Bakan Yanık: Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri noktasında ülkemiz dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden daha iyi noktada

"Dünyaya eğer kadına yönelik şiddet noktasında bir manifesto sunulacaksa bir söz söylenecekse bir esaslı gerçek teklif sunulacaksa onun yeri bu topraklardır, Türkiye topraklarıdır"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık,  AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca düzenlenen "Kuruluştan Bugüne İl Kadın Kolları Başkanları Vefa Programı"nda konuştu / Fotoğraf: AA

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık,  AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca parti genel merkezinde düzenlenen "Kuruluştan Bugüne İl Kadın Kolları Başkanları Vefa Programı"nda kadına yönelik şiddete ilişkin sunum yaptı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kadına yönelik şiddeti genel şiddet türlerinden ayıran başkaca dinamikler olduğunu belirten Yanık, şöyle konuştu:

Türk siyasetinde kadın hareketini, kadının varlığını sadece siyasetle değil siyasetle başlayan ve sonraki süreçte ekonomik hayatta, sosyal hayatta eğitim hayatında, iş hayatında bütün noktalarda kadınların varlığını teslim eden hareket AK Parti siyasetidir. Kadınların Türkiye sosyolojisi içerisindeki yerini teslim eden hareket AK Parti siyasetidir. Bugün tersini söyleyenlere bakmayın, bugün tersini iddia eden muhalefet söylemlerine bakmayın

Kadına yönelik şiddetin nedenlerinin dört ana başlıkta toparlanabileceğini aktaran Yanık, bunların toplumsal ve sosyal nedenler, çevresel sebepler, kişilerarası sebepler ve bireysel sebepler olduğunu söyledi.

"Her 5 kadından birisi son 12 aylık dönemde şiddete maruz kaldı"

Bakan Yanık, dünya genelinde 15 yaşından büyük, yaklaşık her 3 kadından birinin hayatının herhangi bir döneminde fiziksel ve cinsel şiddetin birine ya da her ikisine birden maruz kaldığına işaret etti.

15 yaşından büyük yaklaşık her 5 kadından birinin son 12 aylık dönemde yine şiddete maruz kaldığını bildiren Yanık, "Yani her 5 kadından birisinin son 12 aylık dönemde de şiddete maruz kaldığı ortaya çıkmış. Eşi veya birlikte olduğu kişinin şiddetine maruz kalma riski, yaş ilerledikçe azalmaktadır. En büyük risk altında olan grubu 15-29 yaş aralığındaki kişiler oluşturmaktadır" dedi.

"Şiddetin çokluğu üzerinden toplumsal bir aşağılık kompleksi geliştirmeye kadar götüren bir dil var"

Türkiye'deki kadına yönelik şiddet verileri üzerinden, sürekli iktidarı itham eden bir anlayışın var olduğunu savunan Yanık, şöyle devam etti:

Soran, sorgulayanın eyvallah başımızın üstünde yeri var. Bizi iyileştirmek, bizi bir otokontrol mekanizması geliştirmek için uyaran, hesap soran her türlü siyaset argümantasyonuna sonuna kadar açığız ama gerçeği eğip bükerek, adeta şiddetin çokluğu üzerinden toplumsal bir aşağılık kompleksi geliştirmeye kadar götüren bir dil var. Buna karşılık şunu çok açık yüreklilikle söylüyorum, tek bir insan, tek bir kadın, tek bir çocuk şiddete maruz kalmasın diye çabamızı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz

Yanık, "Dünya ortalamasında düşük sıradayız, aman ne güzel" gibi cümlelerle yetinecek durumda olmadıklarını belirterek, "Dünya ölçeğindeki sıralamalara bakarsak, Türkiye'nin 20 yıldır verdiği mücadele kıymetli bir mücadele ve semerelerini de oranlarda, istatistiklerde görüyoruz. Kadına yönelik şiddet oranı anlamında da kadın cinayetleri noktasında da ülkemizdeki veriler dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden daha iyi noktadadır" dedi.

"Kadına yönelik şiddet noktasında bir manifesto sunulacaksa, onun yeri bu topraklardır"

"Son zamanlarda bazen kendi tabanımız diyebileceğimiz çevrelerden, bazen farklı gruplardan kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarının çok hafife alındığı, hatta bazen manipüle edildiğini görüyoruz." diyen Yanık, "Dünyaya eğer kadına yönelik şiddet noktasında bir manifesto sunulacaksa bir söz söylenecekse bir esaslı gerçek teklif sunulacaksa onun yeri bu topraklardır, Türkiye topraklarıdır. Bizim tarihimiz, bizim inancımız, bizim kültürümüz, kadına yönelik şiddetle mücadele noktasındaki bütün parametreleri veriyor, yeter ki bunlara sahip çıkalım" diye konuştu.

Türkiye'de önleyici ve koruyucu tedbir kararlarına ilişkin verileri paylaşan Yanık, önleyici karar sayısının 2021 ocak-eylül arasında 213 bin 401, koruyucu karar sayısının 55 bin 598, toplam karar sayısının 268 bin 999 olduğunu söyledi.

Şu anda Türkiye genelinde 374 sosyal hizmet merkezi olduğunu belirten Yanık, bu merkezlerin sayısını 2022 sonu itibarıyla 400'e çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU