Sudan muhalefeti: Ülke sivilleşene kadar mücadele edeceğiz

Sudan muhalefetinin en önemli isimlerinden İbrahim el-Emin Şarku'l Avsat'a konuştu

İbrahim el-Emin / Fotoğraf: Şarku'l Avsat

Sudan Milli Ümmet Partisi Başkan Yardımcısı ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nin (ÖDBG) Askeri Geçiş Konseyi (AGK) ile müzakere heyeti üyesi olan İbrahim el-Emin, oturma eylemi yapan protestoculara müdahaleden bir gün önce AGK’ye bir belge sunduklarını söyledi.

Emin, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ÖDBG’nin aynı gün gerçekleştirilen bir toplantıda askerler, siviller ve egemenlik konseyinin dönem başkanlığı arasında eşit temsili kabul ettiklerini ifade etti.

İbrahim el-Emin, pazarlık konusunda uzlaşı sağladıklarını söylerken, askerlerin yasama konseyindeki temsil oranına ilişkin “önceki anlaşma" karşısında çekingen davrandığını ve onlara bir taslak incelemesi sunarak, anlaşmanın her iki taraf için de bağlayıcı olduğunu belirttiklerini vurguladı.

Yetkili, 8 sivil ve 7 askerden oluşan bir egemenlik konseyi oluşumu başta olmak üzere ÖDBG’nin Afrika’nın arabuluculuk önerisini kabul ettiğini, ancak daha önce kararlaştırılan konulardan geri adım atarak arabuluculardan ve Askeri Konse’yden talimatlar ortaya koyulmasını istediğini söyledi.

İşte Şarku’l Avsat’ın İbrahim el-Emin ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı:

Milli Ümmet Partisi, ÖDBG içerisinde “aykırı” olarak nitelenen tavrı dolayısıyla sürekli olarak bir eleştiri ve öfkeye maruz kaldı mı?

Ümmet Partisi ve diğer gruplar arasında hiçbir fark yok. ÖDBG içerisinde uygulama yöntemleri hususunda bazı farklılıklar olabilir. Eski rejimin istifası sonrasında Ümmet Partisi, direniş ve karar alma yöntemlerini değiştirdi.

Gösterilerde kilit rol oynayan Özgürlük ve Değişim Güçleri’nin bir koordinasyon mekanizması vardı. Karar almada ve gelişmelerle ilgilenme konusunda bir merkez olarak devlet inşa etme döneminde yaklaşımını, yatay koordinasyondan hiyerarşik bir yapıya dönüştürmesi gerekiyor. Herkes tarafından kolektif ve periyodik bir katılımla yönetilen, ÖDBG ve devlet idaresi düzeyinde uygulanan bir liderlik ofisi oluşumu ortaya koyduk. 

Bu öneri, koordinatörlüğün yetkilerini kaybedeceği ve siyasi bir mekanizmadan liderlik ofisi için bir uygulamaya dönüşeceği bahanesiyle bazı güçler tarafından reddedildi.

Amacımız, çalışmaları geliştirmekti, onu yetkisizleştirmek değil. Çünkü aynı bireyler, liderlik ofisinde de temsil edilebilir, ama daha spesifik ve bağlayıcı yetkilerle. Ancak bazıları, bunun Sadık el-Mehdi’nin başkanlık ettiği bir ofis olduğuna inanıyor. Fakat liderliğin kolektif olacağına dair onlara bir söz verdik.

Bu öneri, ÖDBG içerisinden geniş bir kabul gördü mü?

Kayda değer bir cevap aldı. Ancak bazı çekinceler ve engelleyici yöntemler de vardı. Koordinatörlüğe bağlılığımız nedeniyle bugün hala bize acı veren bazı hatalar işledik.

ÖDBG’nin ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı ile toplantısının detaylarını hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bizimle, Askeri Konsey’in sivil yönetime devredilme gerekliliği hakkında görüştü. Sudan’daki kaosun komşu ülkelerdeki gibi olmasına dair endişelerini dile getirdi.

Oturma eylemini bastırma faaliyetlerine ve vatandaşlara saldırılara katılan eski askeri rejimin kalıntılarının geniş çaplı faaliyetleri ortaya çıkarken, ABD temsilcisi zekice ifadeler kullandı. Eski rejimin sembolleri, devrim ruhuna uygun olmayan portrelerle ortaya çıktı.

Şu an halk desteği olmayan Askeri Konsey’i sömürmeye çalışıyorlar. Askeri Konsey ve ÖDBG arasında bir ortaklık görülmeye başlandığında, müzakerelerde uzun bir yol kat edildi.

Ancak rejim sembolleri, gruplar halinde örgütlemeye başladı, kendisini ÖDBG’ye bir alternatif olarak sundu ve Askeri Konsey’i destekledi. Biz de onlara, iktidarı kontrol etmek, yolsuzluk uygulamalarına ve vatandaşlara saldırılara yeniden başvurmak üzere geniş yetkilere sahip bir başkanlık sistemine dair 2005 anayasasına dayalı bir belde sunduk.

ÖDBG, hala Askeri Konsey’i değişimde bir ortak olarak görüyor mu?

Benzersiz bir tecrübe sunmak, devrimin yeni bir aşama olmasını ve sivillerle askerler arasındaki ilişkilerin, gelecekte askeri darbelere uzanan yola bir set çekmesi için güçlü olmasını istedik. Ancak konsey ile ÖDBG arasındaki ilişkide bir deprem gerçekleşti. Oturma eylemi düzenleyen protestoculara yönelik işlenen suç zirveye ulaştı. Olayların ardından bir inceleme yapılmasını, Askeri Konsey’in Sudan halkından bu olaylar için özür dilemesini ve silahlı unsurların şehirleri terk etmesini istedik.

Egemenlik Konseyi adaylarını ilan etme ve geçici hükümete başbakan atama yönündeki adımınızla kastedilen ne?

Bazılarının söylediği şey bu. Ama ÖDBG, bu adımı açıklayamıyor. Çünkü Askeri Konsey’in, tek taraflı karar almasını kabul etmiyoruz. Bunu önlemek için de ÖDBG’de olmamız gerekiyor. Geçiş dönemi hassas ve kritik bir dönem ve belirli bir zamanda görev ve programlara sahip bir hükümete ihtiyaç duyar. Süreçteki olası bir kusur da projenin çökmesinde yol açar.

Özgürlük Güçleri, bu karar hakkında açıklama yaptı mı?

Aday sunma ve açıklama yapma arasında fark var. ÖDBG içerisindeki bazı oluşumlar, egemen konseye zaten bir aday sundu. Bu aday da tüm güçler tarafından reddedildi.

ÖDBG ve Askeri Konsey’in, anlaşmaya ulaşma çabalarının engellendiği yönündeki suçlamaları ne kadar doğru?

ÖDBG tarafları, daha fazla kazanım elde etmek için talep düzeyini artırmayı hedefliyor. Bazıları, askerlerin egemenlik konseyinde olmasını reddederek, sivil liderliğe ve çoğunluğa bağlılıklarını dile getirdi. Aynı zamanda karma bir konseyden söz ediliyor. Askeri Konsey içerisindeki unsurların çoğunluk oluşturması ve askeri bir başkanlığın olması gerektiğini söyleyenler de var. Ancak bunlar, anlaşmanın engellendiği anlamına gelmiyor. Dönem başkanlığına ulaştık. Bu durum, anlaşmaları iptal etmekten farklı bir şey.

Milli Ümmet Partisi’nin sivil çoğunluk ve dönem başkanlığı vizyonu nedir?

Ümmet Partisi’nin önerisi; Nida Sudan aracılığıyla, farklılık sağlanması, basit bir çoğunluğa ulaşılması ve sivillerle askerler arasında dönüşümlü bir başkanlığın oluşturulmasıdır.

Askeri Konsey, geçiş dönemi için askeri bir başkanlığa bağlılık hakkındaki söylentiler ışığında eşit paylaşımı kabul etti mi?

Pazar günkü oturma eylemine yönelik müdahaleden bir gün önce Askeri Konsey bize egemenlik konseyi paylaşımını ve dönem başkanlığını sundu. O gün, bu hususta uzlaşı sağlamak üzere ÖDBG toplantısı yapıldı. Ancak konseyin, anlaşma hakkında bazı çekinceleri vardı. Bunları dolaylı olarak ifade ettiler.

Konsey, bize uzlaşı sağlanan hususların incelenmesine dair bir taslak sundu, kabul etmedik. Onlara, anlaşmanın taraflar için bağlayıcı olduğunu belirttik. Aynı gün müzakere masasına geri dönmeye karar verdik. Hızlı destek güçleri içerisindeki kardeşlerimize, geçiş döneminde “milisler” olarak onlarla çalışma konusundaki söylentiler hususunda güvence verdik. Onlara iyi niyetle yaklaştık ve ortaklık sürecine devam ettik.

Bizim açımızdan önemli olan şey, sürdürülebilir bir demokratik sisteme giriş yapmak için geçiş döneminde ihtiyaç duyulan şeyleri sağlayan etkin bir hükümetin kurulması. Ancak ne yazık ki bu toplantı yapılmadan önce oturma eylemi düzenleyen protestoculara müdahale edildi.

Bu müdahale, müzakerelerin tamamlanma yoluna bir engel koyulduğu anlamına mı geliyor?

Hiç şüphe yok ki, istikrarsızlıktan çıkar elde eden taraflar var. Bunlar, anlaşmalardan kaçmaya çalışıyor ve oturma eylemine müdahale ederek ağır bir suç işledi.

Etiyopya Başbakanının, sizin ve Askeri Konsey arasındaki anlaşmazlığı gidermek için yaptığı arabuluculuk hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu, Afrika Birliği’nin bir girişimidir ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da desteklenmektedir. Bu hususta uzun bir yol kat edildi. Ancak henüz bir sonuca ulaşılamadı. Girişim, içerideki bazı ulusal şahıslar tarafından da yürütülüyor. İlerleyen gülerde de bir rol oynayacak. Aynı şekilde Afrika arabuluculuğu, Avrupa Birliği (AB) ve ABD tarafından da destekleniyor. Arap Birliği’nin yanı sıra Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ve Mısır’ın her iki tarafla doğrudan ilişkileri var. Fakat biz Sudan arabuluculuğuna güveniyoruz. Çünkü ülkedeki durumla mücadele hususunda büyük bir projeye sahip. Tüm bu girişimlerin, ulusal girişimi desteklediğine ve kararın yalnızca Sudan’ın kararı olacağına inanıyoruz.

Etiyopya’nın egemenlik konseyi ile ilgili önerisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Abiy Ahmed, her iki taraftan 7 olmak üzere 15 kişilik bir egemenlik konseyi kurulması ve tarafların sayıyı tamamlamak için bir sivil birey hususunda anlaşma sağlaması önerisinde bulundu. Ancak sorun şu ki, Askeri Konsey uzlaşı sağlanan durumun tekrardan incelenmesi hakkında konuşmaya başladı. Afrika arabuluculuğu, her iki tarafça kabul edilebilir bir anlaşmaya ulaşmaya çalışmaktan geri adım atmaz.

Askeri Konsey’in anlaşmadan geri çekileceğini biliyor muydunuz?

Doğrudan bir bildiri almadık. Ancak Askeri Konsey’in anlaşma konusunda çekinceleri olduğunu duyduk. Bir önceki aşamada anlaşmanın iptal edildiği belirtildi. Bu konuda da rahatsız edici işaretler vardı. Sudan halkının beklentilerini karşılamaya devam etmek istiyorsak, anlaşmazlığın bitmesi gerekiyor.

ÖDBG’nin geçici otoriteler kurmaya hazır olmadığı yönündeki söylentiler hakkında düşünceniz nedir?

Bu söylentiler doğru değil. ÖDBG, geçiş dönemi için aday göstermeye ve politikalarını sunaya hazır. Hatalarımızdan biri, bu gecikmeye yol açan koordinasyon yöntemi oldu. Bir liderlik ofisi kurulsaydı durum farklı olurdu. Adaylar meselesine gelince, hepsi hazırlar. Ama blok isimleri, belirli isimler üzerinde uzlaşı sağlamak amacıyla henüz görüşme konusu olmadı. Bir anlaşmaya varırsak da bu, bir gün içinde gerçekleşebilir.

Nida Sudan güçlerinin suçlamaları, Askeri Konsey ile tek başına anlaşma yapılmasının önünde bir engel koymuyor mu?

Bu suçlamalar doğru değil. Sizi temin ederim ki Nida Sudan, Değişim Güçleri ve bizim konumumuza tamamen bağlıdır. Katkılarımız, siyasi grevde ve sivil ayaklanmada müzakereler için bir baskı aracı olmaya açık. Askeri Konsey ile müzakere ederek ve şiddeti önleyerek bir çözüme ulaşıyoruz. Kararlarımız, bazen bazıları için kabul edici olmayabilir. ÖDBG dahilinde alınan tüm kararlar, Nida Sudan’ı da kapsıyor. Askeri Konsey ile ayrı bir anlaşma yapmayacağız.

Nida Sudan güçlerinin, askeri açıdan egemenlik konseyi başkanı olmaya karşı olmadığı yönündeki söylentiler ne kadar doğru?

Bu argümanlar, bir aşamada, egemenlik konseyi içerisinde sivil çoğunluğa ulaştığımızda konuşulacak bir mesele. Onlarla çalışma konusunda bir esneklik sağlanabilir. Bu pozisyonlar, kabul edilebilir bir denkleme ulaşmak için müzakere pozisyonlarıdır.

ÖDBG, müzakerelere doğrudan geri dönebilir mi yoksa yerine getirilmesi gereken şartları var mı?

İki taraftan kabul edilebilir bir ortam olmadığı sürece pazarlık yapılamaz. Basit hatalar göz ardı edilebilir. Ancak son konuşmasında Askeri Konsey’in ele aldığı portreyle oturma eylemi düzenleyen protestoculara yönelik katliamın üstesinden gelmek zor.

Pazarlık yapmanın kazanımları var. Ama sonuçta ÖDBG, amaçlarına barışçıl bir şekilde ulaşmak istiyor. Askeri ve sivil taraflar arasındaki herhangi bir olası şiddeti ve çatışmayı reddediyor. Müzakere ederken, kan akıtmak hakkında konuşulamaz. Şehitlerin ruhlarının boşa olmadığına dair insanlara güvence vermek için adımlar atarak yaşananların etkilerini azaltmak gerekiyor. Uluslararası bir soruşturma komisyonuna gelince, öneri koşulları tartışılıyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'tan Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin

DAHA FAZLA HABER OKU