Çin füzeleri: Konvansiyonel savaşa elveda!

Gelecekteki bu savaşlara hazırlanmak, aynı zamanda iyi bilinen bütün bu teknolojik gelişmeleri yansıtan yeni kavramlar inşa edilmesini gerektirir

Fotoğraf: AFP

Çin geçtiğimiz ay içerisinde bir dizi askeri tatbikat düzenledi. Ardından bu durum, gelecekteki savaşlara dair önemli bir tartışmayı gündeme getirdi.

Bunları şöyle sıralayabiliriz:

Nükleer savaş başlığı taşıyabilen hipersonik füzenin fırlatılması ve su altından -sınırlı bir süre içerisinde- rıhtımları yok edebilecek patlayıcılar ve askeri operasyonlarda yapay zekâ uygulamalarını test amacıyla kıdemli bir pilot tarafından idare edilen savaş uçakları arasında düzenlenen iki manevra...

Üç tatbikat resmi yayın standartlarına tabiydi. Fakat iki hipersonik füzenin fırlatma testi, meydana geldikten yaklaşık iki hafta sonra Financial Times tarafından yayımlanarak basına yansıdı.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çin medyası son iki tatbikatı haberleştirdi ve bununla başta ABD olmak üzere ilgili taraflara bir dizi mesaj gönderdi.

Bunlardan en önemlisi ise kendisine dayatıldığı takdirde savaş için gerek düşmanın ikmal hatlarını yok etmek gerekse denizdeki savaş gemilerini vurmak gibi, yeni ve gelişmiş yetenekleri olduğunu göstermesidir.

İkinci olarak, hava savaşı çatışmalarında yapay zekanın yeteneklerini, daha iyi ve hızlı sonuçlara ulaşmayı sağlayan insan yetenekleriyle entegre etme sürecinde olduğunu gösterdi.


Financial Times'a göre söz konusu iki hipersonik füze testlerinden biri 30 kilometreden az olmayan bir mesafe ile belirlenen hedefin uzağına düşerek başarısız oldu.

Ancak Çin'in böyle bir tatbikat yapması bile ABD ordusu için bu füze tipine karşı nasıl savunma yapılacağı gibi önemli bir sorunu gündeme getirdi.

ABD askeri yetkilileri bu üç tatbikatın ardından uyarı zillerini çaldılar. Savunma Bakanı Lloyd Austin, Hawaii Deniz Üssü'nde askeri personele yönelik verdiği bir konferansta, kişisel olarak büyük dersler çıkardığı eski savaş modelinin sona erdiğini ve gelecekteki savaş modeli hakkında düşünmenin önemli olduğunu söyledi.

Birçok analist, bu savaşlarda uzaktan algılama, akıllı robotlar, çeşitli türlerde uydular, lazer silahları, "mikrodalgaya" benzer şekilde çalışan ısı güdümlü silahlar gibi yeni silahların kullanılacağına dikkat çekti.

Ancak daha geniş bir coğrafi ölçekte menzili kontrol edilebilir olanlar ve hipersonik füzeler gibi diğer silahlar, şu an Amerikan ordusundaki savunma modellerinin çok daha ötesinde bir yıkıma sebep olabilir.


Çin'in askeri donanımındaki gelişmeler, ABD'nin stratejik bakış açısından en büyük tehdidi temsil eden alanlarda gerçekleşiyor.

Basitçe söylemek gerekirse; Amerikan üstünlüğünü tehdit ediyor.

Başkan Biden, dünyanın -kendisine göre- "ABD'nin en büyük askeri güce sahip olduğu ve tüm rakiplerini geride bıraktığını" bildiğine dayanarak Çin'in yükselen askeri yeteneklerini hafife alıyor.

Ancak Amerikan ordusunun üst düzey yetkilileri için durum daha farklı görünüyor.

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, hipersonik füze testlerinden dört ay önce Çin'in büyüyen askeri gücüne ve yenilikçi teknolojilerin peşinde olduğuna dikkat çekmişti.

Gelecekteki savaşlar ve akıllı savaşlar modeli en deneyimli askeri liderlerin bile kafasını karıştırıyor.

Çünkü bu basitçe söylemek gerekirse; geleneksel savaşlarda kullanılan tamamen farklı bir model ve yöntem gerektiriyor.

Gelecekteki savaşların yönetiminin daha çok yapay zekâ uygulamalarına bağlı olacağı konusunda herkes hemfikir.

Her halükârda, büyüyen toplumsal ihtiyaçları karşılamak için ayrılan bütçeleri kaçınılmaz olarak etkileyecek büyük yatırımlara ihtiyaç vardır.

Dolayısıyla bu savaşlar, ister savaşın konusu olarak isterse ihtiyaçları göz ardı edilen bir birey olarak, insanların tam karşısında duruyor.
 

 

Gelecekteki bu savaşlara hazırlanmak, aynı zamanda iyi bilinen bütün bu teknolojik gelişmeleri yansıtan yeni kavramlar inşa edilmesini gerektirir.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Washington'da temmuz ayında gerçekleştirilen bir zirvede yaptığı konuşmada, rakiplerini caydırmanın temeli olarak "artırılmış caydırıcılık" adını verdiği yeni bir kavram kullandı.

Ayrıca bunun, "esnek ve sağlam ortak bir yaklaşım oluşturmak" üzere teknoloji ve pratikte uygulanabilir fikirlerin ortak bir karışımının kullanılması olduğu yönünde bir açıklama yaptı.

Kavramın odak noktası, gerçek bir savaşa dahil olmak değil, caydırıcılıktır.

Amaç ise esneklik ve güç ilkelerine göre mevcut teknolojiyi gelecekte öngörülenlerle entegre etmektir.


ABD'li stratejistler ve ana rakipleri olan Çin ve Rusya'dan diğer stratejistler, gelecekteki savaşların kodlarını deşifre etmek için çok çalışıyorlar.

Bu potansiyel savaşlara girmesi en çok beklenen ülkelerin liderlerinin vizyonlarına göre ortak unsur, her şeyden önce yapay zekâ uygulamalarına dayanmaktır.

Putin, bu yapay zekaya sahip olanın sadece savaşları kazanmakla kalmayacağını aynı zamanda dünyaya hükmedebileceğine inanıyor.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, yapay zekayı içeride güvenliği sağlamanın ve dışarıda da dünyaya liderlik etmenin ana kapısı olarak görüyor.

2017'de açıklanan Çin Yapay Zekâ Geliştirme Planı'nda, genel olarak "yapay zekâ uygulamalarını Çin'in askeri ve güvenlik yeteneklerinin geliştirilmesine entegre etmek" gibi hedeflerden söz edildi.

Bundan amaç, devlet kurumlarının kontrolü altındaki güçlü ve istikrarlı bir toplum oluşturmanın yanı sıra düşmanların müdahalesine karşı koymak, onları caydırmak ve en önemlisi de üstünlük sağlamaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU