Kimilerine serbest kimilerine de yasak… "Kürdistan" paylaşımı suç mu?

Akademisyen Hifzullah Kutum'un, Kürdistan paylaşımı nedeniyle tutuklanmasının yankıları sürüyor. "Kürdistan" demenin suç olmayacağına dikkati çeken hukukçular, "Suç sayılır olması siyasal iklim ve konjonktürel bir tutum" dedi

Bugün MHP ve CHP neye karşı çıkıyorsa, orada ilk Meclis zabıtlarında o karşı çıktıkları şeyi görecekler. Hem de en başta Gazi Mustafa Kemal'in nutuklarında görecekler. Kürt kelimesini o Meclis'te görecekler. Gürcü, Laz, Arap, Boşnak kelimelerini o zabıtlarda görecekler. Kürdistan kelimesini o Meclis zabıtlarında görecekler. (AKP grubunda alkışlar) Ana asır İslam kavramını o zabıtlarda görecekler. Kendi tarihini bilmeyen, okumayan cehalet ve karanlıktan başka hiçbir şey söylemez. Şöyle biraz daha geçmişe, Osmanlı'ya gittikleri zaman Doğu ve Güneydoğu'nun Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler…

Bu sözler Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Erdoğan, bu ifadeleri 19 Kasım 2013'te başbakan olduğu dönemde partisinin grup toplantısında söylemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönem yaşanan "Kürdistan" tartışmasında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) hedef almıştı.

Türkiye'de "Kürdistan" tartışması hiç gündemden düşmedi. 

İktidar ve muhalefet parti temsilcileri bu ifade deneniyle birbirlerini birçok kere suçladılar. 

Son günlerde yine Kürdistan üzerinden bir tartışma yaşanıyor. 

Önce İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Siirt ziyaretinde "Kürdistan var-yok" polemiği ortaya çıktı. 

Şimdi de "Kürdistan" demek suç mu? sorusu dile getiriliyor. 

Sebebi de Elazığ Fırat Üniversitesi'nde çalışan bir araştırma görevlisinin sosyal medyadaki paylaşımı. 

Araştırma görevlisi Hifzullah Kutum, sosyal medya hesabındaki "Kürdistan" ifadesinin yer aldığı paylaşımı nedeniyle önce açığa alındı. 

Sonrasında bir grup tarafından odasının kapısına Türk bayrağı asılan Kutum, gözaltına alındı. 

 

Hifzullah Kutum
Hifzullah Kutum / Fotoğraf: Twitter


"Kürdistan kelimesini kullanmak suç unsuru değil"

Pek çok kişi "ifadesi alındıktan sonra muhtemelen serbest bırakılır" diye beklerken sosyal medya linçine maruz kalan Tutum, önceki gün tutuklanarak Elazığ Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.

Kutum'un tutuklanması akla "Kürdistan paylaşımında bulunmak suç mu?" sorusunu getirdi.

Independent Türkçe'ye konuşan Kutum'un avukatı Mehdi Özdemir, müvekkilinin paylaşımındaki ifadelerin suç niteliği taşımadığını bu yüzden de "örgüt propagandası" suçu işlediği iddiasıyla tutuklandığını belirtti.

Soruşturmanın Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğünü dile getiren Özdemir, "Bugün tutukluğuna itiraz edeceğiz" dedi.

Tweetlerde herhangi bir örgüte vurgu olmadığı gibi cebir ve şiddet de içermediğini kaydeden Özdemir, "Kürdistan ibaresi hepimizce telaffuz edildiği şekliyle tarihsel bir geçmişi olan politik ve coğrafik bir terimi yansıtmakta. Bu açıdan Kürdistan kelimesini kullanmanın suç unsuru oluşturmayacağı kanaatindeyiz" diye konuştu.

Konuya yönelik hukuki meşruiyeti olmayan suç isnatlarında son dönemdeki ayrıştırıcı siyasi atmosferin bir ürünü olduğuna dikkati çeken Özdemir, "Buna yönelik olarak daha önceki süreçlerde de Kürdistan ibaresi geçen pek çok akademik çalışmada veya politik mecradaki bu kavramı kullanma kimi zaman suçlayıcı noktada kimi zaman ceza yargılamalarına konu edindi fakat bir cezalandırma verilmemiştir" ifadelerini kullandı.

"Alınan politik karar toplumu sindirme amaçlıdır" 

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem de Kürdistan isminin kullanmanın suç unsuru olmayacağı görüşünde.

 

Fazıl Hüsnü Erdem
Fazıl Hüsnü Erdem / Fotoğraf: Twitter

 

Erdem'e göre bir kimsenin sadece Kürdistan ismini kullandığı için hakkında tutuklama kararı verilmesi, insan hakları ve onun en önemli parçası olan ifade özgürlüğü açısından kabul edilemezdir.

İfade özgürlüğünün çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu hatırlatan Erdem, "Siyasi konularda bu özgürlüğün sınırları geniş tutulur, aksi taktirde demokrasiyi yaşatmak mümkün olmaz" görüşünü paylaştı. 

"Hiç şüphesiz bütün özgürlükler gibi ifade özgürlüğü de sınırlıdır" değerlendirmesinde bulunan hukukçu Erdem, devamında şunları kaydetti:

"Politik konularda bu özgürlüğün sınırı, açıklanan ifadenin şiddet içermesi, yani şiddeti savunması ya da teşvik etmesidir. Cezalandırılmak için bu da yeterli değildir, ayrıca şiddet içeren ifadenin gerçekten şiddeti oluşturma ya da yaratma potansiyeline sahip olması gerekir. Kutum'un ifadesinde, ifade özgürlüğü için öngörülen evrensel nitelikteki her iki unsur da mevcut değildir. Dolayısıyla ilgili akademisyen hakkında böyle bir kararın alınması hukuki değil, politik bir karardır ve tamamen toplumu sindirme amaçlıdır. Başta Cumhuriyetin kurucu kadrosu ve daha sonraları sayın Erdoğan olmak üzere birçok devlet adamı ve siyasetçi tarafından kullanılan Kürdistan kelimesinin bir akademisyen tarafından kullanılmasına bu kadar büyük bir tepkinin gösterilmesi, hukuki olmadığı gibi, insani ve vicdani de değildir."

"Suç sayılır olması siyasal iklim ve konjonktürel bir tutum"

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise tutuklanmada siyasi konjonktürün etkisinin olduğu kanaatinde. 

Başkan Eren, kanunen suç olarak tanımlanacak bir mesele olmamasına rağmen bir kişi hakkında tutuklanma kararı verilmesiyle suç veya suçlu olduğu algısı yaratıldığına dikkati çekti.

Nahit Eren
Nahit Eren / Fotoğraf: Twitter


Konunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Eren, "Hukuken bunun bir ifade özgürlüğü olduğu konusunda hiçbir şüphe yok ama maalesef Türkiye'de bir coğrafi kavramı kullanmak bile daha doğrusu bir coğrafik alanı belirlemek adına kullanılan Kürdistan kelimesi bile örgüt propagandası olarak kabul ediliyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Siyasi konjonktürün etkisi var" diyen Eren, sözlerini şöyle tamamladı:

"Mesela dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis grubunda yaptığına açıklamalarına bakalım. Erdoğan defalarca Kürdistan ifadesi kullanmıştır. Bu anlamda bugün suç sayılıyor olması ya da soruşturmaya konu ediliyor olması tamamen siyasal iklime bağlı ve konjonktürel bir tutum."

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU