Independent Türkçe 10 gazeteciye sordu: İmamoğlu ve Yıldırım'a mutlaka yönelteceğiniz soru ne olurdu?

Gazeteciler Abdurrahman Dilipak, Emin Çapa, Gürkan Zengin, Muharrem Sarıkaya, Murat Çelik, Mustafa Kurdaş, Nevşin Mengü, Ünsal Ünlü, Yavuz Oğhan ve Yıldıray Oğur yanıtladı

AK Parti’nin iktidar olduğu 2002 yılından bu yana, siyasi liderler ya da adaylar seçim öncesinde birlikte bir TV tartışmasına katılmadı.

Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu’nun 16 Haziran Pazar günü, İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde katılacakları program yıllar sonra bir ilk olacak.

İsmi Binali Yıldırım tarafından telaffuz edildikten sonra yayını yönetme görevini üstleneceğini açıklayan Uğur Dündar sonrasında çekilme kararı almıştı.

Bu kararına gerekçe olarak toplumsal kutuplaşmayı gösterdi, “İki taraf da memnun olmayacaktı, linç edeceklerdi” dedi.

Dündar’a göre, programı yönetecek olan İsmail Küçükkaya’nın akıbeti de öngördüğü biçimde olacak.  

İki tarafı da memnun edemeyecek ve “İsa’ya da Musa’ya da yaranamayacak”.

İsmail Küçükkaya programı nasıl bir formatta yöneteceğine dair bazı ipuçları verdi. İki adaya aynı soruyu yöneltmeyecek, farklı sorular soracak. Sorular program öncesinde adayların onayına sunulmayacak, Küçükkaya tarafından hazırlanacak.

Peki gazetecilere göre Küçükkaya, Yıldırım ve İmamoğlu’na hangi soruyu mutlaka yöneltmeli?

Independent Türkçe 10 gazeteciye sordu: Programı siz yönetseydiniz Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’a mutlaka yönelteceğiniz soru ne olurdu?

 

Abdurrahman Dilipak 

Her iki adaya:

2025 Digital devrim. Farklı bir dünya bizi bekliyor. Sanal para, 3D Printer, e-demokrasi. Globalizm, Kavramları, kurumları ile, farklı algıları ve altyapıları ile yepyeni bir dünya, Hayal gerçeğin anasıdır ve e-devrim artık bir hayal değil realite. “Akıllı ev” değil artık “akıllı şehirler” konuşuluyor. Siyaset, ekonomi, aile, din algısı, tarih algısı, gelenek her şey değişecek. Evden okul, evden iş, İHA’lar, SİHA’lar, siber güvenlk ve tehditler,  humonoidlerin, Siborg’ların, Genomiklerin sokaklarda dolaştığı bir İstanbul için bu işe nereden başlayacaksınız! Bana hayalinizi söylerseniz sizin kim olduğunuzu daha yakından tanıyacağım.

 

Emin Çapa

Binali Yıldırım'a:

Bugüne kadar AKP'nin İstanbul vizyonu tamamen inşaat rantına dayalıydı. İstanbul'u bir teknoloji merkezi olması için somut olarak neler yapacaksınız?

Ekrem İmamoğlu'na:

İstanbul alt ve orta gelir grupları için yaşaması en zor şehir. Siz orta gelirli İstanbulluları desteklemek için belediye olarak neler yapacaksınız?

Her iki adaya:

Belediye genç ve çocukların 21. YY ile uyumu için neler yapabilir? Zengin aile çocukları bu imkanlara ulaşabiliyor, dezavantajlı ailelerin çocukları için ne yapacaksınız?

 

Gürkan Zengin

Binali Yıldırım’a: 

31 Mart'tan birkaç hafta geriye gittiğimizde bir 'Binali Yıldırım algısı' vardı. 31 Mart'tan birkaç hafta sonraya gittiğimizde başka bir 'Binali Yıldırım algısı' var. Filmi geriye saracak olsanız şu son bir- iki ay içinde yaptıklarınız içinde 'yapmazdım' dediğiniz şey nedir?

Ekrem İmamoğlu'na:

2010-2011 sezonunun süper lig şampiyonu size göre hangi takımdır; Trabzonspor mu Fenerbahçe mi? Aklınız -mantığınız ve vicdanınız size ne diyor?

 

Muharrem Sarıkaya

Her iki adaya:

Sonuçta hangisi seçilirse seçilsin belediye başkanı olacaklar. Ülkeyi yönetmeyecekler, uluslararası anlaşma yapmayacaklar, dış politikayı yönlendirmeyecekler. Uzun süredir göz ardı ettiğimiz şey bu. Uzun süredir sanki seçilen kişi ülkeyi yönetecekmiş gibi bir algı var ama bu çok yanlış. Bu bakış açısı İstanbul’u geri plana itiyor. Bu hem İstanbul’a hem de İstanbullulara haksızlık. Bu nedenle ben her iki adaya da İstanbul için ne yapacaklarını sorardım. Bu kentin sorunlarını çözmek için neler yapacaklar, hangi projeleri önceleyecekler? Bunları proje bazında ve yapacakları süreyi de belirterek anlatmalarını sağlamaya çalışırdım. Yani vaatlerini birer taahhüt olarak ortaya koymalarını isterdim çünkü bu taahhüt hem seçmenin oy verdiği adayı denetlemesi açısından hem de bir sonraki seçimde yarışacak adaylar açısından önemli.

 

Murat Çelik

Ekrem İmamoğlu'na:

Bu seçimde sadece Binali Yıldırım ile mi yarıştığınızı düşünüyorsunuz yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da bir rakip olarak görüyor musunuz? Ayrıca, 2023’e ilişkin tartışmaları da dikkate alırsak, Cumhurbaşkanlığı seçimi için de Erdoğan’la rakip olacağınızı düşünüyor musunuz?

Binali Yıldırım’a:

İstanbul seçimine AK Parti’nin ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Bu sizce de, “İstanbul’u kaybetmek aynı zamanda AK Parti iktidarları için sonun başlangıcı” görüşünden mi kaynaklanıyor?

 

Mustafa Kurdaş

Ekrem İmamoğlu'na: 

Ömrü boyunca CHP’ye oy vermemiş bir  seçmen bugün CHP adayı olarak size neden oy versin? Kendinize CHP’den farklı bir misyon mu yüklüyorsunuz? Seçim kampanyanızda genel merkez yönetiminin ve parti tüzel kişiliğinin az görülmesinin nedeni nedir?

Binali Yıldırım'a:

Elbette ki, zatialiniz seçim kaybettiğinizi düşünmüyorsunuz. Fakat, 31 Mart’ta Ak Parti’nin seçimi kaybettiğini düşünenler de yok değil. Deniyor ki, “31 Mart seçimlerini Binali Yıldırım kaybetmedi, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan kaybetti, Süleyman Soylu gibi isimlerin yaklaşımı kaybetti”. 31 Mart dönemindeki bazı açıklamalarınızla da partinizle seçim stratejisi bakımından görüş ayrılıklarınız olduğunu hissettirmiştiniz. Bu kez Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim kampanyasının dışında görünüyor?  Ne Ak Parti tüzel kişiliği ve genel merkez yönetimi ne de bakanlar İstanbul’da pek dikkat çekmiyor. Bu kez seçimi Binali Yıldırım olarak siz mi kazanacak ya da kaybedeceksiniz?

Her iki adaya: 

Demokrasi vurgularıyla yapılan bu açık oturuma sadece iki aday olarak sizler katılıyorsunuz. Mesela Saadet Partisi’nin adayı Sayın Necdet Gökçınar da ciddi bir seçim çalışması yürütüyor. Hukuken yok sayılan bir seçimde en çok oyu almış iki aday olarak kendinize bir hak olarak mı görüyorsunuz? Demokratik buluyor musunuz bu şartları? Burukluk yaşıyor musunuz?


Nevşin Mengü 

Binali Yıldırım’a: 

Kürdistan var mı yok mu? Bartholomeos Ekümenik mi değil mi? 

Ekrem İmamoğlu’na:

İstanbul'u bu betonlaştırma projeleri olmasa, siz de belki bugünkü servetinizin sahibi olamazdınız, ne dersiniz?

 

Ünsal Ünlü

Binali Yıldırım'a:

1994 yılında partinizin genel başkanı ile başlayan süreçte İstanbul için kaynakların verimli kullanıldığını düşünüyor musunuz? Seçilirseniz tarikat ve cemaatlerle hükümete yakın bazı dernek ve vakıflara kaynak aktarımına devam edecek misiniz?

Ekrem İmamoğlu'na:

İstanbul'da büyük borcu olan bir belediyeyi devralmayı hedefliyorsunuz. Borçların döndürülebilir halde olması ve bir yandan da büyük göç alan bir şehirde hizmetlerin aksamaması için belediyede nasıl bir çalışma düzeni kuracaksınız?

 

Yavuz Oğhan

Binali Yıldırım’a:

Hiç empati yaptınız mı, siz seçimi 13 bin oyla kazansaydınız ve YSK teknik bir yanlışa dayalı olarak seçimi iptal etseydi tepkiniz ne olurdu, seçmene ne derdiniz?

Ekrem İmamoğlu’na:

Yarışa başlarken Türkiye’nin çok az tanıdığı bir siyasetçiydiniz, bugün Türkiye’de Cumhurbaşkanı’na rakip gösteriliyorsunuz. 23 Haziran bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminin provası mı size göre, rakibiniz kim, Binali Yıldırım mı Recep Tayyip Erdoğan mı?

 

Yıldıray Oğur 

Her iki adaya:

Hem kendilerinin hem de birinci derece yakınlarının mal varlıklarını açıklamalarını isterdim. Tabii önceden bunu soracağımı da söylerdim, hazırlıklı gelmeleri için. Çünkü Türkiye’de belediyelerde kamu kaynakları çarçur ediliyor. O yüzden her şeyden önce İstanbul gibi büyük bütçeli bir belediyeye talip olanların kamunun kaynaklarını şeffaf ve dürüst bir şekilde kullanacaklarına emin olmalıyız.

 

*İsme göre alfabetik olarak sıralanmıştır

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU