Davutoğlu: Erdoğan yarın kalkıp "parlamenter siteme de razıyız" derse şaşırmam

Ahmet Davutoğlu, Erdoğan için "İlkeli, söylediğinde sabit kalabilen cumhurbaşkanı gitti" ifadelerini kullandı

Ahmet Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nın organizasyonunda basın mensupları ile bir araya gelerek soruları cevapladı / Fotoğraf: Independent Türkçe

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı tarafından Şişli'de bir otelde düzenlediği etkinlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gelecek Partisi İstanbul İl Başkanı İsa Mesih Şahin'in partilerinin İstanbul'daki örgütlenme ve siyasi faaliyetleri konusunda verdiği kısa bilginin ardından söz alan Davutoğlu, ekonomiden dış politikaya, Kürt sorununun çözümünden ittifaklar ve sistem değişikliği konularına kadar farklı konularda değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"İstanbul hem en büyük hazine, hem de en büyük risk"

Kadim bir geçmişi olması hem de küresel bir şehir olması nedeniyle İstanbul'un Türkiye'nin en büyük hazinesi olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Ancak son dönemlerde İstanbul'un hoyratça örselendiği, doğal güzelliklerinin tahrip edildiği, kadim tarihi değerlerinin küresel görünümlü ama planlanmamış görüntüler altında ezilmiş bir tablo ile karşı karşıyayız" dedi.

İstanbul'un bu halinin kendisine ızdırap verdiğini kaydeden Davutoğlu, önümüzdeki dönemi çok daha riskli gördüğünü belirterek, son 50 yıl içinde İstanbul'daki nüfus patlaması nedeniyle insan ve mekan arasında ir uyumsuzluk ortaya çıktığını söyledi.

Kentsel dönüşüm projelerinin vaktinde ve doğru biçimde yapılmadığı için bugün Türkiye'nin en büyük stratejik avantajının da en büyük riskinin de İstanbul olduğunu söyledi.

"Köy okullarını yeniden ihya etmeliyiz"

Türkiye'nin bütün bölgelerini şehir şehir gezdiğini ve gezdiği şehirlerde karşılaştığı ana unsurun büyük meraların boşalması olduğunu aktaran Davutoğlu, gezdiği yerlerde 35 yaşın altında çiftçi göremediğini anlatarak, gençlerin geleceklerini ziraatta göremediklerini söyledi.

İlçe bazlı kalkınma ajansı modeline geçilmesi ve tarımın yeniden cazibe haline getirilmesi için tarım endüstrisinin modern hale dönüştürülmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, kırsal nüfusun azalmasına neden olan köy okullarının kapanması hakkında da "Köy okullarını mutlaka yeniden ihya etmeliyiz" dedi.

"İzin belgesi benim dönemimde alındı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşme ve öncesinde ABD ziyaretine dair de değerlendirmelerde bulundu.

New York'ta açılan Türk Evi'nin yerinin Sabri İhsan Çağlayangil'in Dışişleri Bakanlığı döneminde Türkiye'ye kazandırıldığını, yapı izin belgelerinin ise kendisinin Dışişleri Bakanlığı döneminde alındığını söyleyen Davutoğlu, "Biz olumlu ve doğru olana doğru deriz. Türk evinin büyütülmesi çok yerinde olmuştur. Bizim karşı olduğumuz açılış için kargo uçakları ile oraya makam araçlarının götürülmesi ve Türkiye'de rahatlıkla görüşebileceği bir siyasiyi yanında götürüp orada görüşmesidir" dedi.

"Bakan götürmemesini Rusya yönetimi mi istedi"

Erdoğan'ın ABD ziyaretinin başarısız geçtiğini ve bir ABD Bakanı'nın Türkiye'nin cumhurbaşkanına "vakit yokluğu" nedeniyle randevu vermemesinin kabul edilemez olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Bunun çalışmaları önceden yapılır ve Türkiye'nin cumhurbaşkanı alamayacağı bir randevuyu istemez. 25. Sırada görüşme için randevu verilmesi kabul edilemez" dedi.

Erdoğan'ın Putin ile görüşmesi için "Kendisine randevu vermeyen Biden'a duyduğu öfkeyle Soçi'ye yanına bakan bile almaksızın tam bir teslimiyet psikolojisi ile gitti" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Bir iddiaya göre bunu Rusya yönetimi istedi. Eğer bakanların heyette yer almamasını Rusya yönetimi istemişse bu çok daha vahim. Hiçbir ülke Türkiye'nin yut dışı ziyaret heyetini belirleyemez. Diğer ihtimalin ise Erdoğan'ın bakanlarına güvenmediği için yanına almaması olduğunu belirten Davutoğlu, "Bu da vahim bir durum. Eğer bakanlarına güvenmiyorsa ya o bakanları görevden almalı, ya da o bakanlar istifa etmeli" dedi.

Kürt sorununda muhatap kim?

Davutoğlu, "CHP Kürt sorunun HDP ile çözülebileceğini söyledi. HDP'yi ittifak ortağı olarak görüyor musunuz, Kürt sorununda siyasal muhatap kimdir?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Bütün vatandaşlarımız gibi Kürt vatandaşlarımızın da sorunları vardır. Türkiye'nin genel demokratikleşme sorunları yanında özellikle bölgede kayyım atamaları gibi Kürt vatandaşlarımızın sorunları vardır. Şu ana kadar bizim için bütün partiler muhataptır. Meşru olarak kurulmuş, faaliyet gösteren, Meclis'te bulunan herkesle görüşürüz. Bununla alakalı rezerv konulması da demokrasinin en temel unsuru olan siyasi partiler açısından sıkıntı olur. Muhatap Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Kürtler söz konusu olduğunda sadece HDP'yi, Türkler konusunda başka partiyi muhatap aldığınızda doğru bir tavır olmaz. Türkiye'de etnopolitik bir yapı doğar. HDP ve diğer partilerle her konu görüşülebilir. Kürt sorununda topumun her kesimiyle yol almak doğru olacaktır"


Parlamenter sisteme dönüş 

Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti kurmaylarının daha önceki dönemlerde "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin aksayan yönlerinin giderileceğini söylemelerine rağmen son dönemde bu konunun gündeme gelmediği, ancak öte yandan Erdoğan'ın 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşerek, "Parlamenter siteme dönelim. Sen Başbakan ol ve partinin başına geç, ben Cumhurbaşkanı olarak bir dönem daha devam edeyim" teklifinde bulunduğu yönündeki bir kulis bilgisi hakkındaki soruya, "Cumhurbaşkanının en önemli özelliği günü, hatta anı yaşaması. Sabah bir şey söyleyip akşam tam zıttını söyleyebiliyor. İlkeli, söylediğinde sabit kalabilen cumhurbaşkanı gitti. Dolayısıyla  yarın kalkıp parlamenter siteme de razıyız derse şaşırmam" diye yanıt verdi.

Davutoğlu, Erdoğan ve Gül arasında bir görüşme olduğuna dair bir bilginin ise kendilerinde olmadığını söyledi.

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU