Sudan kritik bir noktaya ulaştı

Trenin nerede duracağını kimse bilmiyor; seçim istasyonunda mı, darbe istasyonunda mı yoksa kaos ve savaş istasyonunda mı?

Fotoğraf: AA

Sudan'da işler, frenleri tutmayan bir tren gibi ilerliyor. Trenin nerede duracağını kimse bilmiyor; seçim istasyonunda mı, darbe istasyonunda mı yoksa kaos ve savaş istasyonunda mı?

Yıkıcı siyasi kriz her şeyi gölgede bıraktı ve çatışan tarafların, kim bilir ülkeyi nereye götürecek bir çatışmaya doğru sürüklendiği bir noktaya ulaştı.


Haftanın başından beri Hartum'da Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde geçiş dönemi otoritesinin askeri bileşeniyle ittifak halindeki taraflarca organize edilen bir oturma eylemi yapılıyor.

Söz konusu taraflar Başbakan Abdullah Hamduk hükümetinin feshedilip yerine 'geniş tabanlı' yani İslamcıların bazı cepheleri de dahil olmak üzere diğer güçlerin de temsil edildiği yeni bir hükümet kurulmasını istiyorlar.

Bu istek, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Egemenlik Konseyi'nin askeri bileşeninde yardımcısı olarak görev yapan Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamidet (Hamdan) Daklu'nun konuşmalarında açıkça görülüyordu.

Geçiş otoritesinin bileşenleri arasında, özellikle de sivil ve askeri kanatlar arasındaki yoğun kızışmadan sonra Burhan ve Daklu, defalarca kez geçiş dönemindeki uzlaşma bayrağı altında çeşitli siyasi güçlerin temsil edilmesi ve devrik lider Ömer el-Beşir döneminde iktidar partisi olan Ulusal Kongre Partisi (NCP) hariç herhangi bir partiyi dışlamama çağrısında bulundular.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

O zaman askeri bileşen ile İslami çizgideki partiler ve eski rejimin kalıntıları da dahil olmak üzere diğer bazı siyasi güçler ve geçen yıl imzalanan barış anlaşması uyarınca siyasi süreçte yer alan ve hükümete katılan bazı silahlı hareketler arasında belirginleşen ittifakın biçimi netlik kazandı.

Bu ittifakın Hamduk hükümetinin feshedilmesi için desteklediği ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünde oturma eylemi yapanların tekrarladığı çağrı, hak bir sözün kullanılarak batılın istenmesidir.

Aslında bir süredir siyasi kotaların hükümete zarar verdiğini ve anayasal belgenin ihlalini temsil ettiğini ve çözümün bu hükümeti feshedip Hamduk'u profesyonel yeterlilikleri olan yeni bir hükümet kurmakla görevlendirmek olabileceğini düşünen devrim güçlerinden taraflar var.

Burada amaç, siyasi partilerin saflarını düzenlemeye ve geçiş döneminin sonunda yapılması kararlaştırılan seçimlere hazırlanmaya kendilerini vermeleri şartıyla, Hamduk hükümetini güçlendirmek ve çalışmalarını engelleyen ve imajını zedeleyen siyasi çatışma ve çekişmelerden uzak tutmaktır.


Askeri oluşumla ittifak kuran güçlerin kanadının hükümetin feshedilip yerine 'geniş tabanlı' bir hükümet kurulmasına yönelik çağrısının amaçları ise farklı. Pek çok kişi bu çağrıyı, askeri kanadı güçlendirmek lehine hükümetin yeniden yapılandırılması ve yavaş yavaş zayıflatılmasıyla başlayıp 'yavaş yavaş ilerleyen bir darbe' olarak görüyor.

Bu kanadın bazı tarafları, oturma eylemine katılanların önünde Burhan'a darbe bildirgesi yayımlama çağrısında bulunarak asıl niyetlerini ortaya koymuş oldular.


Bu gergin atmosferde, askeri bileşenin egemenliğini güçlendirme girişimlerini engellemek için bugün sivil hükümeti destekleyen devrimci güçler tarafından gösteriler düzenleniyor.

İki taraf arasında spontane bir şekilde veya aktif bir plan sonucunda geniş çaplı bir şiddetin başlangıcı olabilecek bir çatışma çıkma olasılığına dair korkular ve uyarılar var.

Zira toplanma eylemleri ve bununla birlikte kızışma ve çatışma olasılıkları durmayacak. İnsanlar şiddet olaylarının, askeri bileşenin müdahalesi, olağanüstü hal (OHAL) ilan etmesi ve hükümeti feshedip bu bileşenin müttefiklerini kapsayacak yeni bir hükümet kurması için bir gerekçe olmasını ve 'yavaş yavaş ilerleyen bir darbenin' başlangıcı olmasını bekledikleri bir senaryodan açıkça bahsediyorlar.


Olaylar neden böyle kritik bir noktaya ulaştı?

Bu sorunun cevabı iki kısımdan oluşuyor. İlki; ülkeyi geçiş döneminin zorluklarından kurtaracak ve Sudan'ın bağımsızlık sonrası tarihinde dördüncü demokratik deneyimi oluşturacak seçimlere gidilmesini sağlayacak işbirliğinin temeli olması gereken siviller ve askerler arasındaki ortaklık formülü ihtilaflar, hevesler ve siyasi hırslarla sarsıldı ve yerle bir edildi.

Şu aşikar ki, tüm tarafların demokratik geçişe olan bağlılıklarının ne derece olduğuyla ilgili en başından beri açıkça görülen sıkıntılara rağmen, insanlar bu formülün başarılı olma olasılığı konusunda ya aşırı iyimserdi ya da ilgili taraflar -veya bazıları diyelim- bu formülle ortaklıkta yer alan diğer tarafları altetmek için hamle yapmak ve zaman kazanmak istedi.

Basiret sahibi kişilerin bu formülün kolay olmayacağını ve başarılı olabilmesi için tüm tarafların mantığını dinlemesi, esnek olması ve ortaklığın ayakta kalması için elzem olan güvenin temellerini sağlamlaştırmak için çekişmelerden ve entrikalardan uzak durması gerektiğini anlaması zor değildi.

Ancak esneklik yoktu. Olaylar bu kritik noktaya gelene kadar hamleler, mücadeleler ve ortalığı kızıştırma lehine sağduyu azaldı.


Cevabın ikinci kısmına gelince, çatışmalar ve hamleler, yalnızca askeri ve sivil bileşenler arasındaki ortaklığı bozmakla kalmadı, aynı zamanda devrim güçlerinin ana tabanı olan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri'nin (ÖDBG) parçalanmasına da yol açtı.

Daha kesin konuşmak gerekirse, hükümeti zayıflatan ve askeri bileşenin bazı partilerini ve eski rejimin kalıntılarını geçiş aşamasını yeniden yapılandırma ve devrimi yavaş yavaş yutma gibi aşırı düşüncelere iten şey ÖDBG içindeki görüş ayrılıklarıydı.
 

 

Olaylar bu raddeye geldikten sonra şu anda çözüm ne?

Olaylar arzulara göre şekillenseydi insanlar, geçiş döneminin sonuna kadar işleri yönetecek yeni mini bir teknokratlar hükümeti kurmak için tüm gücün Hamduk'un elinde toplanmasını, Egemenlik Konseyi'nin siyasete karışmadan ve iç ve dış siyasi görevleri üstlenmeden fahri bir birim olarak kalmasını ve askeri bileşenin kendisini barış anlaşmasının güvenlik ile ilgili maddelerinin uygulanmasına, silahlı hareketlerin orduya katılmasına ve ordu sisteminin dışında hiçbir tarafın elinde silah kalmayacak şekilde ordunun yeniden yapılandırılmasına adamasını isterlerdi.

Ancak tüm karmaşıklığıyla şu anki siyasi gerçeklikte arzulara yer yok. Tarafların esneklik göstermesini gerektiren gerçekçi çözümler gerekiyor. Sivil ve askeri unsurlar arasındaki ortaklık, bununla ilgili çekinceler ne olursa olsun, şu anda dağılamaz.

Çünkü dağılmasından doğacak büyük riskler mevcut. Çözüm, ortaklığı yeniden tesis etmek ve her iki taraf arasındaki güveni yeniden sağlamaktan geçiyor. Zira durumlar bu itişip kakışmaya dayanamaz. Siviller, askeri bileşenle çatışmayı körüklemenin bedelinin ağır olacağını akıllarından çıkarmamalı.

Askerler ise Sudan halkının devrimlerine karşı herhangi bir darbeyi kabul etmeyeceğini anlamalı. Aynı zamanda böyle bir hareket (darbe) uluslararası toplumun itirazıyla karşılaşacak ve Sudan'ın zorlu ekonomik koşullar altında sıkı bir izolasyona geri dönmesi anlamına gelecektir.


Gerginliğe son verip ​sükunete ve anayasal belgede geçen tüm şartların uygulanması için ayrıntılı bir programa ulaşmak amacıyla belirli adımlar atmak için sivil ve askeri bileşenler arasında bir diyalog kurulması gerekiyor.

Zira şu anki siyasi tıkanıklık şayet devam ederse, sadece devrim için değil, silahların sadece ordunun elinde olmaması, birçok ayrılığın olması ve bazı tarafların beslediği ırksal ve bölgesel körükleme ışığında Sudan ve geleceği için gerçek bir felakete yol açacaktır.


Elbette askeri bileşenin de yapması gereken şeyler var. Ancak bence sivil güçlerin yapması gerekenler daha önemli. Zira sivil bileşendeki görüş ayrılıkları ortalığı karıştırıyor, devrimi zayıflatıyor ve pusuda bunu bekleyenleri cezbediyor.

Tarafların ülkedeki durumlar tehlikeli bir noktaya ulaşmışken anlaşmazlıklar, kavgalar ve bazı partilere devrimi gasp etmek ile ilgili yöneltilen suçlamalar için bir giriş noktası olan iktidar pastasıyla meşgul olmak yerine, aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek ve saflarını yeniden birleştirmek için şu anda aralarında bir diyalog kurmaları gerekiyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU