf bir Amerikan yönetiminden aynı sinyali alan Putin, bu durumu fırsata çevirerek Obama döneminde Ukrayna'ya karşı giriştiğine benzer bir askeri operasyona girişebilir.


Bu senaryo gerçekleşirse önemli boyutları olacaktır ve tabii ki, Rusya açısından petrol piyasalarının istikrarına yönelik bir tehdit taşımaktadır. Zira Rusya, bu emtia piyasasında önemli ve etkili bir oyuncu, önemli bir üretici ve büyük bir tedarikçidir.

ABD'nin Rusya'yı tehdit ettiği yaptırımlardan biri ise onu dolar ekonomisi sisteminden tamamen çıkarmak, bu durumda Rusya, petrolünü ve diğer tüm emtialarını satmanın başka bir yolunu aramalı, fiyatlandırma veya tahvillerde ABD para birimi olan dolar dışında kullanacağı bir araç bulmalıdır.

Bu elbette onun için çok büyük bir sıkıntı ve açmaz oluşturacaktır, çünkü o zaman geleneksel uluslararası ekonomik sistemin de dışında kalacaktır.
 


Ukrayna sorunu nedeniyle Rusya ile şu anda karşı karşıya gelinmesi sahnesiyle, geçen yüzyılın altmışlı yıllarında Sovyetler Birliği ile ABD arasında yaşanan ve Küba'daki 'füze krizi' olarak bilinen sahne arasında pek çok benzerlik var.

Ancak bugünkü sahne biraz farklı; ABD yönetimi, üç önemli alanda nüfuzunun gücünü belirleme konusunda bir meydan okumayla karşı karşıya bulunuyor.

Bu 3 bölge; Ukrayna ile Rusya meselesinde Avrupa sınırı, Çin'in nüfuz bölgesi ve geleneksel müttefiki Tayvan'ın korunması ve tabii ki İran tehdidi, Tahran'ın nükleer bomba elde etme ihtimali ve bunun Ortadoğu'daki geleneksel müttefiki İsrail karşısında dengeleri bozmasıdır.


En güçlü termometre, yani istikrarlı finans piyasaları, beklenen savaş senaryolarından şimdiye kadar olumsuz etkilenmemiş olsa da dünya, olup bitecekleri ciddiyetle ve ilgiyle takip edecektir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU