Britanya gerçek bir şarlatan olan başbakanı yüzünden asla ciddiye alınmayacak

Muhafazakarlar "Nahoş Parti" olmayı bırakıp "Aptal Parti" haline geldi

(AP)

Isaiah Berlin bir keresinde karşısındaki kişiyi "nadir bulunan gerçek bir şarlatan" olduğu için aşağılamıştı. Çok az sayıda kişinin, hatta çok az sayıda sahtekarla düzenbazın sürekli aldatmaya ve manipüle etmeye çalıştığını söylemişti. Yüreklendiren, yanlış vaatler veren ve yalan söyleyen Boris Johnson, Berlin'in bahsettiği bu nadir türün en iyi örneği. Onu muhabirlik günlerinden tanıyan Max Hastings gibi gazete editörlerinden tutun da eski başdanışmanı Dominic Cummings'e kadar herkes buna tanık oldu.

Halkın bir kısmı için başbakanlarının bir şarlatan (ya da modası ziyadesiyle geçmiş kullanışlı bir tabirle tokatçı) olması, siyasi durumun talihsiz ama kabul gören bir özelliği. Ama bu vurdumduymaz aşağılama ve öfkeli düşmanlık, Johnson kadar uçarı birinin ve onun atadığı vasıfsız kişilerin ülkeyi yönetmesinin gerçek hayattaki sonuçlarının doğru analizine köstek olmaya yarıyor.

Yönetimde olmaları doğrudan olumsuz sonuçlara yol açacak diye bir şey yok çünkü yetersizlikleri gerçekten zarar verebilme kabiliyetlerini de zayıflatabiliyor. Fakat elbette bahsi mutlu sona yatırmamak gerek. Cummings'in en ince ayrıntısıyla gösterdiği üzere, geçen yıl Johnson'ın Kovid-19 pandemisini kaos yaratacak kadar kötü değerlendirmesi on binlerce kişinin boşu boşuna ölmesine neden oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Johnson çoğu zaman eleştiriden sıyrılıyor çünkü ciddiye alınmıyor ve komik bir sapma olarak görülüyor. Soytarılıklarına gösterilen müsamahanın bedeli, bu hafta, zavallıca bir cana yakınlıkla dolup taşan Johnson, Beyaz Saray'da Başkan Biden'ın yanında oturup Britanya-ABD ilişkilerinin hiç olmadığı kadar iyi olduğunu iddia ederken ortaya çıktı. Kendi adına Biden, Anglo-Amerikan ticaret anlaşmasının suya düştüğünü ve ABD'nin Johnson'ın Kuzey İrlanda protokolünü baltalama çabasına karşı koyacağını aşağılayıcı bir netlikle ifade etti.

ABD'yle Birleşik Krallık (BK) arasındaki güç dengesinde 1940'tan bu yana ABD açık ara ağır basıyor olsa da Brexit'ten sonra Britanya'nın manevra alanı her zamankinden daha az. Tahmin edilebileceği üzere, Washington'daki gerçek başarısızlık, Britanya'nın Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nda ABD, Meksika ve Kanada'ya katılabileceği iddiasıyla maskelendi. Muhafazakar Parti yanlısı medya, bu fanteziyi "küresel Britanya'nın" aşama kaydettiğinin işareti ilan ederken, şaşkına dönen ticaret uzmanları bunun gerçekleşme ihtimalini inkar etti ve gerçekleşse bile Britanya'ya çok az katkı yapacağını ekledi.

Çoğu siyasi lider gibi Johnson da dünyanın kaderi için belirleyici olduğu iddia edilen ve birkaç ay sonra unutulup giden konferanslar vermeye ve bu konferanslara katılmaya düşkün. Cornwall'daki G7 zirvesinde ve daha sonra da bu haftaki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Johnson'ın yemek sonrası konuşmacı modunun tam halini çoktan gördük. Yakında Glasgow'daki BM iklim değişikliği konferansında da sahne alacak.

Yıllar içinde buna benzer birçok uluslararası toplantıya katıldım ama yine de bir tanesinin bile iyi (ya da elbette kötü) etkisi olduğunu hatırlamakta güçlük çekiyorum. Harekete geçirme çağrıları çoğu zaman gerçek eylemin yerini alıyor. Fakat bunlar, yaşam kaynağı akılda kalıcı sloganlar ve siyasi amaçlarına hizmet ettikten sonra kenara atılan görkemli projeler olan bir hükümet için ideal platformu sağlıyor.

Gerçek sorunlara yazılan bu tür sahte reçeteler için artık düzgün bir cenaze töreni bile düzenlenmiyor; aksine bunlar, BK'yi "seviye atlatmanın" ve ulus devlet olarak bir arada tutmanın yanı sıra konut ve planlamadan da sorumlu İskan Bakanı Michael Gove'a teslim ediliyor.

Gove'un ajandasını kafamda canlandırmayı seviyorum:

14.30 - 15.15 arası: Bugün eşitliğe Bulgaristan dışındaki tüm AB ülkelerinden daha uzak olan Britanya'yı seviye atlatacak eylemlerde bulun; 15.15 - 16.00 arası: Bir asırdır kalmadığı kadar büyük bir tehditle karşı karşıya kalan BK'yi bir arada tutmak için harekete geç; 16.00 - 16.30 arası: Dış cephe kaplama problemine çözüm bul; 16:30 - 17.00 arası: Muhafazakar Parti'nin temel destekçilerine fazlasıyla zarar veren konut ve planlama krizlerini çöz.

Uygulamada Gove, tutulmayan sözlerin yaşam desteğine bağlı olacağı ve eski vaatlerin akıbeti sorulduğunda hükümetin işine yarayan bir inkar edilebilirlik sağlayacak devasa siyasi bakım evinin başına geçecek.

Fakat bu ciddiyet yoksunluğu ve genelleşen etkisizlik tamamen rahatsız edici değil. En azından kısmen de olsa Johnson hükümeti, Downing Sokağı'nın Otto von Bismarck'ı haline gelen Cummings'in toksik politikalarının uygulamaya konması için zalim otoriterlik yetilerini kullandığı zaman daha tehditkar hissettirdi.

Theresa May bir zamanlar Muhafazakar Parti'ye meşhur bir şekilde "Nahoş Parti" ismini takmış olsa da bugün daha doğru tanım "Aptal Parti" olsa gerek. Elbette, İçişleri Bakanı Priti Patel ve Kültür Bakanı Nadine Dorries, sansasyonel kültür savaşlarında mücadele edip Muhafazakarları hoşnut edecek fakat BK'de bunlar büyük ölçüde medyanın etkisi altındaki çatışmalar oluyor. Winston Churchill heykeline çizilen eleştirel grafiti gibi önemsiz olaylar, Britanyalı ulusal kimliğine saldırı çerçevesine yerleştirilip şişiriliyor.

Britanya'daki kültür savaşlarının paradokslarından biri, bu savaşları Britanya geleneklerini sözümona müdafaa etmek için devam ettirenlerin, ABD'deki Cumhuriyetçi Parti'nin gündemini tamamen benimsiyor olması. ABD'deki kültürel savaşların ucu ırksal husumetlerle dokunduğu için oradaki savaşlar böylesi bir zehirle yürüyor. Patel'in diz çöken futbolculara yönelen muhalefeti kendi çıkarına kullanma girişiminin ters tepen başarısızlığının ve daha geniş çapta Siyahilerin Hayatı Önemlidir hareketinin kanıtladığı üzere Britanya'da tavır farklı.

Daha tehlikeli olanı, kültürel savaşları kurumsal düzeyde yürütmek olurdu: Mesela, muhtemelen Rupert Murdoch'un önerdiği talkTV'ye benzeyen, taraflı televizyon kanalları için kapıyı aralayabilecek, BK'nin haberleşme düzenleyicisi Ofcom'a aşırı sağcı bir başkan atamak gibi.

Bazıları, Johnson ve hükümetini Britanya tarihinin talihsiz kazası olarak görmeyi yüzeysel bularak yeni bir toksik İngiliz milliyetçiliği türü keşfetmek için derinlemesine araştırma yapıyor. Brexit'i küreselleşme tehdidiyle zor duruma düşen İngiliz kimliğinin semptomu ve nedeni olarak görüyorlar.

Burada haklı noktalar olsa da gerçekleri tamamen yakalayamadığı için bu argümana dair şüphelerim var. Ne de olsa, BK Bağımsızlık Partisi'nin (UKIP) seçimlerdeki atılımlardan biri İngiltere'de değil Galler'de yaşandı. Her halükarda, kimi sembolleri değişmiş olsa da güçlü İngiliz kimliği algısı pek yeni sayılmaz. John Betjeman'ın II. Dünya Savaşı'nın başlangıcında bir kadının dua ettiği "In Westminster Abbey" (Westminster Manastırı'nda) şiirini her zaman sevmişimdir:

Ulusumuzun ne anlama geldiğini bir düşün/ Ayakkabı boyacılarından kitaplar ve daracık taşra yolları / İfade özgürlüğü, serbest girişler, sınıf ayrımı / Demokrasi ve sağlam tahliye boruları.

Bundan daha agresif ve hicivli bir şiirse, Flanders ve Swann'ın ilk kez 1956'da okunan, diğer uluslara (özellikle de İrlandalılara, İskoçlara ve Gallerlilere) yönelik hakaretlerle dolu ve bugün dinlenemeyecek kadar sert "A Song of Patriotic Prejudice" (Önyargılı Vatanseverlik Şarkısı) şiiri. Nispeten hafif dizelerden bazıları şöyle:

İngilizler, İngilizler, İngilizler en iyisidir / Diğerleriyle ilgili fikirlerimi paylaşmasam daha iyi / Almanlar Alman, Ruslar kırmızı olur/ Yunanlar ve İtalyanlarsa yatakta sarımsak yer!

Michael Flanders, bir ulusal İngiliz şarkısının olmamasının nedenini şuna bağlıyor: "Ne kadar muhteşem olduğumuzu söylemememize gerek yoktu. Bunu herkes biliyordu." Britanyalı bakanların Birleşik Krallık bayrakları içinde, pek çok üçüncü dünya despotuna benzer şekilde televizyona çıktığı bu günlerden ne kadar da farklı.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU