"Hekimler göçü"nün gözde ülkesi Almanya... Türkiye'den gidenler neden burayı tercih ediyor, hangi koşullarda çalışıyor?

1960'larda işçi göçü yaşanan Almanya’ya son yıllarda Türkiye'den giden doktor sayısı katlanıyor. Independent Türkçe, Almanya'daki koşulları ve Türkiye ile farkları, buraya giden hekimlerle konuştu

Uzun çalışma koşulları ve nöbetler, düşük ücret, arşiv taraması, şiddet, mobbing ve gelecek kaygısı gibi durumlar nedeniyle Türkiye'den ayrılan hekim sayısı yükselişte/ Fotoğraf: Envato

Türkiye ile Almanya arasında imzalanan İşgücü Anlaşması'yla bu ülkeye işçi göçü yaşanmasının üzerinden tam 60 yıl geçti.

Almanya'ya gidenler arasında artık yalnızca işçiler bulunmuyor; siyasetçiler, girişimciler ve bilim insanları gibi pek çok farklı meslek grubundan insanlar yer alıyor.

Almanya son yıllarda hekimler tarafından da sıklıkla tercih edilen bir ülke haline geldi. Öyle ki, son 10 yılda Türkiye'den ayrılıp mesleğini yurt dışında sürdürmek isteyen hekimlerin yarısından çoğu için adres oldu.

TUS benzeri bir sınav yok

Bu durumun pek çok nedeni bulunuyor. Bunların başında da "dünyanın en zor sınavlarından biri" olarak nitelendirilen TUS benzeri bir sınava ihtiyaç duyulmaması geliyor.

Hekim tercihinde etkili bir diğer faktör ise Almanca seviyesini belirlemek için girilen dil sınavında orta düzeyin üstüne tekabul eden not almanın yeterli görülmesi.

Bu notu alanların uzmanlığa başlamak ya da bölüm değiştirmeleri için bölüm şefiyle anlaşmaları yeterli.

Ancak başka ülkelerde şartlar daha zorlayıcı olabiliyor. Örneğin ABD'de TUS benzeri bir sınav uygulandığından geçişin "daha zor" olduğu belirtiliyor.

Doktorların Almanya'ya gitmelerindeki en önemli nedenlerden biri de çalışma koşulları. Buradaki çalışma saatleri, nöbet koşulları ve maaşların, "insani düzeyde" olduğu da ifade ediliyor.
 

covid-19-asisini-gelistiren-biontech-in-kuruc-13616627_amp_16_9_1600986435-880x495.jpg
Biyoteknoloji şirketi BioNTech'in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci de Almanya'da yaşayan ve artık başarıları dünyaca tanınan Türkler arasında.
Şahin, 4 yaşındayken annesiyle birlikte Almanya'nın Köln kentinde bulunan Ford fabrikasında çalışan babasının yanına gitmiş bir isim. Türeci ise Almanya'ya göç eden hekim bir babanın kızı / Fotoğraf: Twitter

 

"Türkiye'de ilk sene cerrahi asistanın ev tutmasına gerek yok çünkü hastanede yaşıyorsunuz"

Türkiye'deki hekimlerin Almanya'yı tercih etmesinin nedenlerini sorgularken, son üç yıl içinde buraya yerleşen üç hekimle konuştuk.

Bu isimlerden biri, iki buçuk yıldır Köln kentinde çalışan kardiyoloji asistanı Azad Gergin. Türkiye'de intörn olarak çalışırken asistanların durumunu gördüğünü belirten Gergin, "İlk sene cerrahi asistanının ev tutmasına gerek yok çünkü zaten hastanede yaşıyorsunuz" yorumunu yaptı.

Türkiye'deki zorlu çalışma koşullarının başında uzun nöbetler geldiğini belirten Dr. Azad Gergin'in anlattığına göre Almanya'daki durum farklı işliyor:
 

Türkiye'de ayda 12-15 nöbet tutuluyor. Bu nöbetlerin her biri 24 saat sürerken, bir de 12 saatlik ekstralar olunca 36 saatlik nöbet tutuluyor. Bu yüzden ayda en fazla 2-3 gün evde kalabiliyorsunuz.

Almanya'da ise çok nöbet yok, 10 asistan varsa nöbetler daha da az. Ben kardiyoloji asistanı olarak ayda 4-5 nöbet tutuyorum.

Nöbet sonrası 24 saatlik dinlenme fazınız var, dinlenmenize ayırıyorsunuz. Türkiye'de nöbetten sonra hemen çalışma sistemi var genelde.


30 gün yıllık izin artı 5 gün eğitim hakkı

İzin konusu da merak edilenler arasında...

Doktorların yıllık 30 gün izinleri bulunduğunu belirten Gergin, buna ek olarak yıllık 5 gün eğitim izni tanındığını, hekimlerin kendini geliştirmek için konferans, seminer gibi etkinliklere katılabildiğini de anlattı.

Fazla mesai ücreti

Almanya'da mesai saatinin üstüne çıkıldığında bu saatlerin tatil ya da ücret olarak geri verildiğini ifade eden Gergin, kendisi dahil olmak üzere pek çok hekimin Türkiye'den gidiş sebebi olarak başka bir faktöre de işaret etti: Arşiv taraması.

"Sadece sizin değil, aile fertlerinizin araştırması yapılıyor"

2019 Nisan'ında Çukurova Üniversitesi Radyoloji Bölümü'nü kazansa da arşiv araştırması sonucunda hakkında "memuriyete uygun değil" kararı verildiğini belirten 29 yaşındaki Azad Gergin, bu nedenle Sağlık Bakanlığı kadrosuna giremediği gibi kazandığı bölüme de kabul edilmediğini belirtti.

Gergin sözlerini, "Sadece sizin değil, aile fertlerinizin araştırmasını yapıyorlar, hükümet tarafından beğenilmeyen bir tutum varsa bunların hepsi sizin önünüze getiriliyor ve emeğiniz çiğneniyor" ifadeleriyle sürdürdü. 
 

Dr. Azat bey- konuk- Almanya haberi .jpg
Azad Gergin, iki buçuk yıldır Köln'de kardiyoloji asistanı olarak çalışıyor  / Fotoğraf: Azad Gergin


"TUS'ta Türkiye derecesi yaptım, ülkedeki liyakatsizliği gördüm"

Türkiye'de kendisine çalışma imkanı bırakılmadığını öne süren Azad Gergin, şöyle konuştu:
 

Kürdüm, muhalifim ve başarılıyım. TUS'ta Türkiye derecesi yaptım, ülkedeki liyakatsizliği gördüğüm ve yaşama şansım olmadığından Avrupa'ya geldim.

Özel sektörde de çalışma engeli konulan biriyim. Dönüşü pek düşünmüyorum ama hayat ne getirir belli de olmaz...


"Türkiye'de daha sinirli, öfkeli ve kaygılı biriydim"

Türkiye'de yaşarken daha sinirli, öfkeli ve kaygılı biri olduğunu, Almanya'da geçirdiği iki buçuk yıl içinde ise rahatladığını ve daha mutlu biri haline geldiğini aktaran Gergin, şöyle devam etti: 
 

Burada daha huzurlu bir ortam var ve bu sizin tüm yaşamınıza sirayet ediyor. Ailenizle ve arkadaşlarınızla bile daha iyi iletişime geçiyorsunuz. Bugün Almanya'nın hemen her şehrinde Türkiye'den gelen doktor var. 


"Hemşirelerde de göç akımı yaşanabilir"

Şu an "hekimler göçü" yaşandığını ve benzer bir durum yakın zamanda hemşireler için de söz konusu olabileceğini öne süren Gergin, şu ifadeleri kullandı:
 

Birkaç hemşirenin gelişinden sonra onlarda da bir göç akımı yaşanabilir. Şu an cesaret etmediklerinden olmadı, şartları da bilmiyorlardı ama onlar da duymaya başladılar.

Tekniker, ebe, hemşirelerden de bizlere ulaşıp yazanlar oluyor.


"Yeni başlayanlar net ortalama 3 bin - 3 bin 500 euro civarı alıyor"

Avrupa'daki hekim maaşlarının Türkiye'ye kıyasla yüksekliği de "hekimler göçü"nün en önemli faktörlerinden.

Almanya'daki doktor maaşlarını sorduğumuz Azad Gergin, "Üç hastane grubu var, biri üniversitelerin hastaneleri, diğeri kilisenin katıldığı yarı özel hastaneler, bir de özel hastaneler var. Maaşları, sendika belirliyor. Başlangıç için minimum aylık net 3 bin - 3 bin 500 euro. Kıdemle beraber maaşınız da artıyor. Aile desteği gibi ekstralar da söz konusu" dedi.

"Türkiye'nin Kovid'le mücadelede başarılı olduğu düşünülmüyor"

Türkiye'nin Kovid-19 sürecindeki sağlık yönetiminin yurt dışında nasıl yorumlandığını da sorduğumuz Gergin, "Kendi dünyalarında yaşıyorlar. Ona bakarsanız Türkiye kendisini ekonomide de başarılı görüyor" dedi ve ekledi: 
 

Türkiye, Kovid'le mücadelede çok başarılı olduğunu iddia etse de Avrupa aynı görüşte değil. Türkiye'deki pandemi sınırlamaları ile Avrupa'dakiler arasında da fark var.

Kovid sürecinde Türkiye'den Almanya'ya gelmek için izin yoktu ama İtalya, Fransa ya da Yunanistan gibi ülkelerden giriş yapabiliyordunuz. Türkiye'deki önlemler inandırıcı bulunmadı.


Son olarak Türkiye'yi çok sevdiğini belirten Dr. Gergin, "Nereye giderseniz gidin orası sizin memleketiniz, çok değerli. Haksızlıklar, yaşananlar çok üzücü" dedi.
 

doktor hekim sağlık hastane 2 AA.jpg
Fotoğraf: AA


"Bir doktor yetiştirmenin 300 bin euro'ya mâl olduğu Almanya, tek kuruş ödemeden hekim göçü alıyor"

Türkiye'den Almanya'ya giden hekimlerden biri de A.A. Kendisi, Türkiye'ye geldiğinde sıkıntı yaşamamak için isminin açıklanmasını istemedi. 

"Neden Almanya?" sorusuna A.A., Türkiye'den birçok hekimin buraya giderek prosedürü iyi çözdüğünü, hangi eyalette hangi şartların kendilerini beklediğini kestirebildiklerini ve yabancılık çekmediklerini sıraladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Almanya'da yabancı hekim sayısının çok fazla olduğunu belirten A.A., burada doktor maaşları Türkiye'ye kıyasla yüksek olsa da ülke genelinde pek öyle görülmediğini ve bu nedenle pek çok ismin İsviçre, İsveç, Norveç gibi ülkeler başta olmak üzere göç ettiğini savundu.

Son yıllarda ABD ve Birleşik Krallık'ın yolunu tutan Alman hekimlere de değinen A.A., "Devletin, bir hekim yetiştirmesi için 300 bin euro harcaması gerekiyor. Ama Almanya, tek kuruş ödemeden hekim göçü alıyor. Onun içi de kârlı bir sistem" derken, Türkiye'nin nitelikli iş gücünü kaybetmesini üzüntüyle karşıladığını vurguladı.

"Türkiye'deki özel hastanelerde etik dışı karşılaşılan pek çok durum, usulsüzlükler var"

Türkiye'deki sağlık sisteminin son yıllarda geriye gittiğini öne süren A.A.'ya göre çok fazla özel hastane kuruldu ve devlet hastaneleri gelişmedi.

"Devlet, insanlara ulaşılabilir bir sağlık hizmeti sunamayınca, bu açığı özel hastaneler doldurmaya başladı" diyen A.A.,  özel hastanelerin hekimleri "ucuz iş gücü" haline getirmeye başladığını savundu. 

Devlet hastanelerinde çalışmak istemeyenlerin özele yöneldiğini ifade eden genç doktor, "Ancak buradaki (özel hastaneler) hekimler de iyi bir maaş ya da çalışma ortamına sahip olamadı. Hastanelerin usulsüzlüklerine karşı durursan işsiz kalabilirsin" dedi ve ekledi:
 

Özel hastanelerde etik dışı karşılaşılan pek çok durum var. Gereksiz tahliller, hasta muayeneleri, hastalardan daha fazla para almak için yapılan uygulamaları hekimler bilse de itiraz edemiyor.

Almanya'da ise ister özel hastanede ister kilise hastanesinde, o şehirden insanlar, hastane yönetiminde söz sahibi ve neler yapıldığını inceliyor.

Usulsüzlüğe izin verilmiyor. Bu kişiler, tepeden atanmış kişiler değil, oranın sakinleri arasından seçiliyor. Almanya'daki denetim mekanizması Türkiye'ye kıyasla çok daha yüksek ve sağlıklı işliyor. 

 

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid test kuyruğu.jpeg
Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Kovid testi kuyruğu / Fotoğraf: Twitter


"Türkiye'de hekimlerin mesaisi, nöbeti, derdi bitmiyor"

Türkiye'den Almanya'ya giden hekimlerden biri de Hacettepe Üniversitesi mezunu Birhat Şimşek.

37 yaşındaki Şimşek, iki buçuk yıl önce Köln kentine yerleşmiş. Burada kardiyoloji bölümünde görev yapan Birhat Şimşek, politik ve ekonomik nedenlerin yanı sıra gelecek kaygısı nedeniyle Almanya'yı tercih ettiğini söyledi.

Şimşek, "Hekim olarak en rahat iş bulabileceğimiz yer Almanya'ydı. Ayrıca Türkiye'den çok fazla kişi olduğu için de yabancılık çekmeyeceğimi düşündüm" şeklinde konuştu.

Türkiye'de üniversite döneminde yargılanıp beraat etmesine rağmen kendisine memurluk yaptırılmadığını ve pasaportsuz şekilde Almanya'ya gittiğini ifade eden Şimşek, şu sözleri söyledi:
 

Yargılanmış olduğum davadan beraat ettim -ki mevcut sistem içinde beraat etmek kolay değil. Beraat edebiliyorsanız suçsuzsunuzdur. Ancak her ne kadar yargılandığım davadan beraat etsem de hakkımda 'terör örgütleriyle iltisaklı olduğu düşülüyor' ibaresi konulmuş. Böyle bir şey olabilir mi? O zaman mahkeme neden var?

Ben beraat ettim. Hatta ben yargılanırken Tarım Bakanlığı'nda memurdum hem Hacettepe'de okuyordum hem de çalışıyordum. O dönem memurluktan da atılmadım, hiçbir şey olmadı. Suçsuzdum ama haksızlığa uğradım. Bu ülkede muhalif olmak sorundu, bir de Kürt kimliğiniz varsa daha büyük sorun...


Almanya'da hekimlik dönemine ilişkin tecrübelerini sorduğumuz Birhat Şimşek, ilk başlarda yabancılık çekip zorluk yaşasa da bir süre sonra yaşamının düzene girdiğini anlattı.

Orada kafasının daha rahat olduğunu dile getiren Şimşek, "Türkiye'ye kıyasla burada iş tanımı belli bir görevi yerine getiriyoruz. Oradayken mesaisi, nöbeti, derdi bitmiyordu. Burada ise işler daha sistematik ve kimin ne yapacağı belli. Sistem tıkanmıyor, işliyor. Nöbet saatleri daha kısa ve sayıca az. Çalışma düzeninde sabah 08:00'da mesai başlıyor, 16:30'da bitiyor. Mesai süresinden fazla çalışırsak ekstra izin kullanıyoruz" şeklinde konuştu.
 

Dr. Birhat Şimşek Almanya .jpg
Dr. Birhat Şimşek / Fotoğraf: Birhat Şimşek


Son olarak Almanya'daki genel yaşama da değinen Dr. Şimşek'e göre her şeyden önce oradaki sistem, bireylerin kendilerine zaman ayırabilmesine olanak tanıyor.

"Türkiye'de ekstra para ayırmanız gereken şeylere burada para harcamıyorsunuz"

Politikanın, Türkiye'de yaşamın her anını belirleyen bir unsur olmasını eleştiren Şimşek, "Burada sistem rayında gittiğinden, politik değişimler sizin yaşamınızı kökten etkilemiyor. Partiler değişse de siz etkilenmiyorsunuz. Türkiye'deki sorunlar, burada sorun değil" dedi.

Almanya'da ekonomik açıdan geleceğe dair çok büyük kaygıların olmadığını aktaran Birhat Şimşek, şöyle devam etti:
 

Paranın değerinin düşmediği bir sistemden bahsediyoruz. Türkiye'de ay başında kazandığın ay sonunda azalabiliyor. Ama burada mesela çocuğum, devletin kreşine ücretsiz şekilde gidiyor ve burada Almanca ve İngilizce öğreniyor.

Türkiye'de buna ulaşmak ekstra maliyet gerektiriyor. Burada ise standartların altına düşmüyorlar. Belediyenin sosyal tesisleri var. Bunlara erişim de ücretsize yakın bir maliyette. Türkiye'de ekstra para ayırmanız gereken şeylere burada para harcamıyorsunuz" sözleriyle, Almanya'da durumun farklı olduğunu savundu.


Türkiye'den giden hekim sayısı son 10 yılda 25 kat arttı

Independent Türkçe'nin geçen hafta "Hekimler göçü önlenemiyor" başlıklı haberinde yer verdiği gibi Türkiye'den yurt dışına giden hekim sayısı son 10 yılda 25 kat arttı.

Meslek ehliyeti olarak bilinen "Good Standing (İyi Hâl) belgesi alabilmek için Türk Tabipleri Birliği'ne (TTB) başvuran hekim sayısı, 2010'ların ilk yıllarında 40 civarıyken, 2020'de 1000'e yaklaştı.

Bu yıl bu sayının bin 300'e ulaşması bekleniyor.

Son yıllarda Türkiye'den yurt dışına giden hekimlerin en az yarısının Almanya'yı tercih ettiği ifade ediliyor.

 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU