Tedarik zinciri krizinden çıkarabileceğimiz en önemli uzun vadeli dersler

Bu kış için acil durum planlamasının yanı sıra genel olarak daha dirençli bir ekonomi yaratmak için de özenli çalışmalara ihtiyacımız var

İngiltere'nin Suffolk bölgesindeki Felixstowe Limanı'nda binlerce nakliye konteynırı var (Reuters)

Tam zamanında üretime dayalı dünya ekonomisinin başı dertte. Şanghay'dan Los Angeles ve Felixstowe'a kadar konteynır limanları, yüklerinin boşaltılmasını ve açık denizde limana yanaşmayı bekleyen gemilerle tıkanmış durumda. Duyulan endişe sırf Noel'deki arzı karşılayamamakla ilgili değil, küresel nakliye krizinin gelecek yıla devam edebileceğine dair korkular da var.

Enerji tedarikindeki kıtlık hem Hindistan hem de Çin'de elektrik kesintilerine yol açtı. Tabii ki Birleşik Krallık'ın (BK) küçük enerji şirketlerinin batmasıyla ilgili yerel sorunu da var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Buna alışkın değiliz. II. Dünya Savaşı sonrasında 1954'e kadar devam eden gıda karnelerini yalnızca 70'li yaşlarındakiler ya da daha yaşlılar hatırlayabilir. Bugünküyle kıyaslanabilecek yegane küresel enerji kıtlığı, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) petrol fiyatını 4 katına çıkardığı 1970'lerde yaşanmıştı. İstediğimiz hemen hemen her ürünün hemen o anda kapımıza getirildiği dünyaya alıştık. Noel için tam zamanında kesilmiş taze çiçekler mi istiyorsunuz? Elbette, Kenya'dan uçakla geldi. Bundan daha normal ne olabilir?

Fakat elbette bu normal değil. Çevreye dair kaygılar bir kenara, aşırı küreselleşmenin, ihtiyaçlarının büyük kısmı için ithalata bağımlı ülkelerde istikrarsızlığa sebep olduğuna dair endişeler var. Şu anki Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) cumartesi Washington'da gerçekleşen yıllık Per Jacobsson konferansında bu konuya değindi. Mesajı şuydu: Küreselleşme, eskiden Avrupa ekonomisini daha istikrarlı hale getiriyor olsa da (ürünü bir yerden alamıyorsanız başka bir yerden alıyordunuz) şimdi bunun tam tersi geçerli.

Lagarde, "Tarihte hiç görülmediği kadar uzun teslimat süreleriyle karşı karşıya kalan küresel üreticilerin stok girdileri, pandemi öncesine göre daha yüksek olmaya devam ediyor" dedi. Bu devam ederse, "Endüstriyel iş döngüsünün daha istikrarsız hale gelmesine tanık olabiliriz". Lagarde bunun Euro Bölgesi üzerindeki etkisinden bahsediyordu ama BK'nin küresel ticarete daha da bağımlı olduğu düşünülürse, aslında bu BK için de fazlasıyla geçerli.

O halde ne olacak? İki nokta var.

Birincisi şu: Stoklama, tedarik zincirlerinin daha da tıkanık hale gelmesine verilen bir tepki ve devam edecek. Fakat başka bir muhtemel yanıt daha var: Yabancı üretime daha az bel bağlamak ve yurtiçinde daha fazla üretim yapmak. Bu kısmen Brexit'in bir sonucu olarak BK'de de gerçekleşmeye başlıyor. Avrupa'yla ticaret, beklendiği üzere son derece keskin bir düşüş yaşadı fakat tüketim tekrar pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıkarken genel ticaret de azaldı. İşler bu kadar aksamışken kesin sonuçlar çıkarmaya çalışmak aptalca olur ama yerel tedarike doğru bir geçiş gerçekleşiyor gibi görünüyor.

Örneğin, Alman süpermarket zinciri Lidl şöyle bir iddia ortaya atıyor:

Tedarikimizi mümkün olduğunca yerel üretime dayandırmak konusunda tutkuluyuz ve ürünlerimizin üçte ikisinden fazlası Britanyalı tedarikçilerden geliyor.

Nisanda Tesco'nun başkanı John Allan, şirketlere Britanyalı tedarik zincirlerini güçlendirmeleri ve yurtdışı kaynaklara daha az bel bağlamaları için çağrıda bulunmuştu. Yerel üretimin çevreye dair önemini de ekleyince bunun bariz olduğu ortaya çıkıyor.

İkinci noktaysa, daha az seçeneğe sahip olmayı kabul etmek zorunda kalacağımız. Bu kadar çok seçeneğimiz olması hayret verici. Ama buna gerçekten ihtiyacımız var mı ya da bundan hoşlanıyor muyuz? Hem Aldi hem de Lidl, halka seçim yapabilecekleri çok daha az ürün verip bütün hepsinin kalitesini koruma anlayışına öncülük etti. Sonuç: Müşteri için maliyeti düşürdüler ve BK pazarındaki paylarını artırdılar.

Halkın gerçekten daha çok seçenek mi istediği, yoksa gerçekten sadeliği mi tercih ettiğiyle ilgili büyük tartışma yıllardır devam ediyor. Görünüşe göre halk seçim yapabilecekleri daha geniş bir yelpazeyi tercih ettiğini söylüyor ama aslında kafaları karışabiliyor ve yanlış şeyleri satın alacaklarından endişeleniyorlar. Bu tartışma yakın zamanda çözüme kavuşmayacak ama en azından kısa vadede daha az seçeneğimiz olacak. Bu Noel, dükkanlara Çin'den daha az ürün gelecek.

Hikayede bir sürpriz daha var. Kesinlikle gerekli olan bazı ürünler var ve hem şirketler hem de hükümetler bunların bulunabilir olmasını garanti altına almak için daha çok çaba harcamak zorunda kalacak. Araç yakıtı, ilaçlar, temel gıda ve ev gereçleri, gaz ve elektrik gibi şeyler bu kategoriye dahil.

Bu, kış için acil durum planlamasının yanı sıra genel olarak daha dirençli bir ekonomi yaratmak için de özenle çalışmamız anlamına geliyor Ayağın yorgana göre uzatılması gerekecek.



https://www.independent.co.uk/independentpremium/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU