Bakan Yanık: İdama kategorik olarak karşı değilim

"Cezayı ne kadar ağırlaştırırsanız ağırlaştırın toplumsal bir bakış açısı geliştirmediğinizde muhakkak o suçu ama az ama çok işleyenler olacaktır"

Fotoğraf: AA

 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, idama kategorik olarak karşı olmadığını ifade etti ve “Fakat bu ve benzeri olaylarda çok duygusal ve anlık tepkilerle birtakım çözümleri kendimizce konuşuyoruz. Sonrasında bir tarafta kalıyor. İdam çözüm olur mu olmaz mı tartışması çok spekülatif bir tartışma olur” dedi.

Bakan Yanık, 24 Tv'de canlı yayınlanan ''24 Özel'' programında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

İdam cezası hakkında konuşan bulunan Yanık, şunları söyledi:

"ir hukukçu olarak idama kategorik olarak karşı değilim. Fakat bu ve benzeri olaylarda çok duygusal ve anlık tepkilerle birtakım çözümleri kendimizce konuşuyoruz. Sonrasında bir tarafta kalıyor. İdam çözüm olur mu olmaz mı tartışması çok spekülatif bir tartışma olur. O yüzden o tartışmaya bir hukukçu ve bakan olarak girmek istemem. Şunu söyleyebilirim, geçmişte de idam cezası Türkiye'de varken bu suçlar işleniyordu. Biraz önce ifade ettiğim çerçeveden bakınca cezayı ne kadar ağırlaştırırsanız ağırlaştırın toplumsal bir bakış açısı geliştirmediğinizde muhakkak o suçu ama az ama çok işleyenler olacaktır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kadına yönelik şiddeti önlemesi için imzalanan ancak Türkiye’nin bir imza ile çıktığı İstanbul Sözleşmesi tartışmalarına da işaret eden Yanık, ''İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldığımız için kadına yönelik şiddet artmadı ve azalmadı" değerlendirmesinde bulundu.

Yanık, şunları kaydetti:

İstanbul Sözleşmesi'ni bir hukuk metni olarak önemseyen birisiyim. Geçmişteki ifadelerim, konuşmalarım çok açık. Onların hiçbirisinde bugün farklı düşünmüyorum. O zaman dediğimi yine söyleyeyim. İstanbul Sözleşmesi bir uluslararası metin ve bir çerçeve metin. Uluslararası metinlerin pek çoğu tavsiye metinleridir. İstanbul Sözleşmesi keza. Pek azında amir hükümler vardır, Taraf devletlere birtakım yükümlülükler yükler. İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi'nin hazırladığı ve taraf devletlere, kadına yönelik şiddetle mücadelede ekonomik, sosyal, hukuksal, eğitim, göç, mültecilik durumu vesaire noktasında gerekli düzenlemeleri eğer hukuki metin problemin varsa iç hukukunda gereğini yap, ekonomik olarak desteklenmesi gerekiyorsa mağduru destekle, geleneksel değerler noktasında birtakım problemler varsa bunları değiştir, dönüştür diye bir çerçeve çiziyordu. Daha somutlaştırarak söyleyeyim. Bizim bugün 81 tane şiddet önleme ve izleme merkezimiz var. Buralarda vatandaşlar müracaat ettiğinde bir süreci başlatıyoruz ve hemen onların korunma tedbiri gerekiyorsa alıyoruz, konukevlerimize yerleştiriyoruz. Ekonomik olarak ihtiyaç halindeyse onlara birtakım ekonomik destekler sağlıyoruz. Çocukları varsa, çocuk güvenlik tehdidi altındaysa hemen gizlilik kararı alıyoruz. Biz kendi pratiğimizden yola çıkarak birtakım düzenlemeler yaptık. Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadelesi noktasındaki geriye dönük müktesebatını yabana atmayalım.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU