Mursi’nin ölümünü tahmin ettiğimde kimse beni dinlememişti şimdi Mısır’da işkenceyi araştırma zamanı

Eski Cumhurbaşkanı, cezaevinde 6 yıl aralıksız süren kötü muamelenin ardından öldü. Uluslararası hukukun ihlal edilip edilmediğini anlamak için bağımsız bir soruşturma yapılmalı

Mısır’ın demokratik yolla seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Mursi, pazartesi günü hayatını kaybetti / Fotoğraf: Reuters 

Mısır’ın başkenti Kahire’de kötü şöhretiyle nam salmış “Akrep” Cezaevi’nden eski bir gardiyan, hapishanenin “içeri girenlerin -ölmedikçe- bir daha dışarı çıkamamalarına göre” tasarlandığını söylemişti. 

Uzun süredir devam eden casusluk davasının pazartesi günü yapılan son oturumunda ses geçirmez camdan bir kafesin içinde yere yığılan Dr. Muhammed Mursi’nin ölümü de anlatılanları kanıtlamış oldu. Mursi, 2012’de iktidara geldiğinde Mısır’ın demokratik yolla seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu. Şimdiyse, bu seçimlerden bir yıl sonra onu görevinden zorla alan aynı devlet aygıtının gözetiminde yaşamını yitirdi. 

Dr. Mursi’nin tutukluluk koşullarını gözden geçirme görevini üstlenen kıdemli İngiliz avukat ve milletvekillerinin geçen yıl mart ayında düzenlediği panele başkanlık etmiştim. Dr. Mursi’nin içinde bulunduğu şartlarla ilgili bilgi sahibi olan ailesinin ve diğer tanıkların verdiği ifadelere dayanarak, Mursi’nin “yeterli tıbbi bakım almadığı, kendisine özellikle diyabet ve karaciğer hastalıkları için gerekli tedavilerin uygulanmadığı” sonucuna varmıştık.

İhtimaller ışığında hapsedilmesinin, “acımasız, insanlık dışı ve aşağılayıcı bir muamele” teşkil ettiğini ve bu durumun sağlığının hızla bozulmasına, hatta muhtemelen ölümüne yol açabileceğini dile getirmiştik.

Bir tutuklu olarak Dr. Mursi’nin uygun tıbbi bakıma erişebilmesini sağlamak, Mısırlı yetkililerin sorumluluğundaydı. Ancak tutuklanmasını takip eden 6 yıl içinde hücre hapsinde tutulan Mursi’nin dış dünyayla bağlantısı kesildi. Bir doktora ya da avukatlarına erişimi engellendi ve ailesini görmesine sadece üç kez izin verildi. Bu dehşet verici koşullar altında kilo kaybetti, bayılma nöbetlerine katlandı ve şeker komasına girdi.

Mısır Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin yaptığımız bağımsız incelemeyi kınadığı söylendi. Mısır devleti tarafından Dr. Mursi’nin tutukluluğuna ilişkin bağımsız herhangi bir denetime verilmemişti. 

Dr. Mursi’nin tutukluluk koşulları öyle bir durumdaydı ki Cumhurbaşkanı Sisi, evrensel hukuk çerçevesinde bir suç sayılan işkence suçundan prensipte sorumlu tutulabilirdi. Kendisi zaten 2013’de Kahire’de meydanların boşaltıldığı sırada muhtemelen binlerce insanın öldürülmesinden sorumlu. Ayrıca o zamandan beri yıllar içinde yargısız infazlar ve zorla kaybolmalar epey sıklaştı. 

Yakın zamana ait tahminler, Mısır hapishanelerinde çürüyen 60 bin kadar düşünce mahkumu bulunduğunu öne sürüyor ve incelememizi yaptığımız sırada açıkça görüldüğü -şimdi daha da netleştiği- üzere Dr. Mursi’nin maruz kaldığı muamele, Mısır’daki tutukluların gördüğü kötü muamelenin bir örneğini yansıtıyor. 

Aslına bakılırsa, Mısır İnsan Hakları Ulusal Konseyi, Tora’nın maksimum güvenlikli cezaevi Akrep’te sistematik olarak değersizleştirme, küçük düşürme, tıbbi bakımı engelleme ya da bu duruma müdahale etmenin yaygın olduğunu ve başka yerlerde de ciddi suistimaller yaşandığı iddialarını 2016’da rapor etmişti.

Kendi raporumuzu yayımlamamızdan bu yana Dr. Mursi’nin içinde bulunduğu tutukluluk koşulları düzeltilmiş olsaydı, bağımsız bir soruşturma başlatmak Mısır rejiminin menfaatine olacaktı. Ne var ki ufukta herhangi bir soruşturma emaresi görünmüyor. 

67 yaşındaki Dr. Mursi, yere yığılmasının üzerinden birkaç saat geçmişken Kahire’nin doğusuna defnedildiğinde yanında yalnızca ailesi vardı. Dr. Mursi’nin oğlu Abdullah Muhammed Mursi, Reuters’a yaptığı açıklamada, aile olarak Mısırlı yetkililerden cenaze törenin halka açık bir şekilde ve Dr. Mursi’nin kendi memleketinde yapılmasını talep ettiklerini ancak bu isteklerinin reddedildiğini söyledi.

Bir soruşturma yapılması zorunlu. Gerçeği söylemek gerekirse, saygın, bağımsız, uluslararası bir soruşturma başlatmak, atılabilecek tek adım. Mısır tarihinde demokratik yolla başa gelen ilk devlet liderinin epey aleni bir şekilde ölümüyle doruk noktasına ulaşan, cezaevinde 6 yıl aralıksız süren kötü muamelenin ardından kurallara uygun bir hesap verilmeli. 

 

Crispin Blunt, Muhafazakar Parti'nin (İngiltere) Reigate milletvekili

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU