Sıcak parası olmayan ülkeye yatırımcı gelir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha fazla dolaylı yatırım çekebilecek yüksek faiz politikasından vazgeçtiklerini duyurdu. Peki dolaylı yatırımın azaldığı ortamdan doğrudan yatırımlar nasıl etkilenir?

Fotoğraf: AP

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hafta başında TRT yayınında yaptığı konuşmada Türkiye'nin bundan sonrasında izleyeceği ekonomi patikasını şöyle açıkladı: 

"Yeni ekonomi modeliyle, yüksek faiz verecek sıcak para çekme politikasını elimizin tersiyle itiyoruz. Düşük faizle, üretimi ve ihracatı destekleyeceğiz."

Erdoğan'a göre faiz, maliyet enflasyonu yaratıyor ve sanayicinin önündeki en önemli engele dönüşüyordu.
 

erdoğan trt aa
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT ortak yayınında gündeme dair açıklamalarda bulundu/ Fotoğraf: AA


"Biz ülkemizi, fırsatını bulduğunda hemen kaçıp gidecek sıcak paranın cenneti haline dönüştürmek yerine kalıcı kazanımlarla sonuçlanacak yatırımlara kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz" diyen Erdoğan, yatırımcılara çağrı yaptı: 
 

Türkiye'nin güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık zamanıdır. 

Nitekim son dönemde Türkiye ekonomisinin sunduğu bu fırsatları gören önemli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz. 

Türkiye'ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır.


Erdoğan'ın bu açıklamasından sonra ilk hamle ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan (TCMB) geldi. 

2014'ten bu yana ilk kez döviz satışı gerçekleştirdiğini duyuran TCMB, 2 Aralık'ta yatırımcılarla bir toplantı gerçekleştirdi. 

"İhracatı artıracak ve ithalatı sınırlayacak uygulamaları ve politikaları önemli görüyoruz" diyen Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, rezervleri artırmaya kararlı şekilde devam edeceklerini ve mevcut para politikası duruşunun birikimli etkilerinin 2022 yılının ilk yarısında gözlemleneceğini aktardı. 

Net rezerv, 41 milyar dolardan 24 milyar dolara geriledi

Peki Türkiye'de rezervler, doğrudan ve dolaylı yatırımlar ne seviyede?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın verilerine göre 26 Kasım ile biten haftada brüt rezervler, 128 milyar dolardan 126,4 milyar dolara geriledi. 

Net rezervler 24,7 milyar, swap hariç net rezervler ise eksi 36,2 milyar dolar seviyesinde. 2019 sonunda net rezervler, 41 milyar dolar seviyesindeydi. 

Türkiye'ye yatırımlar ne durumda?

"Yatırımlar" başlığını ikiye ayırmak mümkün: Doğrudan ve dolaylı yatırımlar.

Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, "Kendime Yazılar" adlı sitesinde dolaylı yatırımları, "hisse senedi, tahvil alımı gibi yollarla gerçekleştirilen portföy yatırımları" olarak açıklıyor. 

Ağırlıklı olarak çok uluslu şirketler tarafından yapılan doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) ise üretime yönelik oluyor.

Yabancı bir firmanın Türkiye'de fabrika kurması, bir şirketi satın alması, ortak olması, mevcut bir firmanın sermayesinin artırılması, bu tip yatırımlara örnek verilebiliyor.

Ayrıca, portföy yatırımlardan farklı olarak uzun vadeli olan DYY'lerde yatırım yapan firma, yatırım yaptığı firmaya, teknolojisini, işletmecilik bilgisini ve kontrol yetkisini taşıyabiliyor. "Sıcak para" kabul edilen dolaylı yatırımlarda ise ülkeye yalnızca döviz girişi oluyor. 

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin verilerine dayandırdığı raporuna göre Türkiye'ye yönelik doğrudan yabancı yatırımlar şu şekilde: 

  Doğrudan Yabancı Yatırımlar ($)
2010  9 milyar 86 milyon
2011 16 milyar 142 milyon
2012 13 milyar 284 milyon
2013 13 milyar 463 milyon 
2014 12 milyar 972 milyon
2015 18 milyar 976 milyon 
2016 13 milyar 651 milyon
2017 10 milyar 965 milyon
2018 12 milyar 940 milyon
2019 9 milyar 290 milyon
2020 7 milyar 880 milyon


Yukarıdaki tabloya göre doğrudan yatırımlar 2020'de, 2010'daki seviyenin de altına geriledi.

Doğrudan yabancı yatırımlar 2015'ten bu yana yüzde 58, 2019'dan beri de yüzde 15 azalmış durumda. 

Türkiye'ye doğrudan yatırımların 2020 sonunda artış gösterdiğini ifade eden UNCTAD, bu durumunda daha derin kayıpların önüne geçtiğini belirtti. 

Türkiye'nin özellikle yazılım ve bilgi ve iletişim teknolojileriyle ilgili serbest bölge programını genişlettiğini söyleyen UNCTAD, Ford'un 2,6 milyar dolara Kocaeli'nde bir ticari araç ve batarya montaj fabrikası kurma kararını buna örnek gösterdi. 

Yabancı yatırımcı hisse satın almayı bıraktı, hisse satmaya başladı

Dolaylı yatırımlara bakıldığında ise 26 Kasım'da biten haftada, yabancı yatırımcı 65 milyon dolarlık hisse satışı gerçekleştirdi ve beş haftadır devam eden "net alıcı" serisi son buldu. Yani beş haftadır Türkiye'den hisse alan yatırımcılar, ellerindekini satmaya başladı. 
 


Yukarıdaki grafikte mavi çizgi, yurt dışında yerleşiklerin elindeki hisse senedini, siyah çizgi ise yine yabancı yatırımcının elinde tuttuğu tahvil miktarını gösteriyor. 

Grafikten de görüldüğü gibi Eski Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın görevden alındığı yerine Naci Ağbal'ın geldiği ve faizlerin yükseltildiği Kasım 2020-Mart 2021 tarihi arasında yabancıların, hisse senetlerine de tahvillere de ilgisi artıyor. 

Ancak Ağbal'ın da görevden alınıp Şahap Kavcıoğlu'nun getirildiği tarihten itibaren yeniden düşüş başlıyor. Düşük faiz patikasına girilen eylülden itibaren ise bu düşüş derinleşiyor. 

Gelinen noktada, 26 Kasım ile biten haftada yurt dışında yerleşik kişilerin tahvil stoku 4 milyar 174 milyon dolar, hisse senedi stoku ise 20 milyar 596 milyon dolar. 

Bu değerler, Mart 2020'de yaklaşık 8 ve 29 milyar dolardı. 

"Doğrudan yatırımlar kurumsal tutarlılık ister"

Yeditepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Vedit İnal'a göre faiz oranlarının doğrudan yatırımlara direkt etkisi yok. 

"Doğrudan yatırımlar kurumsal tutarlılık ister" diyen İnal, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada "Olmadığı durumda doğrudan yatırımlara şüpheyle bakarlar. Kurumsal yapının yanında faiz hadlerinin daha az önemi olduğunu düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu. 

Bir doğrudan yatırım altertanitifi: Şirket satın almaları

İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent'e göre ise kısa vadeli finansal yatırım (dolaylı yatırımlar) çekmekte zorlanan bir ülkeye doğrudan yatırım gelmesi ilk seferde pek olası görünmeyebilir. 

"Piyasaların çalkantılı olduğu dönemlerde kısa veya orta vadede yüksek getiri elde edebileceğinden emin olmayan yatırımcılar bir ülkeden uzak kalabilir" diyen Başlevent, pratikte olayların farklı gelişebileceğini de sözlerine ekledi. 

Doğrudan yatırım kabul edilen "şirket satın almalarına" değinen Başlevent, şunları söyledi: 
 

Bir ülkenin çeşitli kuruluşları cazip fiyatlarla satın alınabileceği ya da ortak olunabileceği için doğrudan yatırım gelebilir.

Doğrudan yatırım kararında stratejik yaklaşımlar ve üst düzey yöneticilerin ilişkileri de belirleyici olabilir.

Örneğin günümüzde Çin birçok ülkede yatırım yapıyor. Bunların tümünün kârlı olacağını düşünmese de, etki alanını genişletmek bir süper güce dönüşmek istiyor. 

Ülke yöneticileri, ilişkilerini geliştirmek istedikleri ülkelerin yatırımcılarına cazip koşullar sağlayarak doğrudan yatırım yapılmasını sağlayabiliyorlar. 

Dolayısıyla, doğrudan yatırımın mevcut varlıkların satın alınması şeklinde olup olmadığına bakmakta ve uzun vadeli stratejik hedeflerin ne olduğunu dikkate almakta fayda var.

Erdoğan'ın yatırım çağrısının "şirket satın almalarını" kapsayıp kapsamadığını sorduğumuz Cem Başlevent, "Hükümetin yatırım çağrısı yaparken bu ayrıma çok dikkat ettiğini zannetmiyorum şu anda acil paraya ihtiyaç olduğu için her iki türlü yatırıma da razı bir görüntü sergileniyor" dedi.

Birleşik Arap Emirlikleri'nden 10 milyar dolar

Türkiye'nin yaklaşık altı yıldır pek çok siyasi konuda anlaşmazlık yaşadığı Birleşik Arap Emirlikleri'nin Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al Nahyan 24 Kasım'da Türkiye'yi ziyaret etmiş, Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşmenin ardından çok sayıda anlaşma imzalanmıştı. 
 

Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan AA
Fotoğraf: AA


Abu Dabi Kalkınma Holdingi (ADQ) Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Hasan Al Suwaidi "Birleşik Arap Emirlikleri Türkiye'ye yatırım yapmak üzere 10 milyar dolarlık bir fon ayırmıştır'' açıklamasını yapmıştı. 

DW'nin haberine göre BAE'nin özellikle Türkiye'de lojistik, liman işletmeciliği, finans, yenilenebilir enerji, turizm ve gayrimenkul projeleri ile ilgilendiği belirtiliyor.

"Mısır, Romanya, Sri Lanka ve Türkiye"

Japonya merkezli yatırım bankası Nomura'nın geçen hafta paylaştığı analize göre döviz riski krizi taşıyan dört gelişmekte olan ülke var: Mısır, Romanya, Sri Lanka ve Türkiye. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Analiz, dış borcun gayrisafi yurt içi hasılaya oranı, döviz rezervlerinin ithalata oranı ve hisse senedi piyasası endeksi gibi parametrelere bakılarak hazırlandı. 

Nomura'nın analizinde "Amerikan Merkez Bankası'nın para politikasını normalleştirdiği (uzun süren düşük faiz döneminden sonra 2022'de faiz artırımı bekleniyor), Çin'in ekonomik açıdan gerilemesi gelişmekte olan ülkeler için iyi bir kombinasyon değil" denildi. 

"Türk Lirası zayıfladıkça döviz kazanan şirketlerin maliyetleri düşüyor"

24 Kasım'da CNBC'ye konuşan yatırım gurusu Mark Mobius'a göre yüksek faiz oranları, piyasalar için her zaman "büyük gerileme" anlamına gelmek zorunda değil. 

"Güçlü gelir ve iyi kâr oranına sahip şirketler, yükselen faiz ortamında bile iyi performans göstermeye devam edecektir" diyen Mobius, Hindistan ve Taiwan'ın tercih ettiği iki ülke olduğunu aktardı. 

Türkiye'de ise zayıf liranın ihracat için iyi olacağını söyleyen Mobius, "Hisselerine sahip olduğumuz Türk şirketlerin dolar ve euro cinsinden gelirleri var. Türk Lirası zayıfladıkça, daha iyi performans gösteriyorlar çünkü maliyetleri çok azalıyor" dedi. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU