Hrant Dink davasında ifade veren Güler: Öldürüleceğine dair bilgi notundan cinayetten sonra haberim oldu

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili davada dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler tanık olarak ilk kez dinlendi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin, Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu, 14'ü firari 85 sanığın yargılanması sürüyor. 

Davanın 91. duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

Tutuksuz sanıklar, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, eski emniyet müdürü Ahmet İlhan Güler ve eski jandarma görevlisi Gazi Günay da duruşmaya katıldı. Tutuklu sanık, eski emniyet müdürü Ramazan Akyürek ise SEGBİS ile bağlandı.

Duruşmada, 12 yıllık dava sürecinde birçok kez tanık olarak dinlenilmesi talep edilen ve mahkeme heyetinin bir önceki celse tanıklığına başvurulmasına karar verdiği, Dink cinayeti döneminde İstanbul Valisi olarak görev yapan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, ilk kez tanık olarak dinlenildi.

“Öldürüleceğine dair bilgi notundan haberim olmadı”

Güler'e, Dink cinayetinden yaklaşık 3 yıl önce, 24 Şubat 2004'te İstanbul Valiliği'nde Hrant Dink ile yapılan görüşme ve görüşmede neler konuşulduğu soruldu. 

"Ölümünden bir hafta önce, Agos gazetesinde başlattığı bir yazı dizisi var. 2 yıl 10 ay 25 gün öncesinde, vali yardımcısının odasında yapılan bir görüşmeden bahsediliyor ve maalesef kamuoyunda, ölümünden bir hafta önce sanki çağrılmış, görüşülmüş gibi bir algı yaratılıyor. F4 ile ilgili (Dink'in öldürüleceği bilgisi) benim cinayetten sonra haberim oldu. Bir yazının geldiğini, bu yazının ham bilgi olduğunu biliyoruz. Bu yazıdan il emniyet müdürünün, il istihbarat müdürünün haberi olmadı. Normalde bu tür konularda il valiliğine bilgi verilir. Ama bizim haberimiz yok.”

“Devletin aba altından sopa göstermesi olmadı”

Hrant Dink’in cinayet öncesi aldığı tehditler nedeniyle kendisine neden koruma verilmediği sorusuna “İstihbarat birimleri bize bir teklif yapmadı” diyen Güler şöyle devam etti: 

“Valilikteki toplantıda cinayetle ilgili hiçbir illiyet bağı yok. Devletin aba altından sopa göstermesi gibi bir durum asla söz konusu olmamıştır. Sabiha Gökçen ile ilgili, hassasiyetin paylaşılması ve yazdığı yazının (Gökçen'in Ermeni olduğu iddiasını içeren yazı) kaynağının sorulmasına yönelik bir toplantıdır. Toplantıyı yapan kişi de azınlıklardan sorumlu vali yardımcısıdır. Orada tehdit ve baskı söz konusu olmamıştır. Kendisinin de baskı gördüğüne dair herhangi bir müracaatı olmamıştır. Olayı bu açıdan görüyorum. Celalettin Cerrah'ın asla en küçük bir ihmali olduğuna inanmıyorum. Sayın Cerrah görevini yapmıştır. Ahmet İlhan Güler ile ilgili de yargım aynıdır.”

"Dink'in öldürüleceği bilgisinden, cinayetten sonra haberim oldu”

Cinayetten önce Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından bir takip ve teknik dinlemenin yapıldığının bilindiğini kaydeden Güler, "Bununla ilgili (Dink’in öldürüleceğine dair bilgi notu) benim cinayetten sonra haberim oldu. Bir yazının geldiğini, bu yazının ham bilgi olduğunu biliyoruz. Bu yazıdan il emniyet müdürünün, il istihbarat müdürünün haberi olmadı” dedi.

Güler “Hrant Dink'in korunmamasıyla ilgili, "Kendisinin öyle şahsi bir talebi yok. Kanunların ilgili hükümleri bellidir. İstihbarat birimleri bize teklif yapmış değil. O nedenle koruma prosedürü yasal olarak başlatılmadı." dedi.

"Pamuk korunurken, Dink neden korunmadı?"

"Dink ile görüşmeye katılanların MİT görevlileri olduğunu söylememe nedeni" sorulan Güler, MİT kanunu nedeniyle oluşan hassasiyet gereği söylemediği ve görüşmeyi yapan kişinin bilgisi dahilinde o yazıyı yazdığını söyledi. Güler'e Orhan Pamuk’a aldığı tehditler nedeniyle talebi olmadan koruma verilmesine rağmen Dink’e neden verilmediği de soruldu, Muammer Güler şöyle yanıtladı: 

"İstanbul emniyetinden Pamuk ile ilgili öyle bir teklif geldiğinde, sıkıntıya sebep olmaması için koruma kararı vermişizdir. Dink konusunun asıl dayanağı ise Trabzon'daki soruşturmadır. Trabzon'dan da korumaya yönelik talepte bulunmaması, bu koruma talebinin alınmaması dayanağıdır. Yoksa diğerleri gibi bilgi ve bulguya dayanan talep olsa gereği yapılırdı."

Hrant Dink cinayeti davasının ilk duruşması 2 Temmuz 2007'de yapılmıştı.

 

Independent Türkçe, Ajanslar

DAHA FAZLA HABER OKU